ManşetTürkiye

Prof. Dr. Haluk Özener: Olası Marmara Depremi’nin 7’nin üzerinde gerçekleşmesi bekleniyor

0

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi‘nin 22. yıl dönümünde beklenen İstanbul depremiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Prof. Dr. Özener, olası Marmara Depremi’nin şiddetinin yedinin üzerinde gerçekleşmesini beklediklerini ifade etti.

‘Türkiye’nin birçok yeri deprem tehlikesi altında’

DHA‘da yer alan habere göre Prof. Dr. Haluk Özener, vatandaşların kendilerinden depremin nerede ve ne zaman olacağı yönünde bilgi beklediklerini, ancak kendilerinin sadece hangi bölgelerde ve ne büyüklükte deprem olabileceğini söyleyebildiklerini kaydetti ve “Zaman verme şansımız yok” dedi.

Prof. Dr. Haluk Özener, Türkiye’nin birçok yerinin deprem tehlikesi altında olduğunun da altını çizdi:

Diri fay haritasına baktığımızda Türkiye’de 550 civarında aktif fay bulunuyor. Bunlar tespit edilebilen faylar, bir de tespit edilemeyen faylar var. Dolasıyla Türkiye’nin birçok yeri deprem tehlikesi altında. Yani Türkiye’nin herhangi bir yerinde deprem olması sürpriz değil.

Ancak kuzey Anadolu fayının 1939 Erzincan depreminden sonra depremlerin batıya doğru bir göçü var. Bu göçün Marmara Denizi’ne kadar geldiği tespit ediliyor. Bir de 1912 Şarköy Mürefte Depremi var. Dolayısıyla aradaki boşluğu bir Marmara Denizi boyunca yaklaşık 130 kilometrelik bir alanda sismik boşluk olarak değerlendirebiliyoruz. Erzincan Yedisu segmenti ve Doğu Anadolu’da bulunan belli bölgeleri uzun süredir deprem üretmiyor. Bu bölgelerin deprem tehlikesi altında diyebiliriz.”

‘Önemli olan depreme ne kadar hazır olduğumuz’

Olası Marmara depreminin şiddetinin yedinin üzerinde gerçekleşmesinin beklendiğini ifade eden Prof. Dr. Özener, depreme ne kadar hazır olunduğunun önemli olduğunu dile getirdi:

Olası Marmara Depremi’nin 7’nin üzerinde olması bekleniyor. Burada önemli olan depreme ne kadar hazır olduğumuz. Bu noktada hem vatandaşa hem de karar vericilere önemli yollar düşüyor. Türkiye’nin depreme yüzde yüz hazır olan bir ülke olduğunu sanmıyorum. Ancak deprem olduğunda dünyanın en gelişmiş ülkesi de olsa can ve mal kayıpları olabiliyor. Aynı zamanda vatandaşlarımızda bilinç olarak bir eksiklik var. Çünkü kaderci bir milletiz. Hep ‘Allah korusun’ deriz ama Allah’ta insana bir akıl vermiş. Allah’ın vermiş olduğu bu aklı da kullanmamız lazım.”

‘Doğa olayı oldu diye deprem olmuyor’

Depremin genelde doğa olaylarına bağlandığını, ancak bunun da yanlış olduğunu ifade eden Prof. Dr. Haluk Özener, sözlerini şöyle sürdürdü:

 Depremler genelde doğa olaylarına bağlanıyor. ‘Hava deprem havası, güneş tutulması ya da ay tutulması oldu deprem olacak’ gibi söyleyenler doğru değil. Yani doğa olayı oldu diye deprem olmuyor. Zaten depremler kendi kendine oluyor. Bir de ‘küçük küçük depremler olduğunda fay hatları rahatlıyor’ deniliyor. Bu durum teorik olarak doğru, ancak pratikte bu durum mümkün değil. Çünkü her depremin arasında 32 kat enerji farkı var.”

‘Her yıl 25 bin deprem kaydı yapıyoruz’

2017 senesinden itibaren deprem sayılarında bir artış yaşandığını ifade eden Prof. Dr. Özener, her yıl 25 bin deprem kaydı yaptıklarını da dile getirdi:

Merkezimiz tarafından Türkiye ve yakın çevresinde olan deprem sayılarına baktığımız zaman günde 80 ila 100 tane deprem oluşuyor. 2017 senesinde deprem sayılarında bir artış söz konusu. 2017 yılında toplam 36 bin deprem olmuştu. Her yıl biz deprem izleme sistemimizin genişlemesiyle 25 bin deprem kaydı yapıyoruz. Bu da çok ciddi bir sayı. 2021 yılının ilk 6 ayında ise bu sayı 16 bin civarında. Bu yılın sonuna kadar bu sayının 25- 30 bin civarlarına yaklaşacağını ön görüyoruz.”

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.