Roma Bostanı’nı İstanbul’un Cihangir Semtinde kurtarılmış bölge, şehir cangılı içinde benzersiz bir vaha haline getiren Roma Bostanı İnsanları önceki gün sosyal medya hesaplarından paylaştıkları görsel ile 2015’den 2018’e geçen sürede bostandaki değişimi gözler önüne serdiler.
Roma Bostanı İnsanları arasında olan Sevil Baştürk‘den Yeşil Gazete için bu 3 yılı çok kısa özetlemesini rica ettik.
“Roma Bostanı’ndan öncesi ve Roma Bostanı sonrası
“Mayıs 2015’de başladığımız, permakültür ilke ve prensipleriyle tasarladığımız Roma Bostanında ilk amacımız toprağın organik madde miktarını arttırarak verimli bir toprak ekosistemi yaratmaktı. Doğal ekosistemlerin çok katmanlı yapısını örnek alarak oluşturduğumuz bu sistemde bitkiler ağırlıklı olarak yenilebilir ve çok yıllık türlerden seçildi. Böylelikle dört mevsim ürün aldığımız, az bakım isteyen kendine yeten, toprak yapısı zengin bir sistem oluşturduk.
Şu anda Roma Bostanı’nda 12 tür meyva ağacı (4 adet elma, 2 adet zeytin, erik, ayva, armut, vişne, kiraz, Trabzon hurması,iğde, nar, incir, ceviz ) 19 destek tür ağaç, çalı ve tırmanıcı bitki (defne, hatmi, gül ibrişim, erguvan, sinameki, bögürtlen, ardıç, mazı, fil bahri, hanımeli, katır tırnağı, biberiye, lavanta, kekik, kurtbağrı, kartopu, ateş dikeni, kokar ağaç, şimşir ) ayrıca mevsimlik diktiğimiz sebze fidelerimiz (domates, biber, patlıcan, salatalık, fesleğen, marul… vb ) dışında 28 tür bitki bulunmaktadır.”
Bundan sonrası
“Aşamalı olarak planladığımız Bostan projemizin ikinci aşaması “Gıda Ormanı”na ya da “Orman Bahçesi” yapmak. Yani, bir bahçede farklı boylardaki ceviz, elma, akasya, erguvan gibi ağaçların arasında çalıların, onların yanlarında çeşitli otların olduğu, toprağın yer örtücülerle kaplandığı, ağaç dal ve köklerinin sarmaşıklar ile sarıldığı bir yer.
Tüm bu farklı katmanlardaki türler birbirleriyle uyum içinde yaşayabiliyor. Doğal bir orman ekosistemini örnek alarak oluşturulan bu sistemde, kullanılan ağaçlar, gıda üreten, toprağa yarar sağlayan, yararlı böcekleri çeken, hayvanlar için önemli türlerden seçildi. Gıda ormanı ilk yıllarda bizim bakımımıza ihtiyaç duysa da belli bir zaman sonra doğal bir orman gibi, kendi kendine yeten bir sisteme dönüşüyor.
Kurduğumuz kompost sistemiyle, mahalle sakinleri ve kafelerin organik atıklarını toplayıp toprak ve gübre ihtiyacını karşılıyoruz. Bu konuda düzenlediğimiz atölyelerle atıkların önemi ve değerlendirmesi konusunda farkındalık yaratıp evlerinde nasıl kompost yapabileceklerini öğretiyoruz. Tüm bunları yaparken, bilgilerimizi internet sitemizden, sosyal medya hesaplarımızdan, basın ve televizyonlar aracılığıyla herkesle paylaşıyoruz. ”
(Yeşil Gazete)