Doğa MücadelesiEditörün SeçtikleriManşetTürkiye

Salda Gölü’nü besleyen Eşeler Dağı’na krom madeni açılmak isteniyor: Göl kuruyabilir, su kaynakları zehirlenebilir

0
Salda Gölü

Burdur‘da Mars projelerine ışık tutması beklenen, ancak bir türlü yeterli ölçüde koruma altına alınamayan muhteşem güzellikteki Salda Gölü’nün yakınlarındaki Eşeler Dağı‘na krom madeni açılmak isteniyor. Maden açılırsa, Salda kuruma tehdidiyle karşı karşıya kalacak.

Bölge halkı, açılması planlanan maden işletmesi nedeniyle alandaki birçok yerleşim yerinin de su kaynaklarının zehirleneceğinden veya yok olabileceğinden endişe duyuyor.

‣ Salda Gölü: Endemik bitkiler çapalandı, göl insan akınına uğradı
‣ Özel şirketin işletimindeki Salda’yı korumak: Bu projeyi millete nasıl açıklayacaksınız?
‣ Salda Koruma Derneği: Göle girmek tamamen yasaklanmalı

‘Maden, tüm canlılara zarar verecek’

Salda Gölü Koruma Derneği Başkanı Gazi Osman Şakar, Yeşil Gazete‘ye Salda Gölü’nü besleyen herhangi bir dere veya ırmak bulunmadığını, gölün yalnızca Eşeler Dağı’ndan gelen yer altı sularıyla beslendiğini söyledi.

Salda Gölü

Dağda yapılacak madencilik faaliyetlerinin bölgedeki su kaynaklarının yollarını değiştireceğini belirten Şakar, “Salda gibi Karamanlı‘daki bir göletin suyu da Eşeler Dağı’ndan geliyor. Karamanlı’nın, Yeşilova‘nın ve Tefenni‘nin, hatta belki Acıpayam‘ın köylerinin içme suları Eşeler Dağı’ndan çıkan sularla sağlanıyor” dedi.

Şakar, söz konusu dağda yetişen endemik bitkiler olduğunu da kaydetti:

Maden açılırsa, endemik bitkiler zarar görecek. Suların yok olmasıyla oradaki diğer canlılar da zarar görecek ve yaban hayatı bitecek. Burada faaliyet gösterecek olan krom madeni işletmesi sadece Salda Gölü’ne değil, bu çevrede yaşayan çok geniş bir alandaki insanlara da, bütün canlılara da zarar verecek.”

Salda’nın yanı sıra, gölün kaynağı durumundaki Eşeler Dağı’nın da korunması gerektiğini belirten Şakar, “Eşeler Dağı’nda gerek mermer gerek krom olsun maden çalışmaları yapılmamalı” diye konuştu.

‘Göl çevresinde yaşam bitebilir’

Bölgede çalışmalar yürüten Susuz Tarım Projesi Sorumlusu Dr. Ece Aynur Onur Işıldar ise bölgede halihazırda çok ciddi bir kuraklık tehdidi yaşanırken yapılması planlanan krom madeninin bu tehdidi tırmandırdığını dile getirdi.

Işıldar, Akdeniz bölgesinde Toros Dağları’nda maden çıkaran Zontaş adlı şirketin, bu kez de Salda Gölü’nün yanı sıra bölgedeki tarımsal sulama ve içme suyu kaynağı olan Eşeler Dağı’nda maden işletme faaliyetleri yürütmek için izin alma peşinde olduğunu belirtti.

Salda Gölü

Krom madeni işletmesinin Eşeler Dağı’nda yer altında dinamit patlatarak çalıştığını aktaran Işıldar, “Dinamitle patlatıldığı zaman su yataklarının yerleri değişecek. O su nereye gidecek bilmiyoruz. Belki yerin altında kaybolup gidecek ya da zehirli hale gelecek” dedi.

Işıldar, işletmenin ruhsat aldığı Yeşilova’daki Niyazlar Köyü‘nde dinamitle yapılan patlamalardan ötürü suların kesildiğini ve aynı suların Salda Gölü’nü besleyen kaynak da olabileceğine dikkati çekti.

Çevre illerdeki krom madenlerinde de işletmenin zehirli sularının havuzlarda biriktirildiği ve bunların nereye deşarj edildiğinin bilinmediğini ifade eden Işıldar, “O zehirli suların bulunduğu havuzların çevresinde tüm ağaçlar kurudu ve herhangi bir yaşam yok” ifadelerini kullandı:

“Niyazlar Köyü’ndeki krom madeni, Tefenni’den Acıpayam’a, Karamanlı’dan Yeşilova’ya kadar çeşitli damarlar üzerinde çalışıyor ve birbirine bağlanan su kaynaklarına olumsuz bir şekilde etki ediyor. Salda Gölü’nü nasıl etkilediğini net olarak bilmiyoruz. Gölün sularının büyük bir kısmı Eşeler Dağı’ndan, yeraltı sularından geliyor. Zaten Salda Gölü’nü gerektiği gibi koruyamıyoruz. Bir de Eşeler Dağı’nda krom maden açıldığı takdirde açıkçası çok olumsuz etkileri olacaktır diye düşünüyorum.”

Eşeler Dağı’nın ve bu dağda bulunan yaylanın bölgede yaşayanlar için önemine değinen Işıldar, “Eşeler Yaylası, Karamanlıların hayvancılık yaptığı tek yayla. Başka yaylamız yok bizim. Karamanlı’nın üç bin tane hayvanı var, iki bin tane çevreden gelen hayvanlar var, yılkı atları var. Bu hayvanlar orada otluyorlar, başka hiçbir yer yok ve bu hayvanların evi orası” dedi.

Tefenni’de de krom madenleri bulunuyor. 1966’da mera statüsü ilan edilmesine rağmen daha sonra krom madeni açılmasına izin verildi. Işıldar, Tefenni’de maden açılan bölgedeki ağaçların kuruduğunu anlattı; “Aynı şey bizim yaylada da olacak” diyerek endişesini dile getirdi:

“Dünyada başka hiçbir yerde olmayan iki tür endemik bitkimiz var. Özel statüye alınan sedir ağaçlarımız var, karaçamlardan tutun ardıçlara kadar; bunlar bin 200, bin 300 senelik ağaçlar. Açıkçası bu ağaçlara zarar verilmesinden ya da bunların yok edilmesinden korkuyoruz.”

Karamanlı ilçesinin sınırları içerisindeki Karataş Gölü‘ne değinen Işıldar, “Son üç dört yıldır bu göl kurumak üzere diye bas bas bağırdık ama çok yanlış politikalar nedeniyle bu göl maalesef göz göre göre kurudu, kurutuldu” ifadelerini kullandı:

“O da yine bir kuş cenneti flamingoların durak yeriydi. Maalesef bütün oradaki bir ekosistem, başka hiçbir yerde olmayan balıklar, canlılar, kuşlar yok oldular. Aynı şekilde yine Eşeler Dağı’nın da Eşeler Yaylası’nın da yok edilmesini istemiyoruz.”

Niyazlar Köyü, maden

Fotoğraf: Birgün

‘Maden sahaları rehabilite edilmeli’

Salda Gölü’nün de içinde bulunduğu bölgede ayrıca çok sayıda mermer madeni bulunuyor. Bu sahalarda maden çıkarıldıktan sonra sahanın rehabilite edileceği ve ağaçlandırılacağı söylense de bu sözler yerine getirilmiyor.

“Karamanlı şu an itibariyle artık maden kapasitesini doldurmuş bir ilçe, daha fazla maden açılamaz” diyen Işıldar, “Madenler zaten çok ciddi anlamda ekosisteme zarar verdi. Mermer tozu içerisinde yaşıyoruz. Ne yazık ki nefes alacak durumumuz yok” değerlendirmesi yaptı.

Işıldar, açılan mermer ocaklarının “acilen” ağaçlandırılması, ya da susuz tarım yapılabilen bitkilerle rehabilite edilmesi çağrısında bulunarak, su kaynaklarının da birçok kurumun organize bir şekilde çalıştığı bir plan ve programla korunarak, Salda Gölü’nün de Karataş Gölü gibi kurumasının önüne geçilmesi gerektiğinin altını çizdi.

‣ ‘Salda Gölü’nde kararma ve salyalaşmalar artıyor’
‣ Mars’a ışık tutması beklenen Salda Gölü bataklığa döndü
‣ Bir yanda millet bahçesi, öbür yanda Mars araştırması

‘Bölgede tarım ve hayvancılık gelenekleri değişmeli’

Su kaynaklarının kısıtlı olması ve kuraklık tehdidi nedeniyle bölgenin büyükbaş hayvancılığa uygun olmadığını, hayvanları beslemek için üretilen mısır, pancar, yonca gibi hayvan yemi olmak üzere üretilen bitkilerin çok su tükettiğini açıklayan Dr. Işıldar, “Acilen küçükbaş hayvancılığa dönülmesi gerekiyor” dedi.

Bölgede geleneksel olarak nohut, arpa, buğday gibi ürünlerin de yetiştiriliyor. Işıldar, kuraklık tehdidi altındaki bu tür bölgelerde susuz yetişen bitkiler yetiştirilmesinin birçok fayda sağlayabildiğini açıkladı.

“Üç yıl önce bölgeye lavanta, ölmez çiçek adaçayı gibi susuz yetişen bitkiler tanıştırdık. Susuz yetişen bu tür tıbbi aromatik bitkilerle katma değer yaratıyoruz ve açıkçası gayet de güzel gelir kazanıyoruz ve aynı zamanda bölgede istihdam yaratıyoruz.”

You may also like

Comments

Comments are closed.