Doğa MücadelesiManşet

Şemsettin Eser’in ardından…

0

Şemsettin Eser (1946-2011)

Şemsettin Eser… Türkiye’de nükleer karşıtı hareketin ve çevre mücadelesinin kendisini geride tutmuş, görünmez liderlerinden… Geçtiğimiz hafta Türkiye yeşil hareketi, Türkiye çevre hareketi işte bu gizli liderlerinden birini, İskenderun Çevre Koruma Derneği Başkanı Şemsettin Eser’i kaybetti.

1946 doğumlu olan Şemsettin Eser, hareketin peşini hiç bırakmayan bir kişi. Öyle ki, akciğer ve kalp rahatsızlığı Eser’i artık dinlenmeye zorladığında, “Ben evde ölümü bekleyemem” diyerek, mücadeleye devam etmiş bir kişi. Şemsettin Eser, geçtiğimiz Cumartesi günü kalbine yenik düştü.

Biz de Yeşil Gazete olarak mücadele arkadaşlarına Şemsettin Eser’i sorduk. Bu değerli mücadele insanını bir kez daha saygıyla anıyoruz.

***

Oktay Demirkan – (İskenderun Çevre Koruma Derneği eski başkanı ve DAÇE’nin kurucusu)

Şemsettin ile 1990’dan beri çevre için birlikte mücadele ederdik. Şemsettin mesafe önemsemezdi. Katılımcıydı, çalışkan ve üretkendi. Karşılaştığımız sorunlara, hemen çözüm önerileri üretirdi. Nerede olunması gerekiyorsa, orada olurdu. Sinop’ta da nükleere karşı çıktı, Mersin’de de… Bergama’da da oldu, mücadelenin sürdüğü başka bir yerde de. Akciğerinden ve kalbinden rahatsızdı. İki kere zatürre teşhisi konuldu. Anjiyo yapıldı. Fakat kalbine, ciğerleri yüzünden müdahale edilemedi. Doktorların dinlen demesine rağmen, aktivitesine devam etti. İskenderun Çevre Koruma derneği başkanıydı. DAÇE’nin temsilcisiydi. Kaybı hepimizi çok üzdü. Hepimizin başı sağolsun.

***

Hilmi Çamurdan – (ÇETKO’nun eski başkanı)

Kurucusu, ilk sekreteri, isim babası olduğum DAÇE (Doğu Akderiz Çevrecileri Ortak Sekretaryası Gayri Resmi Federasyonu) 9 Şubat 1991 tarihinde Yeşiller Partisi Adana Seyhan İlçe binasında kuruldu. Kurucular toplantısında; Yeşiller Partisi, ÇETKO, NÜSHED, İskenderun, Payas ve Antakya çevre koruma dernekleri vardı. (Kaynak: TOYA (Trene Otostop Yapan Adam) )

İskenderun derneği adına katılan kişilerden birisi Şemsettin Eser idi. Şemsi Abi ile yoldaşlığımız, davadaşlığımız o gün başladı.

Şemsi abi yitirdiğimiz yoldaşlarımız gibi yüreğimizde “ilelebet kalacak”. Ona yazdığım bir kaç satırda “Ekin Tiyatrosu ve Satmadın, Satılmadın” tümceleri, Türkiye EYÇ (Ekolojist,Yeşil,Çevreci) hareketini sabote eden, zamanı gelince gün ışığına çıkacak gerçeklerin üstü kapalı ifadesidir.

ŞEMSİ ABİ

Yoldan geldim Şemsi Abi
Karanlığa kaldım
Yorgunum, gözlerim yanıyor
Haberini aldım
*
Yıktın beni Şemsi Abi
Hayret! ağlamadım
Ya yorgunluktan
Ya da kanıksamaktan
*
Artık ileriye yürüyemiyorum Şemsi Abi
Sadece geriye bakıyorum
Hatırlarsan bir sözüm vardı
“Geriye bak, ileriye yürü”
*
Filim geriye sarıyor Şemsi Abi
Her gelişinde beni araman
İki tek atarak paylaştıklarımız
Ekin Tiyatrosundaki duruşun
*
Paylaştık seninle yaşamı Şemsi Abi
Yöremde bir tek sen vardın
Haykırışlarıma set çekmeyen
Sessiz kalarak seslenen
*
Ruhum bedenimden çekiliyor Şemsi Abi
Yazamıyorum, yaratamıyorum, yaşayamıyorum
Rakı, beyaz peynir, domates sohbetlerimiz
Torunlarını anlatırken ki ışıltın
*
Satmadın, satılmadın Şemsi Abi
Sattılar, satıldılar
Yanıbaşımızdakiler
Toprağın bol olsun
(18 Eylül 11 saat 01.30 Öveçler/Ankara)

***

Bilge Contepe – (Yeşiller Partisi eski Eşsözcüsü)

Şemsettin Eser yemyeşil bir insandı. Doğa ve insan sevgisini ayırmadan mücadelesini sürdürdü. Eşitlikçi toplum ideali peşinden koştu. Emek ve ekolojiyi birbirinden ayırmadan mücadele etti. Nükleer karşıtı hareketin başından beri vardı. Bizim tanışmamız ise 1989 Silifke Mitingi’nde dayanıyor. Her yerde, her toplantıda vardı. Nükleer karşıtı olarak köyde yaşarken sürekli bizi ziyaret ederdi. Yumurtalık Termik Santrali’ne karşı da mücadele etti. Kendini ortaya çıkarmayan, görünmeyen bir liderdi. Kaybını duyduğum andan itibaren çok kötüyüm.

***

Umur Gürsoy (Halk Sağlığı Uzmanı)

Soldan Sağa - Şemsettin Eser, Aylin Canpolat Ödemiş, Umur Gürsoy, Oktay Demirkan ve Celal Yahyaoğlu (19 Haziran 2010)

Onu 1988’de İskenderun’a tayinim çıktığında İskenderun Çevre Koruma Derneği’nin Troykası’nda tanıdım: Cemil Altay, Oktay Demirkan ve Şemsettin Eser. Ben de bu derneğin içinde bir yıl yönetim kurulu üyeliği yaptım, sanıyorum. Daha sonra ben İskenderun’dan Osmaniye’ye geçip Osmaniye Çevre Dostları Derneği’ni kurarak Doğu Akdeniz Çevrecileri içine sokunca her iki ayda bir olağan DAÇE toplantıları olmak başta olmak üzere, memleketin neresinde çevre sorunu, toplantısı veya yeni kurulacak çevre derneği tanışması ve dayanışması varsa onu devamlı orada görmeye devam ettim.

Türkiye Çevre Koruma Hareketinin çevrecilerindendi. Bizlerle birlikte o da aşırı çevreci güzellemesini yedi, ama o aşırılıklarımızı o kadar iyi anlatıyordu ki, ne resmi ne de aramızdaki toplantılarda onun sözünü keseni görmedim. Zaten kesilmesine gerek kalmayacak kadar saygı dolu, özlü, kısa ve fakat anlaşılır konuşur ve anlatırdı.

Her toplantıya, özellikle önceden kendisine verilmiş bir görevden dönüyorsa; hazırlıklı gelir, katıldığı toplantıyı bizlere kısaca anlatır; aldığı izlenim, kanı ve önerileri bize aktarırdı. Bir 68’li olarak bizimle anlaşmakta ve bizi anlamakta hiç zorluk çekmedi. Çok derin bir sağduyu ile daima doğru tarafta oldu, ama haksızlıklara karşı anlamlı bir suskunluk ve toplantıyı terk edişle tavır alırdı. Ağabey arkadaşlarımızın içinde en güveniliri idi. Ağzından kırıcı bir söz ya da ima duymadım. Sinirlendiğini görmedim.

Eskilere ve yenilere ders niteliğinde çok çalışkan bir ikinci adam ve danışman görevi yapar, görev verildiğinde son görevinde olduğu gibi Dernek Başkanlığı’ndan gibi görevlerden ve uzun yoldan kaçmazdı. Çoğunu Oktay Demirkan’ın arabası ile olmak üzere bütün yolculuklarını karayolu ile yapardı.

Eski bir sendikal geçmişi ve 12 Eylül Darbesinin acılarından geliyor olması, onda hiç çaktırmasa da büyük bir bilgelik oluşturmuş, bu birikimlerini Türkiye Çevre Koruma Hareketi’nde İskenderun Çevre Koruma Derneği’nin devlet katında kabul görmesinde, bunun bizimle Çevre Bakanlıkları ve toplantıları arasındaki bağı kurmasında Şemsettin Ağabey’in emeği büyüktür.

En çok O’nun yanında iken ve katıldığı toplantılarda kendiliğinden oluşturduğu güven duygusunu arayacağım. Sanırım, Saynur Gelendost ve Coşkan Daş’tan sonra çevre hareketine katkısı ve çalışkanlığı açısından son yıllarda verdiğimiz en önemli kayıptır. Ne var ki korkarım O da, Türkiye EYÇ Hareketi’nin Unutulanlar Mezarlığı’ndaki kendine yaraşır yerini alacaktır.

***

Ümit Şahin – (Yeşiller Partisi Eşsözcüsü)

MV Ulla içinde tonlarca toksik atıkla İskenderun körfezinde battığı zaman ben de rapor hazırlamak için İskenderun’a gitmiştim. Şemsettin Eser’i hem İskenderun Çevre Koruma Derneği’nde verdikleri bu önemli mücadeleden, hem de Akkuyu sürecinden tanıyorum. Şemsettin abi nükleer karşıtı hareketin ve yerel çevre mücadelelerinin mütevazi ve inançlı aktivistlerinden biriydi. Ölümünden önce Ulla’nın toksik atıklarıyla körfez sularından çıkartılamamasının üzüntüsünü yaşadığını basın toplantısı kaydını gördüm ve çok daha fazla üzüldüm. Bu ülkede Şemsettin abi gibi değerli mücadele insanları hem hakettikleri değeri göremiyor, hem de sürekli aynı moral bozuklukları ve hayal kırıklıklarıyla boğuşuyorlar. Bize düşen onların kıymetini yaşarken de bilmek olmalı. Nur içinde yatsın.

***

Eser’in son basın toplantısı

İskenderun Çevre Koruma Derneği Başkanı Şemsettin Eser’in, MV/Ulla gemisinin batışının 7. yılında derneğin temyiz talebi reddedicilince Ulla davasının sona erdiğini açıkladığı 21 Temmuz 2011 tarihli basın toplantısının İskenderun Güney TV’de yayınlanan haber kaydını aşağıda izleyebilirsiniz. Eser, ölümünden iki ay önce düzenlediği basın toplantısında “Ulla davası sona erdi ancak, tehlikeli atık yüklü Ulla gemisi sonsuza kadar körfezde kalacak” demişti.


Haber: Koray Doğan Urbarlı – Yeşil Gazete

You may also like

Comments

Comments are closed.