Dünya Nehirler için Eylem Günü’nde nehirlerin sesi olmak – Akgün İlhan


Bugün 14 Mart Dünya Nehirler İçin Eylem Günü. İlk kez 1997’de Brezilya’nın Curitiba kentinde düzenlenen Barajlardan Etkilenen Halklar Uluslararası Buluşması’nda yayınlanan bir deklarasyonla kabul edilen Dünya Nehirler İçin Eylem Günü 22 senedir bütün dünyada kutlanıyor. “Ölüm için değil, yaşam için su!” sloganıyla biten deklarasyonda[i] barajlar ve havzalar arası sutaşıma amaçlı hidrolik projelerin nehir havzalarına ve bu havzalardan geçimini sağlayan ve toplumsal kimliklerini nehirler üzerine kuran halkların verdiği zararlara dikkat çekilmişti.

Nehirler ve kadınlar

Her sene başka bir temayla kutlanan Dünya Nehirler İçin Eylem Günü, bu sene “kadınlar ve nehirler” başlığıyla gündemde. Uluslararası Nehirler adlı ABD merkezli bir STK tarafından 6-10 Mart arasında Nepal’de düzenlenen Kadınlar ve Nehirler Kongresi de aynı temayı ilk kez uluslar arası gündeme taşıdı. Kadın liderlerin suyun ve nehirlerin korunmasındaki öncü rolüne vurgu yapan konferansta dünyanın farklı ülkelerinden gelen onlarca kadın lider ve aktivist kendi nehirlerindeki başarı hikâyelerini, çıkardıkları dersleri ve geleceğe yönelik stratejilerini paylaşarak birlikte mücadelenin yollarını aradı.   

Nehirler ve insanlar

Dünya Barajlar Komisyonu’nun 2000 yılında yayınlanan raporuna göre dünyanın nehirlerinin üzerinde 45 bin’den fazla büyük baraj kurulu durumda[ii]. Bu barajlar 40 ila 80 milyon insanı yaşadığı topraklardan göçe zorladı[iii]. Geçimlik tarımla uğraşan bu insanların çok büyük çoğunluğu kentlerde vasıfsız işçilere dönüşerek daha da yoksullaştı. Barajlara ve onların yerinden yurdundan ettiği insanlara dair verilerin günümüzde çok daha yüksek olduğunu biliyoruz. Sadece barajlar değil, büyüyen kentlerin artan su taleplerini karşılamak için gerçekleştirilen havzalar arası sutaşıma projeleri de benzer sorunlara neden oluyor. Nüfusu 750 binin üzerinde olan büyük kentleri için dünyada günde 504 milyar metreküp su toplamdaki uzunluğu 27 bin kilometreyi bulan kanallarla taşınıyor [iv](McDonald 2014).   

Dünya Nehirler için Eylem Günü onlarca ülkede kutlanıyor

Her sene renkli etkinliklerle kutlanan 14 Mart’ı aha önceki yıllardan bazı fotoğraf kareleriyle analım.


Arjantin’de “Barajsız Patagonya” pankartı açan aktivistler 14 Mart’ı kanolarla nehirde gezinti yaparak kutlamıştı.


Filipinler’de 14 Mart 2017’de nehir tanrılarına yiyecek ve içecek sunulmuştu.



Hindistan’ın Teesta Nehri üzerinde “nehir kurumasın” çağrısı yapılmıştı (14 Mart 2017).

Türkiye’de bu sene nehirlerin sesi olan yok mu?

Bu sene Türkiye’den bir katılım olup olmadığı meçhul. Geçtiğimiz senelerde Dersim’de ve Hasankeyf’te Munzur ve Dicle nehirleri üzerinde yapılması planlanan barajları protesto eden etkinlikler yapılmıştı. Bu seneki 14 Mart’ta insanlar nehirlerin sesi olabilecek mi göreceğiz. Bugün en yakınınızdaki akarsuyu bulmaya çalışın. Bakalım toprağa hayat veren o damardan bir iz bulabilecek misiniz? Bulursanız suya güzel bir dilek üfleyin içinizden gelen ya da etrafındaki kirliliği azaltmak için birkaç arkadaşınızı toplayın temizliğe girişin. Bugün bir şey yapın nehriniz ve daha iyi bir gelecek için. 


Halfeti’yi sular altında bırakan Birecik Barajı’na ithâfen 14 Mart 2016’da yapılan bir eylem

Akgün İlhan

Son notlar:




                                                                                                                                           


[i] Declaration of Curitiba (14 Mart 1997). https://www.rivernet.org/general/movement/curitiba.htm

[ii] Dünya Barajlar Komisyonu (2000). Dams and Development: A New Framework for Decision-making. https://www.internationalrivers.org/sites/default/files/attached-files/world_commission_on_dams_final_report.pdf

[iii] Dünya Barajlar Komisyonu (2000). Dams and Development: A New Framework for Decision-making. https://www.internationalrivers.org/sites/default/files/attached-files/world_commission_on_dams_final_report.pdf

[iv] McDonald, R.I. et.al (2014). Water on an urban planet: Urbanization and the reach of urban water infrastructure in Global Environmental Change 27: 96-105.                                                                                                                                                                                                                             

Akgün İlhan
Akgün İlhanhttps://akgunilhan.blogspot.com
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı’nı 1996’da bitirdi. Önce Hacettepe Üniversitesi Eğitim Programları bölümünde (2002) ve sonra İsveç Enstitüsü bursu ile Lund Üniversitesi Uluslararası Çevre Bilimi (2005) ana bilim dalında yüksek lisanslarını tamamladı. UNESCO Su Bilimleri Bölümü’nde (Paris) tüm dünyada 100’den fazla büyük nehir havzasını kapsayan su yönetimine halk katılımı temalı “Çevre, Yaşam ve Politika için Hidroloji”(HELP) adlı bir projeyi yürüttü. 2005’te Barselona Otonom Üniversitesi (UAB) Çevre Bilimleri ve Teknolojileri Enstitüsü’nde (ICTA) Politik Ekoloji dalında başladığı doktorasını Katalan Hükümeti bursu ile tamamladı (2010). Aynı dönemde (2005-2008) Avrupa Birliği fonlu Bütünleşik Sürdürülebilirlik Değerlendirme Yöntem ve Araçları (MATISSE) adlı projede araştırma görevlisi olarak çalıştı. İspanya’da Eco-union adlı STK’da profesyonellere yönelik eğitim programları da veren Akgün (2006-2009), 2012-2018 arasında da Su Hakkı Kampanyası’nda (İstanbul) çalıştı. Çeşitli dergi ve kitaplarda yazıları olan Akgün, ”Yeni Bir Su Politikasına Doğru: Türkiye’de Su Yönetimi, Alternatifler ve Öneriler” (2011) adlı kitabın yazarıdır. Ayrıca Açık Radyo’da önce Su Hakkı’nı (2012-2018) hazırlayıp sunmuştur. 2018 yılından bu yana ise Sudan Gelen adlı programın yapımcısıdır. Akgün ayrıca 2016 yılından beri Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü’nde ”Çevre ve Turizm” ile ”Sosyal ve Çevresel Perspektiflerden Sürdürülebilirlik” adlı lisans dersleri vermektedir. Akgün aynı zamanda 2019-2020 Mercator-İPM Araştırmacısı olarak Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nde çalışmaktadır.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR