EkolojiEnerjiManşetTürkiye

Tunç Soyer: Nükleer santral olmadan nükleer atıklara sahip olan tek ülkeyiz

0

Çernobil Nükleer Felaketi‘nin 35’inci yıldönümünde İzmir’de “Çernobil’den Gaziemir’e Nükleer Tehlike” başlıklı çevrimiçi bir toplantı düzenledi.

Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Berna Babaoğlu Ulutaş moderatörlüğünde gerçekleştiren buluşmaya; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, Mersin Nükleer Karşıtı Platform’dan Dr. Ful Uğurhan, nukleersiz.org Koordinatörü Pınar Demircan ve Ekosfer Derneği’nden Özgür Gürbüz konuşmacı olarak katıldı.

‘Boyumuzu aşan bir tablo’

“İzmir’in Çernobili” olarak bilinen ve Gaziemir’de uzun yıllardır rehabilite edilmesi beklenen alana ilişkin konuşan Tunç Soyer, “Boyumuzu aşan bir tablo” yorumunu yaptı.

Sorunun iş birliği ile çözülebileceğini kaydeden Soyer, “1940-2010 yılları arasında kurşun fabrikası olarak çalışmış bir alan sonra nereden geldiği belli olmayan nükleer atıkları barındırmış. Nükleer santrale sahip olmadan nükleer atıklara sahip bir ülkeyiz. Şimdi de bundan nasıl kurtulacağımızı bilmiyoruz” dedi.

Ne olmuştu?

Gaziemir, 2011 yılında taşınmadan önceki adıyla Aslan Avcı Döküm Sanayi’ne ait olan arazideki nükleer atıklar nedeniyle “İzmir’in Çernobil’i” olarak hafızalara kazınmıştı.

Emrez Mahallesi’nde, 1940 yılında faaliyete başlayan Aslan Avcı Döküm Sanayi Ticaret A.Ş.’ye ait olan 70 dönümlük arazide semt sakinlerinin ihbarı üzerine Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) tarafından 2007 yılında yapılan araştırma sonucunda 100 bin ton radyoaktif atık gömülü olduğu rapor edilmişti.

İnceleme sonucunda yurtdışında getirilen nükleer çubukların (Europium 152) kurşun ve gümüş geri dönüştürüldüğü sonrasında da denetimsiz olarak araziye gömüldüğü ortaya çıkmıştı.

HDP’li milletvekili Murat Çepni, Yeşil Gazete yazarı ve nukleersiz.org Koordinatörü Pınar Demircan’ın gündeme getirdiği radyoaktif atıklar ile ilgili Meclis’te soru önergesi vermişti.

‘Nükleer zehirle yaşamak söz konusu değil’

Atıklardan kurtulmanın ciddi bir işbirliği gerektiren bir süreç olduğuna değinen Soyer, “Gaziemir’in göbeğinde duran bu atıklar İzmir’i, yer altı kaynaklarını ve insanları zehirlemeye devam ediyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak bu konuda daha önce girişimde bulunduk. Mal sahiplerine ulaşmaya çalıştık, atıklar nasıl kaldırılır diye uzmanlar davet ettik. Boyumuzu aşan bir tablo olduğunu gördük. Bugün tekrar canlandıracağımız mücadele sürecinin sorunun diğer muhataplarını da işin içine katacak bir sürece evrilmesini diliyorum” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet’in aktardığına göre Soyer konuşmasında “Bunu kabullenmek, rıza göstermek söz konusu değil. İnsanın yaşam hakkını korumak en temel önceliğimiz. Nükleer zehirlerle bir arada yaşamak söz konusu bile olmamalı. Üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. Bu konuya duyarlılık gösteren herkese hem teşekkür ediyorum hem de tebrik ediyorum. Biz hazırız. Bize verilecek görev ne olursa büyük bir şevkle yapmaya hazırız” görüşünü paylaştı.

‘Nükleer temalı park yapılsın’

Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda ise ilçedeki nükleer atık probleminin artık belediyeden çıktığını ve devletin insiyatif alması gerektiği belirterek, “En çok üzüldüğüm şey oradaki insanların artık yaşadığı umutsuzluk. Bu bizi aşıyor, bu devletin bir sorunu aslında. Türkiye’nin bilinen ilk nükleer atığı…” dedi.

Bunun finansmanını aramanın belediyenin sorumluluğu olmaması gerektiğini savunan Arda, “Burayı devlet kamulaştırmalı. Yapılacak ilk iş bu. Sonra da burayı koruma altına alıp bilimsel yöntemlerle temizlenmeli. Burası temizlendikten sonra nükleer temalı bir park yapılsın dedim. Devlet bunu yapabilir” ifadelerini kullandı.

‘Muhalefet gibi davranıyorlar’

Burası kamulaştırılsın söylemini yükseltince hükümetin tedirgin olduğunu ve belediyeye ziyarete geldiklerini belirten Arda, “Fransız bir şirketle anlaşmak üzere olduğunu söylemişler. AK Parti İzmir Milletvekili Necip Nasır, iki gün önce yanına birileri alıp burada basın açıklaması yapmış ve sahip çıkacaklarını söylemiş. Muhalefet gibi davranıyorlar. Basın açıklamasını biz de yapıyoruz zaten. Sorunu çözecek olan sizsiniz!” dedi. Konuşmasının devamında ise şunları söyledi:

Oradaki tehlikenin biz farkındayız. Atıkların varlığını kabul etmek demek ülkeye nasıl sokulduğunun da kabul edilmesi demek ki sınırlarımız kevgire dönmüş demek ki hesabını kimse veremiyor. Bir komisyon kurulmalı, bundan sonra sadece 26 Nisan’larda değil devamlı burayı gündemde tutmamız gerekiyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığını burada en büyük sorumlu kurum olarak görüyorum, iradeyi koyması gereken onlardır.”

More in Ekoloji

You may also like

Comments

Comments are closed.