Ana Sayfa Blog Sayfa 4626

Su’dan yazı

 

Damacanalarda satılan suların bazılarında kirlilik bulunduğu haberi üzerine ortalık karıştı. Sağlık Bakanlığı sakıncalı içme sularını gözaltına almış. Birkaç su şirketinin suçlu ilan edilmesiyle bu işin üstü örtülecek, mesele unutulmaya bırakılacak gibi görünüyor. Sağlık Bakanlığı ve yerel yönetimler piyasadaki suların denetlenmesinde asıl sorumlunun kim olduğu konusunda tartışıyorlar.  Kimisi suları pazarlayan şirketleri yeterli hijyen tedbirleri almamakla suçluyor, kimileri damacanaların kalitesizliğini  ya da damacanaları gerektiği gibi kullanmayan vatandaşları sorumlu tutuyor, ucuz sulara yönelen tüketicileri bile suçlu ilan edenler var.

Hangi damacanadaki suyun daha sağlıklı olduğunu tartışırken içtiğimiz suya para verip satın almamızı yanlış bulan yok gibi. Oysa sorunun asıl can alıcı noktasının burası olması, tartışmanın başlangıç noktasının tam da bu nokta olması gerekmez mi?

Suyun cam şişelerde mi, pvclerde mi, yoksa damacanalarda mı satılmasının daha sağlıklı olduğunu tartışmak veya tartışmayı sadece pet şişelerin yol açacağı çevre kirlenmesi boyutuna indirgemek tartışılması gereken en önemli sorunun gözden kaybedilmesine yol açabilir.

Lawrence Durell suyun insanın tanıdığı en eski tad olduğunu söyler; etten de, şaraptan da eski bir tad.

İçme suyunu pazarlayan şirketlerden birinin reklâmlarda sık sık karşılaştığımız sloganı çarpıcı bir şekilde bütün meseleyi özetliyor: “Su Hayattır”. Doğrudur; su hayatın asıl kaynağıdır. Canlıların yaşamlarını sürdürmek için temiz ve sağlıklı suya ihtiyacı vardır. Ve canlıların yaşamlarını sürdürmeleri için ihtiyaç duydukları suya erişimleri vazgeçilmez, devredilmez temel haklar arasında olması gerekir, tıpkı soluduğumuz hava gibi.

Ekolojik Anayasa Girişiminin TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonuna verdiği öneriler paketinde her canlının temiz ve ücretsiz suya ve sağlıklı gıdaya erişim hakkı olduğu vurgulandıktan sonra bu hakkın güvence altına alınması talep ediliyor. Temiz suya erişim hakkının yaşam hakkından bağımsız olmadığı hatırlatılıyor. Devletin, herkesin temiz suya ve sağlıklı gıdaya erişmesini sağlamak için gerekli önlemleri alması gerektiğine dikkat çekiliyor.

Yani, kamu yönetimlerinin görevi piyasada satılan suların sağlıklı olup olmadığını denetlemeden önce tüm canlılara temiz ve sağlıklı su temin etmek olmalıdır. Bir belediyenin başarılı olup olmadığının ilk kıstası o beldede musluklardan akan suyun sağlıklı olup olmamasıdır. İnsanların temiz ve sağlıklı bir suya para vererek ulaşabildikleri bir belde, yaşayanlarının temel haklarına ancak para karşılığı sahip oldukları bir yerdir. Yaşayanlara temiz ve sağlıklı su sağlayamayan bir yönetimin yaptığı tüm diğer icraat sadece teferruattır.

Belde sakinlerine temiz suyu ücretsiz olarak dağıtmaya çalışırken  her türlü engellemeyle karşılaşan Dikili Belediye Başkanının mahkeme kapılarında yıllarca süren davalarını hepimiz ibretle takip ettik. Osman Özgüven beldesinde yaşayanlara sadece yeterli temiz ve sağlıklı  su vermekle yetinmeyip, bu suyu aynı zamanda ücretsiz vermeye çalışırken suyun temel bir hak olduğunu savunuyordu. Osman Özgüven bu mücadelede ne yazık ki yalnız bırakıldı, ortaya koyduğu model yeterince tartışılmadı ve hayatta her şeyin parasal karşılığı olması gerektiğini düşünenler tarafından meczup muamelesi gördü.

Temel bir hakkımızı para verip satın almayı olağanlaştırdıktan sonra hangi hakkımız güvence altında olabilir?

Davutoğlu ve Mesut Barzani, Kuzey Suriye için anlaştı mı?

0

Irak’a giden Türk Dışişleri Bakanı Ahmet  Davutoğlu’nu Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başbakanı Barzani ve bakanlar Erbil Havaalanı’nda karşıladı.
Davutoğlu, Irak’ın kuzeyindeki  bölgesel Kürt yönetiminin başkanı Mesud Barzani ile yaptığı toplantıda, Kuzey  Suriye ve Suriye’deki Kürt partiler meselesini ele aldı. Davutoğlu, görüşmede Barzani’ye, Suriye’nin birliğinin ve bütünlüğünün korunmasının bölge için taşıdığı önemi ve Türkiye’nin, Suriye’nin kuzeyinde oluşabilecek tehlikeli yapılanmadan duyduğu kaygıları iletti.

 Davutoğlu, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada “Barzani ile görüşme olumluydu. Bölgesel yönetim mesajımızı aldı” diye konuştu. Davutoğlu ayrıca birlikte adımların atılması için anlayış birliğine varıldığını açıkladı.  Bu ziyaret, Davutoğlu’nun bu yıl içerisinde Erbil’e yaptığı ilk ziyaret oldu…

İki Türk gazeteci, Suriye’de alıkonuldu!

Yaşanan şiddet olaylarını takip etmek üzere Suriye’ye giden iki Türk gazeteci Kürt grupların kontrolünde olduğu belirtilen Afrin kentinde alıkonuldu.

Suriye’nin kuzeyinde yönetimi ele geçirmesiyle gündeme gelen PKK çizgisindeki Demokratik Birlik Partisi (PYD) üyesi bir grubun iki Türk gazeteciyi alıkoyduğu bildirildi. Şiddet olaylarını takip etmek üzere Halep’e bağlı Afrin kentine giden Türk gazeteciler, sabah saatlerinde PYD üyesi oldukları belirtilen bir grup tarafından yolları kesilerek alıkonuldu.

Kendilerini alıkoyan grup tarafından Borçhayder köyünde Muhtar Ahmet Hacıali’ye teslim edilen iki gazeteci, akşam saatlerine kadar burada tutuldu. Saat 18.45’te köyden alınarak bir araca bindirilen iki gazeteci, bilinmeyen bir istikamete doğru götürüldü. Gazetecilerin durumlarının iyi olduğu bildirilirken, Dışişleri Bakanlığı kaynakları, gazetecilerin serbest bırakılması için gerekli girişimleri başlattığını kaydetti.

Beşiktaş’tan süper açılış: 7-1

0

Yeni sezon hazırlıklarını sürdüren Beşiktaş, hazırlık maçında Spor Toto 2. Lig takımlarından Kırklarelispor ile karşılaştı. Siyah beyazlılar, Escude, Olcay Şahan(2), Sivok, Almeida(2) ve Mertcan’ın golleriyle Kırklarelispor’u 7-1 mağlup etti.

Yeni sezon öncesinde hazırlıklarını sürdüren Beşiktaş, Spor Toto 2. Lig takımlarından Kırklarelispor ile Kırklareli’nde hazırlık maçı yaptı.

Maç boyunca rakibinden üstün bir oyun sergileyen Beşiktaş, Escude, Olcay Şahan(2), Sivok, Almeida(2) ve Mertcan’ın golleriyle Kırklarelispor’u 7-1 mağlup etti.

Karşılaşmaya etkili başlayan Beşiktaş, 31. dakikada Escude’nin kaydettiği golle 1-0 öne geçti. Bu dakikadan sonra da Kırklarelispor kalesine etkili gelmeye devam eden siyah beyazlılar, net fırsatlar yakalamasına rağmen skoru değiştiremedi ve Beşiktaş soyunma odasına 1-0 önde gitti.

İkinci devreye hücumda çok hızlı başlayan Beşiktaş, 54. dakikada sahneye çıkan Olcay Şahan’ın attığı golle skoru 2-0 yaptı. Kendi sahasından çıkmakta zorlanan Kırklarelispor’un kalesine gelmeye devam siyah beyazlılar, 68. dakikada Sivok’un attığı golle farkı 3’e çıkardı: 0-3.

reklamBu golden sadece 3 dakikada sonra sahne alan Almeida, kaydettiği golle skoru 4-0 yaptı. Kırklarelispor’un siyah beyazlılara cevabı gecikmedi. 73. dakikada Sezer Güler, kaydettiği golle skoru 4-1’e getirdi.

Kırklarelipspor kalesine yüklenmeye devam eden Beşiktaş, 76. dakikada Olcay Şahin’in attığı golle farkı yeniden 4’e çıkardı: 1-5. Siyah beyazlılarda 83. dakikada birkez daha sahne alan Almeida, kendisinin ikinci, takımının 6. golünü kaydetti: 1-6.

Karşılaşmada son sözü söyleyen isim ise Beşiktaşlı Mertcan oldu. 90. dakikada rakip kaleciyi mağlup eden skoru 7-1 yaptı. Kalan sürede başka gol olmazken, Beşiktaş sahadan 7-1’lik sonuçla galip ayrıldı.

NTVSpor

“Oğlum Bak Git” film oluyor

Bir çöp toplama işçisi ile mahalle çocuğunun tartışmasını gösteren ve internette tıklandıkça fenomen haline gelen “Oğlum Bak Git” videosu, sinema filmi oluyor. Filmin başrolünde, Yavuz Seçkin olacak…

Yavuz Seçkin, filmin afişi Facebook’a yanlışlıkla yükledi ve proje ortaya çıkmış oldu. ‘Oğlum bak git’ filminin senaryosunu Şeyda Delibaş, yönetmenliğini ise Haydar Işık yapacak. Filmde, Arzu Yanardağ, Çetin Altay, Selahattin Taşdöğen, Orhan Aydın ve Sibel Gökçe rol alıyor. Filmin tanıtımı bir hafta sonra yapılacak. Filmin tanıtımı bir hafta sonra yapılacak.

Dipnot

Ahmedinejad “üç çocuk” istedi

0

İran’da nüfus artışının yavaşlaması Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ı endişelendirdi. Doğum kontrol yöntemlerini eleştiren Ahmedinejad, nüfusun 75 milyondan 150 milyona çıkmasını istiyor.

İran’da nüfus artışı geçtiğimiz yıllarda bir hayli yavaşladı. 1981 -1991 yılları arasında, İran nüfusu 18 milyon artış kaydetti. Bu yaklaşık yüzde 3,5 ile 4 arasında bir artış anlamına geliyor. 1991’den sonraki yıllarda ise nüfus artışı yüzde 1,3 civarında seyretti. Almanya ile kıyaslanacak olursa aslında iyi bir rakam sayılır. Zira Almanya’da nüfus yüzde 0,1 oranında azalıyor. Ancak İran’daki gidişat yönetimi endişelendiriyor.

Ahmedinejad yönetimi, nüfus artış hızının azalmasından doğum kontrol yöntemlerinin yeniden uygulanmaya başlamasını sorumlu tutuyor. Doğum kontrol yöntemlerinin kullanımı önceki hükümetler tarafından kabul edilmiş ve Sağlık Bakanlığı’nca hayata geçirilmişti. O dönem, yetkililer ev ev dolaşıp, insanlara korunmanın önemini anlatmaya çalışmıştı.

Sosyologlar da doğum kontrol politikasının nüfus artış hızındaki gerilemeden sorumlu olduğu görüşünde. Bunun yanı sıra kırsal bölgelerden kentlere göçün artması ve kadının toplumda yeni bir rol edinmesinin de nüfus artışının durmasında etkili olduğu kabul ediliyor. İran’da gittikçe daha fazla sayıda kadın çalışma hayatına katılıyor ve ya az sayıda çocuk sahibi olmayı tercih ediyor ya da hiç çocuk yapmıyor. Dolayısıyla geçmiş yılların kalabalık aile yapısı yerini yavaş yavaş çekirdek ailelere bırakmaya başladı.

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad 

Çekirdek aileleri eleştirdi

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, bu gelişmeleri oldukça kaygı verici buluyor. Nüfus artışındaki yavaşlamanın İran için bir tehlike teşkil ettiğini belirten Ahmedinejad, geleceğini koruyabilmek için bir ulusun “dinamik ve doğurgan” olması gerektiğini kaydetti. Ahmedinejad, az çocuklu aileleri eleştirdi. Çekirdek ailelerin Batı’dan etkilendiği ve Batı yaşam tarzını temsil ettiği eleştirisinde bulunan İran Cumhurbaşkanı, ulusun güçlenmesi için nüfusun artmasının gerekli olduğunu kaydetti.

İran’ın dini lideri Ayetullah Hamaney de gidişattan memnun değil. Genç, eğitimli neslin İran’ın gelişimi için önemli olduğunu söyleyen Hamaney, artış hızındaki yavaşlama nedeniyle şu ana kadarki doğum kontrol politikasının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti. Hamaney, büyüme hızı şimdiki kadar düşük kalırsa bunun İran’ın geleceği için büyük bir tehlike teşkil edeceğini kaydetti. İranlı yetkililer, nüfusun en az 150 milyon olmasını istiyor.

Sosyologlar farklı görüşte

Sosyolog ve İran gençlik ve eğitim uzmanı Said Peyvandi, siyasî ve dinî liderlerin görüşlerine şüpheyle yaklaşıyor. Peyvandi, “Ülkede şu anda 13 milyon öğrenci var ve onlar için yeterli 21’inci yüzyıl standartlarına uygun eğitim kurumu yok. Bu ülke 13 milyon kişiye gerekli koşulları sunamıyorsa daha fazla insana nasıl sunacak?” diyor.

İran okullarının dörtte birinde öğrenciler sabahçı ve öğlenci olmak üzere ikiye ayrılıyor. Aksi takdirde öğrenciler için boş yer bulmak mümkün değil.

Sosyolog Peyvandi, Ahmedinejad’ın nüfus artışı ve bir ulusun gücüne ilişkin açıklamalarını ise doğru bulmuyor: “Nüfus artışıyla bir ülkenin gücü ya da kalkınması arasında herhangi bir bağlantı yoktur. Halkın gerekli sağlık ihtiyacının karşılanamadığı, okula gidemediği ya da iş bulamadığı bir ülkede nüfus artışı, kalkınma ya da güç işareti olamaz.”

İnsanî gelişme endeksinde 88’inci

İran BM’nin yıllık olarak yayınladığı insanî gelişme endeksinde 88’inci sırada yer alıyor. Şu anda 75 milyon nüfusa sahip olan İran’ın hâlihazırda mücadele etmesi gereken pek çok sorun var. Örneğin su ihtiyacı büyük bir problem. İranlıların beşte biri yoksulluk sınırı altında yaşıyor. İşsizlik oranı çok yüksek. Uzmanlar, nüfus artışının var olan sorunları daha da kötüleştirebileceğini söylüyor.

DW Türkçe

Franco’nun unvanı kaldırıldı

0

İspanya’nın doğusundaki Valencia Belediyesi, 1939 yılında diktatör Francisco Franco’ya tanıdığı Onursal Belediye Başkanlığı unvanını kaldırmak zorunda kalacak. 
    

Valencia bölgesinde faaliyet gösteren sol görüşlü Compromis partisinin 2011 Temmuz ayında yaptığı başvuru sonrasında mahkeme, 73 yıl önce diktatör Franco’ya tanınan Valencia Onursal Belediye Başkanlığı unvanının, anayasaya aykırı olduğuna kanaat getirerek, kaldırılması talimatını verdi.

Mahkemenin kararı sonrasında basına değerlendirme yapan Compromis Belediye Grubu Sözcüsü Joan Ribo, “Demokrasi için büyük bir haber. Valencia’nın onursal belediye başkanı olarak bu adamın tanınmasını sonlandırdığımız için memnunuz” dedi.

Valencia Belediye Başkan Yardımcısı Alfonso Grau da “Franco’nun ölümünün, onun sivil kişiliğini tamamen ortadan kaldırdığı için şimdiye kadar bu unvana dokunma gereksinimi duymadıklarını” savunarak, ancak mahkemenin kararını yerine getireceklerini açıkladı.

İspanya’da 2007 yılında çıkarılan Tarihi Bellek Yasası kapsamında, Franco rejiminin İspanya’daki tüm sembollerinin kaldırılması kararı alınmıştı

Yunan ırkçı partisi Altın Şafak, makarna ile oy topluyor

0

Yunanistan’daki ırkçı Altın Şafak partisi, ekonomik krizdeki halkın desteğini almak için sokaklarda yardım paketleri dağıtıyor. Sokaklarda stand kuran Altın Şafak üyeleri, yardıma muhtaç Yunanlılara patates, pirinç, makarna, süt ve zeytinyağından oluşan gıda paketleri dağıtıyor.

Yunanlı değilsen, sana makarna falan yok

Bu yıl yapılan seçimlerde 18 milletvekilliği koltuğunu kaparak ilk kez meclise giren Altın Şafak, yardım paketlerini dağıtırken dahi ırkçılıktan vazgeçmiyor. Parti sadece Yunanistan vatandaşlarına gıda yardımı yapıyor. Siyah giyimli Altın Şafak üyeleri, önce gıda yardımı isteyen kişinin kimliğini kontrol ediyor. Yardım talep eden kişi Yunanistan vatandaşı bir Yunansa yardımı alabiliyor.

Neo-Nazilere benzetilen Altın Şafak Partisi, devletten kendilerine verilecek siyasi yardımların da vatandaşlara gıda dağıtımında kullanılacağını duyurmuştu.

 

Fenerbahçe’nin muhtemel 11’i

0

Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi 3. Ön eleme maçında Vaslui’yi konuk ediyor. Fenerbahçe’de yeni transferler Dirk Kuyt, Mehmet Topal, Egemen Korkmaz, Hasan Ali Kaldırım ilk kez taraftar önüne çıkacak. Fenerbahçe, 9 kez mücadele ettiği Şampiyonlar Ligi ön elemelerinde 6 kez tur atladı. Kanarya, önceki sezon Devler Ligi ön elemesinde Young Boys’a elenmişti.

Sarı-Lacivertlilerin muhtemel 11’i ise şöyle:

MUHTEMEL 11’LER

FENERBAHÇE: Volkan, Gökhan, Bekir, Egemen, Hasan Ali, Mehmet Topuz, Cristian, Mehmet Topal, Stoch, Alex, Kuyt

VASLUI: Coman, Milanov, Varela, Elias, Salacgeanu, Antal, Stanciu, Osman N’Doye, Sanmartean, Sburlea, Niculae

Yeşil Gazete

[Canlı Yayın] Rio’dan Doha’ya

Canlı yayınımız sona ermiştir.
(Yayınımız ücretsiz bir servis üzerinden yapıldığı için girişte 10 saniyelik bir reklam görünecektir. Lütfen bekleyiniz)

Yeşiller Partisi İklim ve Enerji Çalışma Grubu’nun düzenlediği ve Marmara Üniversitesi İİBF Siyaset Bilimleri ve Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Doç. Dr. Semra Cerit Mazlum‘un konuşmacı olduğu sohbet toplantısı bu akşam Yeşil Gazete’den canlı olarak yayımlanıyor

(Yeşil Gazete)