By 
Bir buçuk seneden beri gündemde olan Türkiye Sanat Kurumu Yasa Taslağı tartışmalı son halini aldı. Tasarıya göre Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü ve orkestraların bağlı olduğu Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü lağvedilecek, Bakanlar Kurulu’nun seçtiği üyelerden oluşacak “Türkiye Sanat Kurumu” sanat kurumlarından sorumlu olacak. Sanatçı STK’ları ve sendikalar yasa tasarısına tepkili.
Herşey 29 Nisan 2012’de başladı. Şehir Tiyatroları’ndaki görev değişiklikleri,görevden almalar yaşanırken Devlet Tiyatroları’nın özelleştirileceği konuşulmaya başlandı. Aradan geçen süreçte Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Gezi’ye destek veren” tiyatro gruplarına fon vermemesi, sinema desteklerini kısması gibi haberler dışında bir gelişme olmadı. Ta ki 1 Mart’ta Türkiye Sanat Kurumu’nun (TÜSAK) kurulması ile ilgili kanun tasarısı taslağının yeni bir versiyonu Tiyatro Tiyatro Dergisi sitesinde yayınlana kadar. Tasarı ortaya çıkar çıkmaz pek çok bağımsız sanat kuruluşundan tepkiler gelmeye başladı.
Devlet Tiyatroları kapatılacak, tim sanat kurumları 11 üyeye bağlı olacak
Tasarının en problemli noktaları şunlar:
– TÜSAK’ın karar organı olan Türkiye Sanat Kurulu Bakanlar Kurulu tarafından seçilen on bir üyeden oluşacak. Bu on bir kişi, 657 sayılı Kanun kapsamında görev yapmak üzere atanan ‘devlet memuru’ statüsünde olacak. Bu durumun TÜSAK’ın özerk olmasını imkansızlaştıracağı düşünülüyor.
– Geçici Madde ile 5441 sayılı Devlet Tiyatrosu Kanunu, 1309 sayılı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü Kanunu’nun yürürlükten kaldırılması ve Bakanlık Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün mülga olması. Türkiye’nin pek çok şehrinde başat sahne sanatları kurumları olan Devlet Tiyatroları’nın ve Devlet Opera ve Balesi’nin sonu anlamına gelecek bu düzenlemenin neden TÜSAK’ı düzenleyen bir tasarıya girdiği bilinmiyor.
Ankara’da düzenlenen toplantıdan sonuç çıkmadı
Tasarı son şeklini aldıktan sonra, Kültür Bakanlığı, bu hafta başında Ankara’da sanatçı STK’larıyla görüşmek için bir toplantı düzenledi. 50’den fazla kurumun davet edildiği toplantı epey gergin geçmiş; toplantının bir çalıştay değil görüş alış verişi olduğu açıklamaları ve sanatçıların istediği isimlerin toplantıya davet edilmemesi nedeniyle DETİS, Kültür Sanat-Sen, TOBAV gibi kurumlar da dahil olmak üzere sanatçıların bir kısmı toplantı salonunu terk etmişti.
Sonrasında yapılan basın açıklamasında sanatılar: “Kültür Bakanlığının ‘Bizim dediğimiz olacak’ dayatmalarıyla sanat kurumlarını yok eden bir yasa çıkartılamaz” demişti.
Algan: Kültür Bakanı patron oluyor
Tiyatro sanatçısı Ayla Algan, dün Taraf’a yaptığı açıklamada sanatın her alanındaki destek faaliyetinin 11 kişiye bırakılmasını doğru bulmadığını söylüyordu: “Kimi alacaklar bu kurula? Kötülemek için söylemiyorum ama ben bile olamam oraya. Çünkü ben tiyatroyu sinemayı bilebilirim ama koreografiyi, filarmoni orkestrasını bilemem. Nasıl böyle bir şeyin içine girecekler? Kültür Bakanlığı kendi işini yapsın. Ne lüzum var böyle bir kurula? Böyle bir kurul, bakan patronajı demektir. Patron oluyor yani Kültür Bakanı.”
Sanatçılar Kanun tasarısının tepeden inme bir şekilde değil kendilerini temsil eden kurumlarla uzlaşı halinde hazırlanmasını istiyor.
Şimdiye kadar sanatçıların tasarıya tepkileri tartışıldı fakat sahne sanatları izleyicisinin tasarıyla ilgili tepkilerini de önümüzdeki günlerde konuşmaya devam edeceğiz gibi görünüyor.
Konuyla ilgili change.org’da herkesin imzasına açık bir kampanya başlatıldı. “Devlet Tiyatrosu, Devlet Opera ve Balesi, Güzel Sanatlar ve Senfoni Orkestraları kapatılamaz” başlıklı kampanyaya buradan ulaşabilirsiniz.
(Yeşil Gazete)
Comments