Parka gelsenize! Toprağa değelim…

Dostlardan çağrı var! “Bu pazar günü buluşalım, Roma Bostanı‘nı doğa ile uyumlu bir sistem tasarımı olan ‘permakültür tasarım’ ilke ve prensiplerine göre yapalım dedik.” diyorlar. Güzel şeyler oluyor.

bagagelbostanagel

Kim bu dostlar?

Sen, ben, bizim oğlan, mahalle sakinleri, ‘bahçem terasım olaydı ne güzel olurdu’ diyenler, güle oynaya, toprakla çalışa çalışa Roma Parkı’na sahip çıkmak isteyenler.

Peki, nasıl şeyler yapmayı planlıyorlar?

Bostanda kendine yeten bir sistemin ilk basamakları oluşturulmak isteniyor. Terasların bazılarına ağaç, ağaçcık, çalı, yer örtücü dikilecek. Bitkiler ağırlıklı olarak yenilebilir ve çok yıllık türlerden seçilecek; böylece 4 mevsim kullanılabilir, az bakım isteyen bir ekosistem yolunda ilk adımlar olacak bunlar.

Akıllarda biberiye, lavanta gibi küçük boylu çalılardan, meyve ağaçlarına, destek türlere, sebze fidelerine kadar geniş bir yelpaze var.

Bostan sınırlarını belirginleştirmek, alanda koku olmasını ve çöp atılmasını engellemek için de doğal çit oluşturacak şekilde bitkilendirme yapılacak.

“Neyse işte, gelin konuşalım, işe koyulalım.” diyorlar.

Az laf, çok iş!

Bilenler bilmeyenlere anlatıyor olacak, Pazar günü yapılacak işlerin listesi şöyle:

Alanı temizlemece, fitilliyatak
Toprağı dikim koşullarına göre düzeltmece,
Fitilli yatak sistemi ile yükseltilmiş yatakları oluşturmaca,
Fideleri sebze yataklarına dikmece,
Fidanları toprağa dikmece,
Kompost kutularını hazırlamaca,
Kompost yapmaca,
Tohum topu yapmaca,
Bir dahaki buluşmada ‘ne yapmalı?’ diye düşünmece.

Tamam, detayları alalım:

17 Mayıs Pazar sabahı, saat 10’da Roma Parkı’nda buluşulacak, çalışmaya başlanacak.
İş eldiveni, şapka, rahat ve kirlenebilir kıyafetle gelin.
İlla ‘bir şeyler getirelim’ derseniz; piknik malzemesi olabilir.

Daha çok bilgi için nereye baksam?

Şöyle bir site var: http://romabostani.org, sosyal medya hesabı da burası.
Bir de kafanızı karıştıran bir durum varsa, email atabilirsiniz tabii: [email protected] info@romabostanı

“Ama bizce gelin işte, orada her şey açık ve güneşli olur nasılsa.”

 

(Yeşil Gazete)

Ayşe Ceren Sarı
Ayşe Ceren Sarı

ODTÜ İktisat mezunu. Lisans eğitiminin ortasından beri yeşil ekonomist ve aktivist. Norveç Ekonomi Üniversitesi’nde Enerji, Çevre, Doğal Varlıklar Ekonomisi ve Uluslararası İşletme yüksek lisansları yaptı, iklim değişikliği ve yenilenebilir enerji politikaları konularında uzmanlaştı. Bu sırada Viyana Ekonomi Üniversitesi’nde geçirdiği sürede ekolojik ekonomi okuluyla tanıştı, sonunda deli olmadığını anladı, sevindi. Şu anda da Sivil Toplum Çalışmaları alanında yüksek lisans yapıyor (Yüksek lisans seviyor). Degrowth, politik ekoloji, ekolojik müşterekler, ekolojik adalet, toplumsal cinsiyet, göçmen meselesi, demokrasi-temsiliyet-katılım, kent hakkı gibi konularla ilgileniyor, kafasını açmaya çalışıyor. Sivil itaatsiz. Kedi olmadan devrim olmaz diyor. Yeşil Gazete’de çeviri havuzu editörlüğü yapıyor, yetişebilirse ilgilendiği konular dahilinde yazılar yazmaya çalışıyor.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer bağımlılığı ve kömürden çıkış projeksiyonu olmaması eleştiriliyor.

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararlarını hukuka aykırı bularak iptal etti.

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi...

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı...

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen,...

EN ÇOK OKUNANLAR