Ana Sayfa Blog Sayfa 4432

İran’ın Serebrenica’sı: Humeyni döneminde 20bin sol görüşlü öldürüldü

Lahey’de İran İslam Devrimi sırasında sol görüşlü iranlıların toplu olarak katledildiğine ilişkin toplanan mahkeme kararını verdi. Mahkeme devrim sırasında devrime destek veren solcuların devrimin gerçekleşmesinin ardından yan yana mücadele verdikleri şeriat yanlıları tarafından katledildiğine hükmetti. Ayetullah Humeyni yönetiminin 20bini aşan sayıda sol görüşlüyü katlettiğinin belirtildiği mahkeme kararında ayrıca infaz etmeden önce sol görüşlülere fikirlerini değiştirmeleri için seçenek sunulduğu kabul etmeyenlerin infaz edildiği bilgisi de var.

Lahey’de toplanan mahkeme ilhamını Vietnam savaşı sırasında ABD’nin işlediği insan hakları suçlarına karşı Bertrand Russell ve Jean-Paul Sartre tarafından oluşturulan Russesl Mahkemesinden alıyor. Hollanda’nın Lahey kentinde kurulan Lahey Mahkemesi dünya üzerindeki pek çok bölgede işlenen insan hakları suçlarına karşı çalışarak, dökümanlar ve belgeleri inceliyor üzerinde çalışan konu hakkında bir karara varıyor.

Lahey’de kurulan İran Mahkemesi de İran İslam Rejimi sırasında işlendiği iddia edilen insan hakları suçlarına ilişkin çalışmalar yürütüyordu. İngiltere’de yayınlanan Independent Gazetesi, mahkemenin bu kararını Yugoslavya iç savaşı sırasında bosnalı sırpların liderin Ratko Mladiç’in Serebrenika kentinde 20bin müslüman boşnağı katletmesini anımsatarak, “İran’ın Serebrenika”sı şeklinde duyurdu.

İran’da Şah rejimi 1981 yılında yapılan devrim sonrasında yıklımıştı. Devrime şaha karşı olan tüm kesimler destek vermiş, solcular ve diğer tüm kesimler devrimin asıl gücü islami kesim ile omuz omuza mücadele ederek İran İslam Devriminin gerçekleşmesini sağlamışlardı.

Lahey Mahkemesi’nin yürütme kurulundan Sir Geoffrey Nice’ın Independant’a aktardığı bilgilere göre, 1980ler boyunca İran İslam Cumhuriyeti sayıları onbinleri bulan iran vatandaşını rejimle çatışan siyasi fikirleri olduğu gerekçesi ile tutukladı ve infaz etti. Bu infazlar öyle gözü kara bir şekilde gerçekleşti bakire bir kadına,Şeriatta bakire kadının infazı yasak olduğu için, infaz edilmeden hemen önce tecavüz edildi.

(The Independent, Yeşil Gazete)

Dersim istemezse olmaz. Pülümür Barajı iptal edildi

Dersim Pülümür Çayı üzerinde yapımı planlanan Pülümür Barajı ve HES Projesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından durduruldu. Bakanlığın ÇED sürecine ilişkin durdurma kararında, Tunceli Belediyesi’nin, projenin uygulanması durumunda tarım ve hayvancılığın olumsuz etkilenmesinin yanında göç ve sosyal patlamalar yaşanabileceği yönündeki uyarılarına yer verildi.

Kenan Elektrik Üretim A.Ş tarafından Tunceli merkezde bulunan Pülümür Çayı üzerinde yapımı planlanan 37 MW kurulu gücündeki Pülümür Barajı ve HES Projesine ilişkin 16 Ekim 2012 tarihinde gerçekleştirilen 2. İzleme ve Değerlendirme Kurulu (İDK) toplantısında eksik kurum görüşleri nedeniyle sürecin durdurulduğu bilgisine yer verilen Bakanlık kararında, çeşitli kurumların projeye ilişkin çekincelerine yer verildi.

Tunceli Belediyesinin, projenin uygulanması durumunda yöre halkının geçim kaynaklarının etkileneceği, bölgede göç ve sosyal patlamaların yaşanabileceğine ilişkin görüşlerine yer verilen kararda, Tunceli valiliği İl Afet Müdürlüğü’nün baraj sahasının 1. derece deprem bölgesi olduğuna ilişkin yazısına da atıfta bulunuldu.

“Çed süreci sonlandırılmıştır”

Baraj alanı ve rezervuarının tümünün 2 Aralık 2012 tarihinde onaylanan 1/100 bin ölçekli çevre düzeni planında ‘ekolojik öneme sahip alan’ olarak işaretlendiği vurgulanan kararda, “bu kapsamda doğal sürdürülebilirlik açısından içinde ekolojik açıdan öneme sahip varlıklar bulunduğundan ve korunması amacı ile yapılaşma ve ekonomik faaliyetlerin yapılamayacağı belirtilmektedir. Yukarıda belirtilen hususlar çerçevesinde, söz konusu projenin ÇED sürecine devam edilmesi mümkün görülmemiş olup ÇED Yönetmeliği’nin 12. maddesi 8. bendi gereğince Pülümür Barajı ve HES Projesi ÇED süreci sonlandırılmıştır” ifadelerine yer verildi.

(Atlas)

 

Berlinale The Grandmasters ile başladı

Berlin Film Festivali bu akşam Wong Kar Wai’in “The Grandmaster”adlı filmiyle açılıyor.

The Grandmasters posteri

63. Berlin Film Festivali’nin jüri başkanlığını yapan Çinli yönetmen Wong Kar-wai’nin aksiyon filmi “The Grandmasters ” bu akşam uluslararası galasını yapacak. Tony Leung, Ziyi Zhang ve Chang Chen’in rol aldığı filmde,  1930′larda yaşayan efsanevi dövüş sanatları ustası Yip Man’in hayatı anlatılıyor.

Daha önce “As Tears Go By”, ”Chungking Express”, ”Mutlu Beraberlik” ve “Aşk Zamanı” filmlerini çeken Şangay doğumlu Wong Kar-wai’nin filmi, Berlin Film Festivali’nin açılışında yarışma dışı gösterilecek.

Berlin’de dikkat çeken filmler için tıklayınız.

Aşağıda “The Grandmasters”’ın kurumsal fragmanını izleyebilirsiniz.

Bilkent Üniversitesi’nden seçmeli Kürtçe dersi

12 Eylül 1980 darbesiyle kurulan YÖK’ün ilk başkanı olan İhsan Doğramacı’nın adını taşıyan İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi, barış görüşmelerinin yapıldığı bir dönemde sessiz bir adım atarak Kürtlerin ana dili taleplerine yönelik bir açılım gerçekleştirdi.

FRL175 ders koduyla “Yabancı Diller Birimi” kapsamında “Basic Kurdish I” (Temel Kürtçe I) dersini bu dönem ilk kez açan Bilkent Üniversitesi; yakın bir zamana kadar “bilinmeyen dil” denilerek TBMM Genel Kurulu tutanak metinlerinden çıkarılan ve grup toplantıları sırasında TBMM TV’nin yayınının kesilmesine gerekçe yapılan Kürtçe’yi seçmeli bir ders olarak vermeye başladı. Öğrenci İşleri internet sitesinden dersin kodu ve kontenjanı görülebiliyor:

Darbe döneminin YÖK kurucu başkanı İhsan Doğramacı ile özdeşleşen Bilkent Üniversitesi’nin böyle bir adımı atması, Kürtçe’nin eğitim dili olamayacağını iddia eden milliyetçi-ulusalcı çevrelere yanıt olarak devletin ve sistemin yeni bir pozisyon alacağı biçiminde yorumlanıyor.

Haber: Erkan Bayır

(Yeşil Gazete)

Küçük Prens StüdyoCer’de sahneleniyor

Farklı ülkelerde sahnelenen Saint-Exupéry’nin ‘Küçük Prens’i, 15-16-17 Şubat’ta StüdyoCer’de sanatseverlerin karşısına çıkacak

Avrupa’nın en önemli yönetmenlerinden ve Theater an der Ruhr’un kurucusu Roberto Ciulli’nin önderliğinde daha önce Meksika, İran, Irak ve İspanya’da sahnelenen oyunun yoğun ilgi gören İstanbul gösterimlerinin ardından şimdiki durağı, genel sanat yönetmenliğini Erdal Beşikçioğlu‘nun yaptığı, CerModern’in sahne sanatları programı olan StüdyoCer.

Bitiyatro ve Theater an der Ruhr ortak yapımı olarak, sadece 15-16-17 Şubat tarihlerinde sahnelenecek olan Küçük Prens oyunu, Saint-Exupéry’nin hayatı ve bu ünlü eserinin yeniden okunması ve yorumlanması üzerine özel bir çalışma olarak sahnelenecek.

Saint-Exupéry’nin dünyaca bilinen çocuk edebiyatının baş eserlerinden olan Küçük Prens, bu kez yetişkinler için göz alıcı bir ekiple izleyici karşısına çıkacak.

Mojo ve Hayvan Çiftliği ile tiyatroseverleri ağırlamaya devam eden StüdyoCer, konuk oyun olarak Saint-Exupéry’nin Küçük Prens’ine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.

Tiyatro, sinema ve televizyon izleyicilerinin yakından tanıdığı Nihat İleri ve Laçin Ceylan’ın usta oyunculuklarıyla yer alacağı Küçük Prens, Saint-Exupéry’nin aşk, savaş, çocukluk özlemi üzerine geçen hayatından da esinlenmeler taşıyor.

-Yeşil Gazete-

Uruguay’da “Silahını getir Bisikleti götür” kampanyası

Uruguay Hükümeti toplumda silahsızlanmayı sağlamak için enfes bir kampanya başlattı. Kampanya kapsamında silahını getirenlere bunun karşılığında yepyeni bir bisiklet ya da tercihlerine göre son model bir bilgisayar veriliyor.

Uruguay İçişleri Bakanlığı kampanyanın değiş tokuş fikri üzerine inşa edildiğini belirtiyor. Bakanlık sözcüsü Fernando Gil “Vatandaşlar, kendi iradeleri ile ateşli silahlarını teslim ediyor karşılığında da başka bir şey, bisiklet ya da bilgisayar alıyorlar” şeklinde konuşuyor. Değiş tokuş kampanyaya tamamı ile nüfuz etmiş durumda, kampanya adı da bu kavramdan türemiş. Öldürme amaçlı kullanılan silahların bu şekilde bisiklet ya da bilgisayar edinmek üzere kullanılması sonucu kampanyaya da, “Hayat için Silah” adı uygun görülmüş.

Fernando Gil, kampanyada tüm Uruguay’ı silahsızlandırma amacını güttüklerini söylüyor. Silahsızlanma sağlandığı takdirde hasmane çatışmaların yerini iletişim ve uzlaşma kültürüne bırakacağına inandıklarını belirtiyor.

Kampanyanın amacı halk arasındaki yasadışı silah kullanımını sona erdirmek. Sivil Silahsızlanma için Mücadele Derneği Başkanı Gustavo Guidobono‘nun açıklamasına göre 3.3 milyon nüfuslu Uruguay’da 1 milyon kişinin silahlı olduğu düşünülüyor. Ve bunların yarısı kayıt dışı.

Guidobono Uruguay’ın Güney Amerika’nın en fazla silaha sahip ülkesi olduğunu, dünya üzerinde de bu konuda ilk 10’a girdiklerini belirterek ekliyor, “3,3 milyon nüfusa sahip Uruguay’da 1 milyon insanın silahlı olduğu varsayılıyor. Kişisel güvenliği sağlama adına bu yapılıyorsa ortadaki rakamlardan da bunun çözüm olmadığı apaçık ortada. Artık güvenlik konusunu yetkililere ve bu işin uzmanlarına bırakmamızın zamanı geldi”

Kampanyanın duyurusu ülke çapında Şubat ve Mart aylarında geniş çaplı olarak yapılacak. Ruhsatlı silah sahibi olanlar altı ay içinde silahlarının teslim ettikleri takdirde değiş tokuş fırsatından faydalanabilecekler. Bu süre zarfında silahlarını teslim etmeyecek kişiler 12 yıla kadar hapis istemi ile yargılanacaklar, silahını teslim etmemiş ve ayrıca silahı ile bir suça karışmış olanları ise bundan çok daha uzun süreli hapis cezaları bekliyor.

(NY Daily News, Yeşil Gazete)

 

Lars Von Trier’in yeni filminin ucu göründü

Tartışma yaratan filmlerin yönetmeni Lars von Trier’in yeni filmi ‘Nymphomaniac’tan ilk kare yayınlandı.

Yönetmenin, 2009 yılındaki festivalde gösterilen Antichrist filmi içerdiği seks ve şiddet sahneleriyle tartışma yaratmıştı.

2011 yılında Cannes Film Festivali’nde tartışma yaratan ve festivalden men edilmesine neden olan ifadeleri ise Hitler’e “sempati” duyduğunu açıklaması ve “Yahudilere karşı değilim ama İsrail bir baş belası” demesi oldu. Trier, Cannes’da porno film çekmek istediğini de söylemişti.

‘Nymphomaniac’ isimli film, nemfomanik bir kadının doğduğu andan 50 yaşına kadarki cinsel yaşamına odaklanıyor. Trier daha önceki açıklamalarında, filmini ana akım sinemalar için ‘soft’ ve yönetmenin kurgusunu sevenler için ‘sert’ olmak üzere iki farklı versiyonda izleyiciye sunmayı planladığını söylemişti.

Danimarkalı yönetmen 2005 yılında yaptığı açıklamada, “Benim işim tahrik etmek çünkü bu şekilde iyi film yaparsınız” demişti.

Çekimleri Almanya’da gerçekleşen filmin başrolünde daha önce ‘Antichrist’ ve ‘Melancholia’de Lars von Trier ile çalışan Charlotte Gainsbourg yer alıyor.

Gainsbourg’a Stellan Skarsgård, Shia LaBeouf, Jamie Bell, Christian Slater, Uma Thurman, Willem Dafoe, Connie Nielsen ve Udo Kier eşlik ediyor.

İşte filmden ilk kare.

'Nymphomaniac'tan ilk kare

 

– Yeşil Gazete –

Guardian, “Türkiye – PKK görüşmeleri bu sefer umut vadediyor”

0

İngiltere’de yayımlanan Guardian gazetesi, Türkiye’de Kürt sorunu ile bağlantılı “ilerleme umudu belirdiğini” yazdı. Guardian geçmişte sorunun çözümü yolunda atılan adımların bazı durumlarda deyim yerindeyse kazaya kurban gittiğinden bahsetttiği yazısında, hükümetin bu defa PKK ile görüşmeleri açık olarak ilan ettiğini, bunun eskiye göre bir değişiklik olduğunu yazıyor

Gazete, yaklaşık 10 bin PKK’lının silahlarını teslim etme aşamasına gelinmesi için çok engel olduğunu söylemekle birlikte, Kürt siyasiler ile Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talep ve beklentilerinin örtüşüyor olabileceğine işaret ediyor.

Gazetenin görüşünü yansıtan baş makalede “Kürt baharı olacaksa, 40 bin kişinin hayatına mal olan çatışmaların sona ermesinin ötesinde her iki tarafı da ödüller bekliyor” deniliyor.

Guardian bu noktaya gelirken bazı gelişmelerin yaşandığını, Balyoz davasında darbe girişiminden subayların hüküm giymesi ardından Erdoğan’da PKK ile doğrudan görüşme konusunda fikir değişikliği olduğunu ve Öcalan’ın açlık grevlerini durdurmasının katkı yaptığını yazıyor.

Gazete dört baş makalesinden Kürt sorununa ayırdığı yazısını: “İlerde çok engel var; ama en azından karşılıklı konuşuluyor olması, onca yıkımdan sonra iyi olmalı.” cümleleriyle tamamlıyor.

(BBC Türkçe, The Guardian)

 

 

Gazze Geri Dönüşüm merkezi hem çevre hem de işsizlikle mücadele ediyor

Filistin – Gazze’nin güneyindeki katı atık geri dönüşüm merkezi, ‘çevre kirliliğinin yanı sıra ‘işsizlik’le de mücadele ediyor. Geri dönüşüm merkezi Müdürü Muhammed en-Neyrab, merkezin Japonya hükümeti, Birleşmiş Milletler (BM) Kalkınma Programı ve Refah Belediyesi işbirliğiyle kurulduğunu belirtti.

Merkezin çevreyi temizleme ve katı atıkların dönüşümünü sağlama işlevinin yanı sıra işsizleri istihdam etme konusunda da etkin olduğunu söyleyen Neyrab şöyle devam etti:

“Merkezde çalışması için 35 dar gelirli kişi görevlendirildi. Kadınlar atıkları ayrıştırmada, erkekler ise demir ve madeni atıkları ezme işinde çalışıyor. Her görevliye aylık 300 dolar veriliyor.”

İşçilerin sağlık problemleri yaşamasını engellemek için maske kullandığını ve zehirlenmeye karşı aşı yaptırdıklarını belirten Neyrab, geri dönüşüm merkezi ile Refah bölgesinde günlük 120 ton atığın atıldığı ve yeraltı sularına karışan çöplük sorununu çözmeyi amaçladıklarını kaydetti.

Refah Belediyesi Genel Sekreteri Ali Berhum, merkezin hastalıkların yayılmasını, atıkların suları kirletmesini engellemek için kurulduğunu belirterek, “Atıklar maden, plastik-odun-kağıt ve organik atıklar olarak üçe ayrılıyor” diye konuştu.

(Haberciniz.biz)

 

Elbistan’da ÇED toplantısı

0

Diler Elektrik Üretim Anonim Şirketi tarafından Elbistan’a bağlı Akbayır Beldesi’nde yapılacak olan Elbistan Termik Santrali Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Halkın Katılımı Toplantısı yapıldı.

Akbayır İlköğretim Okulu Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen ÇED Toplantısı’na belde sakinleri büyük ilgi gösterirdiler. Toplantıya; Akbayır Belediye Başkanı Tahsin Öztunç, Söğütlü Belediye Başkanı Ramazan Yüce, Bakış Belediye Başkanı Kamber Yurdakurban, Demircilik Belediye Başkanı Ali Akber Tepe, Çevre ve Şehircilik Kahramanmaraş İl Müdür Yardımcısı Hasan Topak, ÇED Hizmetleri ve Çevre İzinleri Şube Müdür Vekili Eltaf Örentaş, Mühendis Ayşe Şerfoğlu, Diler Elektrik Üretim Anonim Şirketi Yetkilisi Adnan Tan, müşavir firma Çınar Mühendislik yetkilisi Çevre Mühendisi Egemen Özmen katıldı.

Toplantıda bir konuşma yapan Çevre ve Şehircilik Kahramanmaraş İl Müdür Vekili Hasan Topak, beldede yapımı planlanan santralin çevreye etkilerinin değerlendirilmesi, bölge halkının olumlu ve olumsuz görüşlerinin alınması amacıyla ÇED Toplantısı’nın yapıldığını söyledi.

Çınar Mühendislikten Egemen Özmen tarafından sunulan ve Akbayır Beldesi’ne kurulması planlanan termik santralin genel özellikleri hakkında katılımcılar bilgilendirildi. Özmen, santralde soğutma bacasının olmayacağını belirterek, çevreye zararının en aza indirilmesi amacıyla teknolojinin son sistemlerinin kullanılacağını iddia etti.

Diler Elektrik Üretim Anonim Şirketi Yetkilisi Adnan Tan ise, Elbistan Termik Santrali’nin yapım aşamasında bin 500 kişinin, işletmesinde ise 500 kişinin istihdam edileceğini ifade ederek, istihdamda ise başta Akbayır başta olmak üzere yöre halkına öncelik verileceğini söyledi.

Konuşmaların ardından belde belediye başkanları söz alarak santralle ilgili görüşlerini dile getirdiler. Belde belediye başkanları, yapılacak santralin çevreye zarar vereceğini ve insan sağlığını olumsuz etkileyeceğini ifade ederek, santralin yapımına karşı olduklarını söylediler.

(Elbistanın Sesi)