Dış Köşe

Terra Madre yani Toprak Ana – Defne Koryürek

0

Torino’dayım. Slow Food hareketinin iki yılda bir gerçekleşen büyük buluşması Terra Madre etkinliklerine katılan 25 kişilik bir Türkiye kafilesinin yanı sıra dünyanın dört bir köşesinden kopup gelen aşçı, çiftçi, akademisyen, öğrenci ve aktivistle beraberim. Katıldığım üçüncü buluşma bu. Öncelikle bu sefer neler farklı onları vurgulamak isterim:

Slow Food’un uluslararası boyutta desteklediği üç projesi var. İlki Nuh’un Ambarı.

Endüstriyelleşmenin biyoçeşitliliğe verdiği zarara karşı durmanın pek çok yolunu öneren ve yerel birlikleri aracılığıyla da pratik eden Slow Food, 2000’lerden bu yana dünyanın gıda topluluklarını ve onların üretimini endüstriyelleştirerek yok kılan sisteme karşı presidia’ları veNuh’un Ambarı dediğimiz envanter çalışmasını başlattı. Presidia’lara ilk örnek ülkemizde, tarihin bilinen en eski buğdayından bulgur yapan Kastamonu İhsangazi Siyez Üreticileri’nin bulguru oldu, belki hatırlarsınız. Nuh’un Ambarı projesini de Avrupa Birliği’nde alınan bir destekle oluşturulan ESSEDRA çatısı altında Mutfak Dostları Derneği ile işbirliğinde yürütüyoruz. Bu gayretleri arttırmak, projeleri, aslında en büyük destekçisi olan bu kurumlardan çıkartıp biyoçeşitliliğin gerçek koruyucusu üreticiye taşımak amacıyla bu yıl Slow Food bir çağrı yaptı ve Terra Madre’ye gelen tüm delegelere beraberlerinde yörelerine has ürünler getirmelerini istedi. Sonuç çok etkileyici. Platformda sürekli Slow Food Biyoçeşitlilik Vakfı’nın ekibi dolaşıyor, Uluslararası Slow Food Başkanı Petrini her gün en az iki kez ziyaret ediyor ve en önemlisi ürününü kontrole gelen delegelerle ürünlerinin başında sohbet imkânı var. Üreticileri görseniz, ürünlerini tanıtırken! Muazzam bir tecrübe paylaşımı oluyor.

İkinci önemli proje Afrika’nın Bahçeleri. Son Kongre’de Vandana Shiva’dan boşalan başkan yardımcılığına büyük coşku ve sevinçle seçilen gencecik Edi Mukiibi’nin bin diye başlattığı proje bugün 10 bin hedefi taşıyor. Afrika’nın her köşesinde, topluluğunu doyurmayı hedefleyen 10 bin bahçe… hayali bile güzel! Biz bu yılın Terra Madre’si planlanırken konu sadece Afrika’yla kalmasın istedik, ama. Dedik ki New York, Brooklyn’in, Berlin’in süs değil yenilebilir bahçeler çağrısı var, yönetimlerinden, California’nın yenilebilir okul bahçeleri projesi ve bizimYedikule’miz var, Hevsel’imiz var… dediler ki forum düzenleyelim. Bu yıl, Terra Madre vesile oldu anlayacağınız, geçtiğimiz perşembe günü Yedikule Bostanları’nı dinledi delegeler. Ali Taptık ve Suna Kafadar’ın sunumları net, bütüncül ve fevkalade kalptendi. Tek ağlayan ben olmadım hâlimize ve gelmekte olan değişime direnenlerin iyi, temiz ve adil diline.

Uluslararası Slow Food’un takipçisi olduğu üçüncü önemli proje ise Yeryüzü Pazarları. Henüz ülkemizde tek bir tane var ve Foça’da. Yerel ve küçük ölçekli üreticinin pazarı olan bu Yeryüzü Pazarları biyoçeşitliliğin korunmasında çok değerli bir araç. Slow Food her fırsatta da bu pazarları kuran ve endüstriyelleşmenin tüm yarattığı kafa karışıklığına karşı koruyan ve sürdürenler arasından seçip, fark yaratanları yükseltip, ödüllendiriyor. Bu yıl, bu ödül Foça’ya geldi. Elbette yanındaydım ödülü alırken ama buradan da kayıtlara geçsin, Gül Girişmenliderliğinde Foça birliğimizin Foça Yeryüzü Pazarı hayırdır inşallah denen bir hayal değil, gerçekleşen bir dilek. Kendini bir büyükanne diye tanıtan Gül Girişmen, Gökçeada ve Şile başta olmak üzere çok birliğimiz, beldemiz için ilham verici bir lider. Üreticiler için bu pazarlar  endüstriyelleşen koşullara yerelden ve taze bir alternatif. Sadece bugün bizler değil, Gül Girişmen’i ve ekibini eminim gelecek kuşaklar da sitayişle, şükranla anacaklar.

Sonu yok yazacaklarımın, çok şey oluyor zira! Orada sen ne yapıyorsun peki diyebilirsiniz: Asio Gusto ekibinin etkinliğinde konuşmacıydım. 61 Asya ve Okyanusya ülkesini çatısı altında toplayan Asio Gusto’da #Soma #Yırca’da yaşanılan hukuksuz toprak gaspından Ayvalık Zeytin ve Zeytinyağı Üreticileri’nin başlattığı #zeytinhayattır kampanyasına örnekler eşliğinde, sürdürülebilir ve geleneksel gıda üretim biçimlerinin rant eksenli ekonomik büyüme ve enerji yatırımları karşısında nasıl korunmasız kaldığını anlattım; bu gidişe itirazları dillendirdim ve Uluslararası Slow Food başkanı Petrini’nin geçtiğimiz hafta yolladığı ve Meclis’i muhatap alan mektubuna referansla uluslararası destek talep ettim.

Terra Madre’de toplanan, buluşan altı binin üzerinde dost yüze bakıyorum da, son söz şunu söylemek isterim: dünyanın insan çağının en karanlık anları olabilir bu yaşadığımız ama insandan ümidi kesmek için sebep yok! Fevkalade adil, fevkalade iyi ve temiz usullerde buluşanlarımız yarını bambaşka hayal etmeye ve inşa etmeye devam ediyoruz.

Bu yazı ilk olarak taraf.com.tr/ de yayınlanmıştır

Defne Koryürek

 

Defne Koryürek

[email protected]

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.