İstanbul Büyükada’da 5 Temmuz 2017 tarihinde yapılan toplantıya ilişkin 11 hak savunucusunun yargılandığı ve 2020 yılında karara bağlanan dava Yargıtay’ın mahkumiyet kararını bozmasının ardından yeniden görüldü.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Onursal Başkanı Taner Kılıç “silahlı terör örgütüne üye olmak” iddiasından 6 yıl 3 ay, Günal Kurşun, İdil Eser ve Özlem Dalkıran ise “Silahlı terör örgütüne bilerek veya isteyerek yardım etme” iddiasından ayrı ayrı 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Yedi hak savunucusu ise beraat etmişti.
Yargıtay’ın bozma kararının ardından bugün 35’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada ise mahkeme heyeti, Taner Kılıç, İdil Eser, Günal Kurşun ve Özlem Dalkıran’ın da beraatine karar verdi. Mahkeme karar gerekçesinde ‘delil yetersizliği’ olduğunu söyledi.
‣ Yargıtay Büyükada davasındaki mahkumiyet kararlarını esastan bozdu
‣ AYM’den ‘Büyükada davası’nda haksız tutukluluk kararı
Af Örgütü: Adalet kazandı
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard tarafından yapılan açıklamada, “Bugünkü karar, akıl almaz boyutlarda bir haksızlığa son verdi. Mahkumiyet kararları nihayet bozulduğu için büyük bir rahatlama duyuyoruz; ancak bu kararların verilmiş olması yıllar sonra bile akla mantığa sığmıyor” ifadeleri yer aldı.
Callamard sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugünkü karar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Türkiye tarafından Taner Kılıç’ın 2017-2018’deki tutukluluğunun insan haklarını ihlal ettiğine yönelik kararın AİHM Büyük Daire’de yeniden görülmesi için yapılan temyiz başvurusunu reddetmesinin ardından verildi. Böylece AİHM’in bağlayıcı kararı kesinleşti.
Mayıs 2022’de AİHM, Türkiye yetkililerinin ‘Taner Kılıç’ın suç işlediğine dair makul şüphesi’ olmadığını doğruladı. AİHM aynı zamanda, Kılıç’ın terörle bağlantılı bir diğer suçlama setiyle hapsedilmesinin “insan hakları savunucusu olarak yürüttüğü çalışmalarla doğrudan bağlantılı” olduğuna hükmetti.
“Taner, İdil, Özlem ve Günal açısından çektikleri eziyet bitmiş olabilir; fakat Türkiye’nin dört bir yanında çok sayıda insan hakları savunucusu cezaevinde tutuluyor veya tutuklanma ya da benzeri temelsiz kovuşturmalarla karşı karşıya kalma kaygısıyla yaşıyor” diyen Agnès Callamard sözlerini şöyle sonlandırdı:
Bugünkü zaferden güç alacağız. Türkiye’de insan haklarının sorumsuzca kısıtlanmasına karşı ve hükümetin tehditleriyle susturulmayı reddeden insanlar yararına mücadele etmeye devam edeceğiz.
‣ Büyükada davasında iki yıl sonra mütalaa
‣ Büyükada davası, 3 Nisan’a ertelendi
Ne olmuştu?
İstanbul Büyükada’da 5 Temmuz 2017’de düzenlenen bir atölye çalışması sırasında gözaltına alınan ve haklarında dava açılan 11 insan hakları savunucusunun yargılandığı dava İstanbul 35’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüştü.
Hak savunucularının yargılandığı davada Taner Kılıç’a “silahlı terör örgütüne üye olmak” iddiasından 6 yıl 3 ay, Günal Kuşun, İdil Eser, Özlem Dalkıran’a “Silahlı terör örgütüne bilerek veya isteyerek yardım etme” iddiasından 2 yıl 1 ay hapis cezası verildi.
Nalan Erkem, İlknur Üstün, Ali Gharavi, Peter Steudtner, Veli Acu, Nejat Taştan ve Şeyhmus Özbekli hakkında beraat kararı verilmiş, mahkeme heyeti kararı oy çokluğuyla almıştı.
Dört kişinin ceza aldığı davadaki mahkumiyet kararları Yargıtay tarafından bozuldu.
Taner Kılıç, Haziran 2017’de gözaltına alınmış ve 14 aydan uzun süre cezaevinde tutulmuştu.
İdil Eser, Özlem Dalkıran ve Günal Kurşun 2017’de “terör örgütüne yardım etmek” suçlamasıyla 25’er ay hapis cezasına çarptırılmış ve üç aydan uzun süre tutuklu kalmıştı.