Hafta SonuManşet

Ursula Le Guin: Yerlilerin gözünden bakmak – Özcan Yüksek

0
Ishi

Ursula Le Guin, diyalektik düşünen bir yazardı, tıpkı, “yürüyüp duruyorum” diyen Orta Asya Türklerinin düşünme ve konuşma biçimindeki gibi, tıpkı yerli halkların evrene, zamana ve dünyaya bakışı gibi. Küçük yaştayken, babasının okuduğu Tao’nun kitabı dikkatini çekmişti. Zaten yazı hayatına da çok küçük yaşta girdi.

Düşünme biçimi ve mantığını, masalların bir varmış bir yokmuş diyalektiği biçimlendirdi Ursula’nın. Bir şey hem var hem yok mantığını benimsedi. Bir şey hem hayal hem gerçek mantığı da diyebiliriz. İnsan, doğa ve evren arasındaki ilişkilerin mantığında gezindi zihni hep.

Babası Alfred L. Kroeber, ABD’nin önde gelen antropologlarından biriydi. Amerika kıtasındaki yerliler üzerine çalışıyordu. Henüz küçük yaşta yerlilerin görkemli ruh dünyasıyla hem de beyazların onlara uyguladığı acımasız dehşetle tanıştı Ursula. Bir daha da hiç çıkmadı.

Ishi

Ütopya ve distopya diyalektiğiyle yaşadı ve düşündü. Annesi Theodora Kroeber de önemli bir antropologdu. Annesinin kaleme aldığı “Ishi in Two Worlds: A Biography of the Last Wild Indian in North America” kitabı büyük yankı yaratmıştı. Bir mezbahada perişan halde çalışırken bulunan son “yaban” Kızılderiliyi anlatıyordu. Bana kalırsa hayatın kendisi, her çeşit kurgu ve hayalden daha güçlüdür. Tıpkı İshi’nin öyküsünde olduğu gibi. Ursula bunu küçük yaşta öğrenmişti.

 

 

Özcan Yüksek

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.