Irak'taki kurumuş Jasser Nehri'nin önünde duran bir kişinin portresi, Kasım 2021'de Mike Mustafa Khalafa tarafından fotoğraflandı. - Fotoğraftaki kişi arkasındaki manzarayla ilgili şunları söyledi: 'Arkamdaki bu nehir o kadar bereketliydi ki şiirlere konu oluyordu. Artık sadece bir hendek...'
World Weather Attribution (WWA/ Dünya İklim Atıf Grubu) grubu tarafından ortaya konan bir araştırmaya göre; 2020’den bu yana Suriye, Irak ve İran‘da milyonlarca insanın hayatını mahveden aşırı kuraklıklar, insan kaynaklı küresel ısınma olmasaydı yaşanmayacaktı.
Analiz, iklim krizinin bu tür uzun süreli ve şiddetli kuraklıkların artık nadiren gerçekleşmediği anlamına geldiğini, ortaya koydu. Suriye ve Irak’ın büyük bölümünü kapsayan Dicle-Fırat havzasında, küresel ısınmadan önce bu şiddette kuraklıklar yaklaşık 250 yılda bir yaşanırken, artık kuraklıkların on yılda bir gerçekleşmesi öngörülüyor.
İran’da geçmişte 80 yılda bir görülen aşırı kuraklık, bugün yaşadığımız artık daha sıcak olan dünyada ortalama her beş yılda bir görülüyor. Fosil yakıtların tüketilmesiyle birlikte küresel ısınmadaki artışın, bu kuraklıkları daha da yaygın hale getirmesi bekleniyor.
Çalışmada ayrıca, yıllarca süren savaş ve siyasi istikrarsızlık nedeniyle var olan [kuraklık karşısındaki] kırılganlığın, insanların kuraklıkla başa çıkma kabiliyetini azalttığı ve bunu insani bir felakete dönüştürdüğü tespit edildi.
Guardian‘ın aktardığına göre; araştırmacılar gelecekte daha sık yaşanacak kuraklıklar için plan yapmanın hayati önem taşıdığını belirtti.
İran’daki Semnan Üniversitesi‘nden Prof. Mohammad Rahimi, “Çalışmamız, insan kaynaklı iklim değişikliğinin Batı Asya’daki on milyonlarca insan için yaşamı önemli ölçüde zorlaştırdığını göstermiştir” dedi ve ekledi:
“Daha fazla ısınmayla birlikte Suriye, Irak ve İran yaşanması daha da zor yerler haline gelecek.”
Kızılhaç Kızılay İklim Merkezi‘nden Rana El Hajj ise şunları söyledi:
“Çatışmanın kendisi arazi bozulmasına, su yönetiminin zayıflamasına ve altyapının kötüleşmesine katkıda bulunarak kuraklığa karşı kırılganlığı artırırken, araştırmalar da iklim değişikliğinin özellikle bu bölgede [çatışma için] bir tehdit çarpanı olarak hareket ettiğini gösteriyor.”
İngiltere‘deki Imperial College London‘dan Dr. Friederike Otto ise “Fosil yakıtları yakmayı bırakana kadar bu tür kuraklıklar şiddetlenmeye devam edecek” dedi.
Birleşmiş Milletler‘in iklim zirvesini de işaret eden Otto, “Eğer dünya [BM iklim zirvesi] Cop28’de fosil yakıtları aşamalı olarak durdurmayı kabul etmezse, herkes kaybedecek: daha fazla insan su sıkıntısı çekecek, daha fazla çiftçi yerinden olacak ve birçok insan süpermarketlerde gıda için daha fazla para ödeyecek” ifadelerini kullandı.
Daha önce 2022’de yüzlerce bilimsel çalışmanın insan kaynaklı küresel ısınmanın gezegen genelinde daha sık ve ölümcül felaketlere yol açtığını gösterdiği ortaya koyulmuştu.
Önde gelen iklim bilimciler de Ağustos ayında, 2023’teki “çılgın” aşırı hava koşullarının, gelecekteki daha da kötü etkilerle karşılaştırıldığında sadece “buzdağının görünen kısmı” olduğu konusunda uyarıda bulundu.
Araştırmacılar, küresel ısınmanın sıcaklıkları yaklaşık 1.2C artırmasından bu yana bölgedeki kuraklıkların nasıl değiştiğini karşılaştırmak için hava durumu verilerini ve iklim modellerini kullandı.
Bilim insanları, 2020’den bu yana kaydedilen yüksek sıcaklıkların iklim değişikliği olmadan “neredeyse imkansız” olduğunu ve kuraklığın gerçekleşme olasılığını çok daha yüksek hale getirdiğini tespit etti.
Kavurucu sıcaklar, yağan az miktardaki yağmurun da buharlaşmasını artırarak kuraklığın ABD Kuraklık İzleme ölçeğinde “aşırı” olarak sınıflandırılmasına neden oldu. İklim krizi olmasaydı, geçtiğimiz üç yıl (2020, 2021, 2022) kuraklık için herhangi bir eşiği geçemezdi.
Kuraklığın etkileri geniş çaplı oldu. Kuraklık, milyonlarca insanın kırsal bölgelerden kaçmasına, gıda fiyatlarının yükselmesine, orman yangınlarına, hava kirliliğine ve balıkların bulunduğu nehirlerle göllerin kurumasına neden oldu.
Suriye’de kırsal kesimde yaşayan 2 milyon insanın yerinden edildiği ve nüfusun yüzde 60’ına denk düşen 12 milyon insanın ise gıda güvensizliği yaşadığı bildirildi. İran’ın neredeyse her eyaleti kuraklıktan ciddi şekilde etkilendi ve hasatlardaki sorunlar nedeniyle gıda fiyatlarında artış meydana geldi.
Son olarak kuraklığın dünya için hayati bir tehdit olduğunu vurgulayan Otto, “Isınan dünyada kuraklık tehdidi hızla artıyor, bu tehdit geçim kaynaklarını yok ediyor ve küresel gıda sistemlerini bozuyor” dedi ve ekledi:
“Fosil yakıtların aşırı zenginleştirdiği ülkeler, daha sıcak ve sert bir dünyada rahat bir yaşam standardına sahip olmak üzere uyum tedbirleri için ödeme yapabilirken, savaş sonrasında sarsılan daha yoksul ülkeler bunu yapamıyor. Bu durum zengin toplumlardaki yoksul insanlar için de geçerli olup, fosil yakıtların tüketimine devam edilmesinin eşitsizliği nasıl arttırdığını bir kez daha vurguluyor.”
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…