KitapManşet

Yaşam Dönüşümdür

0

Bir yıl önce baharın yaklaştığı bugünlerde aramızdan ayrılan ekolojik yaşam hareketinin öncülerinden, Buğday hareketinin kurucusu Victor Ananias’ın kitabı “Yaşam Dönüşümdür” Doğan Kitap tarafından yayımlandı.Victor Ananias’ın, ekolojik yaşam anlayışını temel alarak hemen her alanda yazdığı makalelerden oluşan kitabı, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’ndeki arkadaşları tarafından yayıma hazırlandı. Kitapta Ananias’ın kendi kaleminden yaşam öyküsü; yeni ekonomiden doğa dostu yaşama, an’ı yaşamaktan ölüme kadar yaşamın hemen her alanında makaleleri, el yazsızıyla yazdığı yazıları, çizimleri, fotoğrafları ve hakkında yazılanlar yer alıyor.

Victor Ananias, kurucusu olduğu Buğday Derneği’nin çalışmalarına temel oluşturan “yaşam dönüşümdür” sözünün önemini kitapta şöyle açıklıyor: “… Kendini gerçekten iyi hissetmenin, sağlıklı olmanın, iletişim kurmanın, gelişmenin, topluma faydalı olmanın ve bir çok aradığımız meziyetin en etkin aracı hizmet etmek… Buğday Derneği’nin ‘yaşam dönüşümdür’ sloganı doğru, sevdiğim bir ifade, tamamlayıcısı da ‘dönüşüm, hizmet ile şekillenir’ olabilirmiş.”

Kitabın girişinde yer alan iki önsöz Atlas Dergisi Yayın Yönetmeni Özcan Yüksek ve Açık Radyo’nun kurucularından Ömer Madra tarafından kaleme alındı.

Özcan Yüksek “Sihirli Sepet” başlıklı yazısında Victor Ananias’tan bir masal kahramanı olarak söz ediyor: “Bir adam varmış, ince yüzlü, kara kaşlı, kara gözlü, kısa kesilmiş, kara saçlı, genç bir adam. Koluna taktığı sepetiyle, insanlara gerçek yiyeceğin ne olduğunu anlatır, hasta dünyanın ve onun insanlarının iyileşmesinin yolunu onlara gösterirmiş. Bunu yaparken de, sepetinden çıkarıp uzattığı yiyeceklerin tadına baktırarak iyiliğin tadına alıştırırmış. Bu adamın adı Victor’muş. Bir gün herkesi şaşırtarak ortadan kaybolmuş. Bana sorarsan ey okur, bu masal böyle başladı, ama böyle bitmeyecek…”

Önsöz yazısında Ananias’ı “Hüda-i Nâbit” olarak adlandıran Ömer Madra ise şöyle diyor: “Victor Ananias’a bir “ekolojist” ya da “doğa âşığı” demek, eksiksiz bir tanımlama olmaz. Onu öyle tanımlamak, hem onun kişiliğini, hem de doğa kavramını biraz indirgemek, olduğundan küçük göstermek anlamına gelebilir. Doğa’nın kendisi gibi bir“şey”di o, desek, belki daha doğru olur.”

Kitabı yayıma hazırlayan kendilerine Buğdaygiller diyen arkadaşları ise kitapta onunla ilgili yazdıkları yazıda şunları söylüyorlar: “O, gerçek bir iz bırakandı. Ama bunlar durağan, kalıcı, yok eden izler değildi. Değen, dönüşen ve dönüştüren izlerdi. Son nefesini baharın yeni filizlendiği bir günde verdi. Yeryüzüne bıraktığı son nefes, bugün pek çok cana ilham oluyor.”

(Yeşil Gazete)

More in Kitap

You may also like

Comments

Comments are closed.