Hafta SonuManşet

Türkiye’nin Canları koruma altında

0
Mısır meyve yarasaları

Mısır meyve yarasaları

Yer yediuyurunu biliyor musunuz? Ya dağ ceylanını, mısır meyve yarasalarını, yeşil deniz kaplumbağalarını, Kemer orkidesini, Olimpos safranını, andızotunu, canavar otunu, kangayı?

Türkiye’nin canları olarak seçilen bu türlerin korunması için WWF-Türkiye’nin başlattığı kampanya Şubat ayında başlatıldı.

WWF-Türkiye kampanyanın amacını şöyle tanımlıyor:

“Türkiye’nin Canı Kampanyası, küresel sorunlara yerel çözümler üretilmesi ilkesinden yola çıkan WWF-Türkiye tarafından ülkemizin sahip olduğu doğal zenginliğin korunması için yerel sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarının desteklenmesi amacıyla hayata geçirildi. 2010 yılı sonunda başlatılan kampanya ile yerel doğa koruma çalışmaları için WWF-Türkiye tarafından bir fon oluşturulmuş ve yerel doğa koruma projelerine yönelik hibe çağrısında bulunulmuştu. Türkiye’nin dört bir yanından yapılan 55 proje başvurusu üniversite, sivil toplum, kamu ve özel sektör kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan Seçici Kurul tarafından “başvuru sahibinin kapasitesi”, “projenin konusu”, “yöntem”, “sürdürülebilirlik”, “bütçe ve maliyet etkinliği” kriterleri doğrultusunda değerlendirildi.”

Deniz kaplumbağaları

Başvuruların değerlendirmesi sonucunda Hatay’da dağ ceylanı, Akdeniz Bölgesi’ndeki mağara ekosistemlerinde yaşayan mısır meyve yarasaları, Trakya Bölgesi’ndeki yer yediuyuru, Samandağ Kumsalı’ndaki yeşil deniz kaplumbağaları, Küre Dağları’ndaki mantar türleri ve Antalya’da yayılış gösterip nesli kritik olarak tehlike altında olan Kemer orkidesi, Olimpos safranı, Kaputaş andızotu, Side canavar otu ve kangay türlerine yönelik doğa koruma projeleri hibe programından yararlanmaya hak kazandı. Şubat 2012’de başlayan projeler bir yıl sürecek.

Türkiye’nin Canı Hibe Programı’ndan yararlanacak projeler:

· Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Hatay Şubesi – Hatay Dağ Ceylanı Yaşam Ortamlarını İyileştirme ve Risklerin Azaltılması Projesi

· Küre Dağları Ekoturizm Kooperatifi – Küre Dağları’nın Şapkalı Gizemi: Mantarlar

· Boğaziçi Uluslararası Mağara Araştırma Derneği – Yeraltının Dev Kanatları: Mısır Meyve Yarasaları

· Samandağ Çevre Koruma ve Turizm Derneği – Samandağ Kumsalı’nda Üreyen Yeşil Deniz Kaplumbağalarının Korunması Projesi

· Yaban Hayatı Araştırma Derneği – Yer Yediuyuru Yok Olmasın Projesi

· Antalya Orkidelerini ve Biyolojik Çeşitliliğini Koruma Derneği (ANTOK) – Antalya’nın Beşi Bir Yerde Projesi

Doğa korumada yerelin gücü

Şapka mantarı

WWF-Türkiye, doğa koruma konusunda yerel inisiyatiflerin gelişmesinin, yöre insanının yaşadığı bölgeye sahip çıkmasının ve sorunları belirleyerek çözüm geliştirmesinin kalıcı ve somut doğa koruma başarılarının anahtarı olduğunu belirtiyor. Vakfın verdiği bilgiye göre ülkemizin çok değerli doğal alanlarında yaşayan yöre insanlarının yaşam biçimleri ve doğaya duyarlılıkları, gurur duyduğumuz doğal varlıkların kalıcılığı açısından kilit öneme sahip. Özellikle, nesli tehlike altında canlı türlerinin kışladığı, yuvaladığı ya da ürediği toprakları, ormanları, gölleri, kıyıları, denizleri, gölleri ve akarsuları onlarla paylaşan yöre insanlarının önemli sorumluluğu bulunuyor.

Türkiye’nin Canı Hibe Programı kapsamında önümüzdeki yıllarda çok daha fazla projenin desteklenmesi için çalışmalar devam ediyor.

Türkiye müthiş bir mozaik!

Ülkemizin göç yolları üzerinde olması, kısa mesafelerde değişik iklim koşullarının bulunması ve Anadolu’nun farklı yörelerindeki yaşam alanlarının gösterdiği çeşitlilik çok sayıda bitki ve hayvan türünün yaşamasına olanak tanıyor. Türkiye’de yaşayan insanlar olarak bizler; ovalarımızı, vadilerimizi, nehirlerimizi, bozkırlarımızı, dağlarımızı, ormanlarımızı, göllerimizi, yaylalarımızı ve denizlerimizi 132 memeli, 456 kuş, 10.000 bitki, 125 sürüngen ve çiftyaşamlı, 364 kelebek ve 405 balık türü türüyle paylaşıyoruz. Avrupa Kıtası’ndaki bitki türlerinin toplamı 12.000 iken, Türkiye yaklaşık 10.000 bitki tütüne ev sahipliği yapıyor. Üstelik bitki türlerimizin üçte biri endemik, yani ülkemizde yalnızca doğal olarak yetişiyor. Ayrıca Anadolu; birçok bitki ve hayvan türünün binlerce yıl öncesine giden tarihiyle gen merkezi. Örneğin; badem, kayısı, buğday, nohut, mercimek, incir, lâle, çiğdem vb. bitkilerin anavatanı Anadolu toprakları. Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye, su altı çeşitliliği açısından da şanslı. Ülkemiz sularını mesken tutan deniz canlılarının gösterdiği geniş yelpaze, özellikle Akdeniz’de göze çarpıyor. Bununla birlikte; tüm Avrupa’da 190 memeli türü bulunurken ülkemizde 132 memeli türü yaşıyor. Önemli kuş göç yollarına sahip olan ülkemiz, tüm dünyada bulunan 9000 kuş türünden 456’sına ev sahipliği yapıyor.

(Yeşil Gazete)

Text Box: Türkiye’nin Canı Hibe Programı’ndan yararlanacak projeler: • Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Hatay Şubesi - Hatay Dağ Ceylanı Yaşam Ortamlarını İyileştirme ve Risklerin Azaltılması Projesi • Küre Dağları Ekoturizm Kooperatifi - Küre Dağları’nın Şapkalı Gizemi: Mantarlar • Boğaziçi Uluslararası Mağara Araştırma Derneği - Yeraltının Dev Kanatları: Mısır Meyve Yarasaları • Samandağ Çevre Koruma ve Turizm Derneği - Samandağ Kumsalı’nda Üreyen Yeşil Deniz Kaplumbağalarının Korunması Projesi • Yaban Hayatı Araştırma Derneği - Yer Yediuyuru Yok Olmasın Projesi • Antalya Orkidelerini ve Biyolojik Çeşitliliğini Koruma Derneği (ANTOK) - Antalya’nın Beşi Bir Yerde ProjesiDeğerlendirme süreci sonunda Hatay’da dağ ceylanı, Akdeniz Bölgesi’ndeki mağara ekosistemlerinde yaşayan mısır meyve yarasaları, Trakya Bölgesi’ndeki yer yediuyuru, Samandağ Kumsalı’ndaki yeşil deniz kaplumbağaları, Küre Dağları’ndaki mantar türleri ve Antalya’da yayılış gösterip nesli kritik olarak tehlike altında olan Kemer orkidesi, Olimpos safranı, Kaputaş andızotu, Side canavar otu ve kangay türlerine yönelik doğa koruma projeleri hibe programından yararlanmaya hak kazandı. Her biri bir yıl civarında sürecek olan projelere Şubat 2012 itibariyle start verildi.

Doğa Korumada Yerelin Gücü

Ülkemizin çok değerli doğal alanlarında yaşayan yöre insanlarının yaşam biçimleri ve doğaya duyarlılıkları, gurur duyduğumuz doğal varlıkların kalıcılığı açısından kilit öneme sahip. Özellikle, nesli tehlike altında canlı türlerinin kışladığı, yuvaladığı ya da ürediği toprakları, ormanları, gölleri, kıyıları, denizleri, gölleri ve akarsuları onlarla paylaşan yöre insanlarının önemli sorumluluğu bulunuyor. Doğa koruma konusunda yerel inisiyatiflerin gelişmesi, yöre insanın yaşadığı bölgeye sahip çıkması ve sorunları belirleyerek çözüm geliştirmesi kalıcı ve somut doğa koruma başarılarının anahtarı oluyor.

Türkiye’nin Canı Kampanyası kapsamında kaynak oluşturma çalışmaları devam ediyor

Bu noktadan hareketle WWF-Türkiye, sahip olduğu bilgi birikiminden ve uzmanlığından yararlanarak yerel sivil toplum kuruluşlarının kurumsal kapasite geliştirme, proje geliştirme ve yürütme gibi konularda gelişmesini amaçlıyor. Bugün altı projeye kaynak sağlayan Türkiye’nin Canı Hibe Programı kapsamında önümüzdeki yıllarda çok daha fazla projenin desteklenmesi için çalışmalarımız devam ediyor.

 

Türkiye Müthiş Bir Mozaik!

Ülkemizin göç yolları üzerinde olması, kısa mesafelerde değişik iklim koşullarının bulunması ve Anadolu’nun farklı yörelerindeki yaşam alanlarının gösterdiği çeşitlilik çok sayıda bitki ve hayvan türünün yaşamasına olanak tanıyor. Türkiye’de yaşayan insanlar olarak bizler; ovalarımızı, vadilerimizi, nehirlerimizi, bozkırlarımızı, dağlarımızı, ormanlarımızı, göllerimizi, yaylalarımızı ve denizlerimizi 132 memeli, 456 kuş, 10.000 bitki, 125 sürüngen ve çiftyaşamlı, 364 kelebek ve 405 balık türü türüyle paylaşıyoruz. Avrupa Kıtası’ndaki bitki türlerinin toplamı 12.000 iken, Türkiye yaklaşık 10.000 bitki tütüne ev sahipliği yapıyor. Üstelik bitki türlerimizin üçte biri endemik, yani ülkemizde yalnızca doğal olarak yetişiyor. Ayrıca Anadolu; birçok bitki ve hayvan türünün binlerce yıl öncesine giden tarihiyle gen merkezi. Örneğin; badem, kayısı, buğday, nohut, mercimek, incir, lâle, çiğdem vb. bitkilerin anavatanı Anadolu toprakları. Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye, su altı çeşitliliği açısından da şanslı. Ülkemiz sularını mesken tutan deniz canlılarının gösterdiği geniş yelpaze, özellikle Akdeniz’de göze çarpıyor. Bununla birlikte; tüm Avrupa’da 190 memeli türü bulunurken ülkemizde 132 memeli türü yaşıyor. Önemli kuş göç yollarına sahip olan ülkemiz, tüm dünyada bulunan 9000 kuş türünden 456’sına ev sahipliği yapıyor.

 

 

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.