Doğa MücadelesiManşetYerel

Istrancalar’da ÇED’lere verilen onaylar yargıdan döndü

0

Türkiye topraklarının yüzde üçünün bulunduğu Trakya’daki Koruköy Patlatmalı Kalker Kırma eleme tesisi, Çukurpınar Patlatmalı Dolomit Kırma eleme tesisi ve Kuzulu’daki faaliyetlere yargıdan karar çıktı. Projelere verilen Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) ‘Olumlu’ ve ‘Gerekli Değildir’ kararları yargıdan döndü. 

Trakya Platformu Kırklareli Dönem Sözcüsü ve Doğa ve Kültür (DOKU) Derneği Başkanı Göksal Çidem kararı şu sözlerle duyurdu:

“On binlerce ağaç, milyonlarca canlıya hayat vermeye devam edecek…”

Ülke nüfusunun yüzde 20’sinin yaşadığı Trakya’da sürekli nüfus sayısının artırılması için planlar yapıldığı belirtilerek bölgenin ormanlarını, topraklarını ve sularını kaybettiği belirtildi. 

İlgili haber: Karantina tedbirleri Ergene Nehri’ni kurtarmaya yetmiyor

Yaklaşık on yıl önce Trakya’nın ekolojik, kentsel, doğal, çevresel, tarihsel, sosyal, kültürel değerleriyle birlikte korunması ve bölgenin daha fazla varlık kaybetmesine engel olunmak üzere kurulan Trakya Platformu tarafından yapılan açıklamada şunlar aktarıldı:

“Bileşenlerimiz olan Kırklareli Kent Konseyi Çevre Meclisi ve DOKU Derneği‘nin öncülüğünde Kırklareli sınırlarında Istranca ormanlarında açılmak istenen madencilik faaliyetlerine karşı yerelde yaşayanlar ile birlikte, özellikle de köy muhtarlarının öncülüğünde verilen hukuk mücadelesi sonucunda kazanan Koruköy-Kuzulu-Çukurpınar köyleri oldu. Istrancalar oldu.”

Kaynakları her koşulda kayıtsız şartsız korumak gerekiyor’

Istrancalarda verilen yaşamı savunma mücadelesinin sadece il sınırlarındaki yaşam alanlarını kapsamadığına dikkat çekilen açıklamada, “İstanbul’un suyu buradan gidiyor. Havası buradan gidiyor. Ergene Havzası yeraltı suyu besleme alanı buralar. Ergene’nin doğduğu kaynaklar burada. Ergene yeniden hayata dönecekse kaynakları her koşulda kayıtsız şartsız korumak gerekiyor” denildi.

‘Ergene artık yok’

Ergene’nin Trakya’nın tek akarsuyu olduğunun vurgulandığı açıklamada “Ve bu akarsuyun beslediği verimli topraklar, Türkiye’nin, hatta Avrupa‘nın bile en önemli çökeltme havzalarından birisiydi. Ergene artık yok.  Türkiye’deki pirinç ihtiyacını karşılayan Ergene Havzası plansız yapılaşmalar uğruna yok edildi” ifadelerine yer verildi.

‘Kaynaklar üzerinde yapılan patlatmalarla su kaynakları yok ediliyor’

Ergene’yi korumanın ilk ve temel şartının kaynakları korumak olduğunun yinelendiği açıklamada, “Kirli sanayi ve kaynaklar üzerinde faaliyet gösteren onlarca taş ocağı bu kaynakları yok edecektir. Kaynaklar yok edilirse Ergene’yi temizlemeye de gerek kalmayacak. Kaynaklar üzerinde yapılan patlatmalarla su kaynakları yok ediliyor” denildi ve eklendi:

 “Kuzulu-Koruköy-Çukurpınar köylerine açılmak istenen maden ocakları için verilen mücadele aynı zamanda Ergene’yi yeniden yaşama döndürmek için verilen bir mücadeledir. Çünkü üzerinde yaşadığımız bu bereketli topraklar, Istrancalardan gelen su ve hava ile binlerce yıldır tüm canlıların yaşam kaynağı. Burayı yok etmek yaşamı yok etmektir.”

‘Doğa planlarınızı anlamaz, afetlerle yok eder geçer’

 Bölgedeki verimli havzanın ve toprakların yok edilmesi nedeniyle bugün buğday, mercimek, nohut ve hatta saman ve otu ithal edildiğinin altının çizildiği açıklamada şunlar aktarıldı:

“Üstelik ithal ettiğimiz bu ürünlerin bir çoğunun gen kaynağı Türkiye. Karar vericilere bir daha sesleniyoruz. Bugün söz hakkı olmayan gelecek nesilleri de düşünerek karar verin. Sizden sonra yaşayacak olan onlardır. Onların yaşam alanlarını yok etmeye hiç kimsenin hakkı yok. Onlar bunu hak etmiyor. Her planı, her projeyi mevzuata, genelge ve yönetmeliklere göre yapsanız da, ‘ÇED olumlu’, ‘ÇED gerekli değil’, deseniz de doğa bu planlardan anlamaz. Tüm planları sellerle, heyelanlarla, fırtınalar ile yok eder geçer.”

You may also like

Comments

Comments are closed.