Ali Fuat Gülşen ile tanıştırmak istiyoruz sizi. Kendisi 1956 Muş doğumlu 62 yaşında emekli bir bisikletsever. Amatör bir tutku olarak tüm yaşamı boyunca yanında taşıdığı bisiklet heyecanını son 3 senedir aktivizm ile harmanlamış üstelik. Flamingoların yaşam alanlarını otoban tehdidinden kurtarmak maksadı ile10 – 29 Mayıs tarihleri arasında bisikleti ile katettiği Yalova – Mersin arasındaki mesafe ise tam olarak 1.700 km. Gülşen bu yolculuğu Doğa Derneği’nin Gediz Deltası üzerinde yapılması planlanan Körfez Geçiş Otoban projesine karşı başlattığı kampanyaya destek vermek ve bölgede yaşayan 20.000’i aşkın flamingonun yerinden edilmesinin önüne geçmek için gerçekleştirmiş.
Gülşen’i, turun son noktası olan Mersin’de, hatta Yalova’ya hareket etmek üzere beklediği Mersin Otogarı’nda yakaladık ve kendisinden bisiklet üzerinde geçen 20 günü, Gediz Deltası’nda yaşayan binlerce flamingoyu yurtlarından edecek otoban projesine karşı giriştiği bu seyahati Yeşil Gazete okurları ile de paylaşmasını istedik.
2016’dan bu yana her sene bisikletle uzun mesafe yol yaptığını ve bu yolculukları için bir hedef belirlediğini ifade eden Ali Fuat Gülşen, 2016’da 30 Ağustos için İstanbul Beylikdüzü’nden hareketle Silivri – Keşan – Çanakkale – Bursa – Gemlik ve Yalova etabını katetmiş. 2017’de ise Lösemili Çocuklar Vakfı’nı desteklemek maksadı ile İstanbul’dan Antalya’ya Afyon üzerinden 750 km pedal bastığını belirtiyor.
Bu seneki uzun yol için kendine hedef ararken Milliyet Gazetesi’nde muhabir olarak çalışan iki arkadaşı Gökhan Karakaş ve Uğur Ugan’dan Gediz Deltası’ndaki durumu öğrenen Gülşen, Körfez Geçiş Otabanına karşı kampanyayı başlatan Doğa Derneği’nin İzmir’deki temsilcisi Eyüp Şimşek’ten de detayları öğrendikten sonra ise güzergahını Yalova’dan Mersin’e bisikletle 1.700 km olarak netleştirmiş.
Yolculuğun İzmir durağını özellikle önemsiyor Ali Fuat Gülşen. 13 Mayıs’ta geldiği İzmir’de Doğa Derneği üyeleri ve ekoloji aktivistleri ile biraraya gelen Gülşen, Karşıyaka İskelesi’nde okunan basın açıklamasının ardından kendisine katılan 50 kadar bisikletli ile tehlike altındaki Gediz Deltası’na pedalladığını ve flamingoların yaşam alanlarını yerinde gözlemleme imkanı bulduğunu aktarıyor.
Gediz Deltası’ndaki flamingoların yaşam alanlarını otoban tehdidinden kurtarmak için Doğa Derneği, TMMOB ve EGEÇEP’le birlikte 85 kişinin bireysel başvuruları ile otoban projesinin Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) olumlu kararının iptali için açtığı dava ise halen devam ediyor.
Yolculuğunu sadece kendi imkanları ve emekli maaşı ile gerçekleştirdiğini ifade eden Ali Fuat Gülşen’e tek destek ise spor malzemeleri markası Exuma’dan gelmiş.
Gülşen’e bundan sonraki projelerini de soruyoruz. Niyetinin İstanbul’dan hareketle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu kapsayan bir bisiklet yolculuğu olduğunu söylüyor. Tabi turun güzergahı kadar desteklemek isteyeceği hedef de önemli onun için. Ekoloji ile bağıntılı bir kampanya olabilir, kanser ile ilgili bir harekete destek olabilir, hayvan haklarına ilişkin olabilir ama daha henüz onu netleştiremedim diyerek yanıtlıyor yolculuğun hedef kısmını Ali Fuat Gülşen.
Flamingolar otoban projesine direniyor
Ali Fuat Gülşen’i Yalova’ya uğurlamadan önce Yalova – Mersin etabını adadığı Doğa Derneği kampanyası hakkında son bilgileri almak maksadı ile kendisinden derneğin İzmir’deki temsilcilerinden Eyüp Şimşek’in iletişim bilgilerini alıyoruz.
Şimşek’i aradığımızda ise otoban projesinin Güney Gediz Deltası’nı kapsadığını ve bölgede geçen sene yaklaşık 20 bin çift flamingonun kuluçkaya yattığını, bu sayımla da dünyadaki her on flamingodan birinin Gediz Deltası’nda ürediğinin belgelendiğini aktarıyor.
Öte yandan, Gediz Deltası’nda yaşayan flamingo beslenme ve üreme kolonisi ‘İzmir Körfez Otobanı Projesi’ ile tehdit altında. Doğa Derneği, TMMOB ve EGEÇEP’le birlikte 85 kişinin otoban projesinin Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) olumlu kararının iptali için açtığı davaysa devam ediyor.
Gediz Deltası, dört UNESCO Dünya Doğa Mirası kriterinin tamamını sağlıyor. Ali Fuat Gülşen ile Doğa Derneği’nin taleplerinden birisi de deltanın otoban projesi gibi projelerle yok edilmesinin engellenmesi ve ivedi olarak UNESCO listesine alınması.
İzmir Körfezi Otobanı ve Gediz Deltası Koruma Alanı
UNESCO Dünya Mirası kavramı 1975 yılında yürürlüğe giren Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi ile uluslararası bir koruma statüsü olarak tanımlanıyor. UNESCO Dünya Mirası alanlarının on kriteri bulunuyor ve bunların altısı kültürel, dördü ise doğayla ilgili. Bir alanın UNESCO Dünya Doğa Mirası Listesi’ne dahil edilebilmesi için Dünya Miras Komitesi tarafından belirlenen olağanüstü evrensel değerini ölçen dört doğal kriterden sadece birini karşılaması yeterli.
Türkiye’de bugüne kadar on yedi kültürel ve iki karma Dünya Mirası ilan edilmiş olmakla beraber, UNESCO Dünya Doğa Mirası statüsüne sahip bir alan henüz bulunmuyor. Prof. Dr. Ahmet Karataş, Yrd. Doç. Erol Kesici ve Doğa Derneği Koruma Programı Koordinatörü Itri Levent Erkol’un hazırladığı rapora göre Türkiye’nin en büyük yüz ölçümüne sahip kıyı sulak alanlarından biri ve flamingoların yuvası olan İzmir’in Gediz Deltası, UNESCO’nun Dünya Doğa Mirası ile ilgili dört kriterinin tamamını sağlıyor ve bu özelliği ile dünyadaki nadir alanlardan biri.
Mart 2017’de körfezi güney kuzey yönünde geçmesi planlanan İzmir Körfez Otobanı’nın çevre etki değerlendirme raporu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanmıştı. İzmir Körfez Otobanı’nın inşa edilmesi halinde dünyadaki on flamingodan birinin yaşadığı Gediz Deltası büyük tehdit altına girecek ve bu koruma alanı geri dönüşsüz olarak zarar görecek.
Doğa Derneği’nin talepleri
Gediz Deltası’nda flamingoların yaşam alanlarında kalmaları için Doğa Derneği’nin talepleri ise şöyle;
· Türkiye Hülümeti’nden, ‘İzmir Körfez Geçiş Otobanı başta olmak üzere alandaki tüm yapılaşma faaliyetlerini iptal etmeli ve Güney Gediz Deltası’na mutlak koruma alanı statüsü verilmesi ve Gediz Deltası’nın UNESCO Dünya Doğa Mirası listesine dâhil edilmesi.
· İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden ise İzmir’in Gediz Deltası’ndaki her türlü yapılaşmanın ve İzmir Körfez Geçiş Otobanı’nın karşısında durarak Deltayı İzmirlilere ve gelecek nesillere miras bırakılması ve Delta’nın Türkiye’nin ilk UNESCO Dünya Doğa Mirası olması için gerekli girişimlerde bulunulması.
Haber: Alper Tolga Akkuş
(Yeşil Gazete)