Köşe YazılarıManşetYazarlar

Rize’de selden ölen insan ve Konya’da susuzluktan ölen flamingo

0

Yine doğa için berbat bir hafta geçti. Çöp ithalatı serbest bırakıldı, geri dönüşüm fabrikaları yanmaya devam ediyor, flamingolar ölüyor ve müsilaj meselesi “görmezsen yoktur” mertebesine erişti bile. Bir de şimdi artık olağan hale gelen sel ve ölüm olayları!

Hatırlarsanız daha önce de buradan yazmıştık. Aşırı su isteyen tarımsal faaliyetlerin bu ülkeye hayırdan çok zarar getirdiğini. Çünkü sulamanın ekserisi vahşi yöntemlerle ve doğa dostu olmayan formlarda gerçekleştiriliyor. İşte Konya Ovası bunun en net örneği. Devlet desteğiyle yaygınlaşan sulu tarım faaliyetleri, ilgili bölgenin iklimine uygun ürünlerin terk edilerek yerine pancar, mısır ve benzeri ürünlerin konulmasına neden oldu. Üstelik ilgili bölgede yağışlar bu ürünlerin çoğunluğunun büyüme döneminin dışında gerçekleşiyor. Bu da çiftçilerin denetimsizlik ve düzensizliği de fırsat bilerek önüne gelen su kaynağını hunharca sömürmesine kapı aralıyor.

Konya havzasının Sahra’dan farkı kalmadı

Yapılan çalışmalar son 35 yılda Konya kapalı havzasındaki suyun yarı yarıya azaldığını gösteriyor. Binlerce dönümlük sulak alanlar daha görülemeden ortadan kaybolmuş ve birçok göl çoktan kurumuş bile. Yeraltı suyunun artık erişilemeyen derinliklere çekildiği koca havza artık bir sahra çölü niteliğinde. Bunu denetlemesi ve koruması gereken denetleyici mekanizma ise sadece ilgili alanların yerel yetkililerine uyarı yazısı yazmaktan öteye gitmiyor. İşte Tuz Gölü çevresinde gerçekleşen flamingo ölümlerinin kaynağı tam olarak bu!

Akdeniz havzasında yumurtadan çıkan flamingo yavrularının yaklaşık %70’inin Tuz Gölü çevresinde olduğu tahmin ediliyor. Bu kadar önemli bir alanın kaderinin çiftçilerin insafına bırakılması gerçekten inanılmaz bir kötülük. Böyle olduğu için son 20 yılda 30’a yakın su kuşu artık havzada gözlenmiyor. Onlar için yaşanabilir bir ortam olmaktan çıktı Konya havzası ve özel olarak da Tuz Gölü (daha detaylı bilgiler için tıklayın).  Bu durumun kaynağı da en alttan en yukarı doğru uygulanan yanlış tarım politikaları ve tarımsal üretime yaklaşımdaki ciddiyetsizlik.

Tarım, üzerinde en ciddi durulması gereken meselelerden. Bunu pandemi döneminde iyice gördük. Ancak görünen o ki bu ciddiyet ne yazık ki yok ve meselenin özü de kavranamamış. Bunu yetkililer tarafından yapılan açıklamalardan anlayabiliyoruz. Ortada zaten olmayan ve değerlendirilmeye bile alınmaması gereken zehirlenme gibi bir iddia üzerinden değerlendirme yapılıyor. Binlerce flamingo öldükten sonra da önlemlerin alındığı ve durumun kontrol altında olduğu ifade ediliyor. Ölen flamingolar birer teferruat. Asıl olan durumu kurtarıp meseleyi gündemden uzaklaştırmak.

Karadeniz beton distopyası gibi

Ancak artık mızrak çuvala sığmıyor. Birbirinin ardı arkası kesilmeyen ekolojik felaketler ne yazık ki artık altından kalkılamaz hale geldiği için hepimiz bu sonuçlardan nasiplenmek zorunda kalıyoruz. Nitekim Rize’deki sel felaketi de bu altında kalma durumunun bir göstergesi. Taş ocakları, HES’ler, bendine sıkıştırılmış dereler ve o sıkışık vadilere doldurulan betonarme çirkinlikler. Hepsi bir araya gelince ortaya bu durum çıkıyor. Zaten değişen iklimle beraber yağış rejimi altüst olmuş durumda, bir de buna akılsız yaklaşımları ekleyince ortaya selden ölen insanlar çıkıyor. Üstelik sürekli tekrarlanan bir şekilde.

Rize’ye gidenler bilir şehrin kendisi zaten çoğunlukla dolgu ve bu dolgunun üzeri yüksek katlı binalarla dolu. Herkesin kanıksadığı bir absürtlük. İlçelerin de çoğunluğu geleneksel Karadeniz yerleşim tipinin adeta karşıtı şeklinde. Vadiler tesviye edilmiş ve buralara binalar doldurulmuş. Ne bir planlama ne de ortamın coğrafyasına uygunluk. Aslında bu beton distopyası tüm ülke sathına yayılmış vaziyette. Tüm ülke adeta koca bir Bağcılar semtine dönüşmüş vaziyette. Kafasına esenin çok katlı beton yığınlarını istediği alana diktiği bir inşaat distopyası.

İşte bu distopyanın mağdurları, nedenleri farklı gibi görünse de hep aynı. Mağduriyetin kaynağı da doğal ekosisteme olan yaklaşımımızdaki hoyratlık ve nobranlık. Mağdurlar Konya’da flamingo, Kuzey ormanında yaban canlısı, Rize’de, Ağrı’da ya da diğer yerlerde sel kurbanı insanlar. Hepsi aynı plansızlığın ve hoyrat yaklaşımın kurbanları.

You may also like

Comments

Comments are closed.