Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin 4 Adalet Kampanyası çerçevesinde düzenlediği Barış ve Anayasa paneli İzmir Tepekule Sergi Sarayı’nda gerçekleştirildi. Barış sürecinin önemine vurgu yapılan panelde yeni anayasanın nasıl olması gerektiği üzerinde duruldu.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi İl Yürütmesinden Av. Murat Dinçer’in kolaylaştırıcılığında gerçekleştirilen panele konuşmacı olarak BDP milletvekili Hasip Kaplan, Prof. Dr. Mithat Sancar, Yrd. Doç. Dr. Maya Arakon ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eşsözcüsü Av. Arif Ali Cangı konuşmacı olarak katıldı.
Panele katılacağı bilgisi önceden açıklanan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun ise son anda bir mesajla katılamayacağını iletmesi ise CHP’nin Barış Sürecinde izlediği olumsuz tavır gözönüne alındığında endişe ile karşılandı.
Barışın sürekli, eksiksiz olmasını amaçladıkları, anayasa konusunda AKP’nin dışındaki muhalefet partilerinin de görüşlerini önemsedikleri için bu paneli düzenlediklerini belirten Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eşsözcüsü Av. Arif Ali Cangı CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun koltuğunun boş olmasına vurgu yaparak CHP’nin bu süreçteki tutumuna dikkat çekti.
Barış için PKK’nin silahlı unsurlarının sınır dışına çıkışının güvence altına alınması gerektiğine dikkat çeken Cangı, kalıcı barış için olmazsa olmazların arasında Kürt halkının haklı taleplerinin demokratik ve sivil zeminde tartışılmasının önemine dikkat çekerek Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi parti olarak süreçte sorumluluk alarak tüm katkıyı koyacaklarını belirtti.
Yrd. Doç. Dr. Maya Arakon, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana ciddi bir tek tipleştirme süreci yaşandığına dikkat çekerek bu sürecin eksterminasyon, asimilasyon ve folklorizasyon aşamalarında gerçekleştirildiğini belirtti. Bu üç aşamalı planın Kürtler üzerinde etkili olmadığını bu yüzden kimliklerinin hep inkâr edildiğini söyleyen Arakon, “Kürtler yaramaz bir halk. Bir türlü asimile edilemediler ve bu yüzden devlet onları sürekli inkâr etti, yok saydı. Ancak devlet ne kadar inkâr etse de Kürtler var” diye konuştu.
21 Mart’ta Diyarbakır’da tarihi bir Nevroz yaşandığını ve Öcalan’ın manifestosunun tüm dünyaya duyurulduğunu söyleyerek başladığı konuşmasında, yeni anayasanın kodlarının da verildiğine dikkat çeken BDP Milletvekili Hasip Kaplan, Murat Karayılan’ın “ateşkes süreci başlamıştır” açıklaması ile de barış umudunun daha da güçlendiğini belirtti.
Türk ve Kürt halkları arasında bir düşmanlık olmadığını, yönetenlerin Kürt halkına düşmanlığı olduğunu belirten Kaplan, “Tarihimiz demokrasi adına parlak değil. Ama artık, sağın solla, laikin anti laikle, Sünni’nin Aleviyle barışması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Panelde son olarak söz alan Prof. Dr. Mithat Sancar, Akil kelimesini magazinel bulduğu için reddettiğini söyleyerek bunun yerine Barış Uzlaşma Komisyonu gibi bir komisyonun kurulmasını önerdi. Akil adamlar komisyonu hakkında ise, ““İsmim bu insanların arasında geçiyor. Ama bana resmen bir teklif yok. Gelirse yanıtım şu olur. Bu sürece katkı sunacağıma inandığım bir oluşum varsa, içinde olayım, olmayayım gerektiği katkıyı yaparım” dedi.
Bir tarafta yüzyıllık devlet deneyimi olan iktidarın bir tarafta ise lideri 14 yıldır içeride olan Kürt hareketinin olduğu bir sürecin sonucunda her talebin karşılanamayacağını savunan Sancar, “Barış çatışmayı bitirme görüşmelerinin sonucunda erişilen durumdur. Şu anda silahların güvenle nasıl susacağı sürecindeyiz. Bu da uzlaşmayla olur. Her iki tarafın da isteklerinin bazılarından vazgeçmesiyle olur. Tabii bu aşamada toplumsal güç ve siyasi beceri çok önemlidir” şeklinde konuştu.
Mithat Sancar’ın konuşmasının ardından panel, katılımcıların sorularının yanıtlanması ile sona ererken, İzmir Kent Konseri Kadın Meclisi, SDP, EMEP ve BDP il ve ilçe yöneticilerinin yanı sıra İHD, Eğitimsen 2 No’lu Şube ve Tüm Bel-Sen temsilcileri de panelin katılımcıları arasındaydı.
Haber: Sevgi Çifter – Fotoğraflar: Şeyhdavut Asığ
Editör: Alper Tolga Akkuş
(Yeşil Gazete)