Dış Köşe

8 bin yıllık tarım toprağına termik santral dikecekler – Pelin Cengiz

0

Bu yazı artigercek.com/ dan alınmıştır

Türkiye’nin başta Çanakkale, Eskişehir, Adana, Konya, Karaman olmak üzere hemen her coğrafyası mevcutların yanında planlanan yeni kömür madenleri ve kömürlü termik santrallerin tehdidi altında. İktidarın öteden beri sürdürdüğü kömür ve doğalgaz ağırlıklı fosil yakıtlara dayalı enerji politikalarından en çok etkilenecek bölgelerin başında da Trakya geliyor.

Tekirdağ’da Çerkezköy ile Kırklareli’nde iki ayrı noktada kurulmak istenen toplam üç termik santral var. Üçü de verimli tarım arazilerinin ve ormanlık alanların olduğu bölgelere yapılmak isteniyor.

Türkiye’de 1992-2017 yılları arasında 4.2 milyon hektar tarım arazisi tarım dışına çıktı. Bu, 25 yılda tarım arazilerinin yüzde 15’i kaybedildi demek. Bu da, aşağı yukarı bir Konya büyüklüğünde tarım alanı yok oldu demek.

Üstelik, tarımsal ürün ithalatının zirve yaptığı şu günlerde, 4.2 milyon hektar tarım arazisi 52 milyon insanın tahıl gereksinimini üretme potansiyeline karşılık geliyor. Türkiye, 2017 yılında sadece tahıl, canlı hayvan, pamuk, yağ ve hayvan yemi için 16 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi. 2018 verilerinin bunun çok daha üzerinde gerçekleşeceği rahatlıkla tahmin edilebilir.

OVALARA TERMİK SANTRALLER

Öte yandan, Türkiye’de 2017 ve 2018 yıllarında 7 milyon hektarlık alana sahip (yaklaşık iki Konya büyüklüğünde) 257 büyük ova ilan edildi. Edildi edilmesine ama bürokraside, bakanlıklarda bir el yaparken maalesef diğer el bozuyor. Tam da bu büyük ovaların çeperlerinde ya da ortasında projelendirilmiş termik santraller var.

Özellikle Enerji Bakanlığı’nın üç öncelikli bölgesi Trakya, Eskişehir Alpu Ovası, Konya Karapınar – Karaman Ayrancı termik santralleri ya tarımsal SİT alanı üzerinde ya da ovaların üzerinde veya sınırında yer alıyor.

Trakya, Türkiye’de ayçiçeği üretiminin yüzde 61’ini, çeltiğin yüzde 54’ünü ve buğdayın yüzde 12’sini üreten önemli bir bölge. Trakya, 1.1 milyon hektar yüzölçümüyle en fazla “mutlak korunacak tarım arazileri” grubuna sahip.

Türkiye’nin gıdasının üretilmesinde önemli bir yere sahip Trakya’nın 85 bin dönümlük Kırklareli Ovası da, yukarıda bahsedilen ovalar arasında yer alıyor. Buraya yapılmak istenen Eren-1 Termik Santrali tam da bu ovanın sınırında yapılmak isteniyor. Kömürün temin edileceği maden sahası tamamen büyük ova ilan edilmiş Kırklareli Ovası ile çakışıyor. Toplam 13 bin 800 hektarlık bir kömür madeni ruhsatlı saha bulunuyor.

İşin ilginci, 25 yıldır sürdürülen arkeolojik kazıların ardından Kırklareli’nde binlerce yıl önce bölgede tarımla uğraşan eski topluluklara ait kalıntılar gün yüzüne çıkarıldı. Yapılan kazılar, 8 bin 200 yıl önce Avrupa’daki ilk tarımsal yaşamın başladığını, tarım hayatının temellerinin burada atıldığını ve buradan Avrupa’ya yayıldığını gösteriyor. Şimdi, binlerce yıllık değeri olan ve hala tarımın verimli şekilde yapıldığı bu noktaya ömrü sadece 35 yıl olacak, toprağı, suyu kirletecek, hava kirliliği yaratacak, tarımı bitirecek, çiftçiyi yerinden yurdundan edecek bir kömürlü termik santral yapılacak.
Tema Vakfı ile Kırklareli’nde yaptığımız inceleme gezisinde dinlediğimiz istinasız herkes bu termik santral projesine karşı. Daha önce projenin ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) kapsamında yapılmak istenen halkın bilgilendirme toplantısını yerel halk yaptırmadı. Çünkü, bu verimli toprakların kirletilmesini, yok edilmesini istemiyorlar.

Eğer Eren-1 Termik Santrali yapılırsa, verimli topraklarla birlikte Dokuzhöyük Köyü de tamamen ortadan kalkacak.

Termik santrallere karşı mücadelede Kırklareli’nde de kadınlar yine ön saflarda. “Biz para istemiyoruz, biz para kazanıyoruz. Çocuklarımız zehirlensin istemiyoruz, biz soba dumanında duramıyoruz, termik santral bacasıyla nasıl duracağız. Biz kadınlar olarak haklılığımızı sonuna kadar savunacağız. Yaşamımızdan ödün vermek istemiyoruz” diyorlar.

Yılda 7 bin saat çalışacak santralde toplam 2.5 milyon ton linyit kömürü yakılacak. Santralin hammaddesi olan kömür, yatırımcının bölgedeki ruhsatlı kömür ocaklarından temin edilecek. ÇED başvuru dosyasına göre yılda toplam 500 bin ton kül meydana gelecek. Planlanan termik santralin tamamı tarım alanı üzerinde yer alıyor. ÇED başvuru dosyasına göre tesiste yılda 840 bin metreküp su kullanılacak. Suyun yeraltı su kuyularından ya da bölgedeki mevcut yüzeysel su kaynaklarından temin edilmesi planlanıyor. Bununla birlikte suyun temini hala belirsiz durumda. Henüz Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nden su temini konusunda onay alınmamış.

Bu yazı artigercek.com/ dan alınmıştır

 

 

Pelin Cengiz

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.