EkolojiManşet

Sarı yazmanın zaferi: Cide HES iptal, Loç vadisi kurtuldu

0

Sarı Yazmalılar Loç vadisi için eylemde

Sarı yazmalılar Kastamonu’nun Cide ilçesindeki Loç vadisinde yapılmak istenen HES’e karşı verdikleri mücadeleyi kazandı.

2009 yılından bu yana süren mücadeleleri boyunca, İstanbul’daki şirket merkezinin önünde yaptıkları 28 günlük oturma eylemi de dahil sayısız eylem yapan ve kendilerine Sarı Yazmalılar ismini veren Loçlular, nihai zaferlerini hukuk mücadelesinin sonucunda ilan etti. Önceki gün Orya Enerji tarafından yapılmak istenen Cide Regülatörü ve HES projesi için nihai iptal kararı verilen dava, 2009 yılında verilen olumlu ÇED raporunun iptali istemiyle Çevre ve Orman Bakanlığı’na karşı açılmıştı.

Davacı köylülerin avukatı Yakup Okumuşoğlu tarafından yürütülen davada Kastamonu İdare Mahkemesi‘nin 28 Haziran 2011 tarihli kararıyla Cide HES için verilen olumlu ÇED raporu iptal edildi.

Loç vadisi

Loçlular: “Orya Enerji Loç vadisini terk etsin.”

Loç Vadisi Koruma Platformu tarafından mahkeme kararının ardından bugün yayınlanan basın açıklamasında 16 Mart 2009’da ÇED bilgilendirme toplantısıyla başladıkları mücadelenin zaferle sonuçlandığı belirtildi. Kararın Loç vadisi halkı için müjdeli bir haber olduğu belirtilen açıklamada “Mücadelimize bundan sonra daha güçlü ve daha örgütlü bir şekilde devam edeceğimizin taraflar tarafından bilinmesini isteriz” denildi.

Loç Vadisi Koruma Platformu şirketin Loç vadisini terk etmesini istedi. Açıklamada şöyle denildi:

“Vadimizin cennete eşdeğer güzelliğini ve yaşam alanlarımızı kaybetmek üzere iken kıymetini daha iyi anladığımızdan, bunda sonra vadimize daha çok sahip çıkarak, yaşam alanlarımızı koruyacağımıza yemin ettik. Başka iştahı kabaranlar olması halinde, karşılarında bir duvar gibi durarak  geçit vermeyeceğiz.

Kastamonu İdare Mahkemesi’nin verdiği bu karardan sonra, Orya Enerji’nin 30 gün içerisinde temyiz için Danıştay’a gitme hakkı vardır. Biz, Loç Halkı olarak bu hakka saygı gösteriyoruz. Fakat istenmediği bir vadide, para kazanmak için tüm manevi ve kültürel  değerlere saldırarak; Küre Dağları Milli Parkı içinde ülkemizin en güzel vadilerinden biri olan Loç Vadisi proje alanında yapmayı düşündüğü çalışmalarla, meydana gelecek olumsuz etkilerle,  havza ve milli park ekosistem bütünlüğüne zarar vererek  Orya Enerji firması hiçbir yere varamaz. Ayrıca bu kadar hukuka uyarsızlık olmasını da göz ardı etmeyerek Orya Enerji bu hevesinden derhal vazgeçmelidir. Asıl iştigal konusu olan boru imalatı işine dönmeli, Loç Vadisini süratle terk etmelidir.

Bundan sonra, Orya Enerji’nin Loç Vadisi halkının akraba ilişkilerini bozmak için bıraktığı nifak tohumlarını tek tek bularak imha edeceğimizi, yeniden aramızda tam bir birlik, dostluk ve akrabalık bağları kuracağımızı, türlü vaatlerle kandırılan, birbirlerine düşürülmeye çalışılan baba oğul, ağabey kardeş ilişkilerini en samimi haline eskisinden daha da güçlü bir hale getirerek, büyük bir  aile olacağımızdan da herkesin haberi olmasını isteriz.”

Açıklamada kendilerine destek veren bütün hareketlere de teşekkür eden Loç Vadisi Koruma Platformu bundan böyle de diğer vadilerdeki hareketlerin yanında olacaklarını açıkladı:

“Mücadelemiz boyunca derdimizi dert edinen, bize destek veren tüm dostlarımıza, tüm platformlara; Ergene’den başlayarak Karadeniz Vadilerinden en son Hopa’ya, Sinop’tan Mersin’e, Antalya Alakır’a, İzmir Allioni’den Munzur’a, Aksu’ya varıncaya kadar, tüm vadilere hem teşekkür eder, hem de tüm gücümüzle yanlarında olacağımızı, hiçbir vadimizi yüzde on cansuyuna  49 yıllığına vermeyeceğimizi de beyan ederiz.

Mücadelemiz boyunca hukuktan ve yasalardan biran olsun ayrılmadık. Bu hukuk mücadelemizde bize destek veren tüm hukuk adamlarına, Çevre Bilimi konusunda bizi aydınlatan tüm Öğretim görevlilerine de ayrı ayrı teşekkür ederiz.

İki yıl öncesine kadar sessiz sakin oturan Kastamonu Cide Loç halkı, kültürüne sarılıp sarıyazmasını baş tacı edip; firmanın bu hukuksuzluğuna  isyan ediyor ve bunu da bağımsız yargı onaylıyorsa, bu isyana sebep olanlar  mercek altına alınmalıdır. Biz  artık Loç halkı olarak  “Cide HES gitti, huzur geldi” demek istiyoruz.”

Kararın ayrıntıları

Sarı yazmalılar kararı kutluyor

Çevre ve Orman Bakanlığı, Loç vadisinde yapılmak istenen 21,5 MW gücündeki Cide HES için ÇED olumlu kararını 15 Ekim 2009’da almıştı. Cideli köylüler tarafından açılan ve Çevre Mühendisleri Odası’nın da davacıların yanında müdahil olarak katıldığı davada iki kez bilirkişi incelemesi yaptırıldı ve bilirkişi raporlarında ÇED için gerekli incelemelerin yapılmadığı kanaati yer aldı. Mahkeme heyetinin verdiği kararın hüküm bölümünde Loç vadisinde yapılacak HES’in ekolojik dengeyi bozacağı görüşüne yer verildi ve proje için verilen olumlu ÇED’in hukuka uygun olmadığı belirtildi. Mahkemenin kararı şöyle:

“Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile teknik bilirkişi raporlarının birlikte değerlendirilmesinden; Cide Regülatörü ve HES projesine ait proje alanının milli park alanı tarafından çevrili olması ve milli parkla aynı havza içerisinde yer alması nedeniyle proje yer seçiminin doğru olmadığı, proje alanının bilimsel açıdan, milli park tarafından çevrelenmiş olmasından dolayı milli parkı da kapsayan Devrekani havzası’nın ekosisteminin bir parçası olduğu ve bölge vejetasyonuna çeşitlilik kattığı, proje sahasının, milli parkın koruma zonu kabul edilecek bir mesafe içerisinde yer aldığından proje alanında yapılacak çalışmalardan kaynaklanacak olumsuz etkilerin, havza ve milli park ekosistem bütünlüğüne zarar vereceği ve anılan havzada yer alan bitki türleri, yaban hayvanları ve sucul canlıların yok olmasına, toprak-su-vejetasyon arasındaki dengenin bozulmasına yol açacağı sonucuna varılmıştır.

Bu durumda, proje alanının milli park alanı tarafından çevrili olması ve milli parkla aynı havza içerisinde yer alması nedeniyle proje yer seçiminin bilimsel açıdan doğru olmadığı gibi proje alanının milli parkı da kapsayan Devrekani havzası’nın ekosisteminin bir parçası olması ve proje alanında yapılacak çalışmalardan kaynaklanacak olumsuz etkilerin havza ve milli park ekosistem bütünlüğüne zarar verecek nitelikte olması nedeniyle Kastamonu İli, Cide İlçesi, Devrekani Çayı üzerinde Orya Enerji Elektrik Üretim A.Ş tarafından yapımı planlanan 21,5 MW gücünde Cide Regülatörü ve Hes Projesi’ne ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) olumlu kararı verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.”

Şirket: “Bize haksızlık yapıldı”

Bekir Sıtkı Esendir

Kararın açıklanmasının ardından görüşlerini almak üzere Orya Enerji’de Cide HES’in proje sorumlusu olan Bekir Sıtkı Esendir‘le de görüştük. Esendir davayı kaybetmeleri nedeniyle üzgün olduklarını, ancak hukuka saygılı olduklarını söyleyerek Cide’deki şantiyelerini yarın kapatacaklarını açıkladı. Esendir yürütmeyi durdurma kararı nedeniyle 6 aydır çalışmayan, ancak yine de davayı kazanma umuduyla açık tuttukları şantiyelerini yarın kapatacaklarını ve Danıştay kararını bekleyeceklerini söyledi.

Esendir çok emek verdiklerini söylediği bu projeden vazgeçmeyeceklerini, ancak hukuk yoluyla mücadele edeceklerini belirterek kendilerine haksızlık yapıldığını savundu. Kendi projelerinin de olduğu Devrekani çayında biri işletmeye açılmış, biri inşaat halinde, biri de ÇED sürecinde olan 3 proje daha olduğunu söyleyen Esendir, Cide de dahil Kastamonu bölgesinde toplam 55 HES projesi bulunduğunu ve bir tek kendi projelerinin dava açılarak durdurulmuş olmasının nedenini anlayamadığını belirterek kendilerinin hedef seçildiklerini ve haksızlığa uğradıklarını iddia etti.

Ancak aldığımız bilgiye göre Kastamonu’ya bağlı Çatalzeytin’de yapılmak istenen bir HES’e karşı Yakup Okumuşoğlu’nun avukatlığını yürüttüğü bir dava daha bulunuyor. Yani Kastamonu’da davası devam eden en az bir HES daha var.

Proje sorumlusu Esendir’in verdiği bilgiye göre Orya Enerji’nin Ordu’da Darıca-2 adında bir HES projesi daha bulunuyor.

Yakup Okumuşoğlu

“En zor davalardan biri”

Davacıların vekili olan Avukat Yakup Okumuşoğlu yıllardır pek çok benzeri dava kazanmış bir çevre avukatı. Yakup Okumuşoğlu bu davanın en zor kazandıkları davalardan biri olduğunu söylüyor. Kararın ardından görüşlerine başvurduğumuz Yakup Okumuşoğlu Loç vadisinde yapılmak istenen HES’i yeni davalarla mahkemeye taşımaya devam edeceklerini söylüyor: “Firma lehine tesis edilmiş olan bütün idari kararların iptali için mahkemeye başvurmaya devam edeceğiz. Elektrik üretim lisansı ve su kullanım hakkı anlaşmasının ve kamulaştırma kararlarının iptali için dava açma çalışmalarına başladık bile.”

Avukat Okumuşoğlu, kararın benzer davalardan farklı yönünün milli parka yapılan vurgu olduğunu söylüyor. Okumuşoğlu sivil toplum tarafından Loç vadisi için çok ciddi bir mücadele verildiğini, bu mücadele sayesinde kamuoyunda oluşan kanaatin de kararda önemli olduğunu sözlerine ekliyor.

Haber: Ümit Şahin, Ali Uçarman – Yeşil Gazete


Kastamonu Cide Loç Vadisi Halkının, 16 mart 2009 tarihinde Cide Hes projesi Çed  halkı bilgilendirme toplantı ile başlattığı mücadele, projenin 15 Eylül 2009 tarihinde Cide Hes Çed onayı alması ile birlikte, 15 Aralık 2009 tarihinde Kastamonu Bölge İdare Mahkemesinde açtığı Çed İptal ve Yürütmeyi durdurma davası ile devam etmiştir. Mahkeme sürecinde iken Orya Enerjinin yalnızca Çed onayı aldığını, fakat alması gereken diğer izinleri almadığını hem belgelememiz hem de Orya Enerji Salıpazarı/İstanbul adresinde 28 gün boyunca oturmamız  ile ilk olarak 31 Aralık 2010 tarihinde Ruhsatsız ve İmarsız kaçak Hes  (basında heskondu olarak yer alan) yaptığı için Kastamonu İl Özel İdaresinden Cide Kaymakamlığına gelen yazı ile aynı akşam mühürlenmiş; akabinde  3 Ocak 2011 tarihinde Kastamonu Bölge İdare Mahkemesi tarafından “geri dönülmesi mümkün olmaya tahribatlar yapıldığı” gerekçesi ile yürütmeyi durdurma kararı çıkarak tüm faaliyetlerini durdurulmuştur. Ve nihayet Loç halkının beklemiş olduğu Çed İptal kararı 11 Temmuz 2011 tarihinde Kastamonu idare Mahkemesi tarafından  açıklanarak aşağıdaki karar çıkmıştır: 

Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile teknik bilirkişi raporlarının birlikte değerlendirilmesinden; Cide Regülatörü ve HES projesine ait proje alanının milli park alanı tarafından çevrili olması ve milli parkla aynı havza içerisinde yer alması nedeniyle proje yer seçiminin doğru olmadığı, proje alanının bilimsel açıdan, milli park tarafından çevrelenmiş olmasından dolayı milli parkı da kapsayan Devrekani havzası’nın ekosisteminin bir parçası olduğu ve bölge vejetasyonuna çeşitlilik kattığı, proje sahasının, milli parkın koruma zonu kabul edilecek bir mesafe içerisinde yer aldığından proje alanında yapılacak çalışmalardan kaynaklanacak olumsuz etkilerin, havza ve milli park ekosistem bütünlüğüne zarar vereceği ve anılan havzada yer alan bitki türleri, yaban hayvanları ve sucul canlıların yok olmasına, toprak-su-vejetasyon arasındaki dengenin bozulmasına yol açacağı sonucuna varılmıştır.

Bu durumda, proje alanının milli park alanı tarafından çevrili olması ve milli parkla aynı havza içerisinde yer alması nedeniyle proje yer seçiminin bilimsel açıdan doğru olmadığı gibi proje alanının milli parkı da kapsayan Devrekani havzası’nın ekosisteminin bir parçası olması ve proje alanında yapılacak çalışmalardan kaynaklanacak olumsuz etkilerin havza ve milli park ekosistem bütünlüğüne zarar verecek nitelikte olması nedeniyle Kastamonu İli, Cide İlçesi, Devrekani Çayı üzerinde Orya Enerji Elektrik Üretim A.Ş tarafından yapımı planlanan 21,5 MW gücünde Cide Regülatörü ve Hes Projesi’ne ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) olumlu kararı verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
(ESAS NO:200/729 ; KARAR NO:2011/464)

Bu karara ulaştıran 19 maddelik açıklamalardan bazıları da oldukça dikkat çekicidir.

“1-Proje sahasındaki gerek sucul gerekse karasal yaban hayatı türlerinin tespiti 3 ay gibi kısa sürelerle yapılan gözlemlerle saptanmıştır. Kısa süreli yapılan çalışmalar, tespit edilen hayvan türü sayısının gerçeğinden farklı olmasına sebep olabilmektedir. Aynı şeyler vejetasyon çalışmaları içinde geçerlidir. Nitekim aynı ÇED raporu konusunda Bartın Üniversitesi, Bartın Orman Fakültesi tarafından hazırlanan raporda da görüleceği üzere projenin planlandığı sahaya yakın olan Bartın Kirazlık baraj havzasında 500 den fazla tür tespit edilmişken söz konusu proje sahasında bunun yarısından bile az (177 tane tür) tespit edilmiştir. Ancak bu eksikliklerin giderilmesi sahada söz konusu projenin yapılmasını haklı kılmaz. Çünkü burası her ne kadar kabul edilmese de bilimsel açıdan, milli park tarafından çevrelenmiş olmasından dolayı milli parkı da kapsayan havza ekosisteminin bir parçasıdır ve bölge vejetasyonuna çeşitlilik katmaktadır.
2-Proje sahasında bulunan bazı endemik türlerin başka yerlere transfer edilerek koruma altına alınacağı söylenmektedir. Bu durum doğru bir yaklaşım değildir ve transfer edilen bitkinin transfer edildiği ortama uyum sağlayıp gelişeceği garanti değildir. Böyle bir doğa yaklaşımı da bulunmamaktadır.

5-Devrekani Çayı yaklaşık olarak 7 km uzunluğundaki bir mesafe boyunca değişime uğrayacaktır. Havzalarda yer alan akarsular ve çevresi yanıdır. Projenin yapımı, Devrekani Çayı Havzasında yer alan ekosistemde yaklaşık 7 km lik bir mesafede kesintiye yol açarak toprak-su-vejetasyon arasındaki dengeyi bozacak ve sulak ekosistemi, yaban hayvanlarının göç güzergahları, beslenme ve barınma alanlarını olumsuz etkileyecektir.

7-Regülatör arkasında oluşacak gölden karstik arazi yapısındaki çatlaklardan ve buharlaşmalardan kaynaklanan önemli bir su kaybı olacaktır. Oluşacak göl alanından meydana gelecek buharlaşma da küresel ısınma olgusu dikkate alındığında yüksek olacağından mevcut su miktarında azalma olacaktır. ÇED raporunun 52. sayfasında yer alan tablodaki (ikinci sütundaki yıllık buharlaşma değerleri yanlış ve fazla verilmiş olsa da) günlük buharlaşma değerleri regülatör arkasında oluşacak gölden buharlaşma ile fazla miktarda su kayıplarının olacağını göstermektedir. Bu durumda akımın si olarak baz alınan can suyu miktarını etkileyecektir. Göl yüzeyinden buharlaşma, gölün oluştuğu alandaki karstik yapının çatlaklarından meydana gelecek kaçaklar ve su iletim borularına verilecek su miktarı derede akan su miktarının azalmasına yol açacaktır. Bu durum, dere ekosisteminde oluşan toprak-su-vejetasyon arasındaki dengenin bozulmasına, deredeki ıslak çevre alanının ve dolayısıyla dere ekosisteminin olumsuz etkilenmesine ve sucul canlıların tür ve sayısının azalmasına yol açacaktır.

Loç Vadisi halkı için  çok güzel olan bu  müjdeli haberi, sizlerle paylaşmaktan çok mutluyuz. Mücadelimize bundan sonra daha güçlü ve daha örgütlü bir şekilde devam edeceğimizin taraflar tarafından bilinmesini isteriz. Vadimizin cennete eşdeğer güzelliğini  ve yaşam alanlarımızı kaybetmek üzere iken  kıymetini daha iyi anladığımızdan,  bunda sonra vadimize daha çok sahip çıkarak, yaşam alanlarımızı koruyacağımıza yemin ettik. Başka iştahı kabaranlar olması halinde, karşılarında bir duvar gibi durarak  geçit vermeyeceğiz.

Kastamonu İdare Mahkemesinin verdiği bu karardan sonra, Orya Enerjinin 30 gün içerisinde temyiz için Danıştay’a gitme hakkı vardır. Biz,  Loç Halkı olarak bu hakka saygı gösteriyoruz. Fakat İstenmediği bir vadide, para kazanmak için tüm manevi ve kültürel  değerlere saldırarak; Küre Dağları Milli parkı içinde ülkemizin en güzel vadilerinden biri olan Loç Vadisi proje alanında yapmayı düşündüğü çalışmalarla, meydana gelecek olumsuz etkilerle,  havza ve milli park ekosistem bütünlüğüne zarar vererek  Orya Enerji firması hiçbir yere varamaz. Ayrıca bu kadar hukuğa uyarsızlık olmasını da göz ardı etmeyerek  Orya Enerji bu hevesinden derhal vazgeçmelidir. Asıl iştigal konusu olan boru imalatı işine dönmeli, Loç Vadisini süratle terk etmelidir.

Bundan sonra,Orya Enerjinin Loç Vadisi halkının akraba ilişkilerini bozmak için bıraktığı nifak tohumlarını tek tek bularak imha edeceğimizi, yeniden aramızda tam bir birlik,dostluk ve akrabalık bağları kuracağımızı, türlü vaatlerle kandırılan, birbirlerine düşürülmeye çalışılan baba oğul, ağabey kardeş ilişkilerini en samimi haline eskisinden daha da güçlü bir hale getirerek, büyük bir  aile olacağımızdan da herkesin haberi olmasını isteriz.

Mücadelemiz boyunca derdimizi dert edinen, bize destek veren tüm dostlarımıza, tüm platformlara; Ergene’den başlayarak Karadeniz Vadilerinden en son Hopa’ya, Sinop’tan Mersin’e,Antalya Alakır’a, İzmir Allioni’den Munzur’a,Aksu’ya varıncaya kadar, tüm vadilere hem teşekkür eder, hem de tüm gücümüzle yanlarında olacağımızı, hiçbir vadimizi yüzde on cansuyuna  49 yıllığına vermeyeceğimizi de beyan ederiz.

Mücadelemiz boyunca hukuktan ve yasalardan biran olsun ayrılmadık. Bu hukuk mücadelemizde bize destek veren tüm hukuk adamlarına, Çevre Bilimi konusunda bizi aydınlatan tüm Öğretim görevlilerine de ayrı ayrı teşekkür ederiz.

İki yıl öncesine kadar sessiz sakin oturan Kastamonu Cide Loç Halkı, kültürüne sarılıp sarıyazmasını baş tacı edip; firmanın bu hukuksuzluğuna  isyan ediyor ve bunu da bağımsız yargı onaylıyorsa, bu isyana sebep olanlar  mercek altına alınmalıdır. Biz  artık loç halkı olarak  “CİDE HES GİTTİ, HUZUR GELDİ “ demek istiyoruz.

En derin saygılarımızla,
Loç Vadisi Koruma Platformu

More in Ekoloji

You may also like

Comments

Comments are closed.