Kategoriler: KadınManşetTürkiye

Pınar Gültekin’in cinayetine ilişkin davada dört kişi hakkında iddianame hazırlandı

Muğla‘nın Ula ilçesinde Cemal Metin Avcı tarafından öldürülen üniversite öğrencisi  Pınar Gültekin‘in davasında katil zanlısının bazı yakınlarının suç delillerini yok edip gizlediklerine dair haklarında yeterli şüphe bulunduğuna kanaat getirilerek, ayrı ayrı cezalandırılmaları talep edildi.

Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sanık Avcı’nın yakınları için hazırlanan ek iddianamede, olayın geçmişine ve alınan ifadelere yer verildi.

‘Yeterli delil var’

İddianamede şüpheliler Eda Avcı, Selim Avcı, Ayten Avcı ve Şükrü Gökan Orhan‘ın, “kasten öldürme” olayından sonraki bir olay diliminde birlikte bağ evine gidip suç delillerini yok ederek gizlediklerine dair haklarında kamu davası açılabilmesi için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edildiği belirtildi.

Açıklamada “Şüphelilerin mahkemenizde yargılanarak esas dosya ile birleştirilmek suretiyle ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilmesi kamu adına iddia ve talep olunur” denildi.

AA’nın aktardığına göre Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, yaptığı açıklamada, başından beri sürecin içerisinde başka faillerin de olduğunu belirterek “Bu iddianameyle yargılama önemli ölçüde genişledi. Bundan sonra da hukuki surecin sonuna kadar takipçisi olacağız, adaletin tecellisi ve maddi gerçeğin ortaya çıkması için mücadelemiz devam edecek” dedi.

Neler yaşandı?

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin 16 Temmuz 2020’de Akyaka Mahallesi‘nde yalnız yaşadığı evinden ayrılmış, aynı gün ablasıyla telefonla görüştükten sonra kendisinden bir daha haber alınamamıştı.

Ailesinin ihbarı üzerinde çalışmalar başlatılmış, başta suçlamaları reddeden eski erkek arkadaşı Cemal Metin Avcı, deliller ortaya konunca Gültekin’i bağ evinde öldürdüğünü, cesedini yaktıktan sonra varille Gülağzı mevkisindeki ormanlık alana attığını itiraf etmiş ve tutuklanmıştı.

Katil zanlısının kardeşi Mertcan Avcı da telefon sinyallerinin ağabeyiyle aynı zaman diliminde olay yeri ve yakınlarında tespit edilmesi üzerine jandarma ekiplerince gözaltına alınmış, “delil karartmak” suçlamasıyla tutuklanmıştı.

Dava süreci

Muğla 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Cemal Metin Avcı’nın “canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, kardeşi Mertcan Avcı’nın da “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

9 Kasım 2020’deki ilk duruşmada mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, Pınar Gültekin’in kesin ölüm nedeninin saptanması için İstanbul Adli Tıp Kurumu ilgili 1. Adli Tıp İhtisas Kuruluna yazı yazılarak yeniden rapor istenmesine ve olay yeri inceleme uzmanı ve bilirkişi marifetiyle olay yerinde keşif yapılmasına karar verdi.

4 Ocak 2021’deki ikinci duruşmada baba Sıddık Gültekin, mahkemede adil yargılama olmadığını öne sürerek salonu terk edip reddi hakim talebinde bulunmuş, duruşma 15 Şubat’a ertelenmişti.

Kardeşi tahliye edildi

Üçüncü duruşmada mahkeme heyeti Cemal Metin Avcı’nın tutukluluk halinin devamına, kardeşi Mertcan Avcı’nın yurt dışı yasağı ile tahliyesine karar verdi. Yeniden keşif talebini de reddeden mahkeme heyeti, bu celse dinlenemeyen tanıklardan birinin dosyaya yeni bir şey katmayacağından dinlenmesine yer olmadığına, bir tanığın ise sonraki celseye zorla getirilmesine, Adli Tıp Kurumundan gelecek raporun beklenmesine hükmederek duruşmayı 26 Nisan’a ertelemişti.

Dördüncü duruşmada mahkeme heyeti, sanıklardan Cemal Metin Avcı’nın tutukluluk halinin devamına, Adli Tıp Kurumundan gelecek raporun beklenmesine, android şifresi ile ilgili yazılan müzekkere ile ilgili, Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğüne gönderilmesine hükmederek duruşmayı 12 Temmuz’a ertelemişti.

Beşinci duruşmada mahkeme heyeti, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne gönderilen adli yardımlaşma talebinin dönüşünün beklenmesine, sanık müdafilerinin talebi doğrultusunda Adli Tıp Kurumu 3. Üst Kurulunun gönderdiği rapora esas Kimya İhtisas Dairesi Toksikoloji Şubesi raporunun bir örneğinin mahkemeye gönderilmesinin istenmesine karar vererek duruşmayı 27 Eylül’e ertelemişti.