İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ortak bir çağrı yayınlayarak Türkiye’nin Yeşil Dönüşüm’e uyumda geç kalmaması gerektiğini vurguladı.
Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa Birliği’ndeki (AB) Yeşil Mutabakat gündemini değerlendiren kurumlar, dönüşümün AB ile sınırlı kalmadığını söyledi. Nitekim, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Paris Anlaşması’na dönmesi ve her geçen gün daha fazla ülkenin net sıfır emisyon hedefi koyması ekonomik ve finansal sistemin küresel düzeyde dönüşeceğini gösteriyor.
Türkiye’nin, sürece aktif olarak dahil olması gerektiğini dile getiren kurumlar, rekabet gücünün yitirilmemesi, olası kayıpların azaltılması ve orta-uzun vadede rekabet gücünün artırılabilmesi için bir an önce harekete geçilmesinin bir zorunluluk olduğuna dikkat çekti.
Öncelikli atılması gereken üç adım
İPM, İKV ve TEPAV kapsayıcı bir çözüm tasarımında iş birliği yapacaklarını açıklarken Türkiye’nin kendi geleceği için ve kendi tercihiyle öncelikli olarak atması gereken adımları şu şekilde sıraladı:
- Türkiye, 2016 yılında ilk imzacıları arasında yer aldığı Paris İklim Anlaşması’nı onaylamalıdır. Bu ilk adım, Türkiye’nin küresel düşük karbonlu ekonomiye geçiş gündemi içerisinde ciddi bir aktör olarak yer alma iradesini ortaya koyması açısından önem taşımaktadır.
- 2015 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) sekretaryasına sunulan emisyon azaltımına yönelik Niyet Edilen Ulusal Katkı Beyanı (INDC) güncel koşullar altında ve gerçekçi bir şekilde güncellenmelidir.
- AB’nin Türkiye’nin en önemli ihracat pazarı olduğunu ve Gümrük Birliğinin güncellenme sürecini de dikkate alarak, yeşil mutabakatın getirdiği meydan okumalara cevap verebilmek için sanayi, enerji, tarım ve ticaret politikaları yeşil dönüşüm perspektifinden gözden geçirilmelidir. Söz konusu dönüşümde AB ile senkronize bir yol haritası çıkarılmalı ve izlenmelidir.
‘Ortak kaygımız’
Söz konusu çağrıyı Yeşil Gazete için değerlendiren İPM Kıdemli Uzmanı ve Sabancı Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Senem Aydın Düzgit, üç kurumun birlikteliğine ilişkin şu ifadeleri kullandı:
Biz farklı alanlarda özellikle dış politika konusunda zaman zaman beraber işler yapıyoruz. İPM olarak Yeşil Mutabakat konusu da uzun süredir radarımızda. Beraber çalıştığımız kurumlarla bir araya geldiğimizde Türkiye’nin bu konudaki geri kalmışlığının ortak bir kaygı olduğunu görerek bunu gündeme getirmek ve farkındalığı artırmak istedik.”
‘Türkiye enerjiye geçmişin lensinden bakıyor’
Paris Anlaşması’nın onaylanmasına veya Yeşil Mutabakat’ın gerektirdiği dönüşümün yaşanacağına dair Türkiye’de herhangi bir işaret olmadığını belirten Aydın-Düzgit “Bu konuların bir an önce Türkiye gündeminde yerini alması gerekiyor” dedi.
Türkiye’nin enerji politikasında fosil yakıt temelli yaklaşımını sürdürdüğünü hatırlatan Aydın-Düzgit, “Türkiye enerji konusuna geçmişin lensleriyle bakıyor. Bunun kısa vadeli bir bakış açısı olduğunu düşünüyorum. Biz ise bu çağrıda Yeşil Dönüşüm’ü bir gelecek vizyonu olarak sunmaya çalıştık” yorumunu paylaştı.
‘Yeni düzenin dışında kalıyor’
Yeşil Dönüşüm’ün uygulanmamasının Türkiye’yi ekonomik olarak da bir zararla karşı karşıya bırakacağını belirten Aydın-Düzgit, zararın yalnızca ekonomik dönüşümle de sınırlı olmadığını söyledi.
Dış politika alanında da Türkiye’yi zor günler beklediğini belirten Aydın-Düzgit, “Tüm dünyanın dahil olduğu bu dönüşümün her alanda yansıması olacak. Türkiye’nin şu anda oluşan düzenin parçası olmaktan geri kalması büyük bir sıkıntı” ifadelerini kullandı.
Özenç: Yeşil Dönüşüm gündeme alınmalı
Çalışmanın yazarlarından Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) Direktörü Bengisu Özenç ise “Bu üç kurumun bir araya gelmesini sağlayan Yeşil Dönüşüm gündeminin Türkiye’nin önünde olduğunu vurgulamaya olan ihtiyaç oldu” ifadelerini kullandı.
Özenç açıklamasında “Talepler arasında Paris Anlaşması’nın onaylanması da var, emisyon azaltım hedeflerinin iyileştirilmesi de var. Bu talepler Türkiye’nin dönüşen bir dünyanın parçası olması için yapılması gerekenleri ifade ediyor” dedi.
‘Koordinasyon eksikliği var’
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanan İklim Değişikliği Sonuç Bildirgesi’nin Türkiye’nin iklim eylemleri konusundaki eksikliklerini ortaya koyduğunu belirten Özenç: “Bazı stratejilere ilişkin referanslarda bulunuluyor ancak o stratejiler henüz mevcut değil. Acil bir şekilde adım atmamız gerekirken olmayan stratejileri hedef olarak konuldu. Bu da bildirgenin içeriğini boşaltıyor” dedi.
Bildirge ile ilgili diğer bir sorunun ise kurumlar arasındaki koordinasyon eksikliğini ortaya koyması olduğunu belirten Özenç, “Bildiride sunulan yenilenebilir enerji hedefleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın verileriyle uyuşmuyor. Bu da bütün bakanlıkları ilgilendiren bir çerçeveden bahsederken aslında kurumlar arasında koordinasyon olmadığını gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.
Bütün ülkelerin bu dönüşümü hem özel sektör içerisinde hem de kamu kurumları içerisinde koordineli bir şekilde yaptığını vurgulayan Özenç, “Bildirgedeki bu hata bizim bu mantaliteyi henüz kavrayamadığımızı gösteriyor” dedi.