Ana Sayfa Blog Sayfa 481

Resmi açıklama geldi: 28 Mayıs’ta ikinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener, 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçiminde kesin olmayan sonuçları açıkladı. Seçimin ikinci tura kaldığını duyuran Yener, Recep Tayyip Erdoğan‘ın yüzde 49.41; Kemal Kılıçdaroğlu‘nun ise yüzde 44.88 oy aldığını bildirdi.

İkinci tur seçimi 28 Mayıs Pazar günü yapılacak.

Adayların aldıkları oy oranları ise şöyle:

  • Recep Tayyip Erdoğan: Yüzde 49.51
  • Kemal Kılıçdaroğlu: Yüzde 44.88
  • Sinan Oğan: Yüzde 5.17
  • Muharrem İnce: Yüzde 0.44

Yener, “Saat 15.15 itibariyle yurtiçi sandık sayısı yüzde 100 açılmış olup, katılım oranı yüzde 88,92 olarak gerçekleşmiştir. Yurtdışında ise yüzde 52,99 oranında katılım gerçekleşmiştir. Yurtdışında veri girişi devam eden 35 bin 874 oy bulunmaktadır” dedi.

Yurt dışı oyları için veri girişi devam ediyor

 

Avrupa Yeşilleri: Türkiye’nin gelecek dönemi henüz yazılmadı, yanınızdayız

Avrupa Yeşiller Partisi, Yeşil Sol Parti ve Yeşiller Partisi, düzenledikleri ortak basın toplantısıyla 14 Mayıs seçimlerinin kesin olmayan sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Avrupa Yeşiller Partisi eş başkanı Mélanie Vogel, ikinci tur için dayanışma mesajı verdi.

Sınır ötesi dayanışmaya ihtiyaç olduğunu dile getiren Vogel, “Türkiye’nin sonraki dönemi henüz yazılmadı. Avrupa Yeşiller olarak sürekli yanınızda olacağız” dedi.

Cezayir Toplantı Salonu‘nda yapılan ve Yeşiller Avrupa’nın bayrağının asıldığı  basın toplantısına Yeşil Sol Parti MYK Üyesi Ahmet Asena, İstanbul el eş başkanları Beser Çelik ile Mevlud Ustabaş ile Yeşiller Partisi eş sözcüleri Özlem Teke Taşdemir ve Koray Doğan Urbarlı katıldı.

‘Dayanışmak için buradayız’

Burada konuşan Vogel, seçimlerin Türkiye kadar Avrupa için de önemli olduğunu ifade ederek “Bu nedenle burada olduklarını” söyledi: “Farklı fikirler ve platformlardan insanlar bir araya geldi. Burada temel amacın demokrasi olduğunu bildikleri için bir araya geldiler. Seçimlerde bu anlamda çok güçlü bir muhalefet var. Bu muhalefet her türlü nefretten ülkeyi korumak istiyor.

Seçimlere katılım oranının Avrupa ülkelerinin aksine yüksek olduğunu belirten Vogel, “Korku seviyesi yüksek, üzüntü var. Ancak Türkiye’nin sonraki dönemi henüz yazılmadı. Avrupa Yeşiller olarak sürekli yanınızda olacağız. Sınırlar ötesi dayanışmaya ihtiyaç var” diye konuştu.

‘Umutsuzluğa kapılmayacağız’

Yeşil Sol Parti MYK Üyesi Ahmet Asena, seçime katılım yüksek olsa da sandığa gitmeyen bir kesimin olduğunu ifade ederek, “Seçim öncesi bir kısım genç sandığa gitmeyeceğini söyledi. Bu kesimi sandığa götürmek önemli olacak. Türkiye’nin demokratikleşmesi önemli. Seçime 15 gün var. Bu süre kısa bir süre değil. Bu anlamda daha güçlü çalışmalıyız” ifadelerini kullandı.

[Seçim Günlüğü] Deprem bölgesinde seçmenin tercihi değişmedi

6 Şubat depremlerinin yıktığı 11 ilin sekizinde Cumhurbaşkanlığı seçimini Recep Tayyip Erdoğan, üçünde ise Kemal Kılıçdaroğlu önde tamamladı. Milletvekili seçimlerini ise 11 ilin 10’unda Cumhur ittifakı açık farkla önde bitirdi.

Adana, Adıyaman, Antep, Diyarbakır, Elazığ, Hatay, Kilis, Malatya, Maraş, Osmaniye ve Urfa’da seçime katılım oranı yüzde 80’in üzerinde oldu. Depremde en çok yıkıma uğrayan Hatay‘da ise 2018’deki genel seçimlere göre katılım oranı yaklaşık yüzde altı düşerek, yüzde 83.16 olarak gerçekleşti. Kentte kayıtlı bulunan 1 milyon 62 bin seçmenin yaklaşık 180 bini oy kullanmadı. Bir önceki seçimde Erdoğan’ın ilk sırayı aldığı Hatay’da bu kez Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu az bir farkla birinci çıktı.

Bölgede Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun aldığı oylar il bazında şöyle:

  • Adana: Erdoğan yüzde 43.92, Kılıçdaroğlu yüzde 50.89
  • Adıyaman: Erdoğan yüzde 66,2, Kılıçdaroğlu yüzde 31.24
  • Antep: Erdoğan yüzde 59.75, Kılıçdaroğlu yüzde 34.66
  • Diyarbakır: Erdoğan yüzde 26.48, Kılıçdaroğlu yüzde 71.96
  • Elazığ: Erdoğan yüzde 67.18, Kılıçdaroğlu yüzde 28.21
  • Hatay: Erdoğan yüzde 47.98, Kılıçdaroğlu yüzde 48.12,
  • Maraş: Erdoğan yüzde 71.88, Kılıçdaroğlu yüzde 22.2,
  • Kilis: Erdoğan yüzde 65.58, Kılıçdaroğlu yüzde 29.92
  • Malatya: Erdoğan yüzde 69.39, Kılıçdaroğlu yüzde 27.02
  • Osmaniye: Erdoğan yüzde 62.31, Kılıçdaroğlu yüzde 30.74,
  • Urfa: Erdoğan yüzde 61.99, Kılıçdaroğlu yüzde 36.07.

Cumhur İttifakı 10 ilde birinci

Milletvekili seçimlerinde ise Cumhur İttifakı Maraş’ta yüzde 71.26, Kilis’te yüzde 69.60, Malatya’da yüzde 68.95, Adıyaman’da yüzde 62.45, Osmaniye yüzde 64.45, Gaziantep’te yüzde 59.40, Şanlıurfa’da yüzde 55.75, Hatay’da yüzde 48.47 ve Adana’da yüzde 44.16 oy alarak birinci oldu.

Diyarbakır’da en çok oyu yüzde 62.39 oranla Emek ve Özgürlük İttifakı aldı. Cumhur İttifakı’nın buradaki oyu ise yüzde 25.58 oldu.

Millet İttifakı ise Adana’da yüzde 39.78, Hatay’da yüzde 36.79, Osmaniye yüzde 29.97, Kilis’te yüzde 25.86, Antep’te yüzde 25.74, Malatya’da yüzde 25.42, Maraş’ta yüzde 23.20, Adıyaman’da yüzde 18.50, Urfa’da yüzde 12.04 ve Diyarbakır’da yüzde 9.9 oy topladı.

Barselona’da her üç caddeden biri yeşil alana dönüştürülecek

Güncel araştırmalar, kentsel alanlara daha fazla ağaç dikilmesinin sıcaklıkları düşüreceğini ve doğrudan sıcak dalgalarıyla bağlantılı ölümleri azaltmaya yardımcı olabileceğini gösteriyor.

Kentsel ortamlarının yalnızca yüzde 15’inin bir miktar bitki örtüsüyle kaplı olduğu Avrupa ülkeleri, bu faydaları keşfetmeye yöneliyor.

İspanya kentlerinden Barselona, Avrupa‘nın en yüksek nüfus ve trafik yoğunluğuna sahip şehirlerinden biri.

Barselona’yı ağaçlandırmaya yönelik 2017-2037 Master Planı‘nı yürürlüğe koyan şehir, kentsel ağaç örtüsünü artıracak, şehrin çevresel kalitesinin yanı sıra vatandaşlarının sağlık ve esenliğini de iyileştirecek.

Kent, 2037’ye kadar genel ağaç örtüsünü yüzde 5 artırarak, ağaçların şehrin yüzölçümünün yüzde 30’unu kaplamasını sağlayacak.

Barselona’nın kentsel ağaç örtüsündeki artış ile 30 binden fazla insanın sağlığının iyileştirilebileceği, antidepresan kullanımının azaltılabileceği ve ruh sağlığı sorunlarıyla bağlantılı yıllık maliyetlerden 40 milyon doları (786,6 milyon lira) aşkın tasarruf sağlanabileceği belirtiliyor.

Orman banyosu

Araştırmalar, bir yeşil alan, park veya doğal koruma alanına 300 metre mesafede yaşamanın, insanların memnuniyet ve mutluluk hislerini artırmak için yeterli olduğunu gösteriyor.

Kentsel alanlarda yaşam sürerken, yüzde 30 veya daha fazla ağaç örtüsü barındıran bir mahallede ikamet etmek, gerginlik veya umutsuzluk gibi psikolojik sıkıntıların ortaya çıkma ihtimalini azaltıyor.

Ağaçlara ve yeşil örtülere yakın yaşayan ve kuşları izleyebilen insanlarda depresyon, kaygı ve stres duygularını azalttığı gözlemlenirken, böylece doğayla iç içe zaman geçirmenin ruh halini iyileştirebildiğinin altı çiziliyor.

Orman terapisi” veya “orman banyosu” olarak adlandırılan yöntem, ağaçların arasında sakin ve sessiz vakit geçirerek ve doğayı gözlemlemeye dayanıyor.

Orman banyosunun mutluluk duygusunu beslediği ve kalp atış hızı ile kan basıncını düşürdüğü için fiziksel ve zihinsel sağlık için iyi olduğu vurgulanıyor.

Bir yeşil alan en çok 200 metre uzaklıkta olacak

Barselona’nın merkezinde bulunan kirlilik seviyesinin oldukça yoğun olduğu Eixample bölgesi de kentin dönüşüme dahil edilen caddelerinden biri.

Plan, caddeyi otomobillerden kurtararak yaya ve bisiklet trafiğine öncelik vermeye ve böylece kirliliği azaltmaya dayanıyor.

Birçok sokak, blok saksı ve banklar, oyun alanları ve yeşil alanlarla trafiğe kapatılacak ve park yerlerinin birçoğu oturma alanlarına dönüştürülecek.

Söz konusu planla, her vatandaşın en az 200 metre uzağında yeşil bir meydan veya küçük bir park olması, her üç caddeden birinin yeşil bir alana dönüştürülmesi hedefleniyor.

Bu yeşil alanların yaratacağı etkiyi inceleyen araştırmacılar, şehrin ruh sağlığı sorunları vakalarının sayısında bir azalma göreceğinden emin.

Barselona, ​​2037’ye dek ağaç örtüsünü artırma hedefine ulaşırsa, şehir daha kaliteli bir hava ve çevre ile daha mutlu bir toplumun yuvası olacak.

İspanya’da 2,2milyar Euro’luk ‘kuraklıkla mücadele’ planı onaylandı

İspanya hükümeti, çiftçilerin ve tüketicilerin rekor düzeyde sıcak ve kurak geçen nisan ayında şiddetlenen “kalıcı kuraklık” görünümüyle başa çıkmalarına yardımcı olmak için 2,2 milyar Euro’luk  bir planı onayladı .

Hükümet tarafından “benzeri görülmemiş” olarak nitelendirilen önlemler
geçen hafta kabine tarafından imzalandı. Kuraklıkla mücadele etmek ve suyun mevcudiyetini artırmak için Çevre Bakanlığı’ndan 1,4 milyar Euroluk fon ve çiftçilerin üretimi sürdürmesine ve gıda kıtlığını önlemesine yardımcı olmak için Tarım Bakanlığından 784 milyon Evro’luk fon aktarıldı.

Plan, Sosyalistlerin liderliğindeki koalisyon hükümetinin, İspanya Meteoroloji Ofisi yüksek sıcaklık uyarıları yayınladığında çöp toplayıcılar, sokak süpürenler ve inşaatçılar gibi açık hava işçilerinin çalışmak zorunda kalmayacağı anlamına gelen yasayı duyurmasından bir gün sonra geldi.

‘Kuraklığa alışkınız ama iklim değişikliği şiddetlendiriyor’

İspanya Çevre Bakanı Teresa Ribera, bakanlığının suyu tuzdan arındırma tesisleri gibi yeni altyapı inşa etmek için 1.4 milyar € harcayacağını söyledi. Bu, kentsel alanlarda yeniden kullanılan su oranının 2027 yılına kadar %10’dan %20’ye çıkarılması ve sulama suyu kaynakları azalacak olanlara sübvansiyon sağlanmasını da içeriyor:

“İspanya kuraklık dönemlerine alışkın bir ülke ama yaşadığımız iklim değişikliğinin bir sonucu olarak çok daha sık ve yoğun olaylar ve fenomenler gördüğümüze şüphe yok. İspanya’nın yıllar içinde biriktirdiği ve geliştirdiği tüm teknik kapasiteden yararlanarak buna hazırlanmamız gerekiyor. Şu anki gibi olaylarla uğraşmamız gerekiyor ve bu da planlama, yapısal önlemler ve tabii ki kısa vadeli ve acil yardım planları gerektiriyor.”

Ribera, daha fazla su vaat etmenin çözüm olmadığını söyleyerek, talebi yönetmek ve kaynağın verimli kullanımını sağlamak için yatırım yapılması gerektiğini vurguladı.

Tarım Bakanı Luis Planas da bakanlığının vaat ettiği 784 milyon avronun çoğunun, vergi indirimleri de alacak olan hayvancılık ve tahıl çiftçilerine doğrudan yardıma gideceğini söyledi: Temel amaç, birincil sektörümüz olan mahsul ve hayvancılık çiftçilerimizin, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının karşılanmasında temel bir unsur olan ve aynı zamanda da önemli olan gıdayı üretebilmeleri için üretim sürekliliğini sağlamaktır. Gıda fiyatları söz konusu olduğunda bu çok önemli.”

Muhalefet, ulusal su otoritesi istiyor

Hükümet, Ukrayna‘daki kuraklık, yüksek sıcaklıklar ve savaşa tepki olarak önlemleri onayladığını açıklarken, muhalefetteki muhafazakar Halk Partisi (PP), İspanya’nın 28 Mayıs’ta  yapılacak bölgesel ve belediye seçimlerine hazırlanırken hükümeti seçmenleri kandırmaya çalışmakla suçladı.

PP’nin lideri Alberto Núñez Feijóo, hükümetin su kıtlığına çok geç tepki verdiğini söyledi ve bunun yerine bölge başkanlarının acilen toplanması ve altyapı iyileştirmelerini denetlemek için ulusal bir su otoritesinin kurulması çağrısında bulundu.

İspanya’nın tamamı Ocak 2022’den bu yana kuraklık yaşıyor. Katalonya‘daki su kaynakları o kadar azaldı ki, yetkililer mart ayında tarımda kullanılacak suda yüzde 40, endüstriyel kullanımda yüzde 15 ve kişi başına ortalama günlük arzın günlük 250 litreden 230’a indirilmesini öngören su kesintisi de dahil olmak üzere yasalar çıkardı.

 

 

[Seçim Günlüğü] CHP: İkinci tur kesinleşti, mutlaka kazanacağız

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplasında seçim sonucuna yönelik açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin kesin olarak ikinci tura kaldığını açıklayan Öztrak, “Dün akşam sabaha kadar gösterdikleri büyük fedakârlığı 28 Mayıs’ta da göstereceklerinden ve milletimizin tek bir oyunun dahi heba olmayacaklarından eminiz” ifadelerini kullandı.

Faik Öztrak, “Milletimizin iradesi her şeyin üzerindedir. İkinci turda mutlaka ama mutlaka kazanacağız. Kazanan demokrasi olacak, kazanan Türkiye olacak” diye konuştu.

‣ Kılıçdaroğlu: Milletimiz ikinci tur diyorsa başımızın üstüne

‘Yurt dışından 300 sandık henüz sayılmadı’

Öztrak, “Dün yapılan seçimler, [Recep Tayyip] Erdoğan’ın milletimizden güvenoyu alamadığını göstermiştir” dedi.

Sayımların hâlen devam ettiğine işaret eden CHP Sözcüsü, şunları kaydetti:

“Şu an itibarıyla sandıkların tamamına yakını sayılmış, yurt dışından gelen sandıklardan sadece 300 civarında sandık henüz sayılmamıştır. Bunlar da sonucu değiştirmeyecektir. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turda sonuçlanacağı artık kesinleşmiştir. Cumhurbaşkanlığı seçimi kesin olarak ikinci tura kalmıştır.

Dün sandığa gidip oy veren herkese yürekten teşekkür ediyoruz. Katılım oranının yüzde 90’a yaklaşması demokrasimiz adına sevindiricidir.”

Müşahitleri, avukatları ve tüm gönüllüleri çabaları için takdir ettiğini belirten Faik Öztrak, “Önümüzdeki 15 gün boyunca hakkı hukuku ve adaleti bu ülkeye getirmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Milletimizin iradesi her şeyin üzerindedir. İkinci turda mutlaka ama mutlaka kazanacağız. Kazanan demokrasi olacak, kazanan Türkiye olacak” diye konuştu.

[Seçim Günlüğü] Yeşil Sol: Başarısızlık söz konusu, değerlendireceğiz

Yeşil Sol Parti Eş Sözcüleri  Çiğdem Kılıçgün Uçar ve İbrahim Akın ile HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimlerin sonuçlarına dair HDP genel merkezinde açıklama yaptı.

Çiğdem Kılıçgün Uçar, ortak açıklamada “Bu seçimlerde önümüze koyduğumuz hedeflere tam olarak ulaşamadığımızı belirtmek istiyoruz. Seçim sonuçlarının bizler açısından başarı olarak görülemeyeceği açıktır” dedi.

Kobanî  Davası ve HDP kapatma davası ile kendilerinin denklem dışına çıkarılmak istendiğini belirten Kılıçgün Uçar, “Bunun yanı sıra yeni bir ittifakı örgütlemenin sahaya yansıyan dezavantajları ve HDP olarak Yeşil Sol Parti olarak tek liste ve tek parti ile seçime girme ısrarımıza rağmen bu önerimizin hayata geçmemiş olmasının ortaya çıkardığı sıkıntılar da seçim sonuçlarını belli düzeyde etkilemiştir. Bütün bu faktörlere rağmen elde edilen sonucu önemli buluyoruz” diye konuştu.

‘Oylarımız azaldı, değerlendireceğiz’

Hedeflerin gerisinde kaldıklarını belirten Sancar ise şunları söyledi:

“Seçimlerle birlikte elbette bir formül arayışı gerekiyordu. Tek listenin en uygun formül olduğunu başından beri söyledik. Bununla birlikte ittifakı da korumayı hep önemsedik. İttifaklarda böyle riskler olabiliyor, bu risklerin bazıları da bu seçimde gerçekleşmiştir. Bunu elbette hem kendi kurumlarımızda hem ittifak ortaklarımızla oturup değerlendireceğiz.

Oylarımızda bir azalma olduğu doğrudur, özellikle Batı illerinde bu azalma daha dikkat çekicidir. Daha ayrıntılı bir değerlendirme için bütün illere ilişkin verileri önümüze koymamız gerekiyor ancak bir durum son derece açık, burada bir başarısızlık söz konusudur.  Bizim eksikliklerimizi, özeleştiri sürecinde değerlendireceğiz.”

“İtirazlarımız var’

Şu anda Yeşil Sol Parti’yle aldığı oy oranının yüzde 9,33 göründüğünü belirten Sancar, şu ifadeleri kullandı: 2018’e göre bir düşüş var. Milletvekili sayısında da bir azalma var ama bu dramatik bir düşüş değil. İtirazlarımız var, bu itirazlar nasıl sonuçlanacak onları göreceğiz. YSK’nın bütün verileri açıklandıktan sonra milletvekili sayımızın artması ihtimali de var, buna rağmen bizim önümüze koyduğumuz hedeflerimizin gerisinde olduğumuz ortada. Bu oy kaybının çeşitli nedenleri olabilir. Mazeret değil ama seçimlere zor şartlarda girdiğimiz biliniyor. Kapatma davası, seçim sürecini dizayn etme konusunda önemli bir faktör olmuştur. Yeşil Sol’la seçime girmenin handikapları da olmuştur. 

‘Cumhurbaşkanlığı seçimi kararımız etkili oldu’

Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili stratejik bir karar aldıklarını ve bunun  seçmenleri tarafından benimsenerek hayata geçirildiğini söyleyen Mithat Sancar, “Bizim bu kararımız cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda Cumhur İttifakı lehine sonuçlanmamasını sağlayan en önemli unsur olmuştur. İkinci tur önümüzde ise seçmenimizin partinin politik kararlarına bağlılığı bunda belirleyici faktör olmuştur” dedi.

[Seçim Günlüğü] TBMM’ye giren 600 milletvekili belli oldu

14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri‘nin resmi olmayan sonuçlarına göre TBMM‘ye giren 600 isim belli oldu.

AA’nın açıkladığı resmi olmayan sonuçlara göre; Cumhur İttifakı yüzde 49.37 oy oranıyla 321 milletvekili çıkarırken Millet İttifakı yüzde 35.19 oy oranıyla 213 vekil çıkardı.

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın yüzde 10.52 oy oranıyla Meclis’e göndereceği vekil sayısı ise 66.

Partilere göre Meclis’e giren vekil sayısı ise şöyle:

  • AK Parti: 266
  • CHP: 169
  • Yeşil Sol Parti: 62
  • MHP: 50
  • İYİ Parti: 44
  • Yeniden Refah Partisi: 5
  • TİP: 4

‘Her gün sigara içmek beyni küçültüyor’

Bilim insanları daha önce sigara içenlerin, içmeyenlere kıyasla daha küçük beyinlere sahip olduğunu bulmuştu ancak sigara içmenin beynin küçülmesine mi neden olduğu yoksa daha küçük beyne sahip kişilerin sigaraya başlama olasılığının mı daha yüksek olduğu açık değildi.

medRxiv‘in ön baskı veritabanında yayımlanan yeni bir araştırma ise sigara içmenin beyni nasıl küçülttüğüne ilişkin güçlü kanıtlar sunuyor.

LiveScience’nin aktardığına göre henüz hakem değerlendirmesinden geçmese de Penn State College of Medicine‘de sigara içme riskinin genetiğini inceleyen ve çalışmaya dahil olmayan Dajiang Liu, “Çalışma titizlikle yürütülüyor ve sonuç halk sağlığı açısından çok önemli” dedi.

Çalışma kapsamında bilim insanları, İngiltere merkezli katılımcılardan elde edilen büyük bir genetik ve sağlık verileri deposu olan UK Biobank‘tan beyin görüntüleme verilerini analiz etti. Ekip, beyin taramalarına ek olarak, anketlerde toplandığı şekliyle katılımcıların kendi bildirdiği sigara içme alışkanlıklarını da analize dahil etti. Katılımcılar bu anketleri, bir kez 2006-2010 ve tekrar 2012-2013 yılları arasında olmak üzere iki kez yanıtladı. İkinci dönemde, manyetik rezonans görüntüleme (MRI) adı verilen bir yöntem kullanılarak katılımcıların beyinleri de görüntülendi.

Gri maddeyi de azaltıyor

Buna göre, her gün sigara içmeyen insanlarla karşılaştırıldığında, günlük olarak düzenli sigara içen katılımcıların beyin hacimlerinin ortalama olarak 0,4 kübik inç (7,1 kübik santimetre) daha küçük olduğu ortaya çıktı.

Beyin hacmindeki bu fark, beyin hücrelerinin veya nöronların gövdelerini içeren beynin gri maddesinde 0,3 inç küp (5,5 cc) azalma içeriyor. Geçmişte bir noktada her gün sigara içmek, nöronları birbirine bağlayan uzun yalıtılmış telleri içeren beynin beyaz maddesinde 0,1 inç küp (1,6 cc) azalma ile bağlantılı olarak bulundu.

Araştırmacılar, daha fazla sigara içen katılımcıların gri madde hacminde daha fazla düşüş de tespit etti. İçilen her ek “paket yılı” – bir yıl boyunca günde bir paket sigara içmeye eşdeğer bir ölçü – ortalama olarak gri madde hacminde kabaca 0,01 inç küp (0,15 cc) azalma ile bağlantılı bulundu. Araştırmacılar makalelerinde, bu “doz-yanıt” ilişkisinin, sigara içmenin beyin hacimlerini nedensel olarak azalttığı fikrini desteklediğini belirtti.

Buna karşılık, insanların ne kadar çok sigara içtiği, beyaz madde hacimlerini önemli ölçüde etkilemedi.

Ne kadar erken bırakılırsa o kadar iyi

Daha ileri analizler ise  sigarayı daha uzun süre bırakan kişilerin beyinlerinde, daha yakın zamanda bırakanlara kıyasla biraz daha fazla gri madde olduğunu ortaya çıkardı. Örneğin, fazladan bir yıl önce sigarayı bırakmak, geçmişte her gün sigara içenler arasında gri madde hacminde 0,005 kübik inç (0,09 cc) daha fazla artışla bağlantılı olduğu tespit edildi. 

Çalışmada, sigara içme riskini etkileyen gen varyantlarının gri madde hacmindeki farklılıklarla bağlantılı olup olmadığını görmek için katılımcıların genetik verilerini de incelendi. Daha yüksek genetik riske sahip kişilerin geçmişte sigara içmiş olma olasılıklarının daha yüksek olduğu, ancak tek başına genetiklerinin gri madde hacmiyle bağlantılı olmadığı sonucuna varıldı. Bunun yerine, günlük sigara içme öyküsünün, gri madde hacmine güçlü bir şekilde bağlı olduğu ve bunun sigara içmenin değişiklikleri yönlendirdiği fikrini desteklediği belirtildi.

Beyin küçülmesi,  Alzheimer gibi nörolojik hastalıklarla ilişkilendirildiğinden Liu, sigara içme ve beyin hacmindeki azalma arasında nedensel bir bağlantı kurmanın, sigara içmenin bu hastalıkları doğrudan bu mekanizma aracılığıyla yönlendirip yönlendirmediğini anlamamızı kolaylaştırdığını söyledi.

‘Yaban hayatı suçlarıyla diğer şiddet suçları arasında ciddi bağlantı var’

Birleşik Krallık‘ta (BK) yapılan yeni bir araştırmaya göre, yaban hayatına karşı suç işleyenler, genellikle uyuşturucu ve ateşli silahlar içeren suçlarla ve şiddet suçlarıyla bağlantılı. 

Akademisyenler, yakalanma riskinin düşük ve kârlarının yüksek olacağını düşündüklerinden suç çetelerinin, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı gibi faaliyetlerden yasadışı yaban hayatı ticaretine yöneldiği uyarısı yaptı.

Yaban hayatı suçları geyik ve balıkların kaçak avlanması, porsuk dövüşü, tazıyla kır tavşanı kovalama ve fildişi ticareti gibi çok çeşitli suçları kapsıyor.

The İndependent‘in aktardığına göre, Uluslararası Hayvan Refahı Fonu (International Fund for Animal Welfare/IFAW) yönetiminde yapılan, Nottingham Trent ve Gloucestershire üniversitelerinden  kriminologların hazırladığı çalışma, alandaki uzmanlarla 16 polis teşkilatından memurların ifadelerine ve daha önceki akademik çalışmalara dayanıyor.

Hayvan istismarıyla şiddet suçları arasında “rahatsız edici bir bağlantı” görüldüğünü belirten araştırmanın yazarları, hayvan istismarından suçlu bulunan kişilerin yüzde 70’inin başka suçlar da işlediğine işaret eden diğer araştırmalara dikkat çekiyor.

Araştırmada şu bulgulara yer verildi:

  • Çalışmaya katılan polis güçlerinin 5’te 4’ü yaban hayatı suçlarının hırsızlık ve dolandırıcılık suçlarıyla bağlantılı olduğunu belirtti.
  • Polislerin yarısıysa yaban hayatı suçlarının ateşli silahlar ve şiddet suçlarıyla bağlantılı olduğunu düşünüyor.
  • Araştırmaya katılan polislerin yüzde 38’i de yaban hayatı suçlarını uyuşturucuyla ilişkilendirdi.

Çalışmaya katılan polislerden biri, “Hayvanlara karşı işlenen suçlarla insanlara yönelik şiddet arasında kanıtlanmış bağlantılar var ve suçlular eninde sonunda hayvanlardan, insanlara karşı şiddet suçları işlemeye geçiyor” dedi.

Araştırmada yaban hayatı suçlarının organize suçlarla ilişkisinin, topluluklar üzerinde “çok olumsuz bir etki” yarattığı belirtiliyor. Çalışmada, “Örneğin tazıyla kır tavşanlarının kovalandığı ve porsuk ininden porsukların çıkarılıp dövüştürüldüğü bölgelerde yaşayanların gözleri korkutuluyor ve mülklerine zarar veriliyor” deniyor.

Görüşülen kişilerden biri, “Tazıyla kır tavşanı kovalayan çeteler şiddet yanlısıdır, genellikle şiddete meyilli suçlulardır. Çiftçileri ciddi biçimde tehdit ederler” dedi.

Polis, öncelik olarak görmüyor

Her yıl aralarında kır tavşanları, yarasalar ve yırtıcı kuşların da bulunduğu binlerce hayvan yasadışı şekilde zehirleniyor, yakalanıyor ve saldırıya uğruyor.

Ancak raporda, polis bunları İçişleri Bakanlığı’na bildirmek zorunda olmadığı için suçların fark edilmediğini ve bu nedenle de kesin rakamlara ulaşmanın imkansız olduğu belirtiliyor.

BK Ulusal Yaban Hayatı Suçları Birimi Başkanı Başmüfettiş Kevin Kelly “Yasadışı mali kazanç elde etmek için hayvanları ve toplumu istismar eden organize suç örgütleriyle ilgili ilk elden deneyime sahibim… Ve hayvanlara karşı gösterilen zulüm ve barbarlık seviyelerinin en kötü korkularımın çok ötesine geçtiğini üzülerek gördüm” diyor. 

BK hükümeti yaban hayatı suçunun öncelik olduğunu iddia etmesine rağmen akademisyenler, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi‘yle Hukuk Komisyonu’nun bu suçla nasıl mücadele edileceğine dair tavsiyelerinin uygulanmadığını söylüyor. Araştırmaya katılan polis güçlerinin birçoğu bu meseleyi kendi açılarından bir öncelik olarak görmediğini belirtti.