Elbistan’ın su çilesi artık bitsin!

Şebeke suyunda toplu zehirlenme vakaları ile geçtiğimiz yaz gündeme gelen Elbistan’da (Kahramanmaraş) su meselesi gittikçe daha çetrefilli bir hal alıyor.  Kentin ortasından geçen ve tek su kaynağı olan Ceyhan Nehri kuruyor. Ceyhan Nehri 509 km’lik uzunluğuyla Akdeniz Bölgesi’nin en büyük akarsularından da biri aynı zamanda. Ancak nehrin kaynak noktası olan Pınarbaşı’nda bile su seviyesi 1 metre kadar düşmüş durumda. Eskiden zehirli de olsa, hasta da etse musluklarından su akarken şimdi su bitme noktasında. Ölümü görüp sıtmaya razı olmuş halk susuz kalacağı endişesi içinde yetkililerden çözüm bekliyor.

Ceyhan Nehri neden kuruyor?

67

Yağışsızlık nehri kurutan nedenlerin başında geliyor. Ancak kuraklıkla birlikte düşen su seviyesi, son sekiz aydır çalışmayan Afşin-Elbistan A ve B Termik santrallerinde elektrik üretimi başlayıp, soğutma ve katma suyu alınınca daha da aşağılara inmeye başladı. Bu nedenle Pınarbaşı’ndan çekilen su iki katına çıktı. Elbistan Şeker Fabrikası’nın atıkları Ceyhan Nehri’ne bırakılıyor. Suya bırakılan pancar posalarının santrallere su çeken pompaları tıkaması nedeniyle nehirden değil, Pınarbaşı’ndan su alımı yapılıyor.

72
Elbistan Şeker Fabrikası’nın atıkları Ceyhan Nehri’ne bırakılıyo

Böylece nehir daha kaynak noktasında bile kurumaya başlıyor. Hal böyle olunca da kuyulardan çekilen suların şebekeye verilmesi gündeme geliyor.

Şebeke suyundan 50 bin kişi zehirlenmişti

69

Hatırlayacak olursak Elbistan geçtiğimiz Ağustos ayında da su kirliliğiyle gündeme gelmişti. Kentte 32 bin kişi bir anda hastanelere akın etmiş, toplu zehirlenmenin şebeke suyundaki kirlenmeden kaynaklandığı ortaya çıkmıştı. Kuyulardan şebeke suyu depolarına su basıldığı, bu kuyuların üçünde ise nörovirüs kirliliği olduğu saptanmıştı. Ancak suyun içinde aynı zamanda yüksek miktarda E.Coli olduğu da tespit edilmişti. Yani bu durumda kolera ve tifo gibi daha ciddi ve ölümcül salgınların yaşanmaması büyük bir şanstı[i]. Yaşanan kuraklığın ve termik santrallerinin su çekmesi sonucunda suyu azalan depolarda benzer vakaların yaşanması yine an meselesi.

Ülkenin geneli kuraklık çemberinde

70

Kuraklık sadece Elbistan’ın meselesi de değil üstelik. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün geçtiğimiz günlerde kamuoyuyla paylaştığı kuraklık analizi gerçekten endişe verici. Ülkenin büyük bölümünde “şiddetli kuraklık” var. Karadeniz dışında her coğrafi bölgede %90,6’ya varan yağış azalması görüldü. Uzun yıllar ortalamasına bakıldığında Marmara Bölgesi %58,4, Ege Bölgesi %85,6, Akdeniz Bölgesi %90,6, İç Anadolu Bölgesi %89, Doğu Anadolu Bölgesi %49,3 ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi %67,6’nın altında yağış aldı[ii]. Türkiye Ziraat Odaları Birliliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 81 ilin 59’unda Ekim yağışlarının %50’nin üzerinde azaldığını belirtti[iii]. Geçen ay yaşanan hortum felaketinden sonra kuraklıkla boğuşan Milas’ın (Muğla) Kırcağız köylüleri geçen hafta mahalle imamının eşliğinde yağmur duası yaptı.  Aynı günlerde Anamur’da (Mersin) yağışsızlıktan beli bükülen çiftçiler de yağmur duasına çıktı. Hani şu “Asrın Projesi” diye tanıtılan KKTC Su Temin Projesi’nin başlangıç noktasından bahsediyoruz. Millet tarlasını sulamaya su bulamazken, Kıbrıs’a su nasıl gönderilecek? Bir gıdım kalmış suyu Kıbrıs’ın turistik tesislerine satıp, milletin geçimlik tarım ve evsel su kullanımına engel olacaklarsa bu en temel yaşam hakkının ihlali değil de nedir? Gaziantep de Cumhuriyet tarihinin en büyük kuraklığını yaşıyor. Kartalkaya Barajı’nda normalde olması gerekenin beşte biri su kalmış. Çukurova’da ve Bilecik’te üretici yağmur yağmadığı için sulama suyuna para vermek zorunda kalıyor ve ürünün kalitesi olumsuz etkileniyor. Medyaya yansımayan daha pek çok yerde benzer durumlar yaşanıyor.

Su kullanım hakkında öncelik halkın ve doğanın olmalı

71

Görünen o ki yakın zamanda kuraklıkla birlikte suyumuz daha da azalacak. Bu şartlar altında şu sorunun cevabını doğru vermek her zamankinden daha önemli. Suyu kullanım önceliği kimindir? Su varlıklarından faydalanma ve kullanma hakkının tesisinde insani su kullanımı (içme, yemek pişirme ve temizlik için), ekosistemin varlığı için gereken su ve geçimlik tarım suyu ihtiyaçları öncelikli olarak karşılanmalıdır. Çünkü ekonomik sektörlerin su kullanımı gerek daha yoğun kirletici olmaları, gerekse sınırsız talepleriyle diğer kullanım haklarını ihlal etmektedir. Zira Türkiye’de ekonomik kullanım söz konusu olduğunda insani kullanım ve doğanın gereksinimi olan su ihtiyacı ikinci plana atılmaktadır. Bu nedenle ekolojik ve insani su kullanımının devletin garantisi altına alınması gerekir. Ancak bu ihtiyaçlar karşılandıktan sonra enerji ve sanayi gibi sektörlerin su talepleri karşılanabilir[iv]. Elbistan’da ise maalesef tam tersi olmaktadır. Termik santrallerinin su talebi karşılandıktan sonra insanlara evde kullanıp içecekleri su bile kalmamaktadır. Mevcut uygulamalar Elbistanlıların yaşam haklarının ihlali anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bu hak ihlali en kısa zamanda durdurulmalıdır.

[i] CHP Elbistan raporunu yayınladı (2 Eylül 2016): Açık Hava Hastanesi. Birgün Gazetesi, http://www.birgun.net/haber-detay/chp-elbistan-raporunu-yayinladi-acik-hava-hastanesi-126902.html

[ii] Meteoroloji açıkladı: Ekim ayı şiddetli kurak geçti (27 Kasım 2016). Hürriyet. http://www.hurriyet.com.tr/meteoroloji-acikladi-ekim-ayi-siddetli-kurak-gecti-40289727

[iii] Kuraklık korkusu (27 Kasım 2016). Gazete Vatan. http://www.gazetevatan.com/kuraklik-korkusu-1011376-ekonomi/

[iv] Su Kanunu Tasarısı Eleştirisi ve Alternatif Su Kanunu Tasarısı (2014). Su hHkkı Kampanyası. http://www.suhakki.org/wp-content/uploads/2014/08/su-kanunu-tasarisi-elestirisi-SuHakkiKampanyasi.pdf

51-akgun-ilhan

 

Akgün İlhan

Akgün İlhan
Akgün İlhanhttps://akgunilhan.blogspot.com
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı’nı 1996’da bitirdi. Önce Hacettepe Üniversitesi Eğitim Programları bölümünde (2002) ve sonra İsveç Enstitüsü bursu ile Lund Üniversitesi Uluslararası Çevre Bilimi (2005) ana bilim dalında yüksek lisanslarını tamamladı. UNESCO Su Bilimleri Bölümü’nde (Paris) tüm dünyada 100’den fazla büyük nehir havzasını kapsayan su yönetimine halk katılımı temalı “Çevre, Yaşam ve Politika için Hidroloji”(HELP) adlı bir projeyi yürüttü. 2005’te Barselona Otonom Üniversitesi (UAB) Çevre Bilimleri ve Teknolojileri Enstitüsü’nde (ICTA) Politik Ekoloji dalında başladığı doktorasını Katalan Hükümeti bursu ile tamamladı (2010). Aynı dönemde (2005-2008) Avrupa Birliği fonlu Bütünleşik Sürdürülebilirlik Değerlendirme Yöntem ve Araçları (MATISSE) adlı projede araştırma görevlisi olarak çalıştı. İspanya’da Eco-union adlı STK’da profesyonellere yönelik eğitim programları da veren Akgün (2006-2009), 2012-2018 arasında da Su Hakkı Kampanyası’nda (İstanbul) çalıştı. Çeşitli dergi ve kitaplarda yazıları olan Akgün, ”Yeni Bir Su Politikasına Doğru: Türkiye’de Su Yönetimi, Alternatifler ve Öneriler” (2011) adlı kitabın yazarıdır. Ayrıca Açık Radyo’da önce Su Hakkı’nı (2012-2018) hazırlayıp sunmuştur. 2018 yılından bu yana ise Sudan Gelen adlı programın yapımcısıdır. Akgün ayrıca 2016 yılından beri Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü’nde ”Çevre ve Turizm” ile ”Sosyal ve Çevresel Perspektiflerden Sürdürülebilirlik” adlı lisans dersleri vermektedir. Akgün aynı zamanda 2019-2020 Mercator-İPM Araştırmacısı olarak Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nde çalışmaktadır.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

9 yıl öncesinden bugüne mektup: Siz de nefret söylemine şaşıranlardan mısınız?

Gezegendeki herkesin 'insanî olan'a dair her fikrinin bizim gibi olduğunu, 'vicdan' denilen şeyi tıpkı bizim gibi ürettiğini ya da anladığını mı sanıyorduk gerçekten?

‘Erkeklikle’ zehirlenmiş erkeklere bir arınma kılavuzu- Kürşad Kızıltuğ

Justin Baldoni, 'Erkeklikle Zehirlenmiş Erkekler'de 'yeterince erkek olma' endişesinin biçimlendirdiği kendi erkeklik krizini reddetme ve dönüşüm sürecini anlatıyor.

Radikalizm ve uzlaşmacılık arasında

Kent yoksullarının adaletsiz ve acı verici konumunun değişip iyileşmesi yerel yönetimlerin toplumla demokratik ve katılımcı bir ilişki kurmasıyla mümkün olabilir mi? 

[Bir şarkının hikayesi] Shine On You Crazy Diamond/ Pink Floyd

'Paralel evrende kaybolan' Syd'e hayranlık ve onu kaybetmenin üzüntüsünü dile getiren 'Shine on you Crazy Diamond', olağanüstü bir yeteneğe, benzersiz bir övgü olarak müzik tarihine geçti. 

Gürcistan Tiyatro Festivali’nde distopik bir geleceğe bakış – Seda Elhan

Distopyanın kapsülünde sergilenen bir gelecek sorgulaması olan 'Home, To Zero' çevre bilinci üzerine kafa yoran herkesin ilgisini çekecek bir yapım. Tiflis'e yolunuz düşerse mutlaka izleyin.

EN ÇOK OKUNANLAR