Dünyaİklim KriziManşet

Amazon’dan bir kuraklık ve ormansızlaşma manzarası: İnekler, toz ve duman…

0
Amazon- ormansızlaşma- iklim krizi- el nino- Fotoğraf: Jonathan Watts / Guardian
Brezilya'nın sığır eti endüstrisi tüm Japonya'dan daha büyük bir karbon ayak izine sahip. - Fotoğraf: Jonathan Watts / Guardian

Not: Jonathan Watts‘ın Guardian‘da yer alan “‘Her yer kavruluyor’: Amazon ormansızlaşmanın ortasında kuraklıkla mücadele ediyor” başlıklı haberinden çevrilmiştir.

*

İnekler, toz ve duman… Yolda geçirdiğim birkaç haftanın ardından Altamira‘ya döndüğümde beni karşılayanlar bunlardı. Alışılmadık derecede şiddetli bir kurak mevsim, büyük bir kısmı büyükbaş hayvan çiftlikleri tarafından tahrip edilmiş olan Amazon coğrafyasına korkunç bir zarar verdi. Bunlar birlikte dünyanın en büyük tropikal ormanının bütünlüğünü tehdit ediyor.

Bu dehşete düşüren anlatımın ardındaki bilime birazdan değineceğim. Ama önce, Brezilya‘nın kuzeyindeki Pará eyaletinde, Altamira‘daki evimin içinde ve çevresinde neler olduğunu anlatmama izin verin.

Her şey kavrulmuş durumda. Bitki örtüsü ayak altında çıtırdıyor. Yağmur mevsimiyle kıyaslandığında, orman yol kenarından birkaç metre geriye doğru gözle görülür bir şekilde çekilmiş. Daha dayanıklı ağaçlar ayakta kalmaya devam ediyor, ancak kenarlarda daha zayıf palmiyeler buruşmaya ve kahverengiye dönmeye başlamış.

Mahallemdeki birçok alan yakın zamanda çıkan yangınlar nedeniyle kömür karasına bürünmüş durumda. Suçlu arazi gaspçıları bu çok kuru koşullardan faydalanıyor. Her sabah uyandığımda hava duman kokuyor. Bir sis bulutu ufku bulanıklaştırıyor. Güneş panelleri normal şekilde çalışamıyor çünkü güneş ışığı pusu delip geçemiyor.

Güneş ışığı pusu delip geçemediği için güneş panelleri düzgün çalışamıyor. – Fotoğraf: Jonathan Watts/The Guardian

Bir de hastalıklı kahverengi otlaklarda dolaşan, tozla kaplanmamış son birkaç yaprağı ya da ot parçasını arayan zavallı yaratıklar, inekler var. Her ne kadar masum kurbanlar olsalar da, onların varlığı da bu kasvetli manzaraya katkıda bulunuyor.

Ekim, Kasım ve Aralık ayları genellikle bir geçiş dönemidir. Şimdiye kadar kurak mevsim normalde zirveye ulaşmış, nehirler ve akiferler yenilenmeye başlamış olurdu. Ancak yağmurlar gelmeyi reddediyor. Ve geçen her günle birlikte, önsezi duygusu daha da güçleniyor.

Her sabah köpeklerimizi götürdüğümüz Xingu Nehri, zirvesinin dört metre altında ve genellikle kano yaptığım küçük kol, ayak bileği derinliğinde bir akıntıya dönüşmüş durumda. Evdeki mutfak ve banyo muslukları iki ya da üç günde bir birkaç saatliğine kuruyor. Genellikle meyve kaselerinin etrafında vızıldayan yaban arıları artık boruların yakınında toplanıyor ve nektarın önünde su damlaları arıyorlar. Kara kurbağaları köpeklerimizin su kaplarına sığınıyor.

Bitki örtüsü ayakların altında çıtırdıyor. Fotoğraf: Jonathan Watts/The Guardian

Tüm bunlar az da olsa her kurak mevsimde yaşanıyor ama Brezilya’nın önde gelen bilim insanlarından birkaçıyla da teyit ettiğim gibi bu yıl, normal bir yıl değil. Doğal Afet İzleme ve Uyarı Merkezi‘nin Modelleme ve Operasyonlar Başkanı Marcelo Seluchi, bunun şimdiden Avrupa büyüklüğünde bir alan olan Amazon’un tarihindeki en kötü kuraklıklardan biri olduğunu söyledi. Büyük Rio Negro da dahil olmak üzere bölgedeki pek çok nehrin, ölçümlerin başladığı bir asır öncesinden bu yana görülmemiş seviyelere düştüğünü söyledi. Bu şok edici manzarayı birkaç hafta önce ben de gördüm.

Birçok bölgede sıcaklıklar rekor seviyelere ulaştı ve kuraklık henüz sona ermiş değil. Seluchi, son tahminlerin yağmurların Amazon’un çoğu bölgesine bu ayın sonuna kadar dönmeyeceğini gösterdiğini söyledi.

Ulusal Su ve Sanitasyon Ajansı ve Başkan Luis Inácio Lula da Silva‘nın özel kalem müdürü tarafından yakın zamanda düzenlenen bir kriz toplantısında uzmanlar hidroelektrik barajları ve gıda, yakıt ve ilaç gibi temel ürünlerin nehir yoluyla taşınmasına yönelik tehditler konusunda uyarıda bulundu. Meteoroloji uzmanları bu yılki Amazon kuraklığının El Niño etkisi, Atlantik Okyanusu‘nun ısınması ve iklim krizi nedeniyle anormal derecede şiddetli olduğunu açıkladı.

Bu açıklama doğru ancak dar kapsamlı ve bu sorunun ana nedenlerinin çoğunu, en uygulanabilir çözümleri gözden kaçırıyor. Bunlardan en önemlisi, son çalışmalarla da kanıtlandığı üzere, sağlıklı bir ormanın sadece kendi yağışını üretmediği, aynı zamanda güçlü bir bölgesel soğutucu görevi de gördüğü gerçeği. Birçok çiftçinin yapmaya devam ettiği gibi bitki örtüsünü temizlerseniz – sağcı eski başkan Jair Bolsonaro‘nun yönetimi altında yaptıklarından çok daha yavaş bir oranda olsa da – o zaman bölge yerel etkiler ve küresel iklim bozulması nedeniyle daha sıcak ve daha kuru hale gelecektir.

Sığır eti endüstrisi Amazon ormansızlaşmasının en büyük nedenlerinden biri. - Fotoğraf- Jonathan Watts/The Guardian

Sığır eti endüstrisi Amazon ormansızlaşmasının en büyük nedenlerinden biri. – Fotoğraf- Jonathan Watts/The Guardian

İşte bu noktada büyükbaş hayvan komşularım devreye giriyor. Sığır eti endüstrisi Amazon ormansızlaşmasının en büyük nedenlerinden biri. Başka hiçbir şey bu etkinin yanından dahi geçemez. Arazi gaspçıları, çalınan ve temizlenen ormanlar üzerindeki hak iddialarını güçlendirmek için inekleri işgalci ordular olarak kullanıyor. Bu, dünyanın en iğrenç iklim suçlarından biri haline geldi. İklim Gözlemevi tarafından hazırlanan akıllara durgunluk veren yeni bir rapor, Brezilya’nın sığır eti endüstrisinin şu anda Japonya‘dan daha büyük bir karbon ayak izine sahip olduğunu belirtiyor. Bir süre bu nokta üzerinde durun.

Bu ülkede 220 milyon inek var ve bunların yüzde 43’ü Amazon‘da bulunuyor. Bu ineklerin küresel ısınma emisyonları – geğirik ve osuruklarından, ama daha çok sahiplerinin ormanların temizlenmesi ve yangınlarla olan bağlantılarından – şu anda dünyanın en sanayileşmiş ekonomilerinden birinde yaşayan 125 milyon Japon’un tüm arabaları, fabrikaları, klimaları, elektrikli aletleri ve diğer karbon tüketim biçimlerinden daha fazla. Büyükbaşlar kesildiklerinde küresel gıda holdinglerine milyarlarca dolar kazandırıyor. Bu şirketler inekler aracılığıyla iklim krizini derinleştiriyor ve dolayısıyla muhtemelen El Nino’ların daha olası hale gelmesine yardımcı oluyor.

Brezilya’nın en etkili iklimbilimcilerinden Carlos Nobre, büyükbaş çiftliklerinin ormansızlaştırılmasının – El Nino ve Atlantik ısınmasının başlıca nedenleriyle birlikte – bu yılki yıkıcı kurak mevsime katkıda bulunduğunu doğruladı. Tehlikenin, bu tür aşırı iklim olaylarının yirmi yıl içinde Amazon’u kritik bir noktaya getireceği, ardından bölgenin kuruyacağı ve tropikal bir yağmur ormanı olarak kendini koruyamayacağı konusunda uyarıda bulundu. Nobre, güneydoğu Amazon’un güney kesiminde, ormanın geri dönüşü olmayan bu noktaya çok yakın olduğunu söyledi. Buradaki kurak mevsim 1979’dakinden dört ila beş hafta daha uzun, ağaç ölümleri artıyor ve orman emdiğinden daha fazla karbon salıyor.

Daha umutlu bir not olarak, bu yıl Amazon ülkelerinin çoğunda ormansızlaşmanın hızla yavaşladığını söylüyor. Ancak bu tek başına o kritik ana ulaşılmasını engellemek için yeterli olmayacaktır. Bölge hükümetlerinin, yangınları ve orman tahribatını azaltmak ve büyük ölçekli yeniden ağaçlandırma programlarını başlatmak için, tarihsel olarak iklim krizinden büyük ölçüde sorumlu olan zengin ülkelerin yardımına da ihtiyacı olacak. Bu ayın sonunda Dubai’de düzenlenecek Cop28‘de Nobre, Arc of Restoration adlı buna benzer bir projenin ortaya koyulmasına yardımcı olacak.

Çok geç kalınmış gibi görünüyor. İneklerin yerini ağaçlar, tozun yerini bitkiler ve dumanın yerini yağmur almadıkça Amazon varlığını sürdüremez.

More in Dünya

You may also like

Comments

Comments are closed.