İklim KriziManşetTarım-Gıda

‘Sürdürülebilir gıda, küresel ekonomiye yılda 10 trilyon dolar kazandırabilir’

0
Sürdürülebilir gıda
Fotoğraf: Jan Kopřiva / Unsplash

Norveç merkezli Food System Economics komisyonunun yayınladığı kapsamlı araştırma raporuna göre, mevcut gıda üretim ve tüketim süreçlerinin yerine daha sürdürülebilir gıda pratiklerine geçilmesi mümkün. Söz konusu durum sadece iklim krizinin etkilerini hafifletmekle kalmayarak aynı zamanda küresel ekonomiye yılda 5 ila 10 trilyon dolarlık (yaklaşık 15 trilyon ila 300 trilyon lira) katkıda bulunabilir.

Rapora göre, mevcut gıda sistemlerinin dünya ekonomisine maliyeti, bu sistemlerin sağladığı katma değerden çok daha fazla. Gıda sistemlerinin yeniden yapılandırılması, aynı zamanda iklim değişikliğiyle mücadelede kritik öneme sahip. Raporda, sürdürülebilir gıda sistemlerine geçişin, küresel ısınmanın 1,5°C altında tutulması hedefine katkıda bulunulabileceği ve bu sürecin çeşitli paydaşlar arasında yoğun müzakereler gerektireceği belirtiliyor.

Yapay zeka hesapladı: Dünya 10 yıl içinde 1.5 derecelik ısınma eşiğini geçecek

Raporda önerilen stratejiler arasında, sağlıklı diyetlere geçiş, tarım desteklerinin yeniden yapılandırılması, karbon ve azot kirliliğine vergi uygulaması da yer alıyor. Buna göre dönüşüm, küresel Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) sadece küçük bir yüzdesini oluşturacak ve sağladığı faydalar, maliyetlerinden daha yüksek olacak.

Raporda uzmanlar, sürdürülebilir gıda sistemlerine geçişin zorluklarını ve gerekliliklerini detaylı bir şekilde ele alıyor ve bu alanda atılacak adımların, gelecek nesiller için daha sağlıklı ve yaşanabilir bir dünya yaratma yolunda kritik öneme sahip olduğunu vurguluyor.

Gıda krizinde günde yaklaşık 16 bin çocuk açlığa sürükleniyor
‘Yaklaşık 193 milyon insan akut gıda krizi yaşıyor’

‘Sürdürülebilir gıda, sağlık sistemini de dönüştürebilir’

Raporda, ‘Mevcut Eğilimler’ ve ‘Gıda Sistemi Dönüşümü’ olmak üzere iki farklı gelecek senaryosu modelleniyor.

‘Mevcut Eğilimler’ senaryosunda, 2050’ye kadar gıda güvensizliğinin dünya genelinde 640 milyon insanı etkilemeye devam edeceği, obezite oranlarının global olarak yüzde 70 artacağı ve gıda sistemlerinin küresel sera gazı emisyonlarının üçte birini oluşturacağı belirtiliyor. Buna göre bu durum, yüzyıl sonuna kadar 2,7°C sıcaklık artışına yol açabilir.

Öte yandan, ‘Gıda Sistemi Dönüşümü’ senaryosunda, 2050’ye kadar daha iyi politikalar ve uygulamalar sayesinde yetersiz beslenmenin tamamen ortadan kaldırılması ve diyetle ilişkili kronik hastalıklardan dolayı erken yaşta ölen 174 milyon insanın hayatının kurtarılması mümkün görünüyor. Bu dönüşümle birlikte, gıda sistemleri 2040’a kadar karbon yutaklarına dönüşebilir, küresel ısınmayı yüzyıl sonuna kadar 1,5°C’nin altında tutmaya yardımcı olabilir ve 1,4 milyar hektarlık ek arazi korunabilir, tarımdaki azot fazlalığı yarı yarıya azaltılabilir ve biyoçeşitlilik kaybı tersine çevrilebilir. Ayrıca dünya çapında 400 milyon çiftçi yeterli gelire sahip olabilir.

Raporun bir diğer önemli vurgusu ise bu dönüşümün maliyetinin, küresel GSYİH’nın sadece yüzde 0,2 ila yüzde 0,4’ü kadar olacağı ve sağlayacağı trilyon dolarlık faydaların, maliyetlerden çok daha fazla olacağı yönünde.

Buna göre gıda sistemleri, küresel iklim, doğa ve sağlık acil durumlarına eş zamanlı olarak çözüm sunarken, yüz milyonlarca insanın daha iyi bir yaşama sahip olmasını sağlayabilir.

Rapora katkıda bulunanlar arasında yer alan Oxford Üniversitesi Çevresel Değişim Enstitüsü’nden Dr. Steven Lord, The Guardian’a yaptığı açıklamada “Bu analiz, gıda sistemlerinin dönüştürülmesinin bölgesel ve küresel ekonomiye ne kadar büyük fırsatlar sunabileceğini gösteren ilk veriyi sunuyor. Bu dönüşüm her ne kadar kolay olmasa da küresel çapta finanse edilebilir bir süreç” dedi. Dr. Lord şu anda gıda sistemlerinde herhangi bir değişiklik yapmamanın gelecekte maliyetleri daha da artıracağını ve ciddi bir ekonomik risk oluşturduğunu vurguladı.

Raporda, gıda sistemlerindeki dönüşümün sadece çevresel sürdürülebilirlik açısından değil, aynı zamanda küresel sağlık, beslenme, ekonomik kalkınma ve sosyal katılım açısından da ele alınması gerektiği vurgulanıyor.

Politika yapıcıların, geleceği ipotek altına alacak ve uzun vadede yüksek gizli sağlık ve çevresel maliyetlere yol açacak mevcut durumu göz ardı etmek yerine, gıda sistemi sorunlarına doğrudan müdahale ederek, küresel ölçekte büyük kısa ve uzun vadeli faydalar elde etmek için değişiklikler yapması gerektiği belirtiliyor.

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.