Editörün Seçtikleriİklim KriziManşet

Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası: 2050’de net sıfır karbon hedefine ulaşılabilir

0

İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), Türkiye ekonomisinin iklim değişikliğiyle mücadelede “net sıfır” hedefine ulaşmak için nasıl bir yol izlemesi gerektiğini ortaya koyan ‘Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası: 2050’de Net Sıfır‘ raporunu bugün açıkladı.

Rapor, yakın zamanda Paris Anlaşması‘nı imzalayan Türkiye’nin Net Sıfır hedefine nasıl ulaşacağını ortaya koyuyor. Açıklanan raporda, en hızlı karbon azaltımı yapılabilecek sektörün elektrik olduğu vurgulanırken, elektrik üretimi kaynaklı emisyonların 10 yılda yarıya indirilmesi öngörüldüğü kaydedildi.

Bir buçuk yıllık bir çalışma olan rapor, sekiz kişilik bir araştırma ekibi tarafından hazırlandı. Raporun tamamı önümüzdeki günlerde yayımlanacak.

‘Yeni bir Ulusal Katkı Beyanı hazırlanmalı’

Raporla ilgili ilk sunumu İPM İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin yaptı. Çevrimiçi yapılan etkinlikle tanıtılan raporda, Türkiye’nin 2050 yılına kadar iklim değişikliğiyle mücadelede net sıfır emisyon hedefine ulaşması için atılması gereken adımlara yer verildi.

Etkinliğe, raporun araştırma ve yazı ekibinden EPRA Genel Müdürü Doç. Dr. Osman Bülent Tör, ODTÜ öğretim görevlisi Dr. Bora Kat, EPRA Projeler Yardımcı Direktörü Dr. Saeed Teimourzadeh, GTE Carbon Yönetici Ortağı Kemal Demirkol, Venesco Yönetim Kurulu Başkanı Arif Künar, ODTÜ Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ebru Voyvoda ve Kadir Has Üniversitesi Ekonomi bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan da katıldı.

Dr. Ümit Şahin sunumunda, Türkiye’nin 2015’te, niyet beyanı olarak sunduğu Ulusal Katkı Beyanı’nın (NDC), 2053’te Net Sıfır hedefiyle uyumlu olmadığının ve Paris Anlaşması hedefleriyle uyumlu orta ve uzun vadeli bir yol haritası belirlenmesi ve yeni bir Ulusal Katkı Beyanı’nın hazırlanması gerektiğinin altını çizdi.

Baz Senaryo ve Net Sıfır senaryosunun karşılaştırılması

Araştırmada, Türkiye’nin 2018’deki ekonomik göstergeleri üzerine elektrik üretimi, ulaşım, binalar, sanayi ve diğer üretici sektörlerdeki enerji kullanımı ile sanayi proseslerinden kaynaklanan karbondioksit emisyonları ele alındı. 2018-2050 dönemi için emisyon patikaları, Baz Senaryo ve Net Sıfır olmak üzere iki senaryo altında karşılaştırıldı.

Baz Senaryo’da, emisyon azaltım hedefleri ve politikalarının olmadığı bir durumda karbondioksit emisyonlarının 2050 yılına kadar olası seyri ortaya kondu. Net Sıfır Senaryosu’nda ise elektrik üretimi, ulaşım, binalar, sanayi ve diğer üretici sektörlerde 2050’de Net Sıfır emisyon hedefi doğrultusunda gerekli politikaların uygulanması halinde, Türkiye’nin mevcut ekonomik yapısı, nüfus artışı, ekonomik büyüme gibi makroekonomik varsayımları korunarak 2050’ye kadar karbondioksit emisyonlarının seyrine yer verildi.

Baz Senaryo’da, Türkiye’nin toplam karbondioksit emisyonlarının 2018 seviyesine göre 2050’de yüzde 66 artarak yaklaşık 700 milyon tona çıkacağı öngörüldü. Toplam sera gazı emisyonlarının da 2050’de yaklaşık 890 milyon tona çıkması bekleniyor.

‘Tüm sektörlerde karbondioksit seviyesinin inmesi mümkün’

Net Sıfır Senaryosu’na göre, net sıfır hedefi doğrultusunda tüm sektörlerde enerji tüketimi kaynaklı karbondioksit emisyonlarının 2018 seviyesine göre 2030’da yüzde 37, 2050’de ise yüzde 80 azalarak 74 milyon ton karbondioksit seviyesine inmesi mümkün.

Sanayiden kaynaklanan proses emisyonları da hesaba katıldığında, ekonomi
genelindeki karbondioksit emisyonları 2018’e göre 2030’da yüzde 32, 2050’de ise yüzde 70’e yakın azalarak 132 Milyon ton karbondiokside gerileyebilir.

Sonuçlar, Türkiye’nin bir dönüm noktasında olduğunu gösteriyor. Net sıfır hedefine ulaşmak için ise emisyonların 2050 yılında 2018’e göre yüzde 70 azaltımla 132
milyon tona düşeceği, 1990 seviyesinin yüzde 13 altına ineceği bir yol mevcut.

‘Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeli’

Dr. Şahin, Türkiye’nin Net Sıfır hedefine ulaşabilmesi için 2035’te elektrik sektörünün büyük ölçüde kömürden çıkarak yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesi gerektiğini vurguladı ve şu açıklamalarda bulundu:

Net Sıfır Senaryosu’na göre, hidroelektrik dışındaki yenilenebilir kaynakların kurulu güçteki payı 2018’de yüzde 17 ile sınırlıyken, bu pay 2030’da yüzde 50’ye, 2050’de ise yüzde 77’ye çıkarılabilir. Fosil yakıtların kurulu güçteki payı 2018’de yüzde 50’nin
üzerindeyken 2030’da yüzde 27’ye, 2050’de ise yüzde 10 düzeyine düşebilir. Bunun sonucunda, elektrik sektöründen kaynaklanan CO2 emisyonları, 2023’ten sonra azalmaya başlarken 2018’de 149 milyon ton CO2 olan emisyonlar 2030’da yüzde 51, 2050’de ise yüzde 90 azalarak 15 milyon ton CO 2 ’ye kadar inebilir.”

Ulaşım sektöründe yapılması gerekenler

Net Sıfır Senaryosu, ulaşım sektörü kaynaklı emisyonların tüm sektörlerin toplamına yakın oranda azalabileceğini vurguluyor.

Ulaşım sektöründeki emisyonların dörtte üçü karayolu yük taşımacılığından kaynaklanıyor. İçten yanmalı motorlardan elektrikli araçlara geçiş ile karayolu yük ve toplu yolcu taşımacılığında raylı sistemlere geçiş, ulaşım sektörü emisyonlarının azaltılması için en önemli iki unsur olarak ortaya çıkıyor. Bireysel araç kullanımı yerine elektrikli toplu ulaşım, bisiklet vb. gibi karbonsuz yöntemlere geçiş ve uçak seyahatlerini azaltmak gibi bireysel davranış değişiklikleri de emisyon azaltım hızına etki edecek.

Net sıfır hedefi doğrultusunda, binalardan kaynaklanan karbondioksit emisyonları 2018 seviyesine oranla 2030’da yüzde 46 azalarak 28 milyon ton karbondiokside iniyor ve 2050’de sıfırlanabiliyor.

Binalarda karbon emisyonunun sıfırlanması

Net Sıfır Senaryosu’nda, bu azaltımı sağlayan en önemli müdahale, 2030’dan itibaren konutlarda ve ticari/kurumsal binalarda ısınma amaçlı kömür ve sıvı yakıt kullanımının sonlandırılması ve kısmen doğal gaza, büyük ölçüde de elektrikle çalışan ısı pompaları ile ısınmaya geçilmesi.

Binalarda doğal gaz ve LPG tüketiminin de 2030’a kadar konutlarda yüzde 13, ticari/kurumsal binalarda yüzde 21 azaltıldıktan sonra 2040’larda sonlandırılması öngörülüyor.

Sanayide karbon emisyonlarının azalması

Sanayide enerji tüketiminden kaynaklı emisyonların kısa vadede diğer sektörlerin hızında azalması mümkünken, uzun vadede bu hızın düşmesi bekleniyor.

Net Sıfır Senaryosu’nda, üretici sektörlerin enerji tüketiminden kaynaklanan emisyonlar, 2018 seviyesine göre 2030’da yüzde 26, 2050’de yüzde 67 azalıyor. 2050’de kalan 30 milyon ton karbondioksit emisyonun yüzde 57’si yüksek, yüzde 23,5’u ise düşük enerji yoğunluklu sanayi sektörlerinden kaynaklanacak. Dolayısıyla sanayiden kaynaklanan enerji emisyonlarının payı tüm üretici sektörleri içinde yüzde 80’i geçiyor.

Üretim süreçlerinden kaynaklanan emisyonların azaltım potansiyelinin artırılması için de enerji verimliliği, elektrifikasyon, yeni teknolojiler, yeşil hidrojen ve CCSU konusunda araştırma ve geliştirme çalışmalarının hızlandırılması gerekli.

Hedefler için yol haritası

Dr. Ümit Şahin, Türkiye ekonomisinin 30 yılda karbonsuzlaşabileceğini ve 2050’lerin başında Net Sıfır hedefine ulaşabileceğini kaydetti. Şahin, raporda yer verilen karbon emisyon değerlerine ulaşabilmek için orta ve uzun vadede bütün sektörleri kapsayan, net ve ölçülebilir hedefler konulmasını için hazırlanan yol haritasını şöyle açıkladı:

  • 2018 emisyonların tepe noktasına çıktığı yıl olarak kabul edilebilir ve 2021’den itibaren emisyonların azaltılacağı öngörülebilir.
  • Tüm sektörlerde enerjiden kaynaklanan karbondioksit emisyonları, 2030’da 2018 seviyesine göre yüzde 37, bütün karbondioksit emisyonları ise 2030’da 2018 seviyesine göre yüzde 32 azaltılabilir.
  • Elektrik üretiminin en hızlı azaltım sağlanacak sektör olmasından hareketle, elektrik sektöründen kaynaklanan emisyonlar 2030’da yarıya indirilebilir.
  • Enerji üretiminde kömürün 2035’te tamamen terk edilmesi hedeflenebilir.
  • Elektrik üretiminde doğal gaz, şebeke esnekliğiyle ilgili daha iddialı çözümler üretmek yoluyla 2050’de tamamen terk edilebilir.
  • Modern yenilenebilir enerji (rüzgar, güneş, jeotermal ve biyokütle) kurulu gücünün elektrik kurulu gücündeki payı 2030’da yüzde 50’ye çıkarılabilir.
  • 2030’a kadar her yıl ortalama 3 GW güneş ve 2,5 GW rüzgar enerjisi santrali yapılarak 2030’da her iki yenilenebilir enerjinin kurulu gücü yaklaşık 35 GW’a ulaştırılabilir.
  • Elektrikli araçların toplam binek araçları arasındaki oran 2030’da en az yüzde 20’ye, toplu taşımada ve yük taşımada kullanılan araçlar arasındaki oran en az yüzde 10’a çıkarılabilir.
  • Binalarda kömür kullanımının en kısa zamanda sonlandırılması, doğal gazdan elektriğe geçilmesi ve ısı pompalarının kullanımının hızlandırılması yoluyla 2030’da 2018 seviyesine göre yüzde 50 emisyon azaltımı hedeflenebilir.
  • Sanayide emisyonları azaltacak yeni teknolojilerin geliştirilmesi, daha fazla yenilenebilir kaynak kullanımı ve elektrifikasyon, döngüsel ekonomi yaklaşımlarının, hammadde tüketiminde verimliliğin, geri dönüşüm ve sıfır atık yöntemlerinin kullanılması konusunda araştırma ve geliştirme çalışmaları hızlandırılabilir.

You may also like

Comments

Comments are closed.