DoğaManşet

Petrol ve maden aramalarına ÇED muafiyeti

0

Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle petrol, jeotermal kaynak ve maden arama faaliyetleri ÇED kapsamı dışına çıkartıldı.

Dün Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren değişiklikle ÇED muafiyetlerinin kapsamı işletmeci lehine genişletildi. Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Av. Mehmet Horuş, yapılan değişiklikle üretim kapasitesinin tek başına bir ölçü haline getirildiğini söylüyor. Çevre ile ilgili davalarda uzman olan Mehmet Horuş son değişiklikle getirilen en önemli muafiyetin ne olduğu sorumuza şu yanıtı veriyor:

Av. Mehmet Horuş

“En önemli muafiyet, getirilen bütün muafiyetlerin üretim kapasitesine göre formüle edilmesi. Bu, ÇED Yönetmeliği’nde esaslı bir anlayış değişikliğine gidildiğini gösteriyor. Üretim kapasitesi tek başına standart bir ölçü olarak ele alınmaya başlanıyor. Teknolojik alternatif ya da proje için seçilen yerin konumu anlamını yitiriyor.

Ama mutlaka bir tercihte bulunacaksam en önemli muafiyet arama faaliyetlerinin 25. maddede yapılan değişiklikle ÇED’den muaf tutulması. Anayasa Mahkemesi, 2009 yılında Çevre Kanunu’nun 10. maddesindeki petrol, jeotermal kaynak ve maden arama faaliyetlerini ÇED ten muaf tutan düzenlemeyi Anayasa’nın 56.maddesine aykırı bularak iptal etmişti. Şimdi yüksek mahkemenin yasayla yapılırken aykırı bulduğu düzenleme bu kez yönetmelikle getiriliyor.”

“Hükümetin çılgın projeleri stratejik yönelim”

Peki hükümet Nisan ayında yaptığı değişiklikten kısa bir süre sonra ÇED’i neden tekrar değiştirme gereği duydu? Mehmet Horuş bunun stratejik bir tercih olduğunu söylüyor. Mehmet Horuş’a göre “Bu değişiklikle birlikte AKP’nin seçim kampanyasının odağındaki çılgın projelerinin, seçim dönemiyle sınırlı kalmayan stratejik bir yönelimin habercisi olduğu söylenebilir. Hükümet bu değişiklikle bu stratejik yönelimin gereğini yaptı: Sermayenin doğal varlıkları talan ederken karşılaştığı yasal sınırlamaları önemli oranda kaldırmış oldu.”

“Ekoloji mücadelesi giderek politikleşiyor”

ÇED’de yapılan bu yeni değişiklik HES’lere ve doğayı tahrip eden diğer yatırımlara yönelik ekoloji mücadelelerini etkileyecek mi? Mehmet Horuş’a göre yaşananlar ekoloji mücadelesinin gitgide daha da politikleştiğinin göstergesi:

“Tanınan muafiyetlerin doğal varlıklarımıza ve yaşam alanlarımıza yönelik kapsamlı bir saldırı dalgasının habercisi olduğu açık. Türkiye’de artık güçlü bir ekoloji hareketi var. Metin Lokumcu olayı bir dönüm noktasıydı. Üzerinde daha fazla durmamız ve anlamamız gerekiyor. Ama gelişmeleri birlikte değerlendirebileceğimiz, ortak bir program etrafında güçlerimizi yığacağımız bir zemini halen kuramadık. Bu yüzden olumlu ya da olumsuz bir öngörüde bulunmak için erken. Kesin olan şeyse ekoloji mücadelesinin her geçen gün daha da politikleştiğidir. AKP her seferinde hukuku devre dışı bırakarak politik bir ekoloji hareketinin yeşereceği fırsatları da yaratmış oluyor.”

Çevre Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği 17 Temmuz 2008’de yayınlanmıştı. Dün, 30.06.2011 tarih ve 27980 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren değişiklikle ÇED Yönetmeliği’nin 14, 18, 19, 21, 25, Ek1 ve Ek2. maddeleri değiştirildi, ayrıca yönetmeliğe Ek4 maddesi eklendi. Çevresel Etki Değerlendirme Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği buraya tıklayarak bulabilirsiniz.

Ümit Şahin (Yeşil Gazete)

More in Doğa

You may also like

Comments

Comments are closed.