15 baro, Kürtlere yönelik ırkçı saldırıları kınadı: Münferit olaylar değil

Yapılan açıklamada 'Kürt kimliği ve Kürtçe diline ilişkin her türlü ırkçı saldırılara zemin hazırlayan ve toplumsal barışı zedeleyen açıklamalardan vazgeçilmesini, saldırılarla ilgili soruşturma yürütülmesini talep ediyoruz' denildi.

15 baro, son dönemde Kürtlere karşı gerçekleştirilen ırkçı saldırılara ilişkin,  ortak bir açıklama yayınladı.

Açıklamada “Yaşam hakkı başta olmak üzere ağır insan hakları ihlallerine yol açan bu ırkçı saldırıları kınıyor, Kürt kimliği ve Kürtçe diline ilişkin her türlü ırkçı saldırılara zemin hazırlayan ve toplumsal barışı zedeleyen açıklamalardan vazgeçilmesini, saldırılarla ilgili ivedi ve etkin bir şekilde bütün yönleriyle soruşturmanın yürütülmesini talep ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.

‘Münferit değil’

Son dönemde arka arkaya yaşanan saldırıları hatırlatan ve yaşananların münferit olmadığını vurgulayan barolar, bahane olarak Kürt kimliği ve Kürtçe dilinin kullanımının gösterildiği şu saldırıları örnek gösterdi:

  • 12 Mayıs 2021 tarihinde Konya‘nın Meram ilçesinde Kürt aileye yönelik saldırı
  • 19 Temmuz 2021 tarihinde Diyarbakır ve Mardin‘den Afyon‘a mevsimlik tarım işçisi olarak giden işçilerin Kürtçe konuştukları için ırkçı saldırıya uğramaları
  • 20 Temmuz 2021 tarihinde Ankara ili Altındağ ilçesinde Kürt aileye yönelik iki kişinin ağır toplamda dört kişinin yaralandığı silahlı saldırı
  • 21 Temmuz 2021 tarihinde Konya‘nın Meram ilçesinde bulunan Çarıklıköy‘de 20 yıldır ikamet eden Diyarbakırlı aileye yapılan ırkçı saldırı sonucunda bir kişinin yaşamını yitirmesi.
Afyon’da Kürt işçilere saldırı sonucunda yedi kişi yaralanmıştı.

‘Kutuplaştırıcı dil saldırılara neden oluyor’

Politikacıların kullandığı şiddetli ve kutuplaştırıcı dilin bu saldırıların arka planını oluşturduğuna dikkat çeken barolar açıklamasında şunları söyledi:

“Şiddet dili ve politikalarına eklenen ayrımcı uygulamalar, Kürt kimliğine ve diline yönelik saldırılar, saldırılar karşında kolluk güçlerinin güvenlik önlemleri hususunda zafiyet göstermesi ve etkin yargısal faaliyette bulunulmaması bu sonuçların ortaya çıkmasının başlıca nedenleri arasında görülebilir. Şiddet ve kutuplaştırıcı dilin kullanılması, bu yönlü ırkçı saldırıların oluşumunda etki etmektedir. Son yıllarda siyasi erklerin kullandığı ayrımcı dil, toplumda telafisi olmayan olaylara zemin sunmaktadır.”

Ortak açıklamada imzası yer alan barolar şu şekilde sıralandı: Adıyaman Barosu, Ağrı Barosu, Batman Barosu, Bingöl Barosu, Bitlis Barosu, Dersim Barosu, Diyarbakır Barosu, Hakkari Barosu, Kars Barosu, Mardin Barosu, Muş Barosu, Siirt Barosu, Şanlıurfa Barosu, Şırnak Barosu ve Van Barosu.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR