Doğa MücadelesiEkolojiManşet

Yurttaşlar Assos’ta taş ocağı istemiyor

0
Assos

Çanakkale Ayvacık‘ta, RBM Madencilik İnşaat Ltd. Şirketi‘nin Behramkale köyü yakınlarında andezit madeni açma planı turizm, hayvancılık ve tarımla geçinen yerel halkın tepkisine yol açtı. Proje alanının, dünyaca ünlü Assos Antik Kenti‘nin hemen yanında bulunması ve bölgede tarım alanlarına, Tuzla Çayı‘na yakınlığı çevresel ve sağlık endişelerini artırıyor.

Bölge halkı ve sivil toplum kuruluşları, projenin bölgenin doğal ve kültürel dokusuna vereceği zararları gerekçe göstererek, taş ocağına karşı çıkıyor ve ÇED sürecinde olumsuz görüş verilmesi için yetkililere çağrıda bulunuyor.

Ayvacık’taki semt pazarında bir araya gelen Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nden gönüllüler, bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada projenin Assos’a yakınlığı vurgulanırken, zarar görebilecek tarım arazileri, zeytinlikler, zeytinyağı ve şarap fabrikasının varlığının da altı çizildi. Bölgenin önemli bir su kaynağı olan Tuzla Çayı’na da zarar verebilecek olan proje alanının deprem bölgesinde olduğu da hatırlatıldı.

‘Taş ocağı olan bir yerde turizm mümkün olmaz’

Yurttaşlar, taş ocağı faaliyeti nedeniyle toz oluşacak, toz, toprak, ağır metal ve radyasyon yüklü partikül maddelerin havada asılı kalacağını; yörede hakim rüzgarlar nedeniyle projenin çok geniş bir alanda köyleri, turistik mekanları, tarım alanlarını etkileyeceğini ve bu durumun yöre halkında ciddi halk sağlığı sorunları yaratacağını ifade etti.

Basın açıklamasında, şu ifadelere yer verildi:

“Assos bölgesi, tarihi ve doğal sit alanıdır ve yasalarla korunmaktadır.  Assos antik kentine ait hala gün yüzüne çıkmamış çok sayıda kültürel varlıkların yerin altında olduğu bilinmektedir. Taş Ocağı projesi, Assos doğal ve tarihi sit alanlarına çok yakındır. Proje yakınında Antik Roma Yolu olduğu bilgisi proje dosyasında da mevcuttur. Taş ocağı faaliyeti yapılan bir bölgede turizm faaliyeti yapılması mümkün değildir. Turistler kırılgan gruplardır ve en ufak bir olumsuzlukta bölgeyi terk etmektedirler.

Assos’da geç gelen adalet: Antik falezler yok edildi, doğa tahrip edildi
Assos Antik Limanı’ndaki kaya ıslahatı tahribatına üç ayrı dava
Ayvacıklılar ‘altın madenine hayır’ dedi: Binlerce ağaç kesilecek

Oysa yöre halkın önemli gelir kaynaklarından birisi bölgedeki Assos antik kenti ve Apollon Smintheion gibi antik kentlerin oluşu ve bu bölgeye ziyaret ve konaklamaya gelen turistlerdir. Bilindiği gibi yöre halkı zaten “Assos Antik Limanı Kaya Islahı Projesi” nedeniyle uzunca bir süre turizm gelirlerinden mahrum kalmış ve mağdur olmuşlardır. Tarihi ve kültürel varlıklara ve antik kentlere bu denli yakın taş ocağı açılması, bölgenin turizmi için idam fermanı olacak ve geri dönüşü mümkün olmayan zararlar meydana gelebilecektir.

Bölgede ciddi anlamda tarım ve hayvancılık yapılmakta, bölgede organik sertifikalı zeytin, üzüm gibi tarım faaliyeti yapan üreticiler bulunmaktadır. Taş ocakları, çıkan tozlar nedeniyle tarımsal üretime zarar vermekte, bitkiler fotosentez yapamamakta, kurumakta ve hastalanmaktadır. Taş ocağının faaliyete geçmesi durumunda üreticilerin organik üretim yapmaları mümkün olmayacak ve sertifikaları iptal edilecektir. Taş ocakları hayvancılık üzerinde de olumsuz etkiler yaratmakta, çıkan tozlar nedeniyle otlak ve meralar kurumakta, tozlu otları yemeye çalışan hayvanlarda akciğer sorunları görülmekte, patlatmanın etkisiyle hayvanlar strese girmekte, düşük yapmakta, verim düşmektedir. Arıcılık da olumsuz etkilenecektir. Arılar, tozlu bitkilerden dolayı yeterince besin alamayacak, hastalanacaktır. Proje alanı yakınlarında zeytinliklerin olduğu bilinmektedir. Oysa Zeytin Kanunu gereğince 3 km mesafede toz çıkaran hiçbir madencilik faaliyeti gerçekleştirilemez.

Assos

Ayvacıklılar, topladıkları imzalarla birlikte itirazlarını Kaymakamlık’a iletti.

Proje alanının hemen bitişiğinde olan Tuzla Çayı, Tuzla Ovası’nı sulayan, binlerce canlıya ev sahipliği yapan önemli bir akarsudur. Jeotermal enerji santralları gibi çeşitli enerji faaliyetleri nedeniyle zaten zarar gördüğü bilinen Tuzla Çayı’na sıfır noktasında bir taş ocağına izin verilmesi, Tuzla Çayı’nın ölüm fermanı olacaktır. Pasa atıklarında meydana gelecek olası asit maden drenajları, çaya ve dolayısıyla çayın ulaştığı tarım alanlarına ve canlılara zarar verecektir. Ayrıca, taş ocağı için tozumayı önleme vb. nedeniyle su gerekeceğinden zaten su kıtlığı çekilen bölgede su kaynakları için de tehlike meydana gelecektir. Patlatma nedenleriyle yer altı suları yer değiştirecek ve bölgeden kaçacaktır. Yarma ve kazı nedeniyle, bölgedeki yer altı sistemi olumsuz etkilenecektir.

Taş ocaklarının, silikozis gibi çeşitli akciğer hastalıklarına, böbrek sorunlarına, cilt hastalıklarına neden olduğu bilinmektedir. Yöre halkının sağlığı olumsuz etkilenecektir.

Taş ocakları, ağaçların kesilmesi, bitkisel toprağın sıyrılması, devasa çukurların açılması ve atık ve pasa dağlarının oluşması nedeniyle doğal peyzajı ve ekosistemi bozmakta, çorak arazilerin oluşmasına yol açmaktadır.

Bizler, Korubaşı, Behramkale ve çevresindeki yaşayan yurttaşlar olarak söz konusu projeyi istemiyoruz.

Ayvacık Kaymakamlığı’nı, Ayvacık Ziraat Odası’nı, Esnaf Odası’nı, turizm örgütlerini, İlçe Tarım Müdürlüğü’nü, Ayvacık Belediyemizi, yöre muhtarlarını projeye karşı çıkmaya çağırıyoruz. Halka rağmen, halka zarar verecek bir projeye izin verilemez.

Şirket, Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) sürecini başlatmış bulunmaktadır. Proje hakkında görüş verecek olan Çanakkale İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nü, İl Kültür Müdürlüğü’nü, DSİ 25. Bölge Müdürlüğü’nü, Çanakkale Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nü, İl Sağlık Müdürlüğü’nü ve ilgili diğer kurumları projeye olumsuz görüş vermeye davet ediyoruz.

ÇED süreci ile ilgili kararı verecek olan İl Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü’nü “ÇED Gerekli değildir” kararı vermemeye ve projenin gerçekleşmesinin mümkün olmaması nedeniyle ÇED sürecini sonlandırılmaya çağırıyoruz.”

You may also like

Comments

Comments are closed.