SHURA Enerji Dönüşüm Merkezi, ulaştırma sektörünün karbonsuz hale getirilmesinde elektrikli araçların oynadığı rolü inceleyen Ulaştırma Sektörü Dönüşümü: Elektrikli Araçların Türkiye Dağıtım Şebekelerine Entegrasyonu başlıklı raporunu yayınladı.
Artan elektrikli araç talebinin Türkiye‘deki şebeke altyapısı üzerindeki etkilerini inceleyen çalışmada elektrikli mobilitenin ihtiyaç duyduğu yatırımlar ele alındı. Ayrıca kontrollü ve akıllı şarj çözümleri ve elektrikli mobilite yüklerinin elektrik şebekelerine entegrasyonu için politikalar sunuldu.
2035 yılına kadar 5 ila 11 milyon elektrikli araç trafikte olacak
2023 yılında dünyada 40 milyon elektrikli araç olduğu kaydedildi. Bu sayının 2030 yılına kadar 350 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Türkiye’de ise 2023 yılında 80 bin 735 kayıtlı elektrikli araç bulunuyor.
2035 yılına kadar Türkiye’de 5 ila 11 milyon elektrikli aracın trafikte olacağı hesaplanıyor. Bu nedenle raporda iki senaryo incelendi. Bunlardan ilki 2035 yılına kadar 11 milyon elektrikli aracın trafiğe çıkacağını öngören net sıfır senaryosu. İkincisi de 5 milyon elektrikli araç öngören baz senaryo.
Net sıfır senaryosunda binek araçların sebep olduğu emisyonlarda yüzde 41 oranında düşüş görülmesi bekleniyor. Bu da toplam karbon emisyonlarının 20 milyon ton azaltılması anlamına geliyor.
‣ TÜİK açıkladı, Türkiye’de elektrikli araçlara talep artıyor
‣ Türkiye’de elektrikli araç satışları üç kat arttı
Entegrasyon için ne gerekiyor?
11 milyon aracın trafikte olduğu senaryoda araçların Türkiye’nin elektrik dağıtım şebekesine entegrasyonu için Orta Gerilim/Alçak Gerilim (OG/AG) trafo yatırımlarının yüzde 10 arttırılması gerekiyor. OG hattı yatırımındaki ihtiyaç ise yüzde 16 olarak hesaplandı.
Baz senaryoya göre ise OG/AG hattı yatırımlarının yüzde 5, OG hattı yatırımlarının ise yüzde 3,5 arttırılması gerekiyor.
Elektrikli mobilite yükleri için dağıtım sistemi operatörlerine sermaye tahsis edilmesi, sistem güvenilirliği arasında bir denge sağlanması, elektrikli mobilite yükleri için özel trafo kapasitesi tahsis edilmesi ve diğer yük türleri için yeni trafoların planlanması da araçların dağıtım şebekelerine entegrasyonu için önerilen yatırım stratejileri arasında.
Son olarak rapor, elektrikli araçların güvenilirlik standartları korunarak entegre olmasını sağlamak için enerji sektörü, otomotiv endüstrisi, düzenleyici kurumlar ve araştırma kurumlarından paydaşların iş birliği yapması gerektiğine dikkat çekiyor.
‣ EPDK: Elektrikli araçlar için ilk şarj ağı işletmeci lisanslarını verdik
Ulaşım sektöründe dönüşüm şart
SHURA direktörü Alkım Bağ Güllü, Türkiye’de ulaştırma sektörünün hem sanayi ve binalardan sonra en çok enerji tüketen üçüncü sektör olduğuna hem de fosil yakıtlara bağımlılığı en yüksek sektör olduğuna dikkat çekti.
Güllü ulaşım sektörünün “Türkiye’nin karbondioksit emisyonlarının yaklaşık yüzde 22’sinden sorumlu” olduğunu bu emisyonların yüzde 90’ından fazlasının karayolu taşımacılığından geldiğini söyleyerek küresel net sıfır hedeflerine ulaşırken elektrikli mobilitenin ulaşım sektörünün emisyonlarını azaltmak ve enerji verimliliğini arttırmak için önemli bir strateji olduğunu vurguladı.
Rapor, ulaşım sektörünün dönüşümü için gereken adımları şu şekilde sıralıyor:
- Elektrikli araç ve şarj hizmetleri piyasasının paralel olarak hızlandırılması
- E-mobilite odaklı dağıtım şebekesi yatırım stratejilerinin geliştirilmesi
- Zamana ve bölgeye bağlı şarj önlemlerinin geliştirilmesi
- Dağıtım şebekeleri üzerindeki e-mobilite yük etkisini sınırlandırmak için akıllı şarj mekanizmalarının planlanması, geliştirilmesi ve uygulanması
- Elektrikli araç şarjı için yeni iş modellerinin değerlendirilmesi, geliştirilmesi ve uygulanması