EkolojiManşet

[22 Mayıs Dünya Biyolojik Çeşitlilik Günü] İnsan faaliyetleri, biyoçeşitlilik üzerindeki en büyük tehdit

0
biyoçeşitlilik
Fotoğraf: Ulet Ifansasti / Greenpeace

Biyoçeşitliliğinin korunması, geliştirilmesi ve sürdürülmesini teşvik amacıyla Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde her yıl 22 Mayıs’ta kutlanan “Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik” günü, bu yıl “Anlaşmadan Eyleme: Biyolojik Çeşitliliği Yeniden İnşa Etme” temasıyla öne çıkıyor.

Uluslararası Doğayı Koruma Birliği tarafından yapılan araştırma, artan dünya nüfusu nedeniyle aşırı gıda üretimi, altyapı, enerji ve madencilik gibi insan faaliyetlerinin, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan türlerin üzerindeki tehdidinin yüzde 79’unu oluşturduğunu ortaya koyuyor.

Dünya Ekonomik Forumunun 2020’deki “Yeni Doğa Ekonomisi 2” başlıklı raporunda, son yüzyılda tarlalardaki ekin çeşitliliğinin yüzde 90 azaldığı belirtiliyor. Dünyadaki 17 ana balıkçılık alanında da limitlerin üzerinde avlanılarak bu alanların kısa sürede sürdürebilirliğini yitireceği vurgulanıyor.

Raporda, dünyanın gayrisafi hasılasının yarısından fazlasının doğa kaynaklı olduğu ifade ediliyor. Bunun da 2022 yılı verilerine göre 50 trilyon dolardan fazla bir miktara tekabül ettiği kaydediliyor.

Canlı çeşitliliğini yok ederek doğayı sürdürebilir olmaktan çıkarmanın, dünya ekonomisini yarı yarıya hatta daha fazla küçülteceğine işaret ediliyor.

biyoçeşitlilik

Fotoğraf: Amanda Perobelli / Reuters

‣ İklim limit aşımı, ‘geri dönüşsüz’ biyoçeşitlilik kaybına neden olacak
‣ [COP15] Biyolojik çeşitlilik için tarihi bir anlaşmaya imza atıldı

‘Yılda 153 bin kilometrekare orman yok oluyor’

Ormanlar, canlı çeşitliliği açısından zenginliğiyle biliniyor ve çok sayıda türe ev sahipliği yapıyor fakat gerek yangınlar gerek tarım arazisine dönüştürme faaliyetleri nedeniyle dünyanın orman varlığı azalmaya devam ediliyor.

Dünya Yaban Hayatı Fonuna (WWF) göre, dünyada her yıl yaklaşık 153 bin kilometrekare orman yok oluyor.

WWF’nin 2020’deki “Yaşayan Gezegen Raporu”nda, 4 binden fazla türün verileri inceleniyor. 1970-2016 döneminde, omurgalı türlerinin popülasyonunda dünya genelinde yüzde 68 azalma görüldüğü kaydediliyor.

En fazla azalma yüzde 94 ile Latin Amerika’dayken, onu sırasıyla yüzde 65 ile Afrika, yüzde 45 ile Asya-Pasifik, yüzde 33 ile Kuzey Amerika, yüzde 24 ile Avrupa ve Orta Asya izliyor.

biyoçeşitlilik

Fotoğraf: UNWTO

‣ Açık denizlerde biyoçeşitliliğin korunması konusunda anlaşma sağlandı
‣ Ormansızlaşma ve biyoçeşitliliğin azalması salgınları neden daha olası hale getiriyor?

Dünyanın dört bir yanında biyoçeşitlilikteki bu ciddi azalmaların nedeni olarak başta yüzde 50 ile kara ve deniz kullanımındaki değişiklikler, yüzde 24 ile kaynakların aşırı kullanımı, yüzde 13 ile istilacı türler ve salgın hastalıklar, yüzde 7 ile kirlilik, yüzde 6 ile iklim değişikliği gösteriliyor.

Uluslararası çevre örgütleri, onlarca yıldır biyoçeşitlilik kaybını önlemek için kampanya yürütüyor. Örneğin, BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, biyolojik çeşitlilik kaybını önlemeye ve vahşi alanların aktif şekilde korunmasına odaklanıyor. Ancak Birleşmiş Milletler Çevre Programı‘nın 2020’de yayımladığı “Doğayla Barışmak” başlıklı raporu, bu çabaların çoğunun uluslararası hedeflerini karşılamada başarısız olduğunu ortaya koyuyor.

2020 BM Küresel Biyoçeşitlilik Görünümü raporunda, Aichi Biyoçeşitlilik Sözleşmesi hedefleri kapsamında 2010’da ortaya konan 20 biyoçeşitlilik hedefinden 2020’ye kadar geçen 10 yılda yalnızca altısının kısmen gerçekleştirilebildiği görülüyor.

More in Ekoloji

You may also like

Comments

Comments are closed.