DünyaManşet

Peru’nun gökkuşağı banliyösü ideallerine dört elle sarılıyor

0
Villa El Salvador'da gösteri yapan bir tiyatro grubu. Fotoğraf: Rodrigo Abd/AP

Ed Vulliamy tarafından The Guardian‘da kaleme alınan ve araştırmasını Diego Olivas ve Kennek Obello‘nun yaptığı yazıyı Yeşil Gazete gönüllü çevirmeni Berk Öktem‘in çevirisiyle sunuyoruz.

***

Villa El Salvador'da gösteri yapan bir tiyatro grubu. Fotoğraf: Rodrigo Abd/AP

Villa El Salvador’da gösteri yapan bir tiyatro grubu. Fotoğraf: Rodrigo Abd/AP

8208 numaralı otobüs tozların arasından Void Club ve GANG$TA berber dükkanını geçerek barrio’nun (İspanyolca banliyö) merkezine doğru ilerliyor. Peru’nun başkenti Lima’dan Pan-American otoyolunun üzerindeki çöl tepelerini tırmanarak güneye doğru ilerleyen otobüsün yolcuları, barakalardan oluşan Villa El Salvador‘un yaşayanları. Bunlardan bazıları meyve dolu poşetler taşıyan kadınlar, yüzleri yanık yaşlı erkekler, bulutlu havada güneş gözlüğü takan, uzun saçlı ve şapkalı havalı bir genç…

Duvardaki bir resim barrio’nun eşsiz tarihini anlatıyor: gökkuşağının altında toplanmış bir grup insan ve altında yazan sloganları “rüyalarımızı çoğaltmak için el ele verelim”.

İlk rüya 45 yıl önce boş bir çöl arazisine bambu ve çamurdan yapılan ilk evle, başka bir deyişle verimsiz arazinin işgaliyle başlıyor. 1970’de 70.000 kişinin ölümüne sebep olan büyük Ancash depremi sonrasında evleri ve hayatları mahvolmuş, Ant Dağlarının yükseklerinden gelen geleneklerine bağlı yerlilerin kurduğu Villa El Salvador kendisini “kendi kendini yöneten şehir toplumu” olarak tanımlıyor.

Villa El Salvador’un kuruluş felsefesi İnkaca bir kelime olan “ayni“. Gazetecilik öğrencisi Diego Olivas bu felsefeyi “ortaklaşma, işbirliği, bana yardım et, ben de sana” şeklinde açıklıyor.

Önümüzdeki baharda Perulular yeni başkanlarını seçecekler, adaylar arasında iki tane eski başkanın yanı sıra Keiko Fujimori de var. Fujimori, ülkenin güncel tarihinin en ünlü siyasetçilerinden Alberto Fujimori ve Susana Higuchi’nin kızı. Bu ikisinin en önemli özelliği, İnkalar’ın sömürgeleştirilmiş toprakları olan Peru’yu Güney Amerika’nın en istekli serbest pazar kapitalizmine çevirmiş olmasıdır. Alberto Fujimori’nin 1992’deki darbesinden sonra iki gün “ortadan kaybolan” Gustavo Gorriti, aynı zamanda Peru’nun en meşhur gazetecisi, “otoriteryen kapitalizmin, Fujimorizmin geri döneceği” uyarısında bulunuyor.

Villa El Salvador ortaya çıkacakları gözlemlemek için müthiş bir bakış acısı sunuyor. Burası farklı bir yer, Peru’nun bir çeşit alternatif hali olmak üzere kurulmuş ve planlanmış. Topluluğun seçilen ilk valisi Michel Azcueta, Ant Dağlarına İspanya’dan öğretmenlik yapmak üzere gelmiş ve depremden sonra da toplulukla beraber kalmaya devam etmiş. Bunun sebebini ise “yarattığımız şeyin bir parçası olabilmek” diye açıklıyor.

Azcueta, felaketten kaçarak tozlar içinde gelen ilk 80 ailelik kafilenin inanılmaz fotoğraflarını gösteriyor. Barrio’nun nüfusu hızlıca artmış ve dağ eteğine tırmanan alçak evlerde 600.000’e ulaşmış.

Azcueta “ayni” kavramını, o dönemler Latin Amerika’da çok yaygın olan özgürleştirici teoloji bağlamında ele almıştı. Bu anlayışı, “toplumsal işbirliği” ve “mülkü Tanrı’nın kabul ederek, köylü toplumunun ilkelerini şehir ortamında tekrar kurmak” ile çerçevelemişti. Azcueta ile birlikte birkaç kişi daha projeye sempatiyle yaklaşan solcu general Juan Velasco liderliğindeki hükümetle, Azcueta’nın deyimiyle “dönemin popülist askeri hükümeti” ile, koşulları görüştüler. Barrio’nun büyümesi ve gelişmesiyle ilgili olarak Azcueta “Poca a poca (yavaş yavaş)” diyor ve ekliyor: “Kovalarla su taşıdık ama düzgün bir su kaynağına ve elektriğe diğer bütün barrio’lardan çabuk sahip olduk”. Pueblos emergentes (büyüyen halklar) olarak tanınan barrio’lar hızlıca büyüyerek Lima’dan ülkenin içlerine doğru genişledi.

Villa El Salvador’da Peru’nun ilk kadın komitesi kuruldu. Ayrıca küçük işletmelerden oluşan (tekstil, hafif makine) bir federasyon ve çocuklar ve gençler için yerel departmanlar oluşturuldu. Peru’daki fakir barrio’lar arasında, en yüksek okuma-yazma ve ikincil eğitime katılım oranlarına Villa El Salvador sahip oldu.

Ancak idealler yaşla beraber gelen gerçeklikler tarafından sınanmaktaydı. Dağ toplumuna garip gelen özel mülkiyet hakkında çok şiddetli tartışmalar yaşadıklarını belirten Azcueta “toplumsal mülkiyet içinde kişiler kendilerine ait evlere sahip olmalı mı sorusu yıllar içinde daha büyük tartışmaların da parçası oldu. Villa El Salvador bir adada değildir. Lima’nın, Peru’nun parçasıyız ve dolayısıyla Fujimori’nin benimsediği küresel neoliberalizmin de parçasıyız.”

María Elena Moyano (solda) ve Michel Azcueta. Fotoğraf: Michel Azcueta'nın müsaadesi ile

María Elena Moyano (solda) ve Michel Azcueta. Fotoğraf: Michel Azcueta’nın müsaadesi ile

İlk darbe şiddetliydi ve bunu yapanlar beklendiği gibi sağcı gruplar değil “Aydınlık Yol” adlı garip, Maoist devrimci solcu bir terör örgütüydü. Azcueta anlatıyor: “Örgüt Lima’ya girdiğinde herkesi ya kendilerinden yada Fujimori’den yana olarak ikiye ayırdılar. Biz ise onların kesinlikle tolere etmeyecekleri bir taraftaydık, etkili ve işleyen onlarınkinden farklı bir sol muhalefet ve model oluşturmuştuk. Bu yüzden 1989 başkent bombalamalarına başladılar. Hükümet hiçbir şey yapmıyordu, Maoistlerin bize saldırmaları hükümeti rahatsız etmemişti. Ardından, 1992’de burda ve Miraflores’de (orta sınıf bölgesi) büyük bombalamalar başladı. Resmi tepki ancak ve ancak bu olaylardan sonra geldi. Miraflores ile dayanışmak için barış yürüyüşü düzenledik ama onlar bizim için ‘bakın serseriler, suçlular geliyor’ şeklinde düşünüyorlardı.”

Belediye binasının duvarlarında önemli bir politik figürün hikayesi resimlerle anlatılıyor: yumruğunu kaldırmış siyah bir kadın mikrofonun önünde konuşuyor. Bu kadın, Maria Elena Moyano, davası uğruna şehit olmuş, büyük ama unutulmaya yüz tutmuş eski bir lider.

Resmin yanında duran, yerel yetkililerin yardımcısı Pedro Carmona saygıyla anlatıyor: “Toplumsal bir lider ve kadın federasyonu başkanıydı. Vaso de Leche (Bir bardak süt) adlı çocukları beslemeye yönelik bir proje yürütüyordu. Sendero Luminoso’nun (Işıldayan Yol) tehditlerine karşın liderliği bırakmadı ve devam etti.”

“Halk 1989 yılında Maria Elena’ya belediye başkan yardımcılığına aday olması için çağrı yapıyordu. Bu sırada Sendero, bombalı saldırılarına başladı ve bunun üzerine Maria onlara karşı bir barış yürüyüşü düzenledi. Sonrasında tavuk pişirme şenliğine katıldığı bir gün vurularak öldürüldü. Vurulduğunda 33 yaşındaydı ve külleri sokaklarımıza serpildi.” Bir grafiti açıklıyor: “La calle es el cielo”, sokak gökyüzüdür.

Peki böyle bir mirasa sahip Villa El Salvador farklı kimliğini, kurucu felsefesini koruyabiliyor mu? Barrio’daki diğer 38 market gibi merkezdeki büyük markette de çevre çiftliklerden gelen meyve, sebzeler hariç, Çin’den, Bangladeş’den gelen fakir dünyanın her yerinde bulunan aynı ürünler satılıyor. Üzerinde Universitario ve Alianza futbol takımlarının amblemleri olan Çin malı atkı ve havlu satan Marta yukarıdaki soruyu “Hem evet hem hayır, az çok” diye cevaplıyor ve devam ediyor: “Özel bir şey var, halk bunu hissediyor ama günlük yaşama yansımıyor. Eskiden soldu. Artık değil. Başkanlık seçimlerinde ben de sağcı partilerden birine oy vereceğim.”

Lima'nın dışındaki çölde Villa El Salvador'un kurucuları aynı zamanda 1970 And Dağları deprem felaketinden bölgeye ilk gelenler. Fotoğraf: Michel Azcueta'nın müsaadesi ile

Lima’nın dışındaki çölde Villa El Salvador’un kurucuları aynı zamanda 1970 And Dağları deprem felaketinden bölgeye ilk gelenler. Fotoğraf: Michel Azcueta’nın müsaadesi ile

“Burası da diğer her yer gibi” diyen peynir ve sarımsak satıcısı Jenifer ekliyor: “Aynı gerzekler, aynı zor hayat.”

“Herşey dönemin koşullarına göre gerçekleşti” diyor Azcueta evine döndüğümüzde. “Bunlar Latin Amerika’nın ve politik ekonominin getirdiği koşullar. Asker sosyalizminin bitişi ve ‘demokrasinin’ gelişi, ki bunun da Peru için anlamı bizim felsefemize tamamen zıt olan neoliberal politikaların uygulanmasıdır. Artık buradaki fakirlerle dünyanın diğer fakirleri arasında fark kalmadı. Villa El Salvador’un şimdiki Belediye Başkanı, aynı zamanda ülkeyi de yönetmekte olan, ortanın sağında diyebileceğimiz bir partiden. Onu seçenler ise kuruluş vizyonundan habersiz ve buna ilgisiz olarak gelen ikinci jenerasyon. Ancak hala 200 kadar folklör grubu ve kadın grupları varlığını sürdürebiliyor. Yani Villa El Salvador farklı bir yer, ama çok da değil.”

Fernando diye bir adam ısrarla “sanayi bölgesini” ziyaret etmemizi istiyor. Birçok şehirde, ruhsuz fabrikalardan oluşan bölgelerdir bunlar diye yanıtlıyorum. Yanılmışım. Villa El Salvador’un sanayi bölgesi, üzerinde mobilya atölyelerinin bulunduğu küçük sokaklardan oluşan bir labirent gibi. Cumartesi akşamları bile çekiç ve testere sesini çöl rüzgarının eşliğinde duyabilir, azimle çalışan işçileri görebilirsiniz.

Peru’nun her yerinden, hatta komşu ülkelerden bir çok insan fabrika satış fiyatlarından alışveriş yapmak için buraya geliyor.

“Ben yeni yerleşenlerdenim” diyor Ronald Atoche aletlerini bırakırken ve devam ediyor: “Ben sadece 5 yıldır buradayım ama kaynanam buranın kurucularındandı. Bütün hikayelerini dinledim ve onlara saygı duyuyorum. Sadece burada kendi işimi yapabiliyorum. Odunu Ekvator’dan alıyorum, mobilyayı tasarlıyorum, üretiyorum ve satıyorum. Ben, karım ve çocuğum hepimiz kendimizin patronuyuz, kimse için çalışmıyoruz. Buradaki herkes böyle, sadece burada.”

Azcueta’nın evinin bir sokak üstende, ilk kurulan evlere yakın bir bölgede üç genç ters takılmış şapkalarıyla bankta oturuyor. Birinin burnunun etrafında yanmış kırmızı deri görülüyor, büyük ihtimal tiner çekmekten oluşmuş. Carmona’nın dediği gibi: “Uyuşturucu var ama Kolombiya veya Meksika’daki gibi değil. Çeteler var ama gerçek organize suç örgütlerinden bahsedemeyiz, komşularımızdaki şiddet bizde yok.” Peki bu çocuklar için bu barrio’yu farklı yapan nedir diye sorunca cevap hiç duraksanmadan ve belki birazda şaşırtıcı bir şekilde geliyor: “Maria Elena Moyano. İşte bu yüzden farklıyız.”

 

Yazının İngilizce Orijinali

Yazı: Ed Vulliamy

Araştırma: Diego Olivas&Kennek Obello

Yeşil Gazete için Çeviri: Berk Öktem

(Yeşil Gazete, The Guardian)

More in Dünya

You may also like

Comments

Comments are closed.