Ana Sayfa Blog Sayfa 4410

Berfo Ana son yolculuğunda

Berfo Kırbayır, Ardahan’ın Göle ilçesindeki Okçular köyünde toprağa verildi. Oğlu Cemil Kırbayır gözaltında kaybedilen ve ömrünün 33 yılını oğlunu arayarak geçirdikten sonra 105 yaşında hayatını kaybeden Berfo Kırbayır, bugün toprağa verildi.

Bugün öğlen saatlerinde Ardahan’ın Göle İlçesi’ne otobüsle getirilen Berfo Kırbayır’ın cenazesi, sabah erken saatlerde belediye işçileri tarafından çevresi temizlenen ve geniş güvenlik önlemi alınan Kubilaybey Camisi’nin avlusuna konuldu.

Cenaze namazının ardından Berfo Kırbayır’ın tabutu cenaze aracına konularak iki kilometre uzaklıktaki Okçular Köyü’ndeki mezarlığa götürülürken, aracın arkasından giden kalabalık “Berfo Ana söz sana Cemil’i bulacağız”, “Cemil Kırbayır ölümsüzdür”, “Anaların öfkeleri katilleri boğacak” sloganlarını attı.

Öte yandan Galatasaray Meydanı’nda bugün de  Cumartesi eylemi için toplanan Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’ndaki 413. buluşmalarında Berfo Ana’ya “kayıpları bulana dek buradayız” sözü verdi.

(Bianet)

İklim Değişikliği ve Göç – Zeynep Pelin Çeber

İnsan kaynaklı iklim değişikliği önümüzdeki yıllarda insan göçüne neden olacaktır. Yapılan tahminlere göre yüzyılın ortalarına doğru iklim değişikliği nedeniyle 200 milyon kişi göç edecek. Bilim adamlarına göre göç, insanların iklim değişikliğine adapte olabilmesinin yollarından biridir. Araştırmalara göre iklim değişikliğinden dolayı su kaynakları tükenecek, tarım verimliliği azalacak, aşırı hava olayları artacak ve dünyanın birçok bölgesinde biyoçeşitlilik azalacak, buna bağlı olarak insan hassasiyeti artacak ve bu durum insanların kötü durumda oldukları yerlerden daha iyi yaşayabilecekleri yerlere gitmelerine neden olacaktır. Bu nedenle yüzyılın ortalarına yaklaştıkça “çevre mültecisi” kavramını sıklıkla duymaya başlayacağız.

 

Göçe neden olacak başlıca etkiler şunlardır:

-Buzulların erimesiyle deniz seviyesi artacak ve bu nedenle kıyı bölgeleri su baskını ve erozyonla karşılaşacaktır. Yapılan araştırmaya göre dünya nüfusunun %10’u deniz seviyesine 10 metre mesafede yaşamaktadır. Bu insanların çoğunun yaşam yerlerinin sular altında kalması bekleniyor.

– Tarım ürünlerinin büyük çoğunluğu kuraklık nedeniyle azalacaktır. İnsanlar açlıkla mücadele ederken, kıtlık birçok bölgede insanları olumsuz etkileyecek. Artan beslenme bozuklukları yüzünden hastalıklar artacak ve buna bağlı insan ölümleri meydana gelecektir.

-Artan sıcaklık insan sağlığını olumsuz derecede etkileyecektir. Sıcaklık artışı nedeniyle sıtma ve henüz karşılaşmadığımız salgın hastalıklar baş gösterecek ve çoğalacaktır.

-Seller ve kuraklıkla ilişkili olarak ishale bağlı endemik hastalıklar ve ölümler artacaktır.

-Yüksek kesimlerdeki buzulların erimesi nedeniyle su kaynakları azalacaktır.

-Yağışların şiddeti artması ile kasırgalar, fırtınalar, seller gibi aşırı hava olayları meydana gelecektir.

Sıralamış olduğum durumların meydana gelmesi, insanların yaşamakta oldukları bölgelerden daha yaşanabilir bölgelere göç etmelerini tetikleyecektir. Bu göçlere neden olacak en büyük etken iklim değişikliğine neden olan atmosferdeki sera gazı konsantrasyonunun artmaya devam etmesidir. Sera gazı emisyonlarının artması aynen devam edecek olursa göçlerin olması kaçınılmazdır. Bu tür göçler olasılıkla yirmi yıl içinde başlayacak ve çoğu göçmenler kendi ülkelerinde ya da kendi coğrafi bölgeleri içinde hareket edeceklerdir.

Önümüzdeki yıllarda yaşanacak ilk göç hareketlerinin, buzulların erimesiyle deniz seviyesinin artmasının beklendiği gelişmiş ülkelerde görülmesi beklenmektedir.  Uzun vadede ise göçlerin iklim değişikliğinden fiziksel olarak etkilenen ve nüfus artış oranlarının yüksek olduğu kurak ve kıyı bölgelerde ortaya çıkması bekleniyor.

Dünyada göçlerin yaşanacağı bölgeler ve bunların sebepleri temelde şunlardır:

  • Meksika’da su kesintisinin yaşanması,
  • Bombay’da su arzının diğer muson sezonuna kadar bölge için yeterli olmaması,
  • Bangladeş’te ise nüfusun ve şehirleşmenin alçak deltalarda artması,
  • Güney Batı Asya ve Çin’de tropik fırtınalar, seller ve deniz seviyesinin yükselmesi gibi sorunların ortaya çıkması,
  • Afrika’nın Çad Gölü bölgesinde ise kuraklığın yaşanması,
  • Amerika’da ise güneş kuşağında kalan bölgelerde su kıtlığının yaşanmasının yanı sıra orman yangınlarının meydana gelmesi

Bu olaylar şu anda günümüzde de meydana gelmektedir ve olayların hızından dolayı insanların bunlara adapte olmaları zorlaşmaktadır. Buna bağlı olarak daha iyi yaşam koşulları sağlanamadığından çevreci mültecilerin sayısı giderek artacak ve yüzyılın ortalarına doğru hızlanacaktır.

İnsan göçünün yaşanması birtakım sorunları da beraberinde getirecektir. Örneğin; kalabalık olan kent merkezleri göçler ile daha da kalabalıklaşacak, köyden kente göç, gelişmekte olan şehirlerde işsiz ve yoksullar ile yönetilmeleri açısından zorluk çıkaracak insanların sayısını arttırmış olacaktır. Sosyoekonomik yelpaze incelendiğinde, özellikle de kolay yer değiştiren, topraksız işçi ve kiracı çiftçilerin göçlere karşı çıkmayacağı düşünülmektedir. Bunların aksine arazi sahipleri, arazi işletmecileri ve sakinleri; arazileri, sermayeleri ve taşınabilir olmayan diğer varlıklarına bağlı olarak göçe karşı çıkabilecek gruplardır.

Sonuç olarak; iklim değişikliği, hızlı veya yavaş bir şekilde insan göçünü ve yaşama düzenini etkileyecek. Bu, açık bir gerçektir. Bu sebeple gelecekte iklime bağlı olarak gerçekleşmesi beklenen göçlerden korunmak, etkilenmesi beklenen bölgelerde savunma kapasitesini geliştirmek ve sera gazı emisyonlarını azaltmak için uluslar arası bir çaba gerekmektedir.

 

Zeynep Pelin Çeber

Boğaziçi Üniversitesi
İklim Değişikliği Çalışma Grubu

Hatay’da BDP kongresine saldırı

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın katıldığı Hatay İl Örgütü Kongresi’ne ellerinde Türk bayrağı bulunan bir grup saldırıda bulunmak istedi. Polis grubu engellemeye çalışırken, kongreye katılanlar da salonun dışına çıkarak grupların salona girmesini engellemeye çalışıyor.

Samanyolu Düğün Salonu’nda gerçekleştirilen kongreye katılan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın konuşması ardından salonun etrafında toplanan yüzü aşkın kişi kongre salonuna saldırmak istedi.

Demirtaş’ın yoğun önlemler altında kongre merkezinden ayrıldığı sırada ellerinde Türk bayrağı bulunan bir grup saldırıya geçti. Yoğun önlem alan polisin grubu engellemeye çalışması ve grubun salonu taşlaması üzerine kongreye katılanlar da karşılık verdi.

Dört bir taraftan kongre salonuna girmeye çalışan ve ülkücü oldukları tahmin edilen kimi şahıslar ile kongreye katılanlar arasında çatışma çıktı. Hem kongreye katılanlar hem de ırkçı grup arasında barikat oluşturan polis grubu dağıtmaya çalışıyor. Gerginlik devam ediyor.

Bölgeye getirilen otobüslerle tahliye edilmeye çalışılan BDP’lilerin araçları taşlandı. 4 otobüsün camları kırılırken, çok sayıda kişinin de yaralandığı belirtildi. Kongrenin yapıldığı salonda hala bekleyenler olduğu bildirildi.

Fotoğraflar: Ötekilerin Postası

(Yüksekova Haber, Diha, Ötekilerin Postası)

Yok edilmeden önce görülecek 25 Milli Park (1)

Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı meclis gündemine geliyor. Milli Parklar Kanunu, bu tasarı ile ortadan kalkarken, Türkiye’nin 60 yıldan beri Milli Park olarak kullanılan alanlarının sınırlarının yeniden belirlenebileceği, hatta ortadan kalkabileceği bir durum ile karşı karşıya kalınıyor.

Yasa tasarasında tepkiler büyük. Birçok STK ve sürdürülebilir bir çevrenin öneminin farkına varan yurttaş pazar günü ülkenin birçok yerinde bu yasa tasarasına karşı çıkmak için sokaklardaydı.

Yeşil Gazete olarak, okurlarımızın için en kötüsünü düşünerek, olur da tasarı yasalaşırsa diye Türkiye’nin nadide milli parklarından 25 ‘ini hatırlatmak istedik.

Belki üzerinden dozerler geçmeden, barajlar çevrilip ve otellerle katledilmeden önce, bu yerleri son bir kez ziyaret etmek isteyen birileri çıkabilir.

Yozgat Çamlığı Milli Parkı (Yozgat)

İç Anadolu Bölgesi’nde , Yozgat ilinin güneyinde uzanan tepeler üzerinde yer alan Çamlık Milli Parkı güzel bir dinlenme ve eğlenme yeridir. İçerisinde bulunan çam çeşidinin bir benzerinin sadece Kafkaslarda olduğu biliniyor. Yozgat’a 2 kilometrelik bir asfalt yolla bağlanır. İçerisinde 3 yıldızlı bir otel mevcuttur. Restoran, kamp yerleri, çocuk oyun parkı, soğuk çeşmeleri, temiz havası ve bitki örtüsüyle görülmeye değer bir yerdir.

İrtibat : Yozgat Çevre Orman İl Müdürlüğü : 0 354 2124610
Yozgat DKMP Şube Müdürlüğü : 0 354 2121084

Karatepe – Aslantaş Milli Parkı (Osmaniye)

Akdeniz Bölgesi’nde, Osmaniye İlinin Kadirli İlçesine 22 km uzaklıkta ve Ceyhan Irmağının kenarında yer alan Milli Parka Adana- Kadirli ve Adana-Osmaniye karayolu ile ulaşılmaktadır.

Roma ve Bizans döneminde de yerleşim gören alanda özellikle Pınarözü köyü yakınlarında bazilika tipinde bir tapınağın tabanında görülen çok renkli mozaikler üstün sanat değeri ve kültürel peyzaj özelliği taşımaktadır. Nisan ve Kasım ayları arasında parkın arkeolojik ve tabii değerleri ile açık hava müzesi görülebilir.

Milli parkta; kızılçam, meşe türleri ve maki florasının meydana getirdiği bitki örtüsü, karaca, tavşan, tilki, turaç, keklik gibi yaban hayvanları toplulukları ile Ceyhan nehrinde yayın ve sazan balıkları bulunmaktadır.

Çadır ile konaklama yapılabilir.

İrtibat:   Osmaniye Çevre Orman İl Müdürlüğü : 0 328 8258810
Osmaniye DKMP Şube Müdürlüğü : 0 328 8258809

Kuşcenneti Milli Parkı (Balıkesir – Manyas Gölü)

Ülkemizin doğal güzellikleri arasında ayrı bir yeri olan Bandırma Kuşcenneti Milli Parkı, Kuşgölü’nün kuzeydoğu kıyılarında yer alır. Bandırma-Balıkesir karayolunun 15. kilometresinden güneye sapan 3 kilometrelik bir yolla Kuşcenneti’ne ulaşılır.

Milli Parkta, kuş yaşamının ilgi çekici dönemlerini izleme imkanı, Mart-Temmuz ve Eylül-Ekim ayları arasındadır. Gözetleme kulesinden geniş bir çevre gözetlenebilir.

Müze ve idare merkezinde kuşlar hakkında geniş bilgi verilmektedir.

Konaklama ve yiyecek hizmetleri yoktur. 1 km uzaklıktaki Sığırcıatik köyündeki pansiyonlar kullanılabilir.

İrtibat : Balıkesir Çevre Orman İl Müdürlüğü : 0 266 2616357
Bandırma DKMP Mühendisliği : 0 266 714 99 11, 0 266 714 12 75
Balıkesir DKMP Şube Müdürlüğü : 0 266 2616283

Soğuksu Milli Parkı (Ankara- Kızılcahamam)

Ankara iline 80 km, kaplıcaları ile ünlü Kızılcahamam ilçesine ise 2 km mesafede bulunan Milli Parka, Ankara-İstanbul karayolu ile ulaşılmaktadır.

Milli park günübirlik rekreasyonel faaliyetlerden piknik, doğa yürüyüşleri gibi aktivitelere uygun olup, bu faaliyetler için gerekli tesisleri (büfe, WC, çeşme gibi) içermektedir. Milli park içinde idare binası, misafirhane, gazino, memba suyu işletmesi, büfe, müze, açık hava tiyatrosu vardır.

Çadır ile konaklama mümkün olduğu gibi, bungalowlarda da kalınabilir.  Özellikle Ankara’da faaliyet gösteren izci gruplarının tercih ettiği bir kamp alanıdır. Milli Park içerisinde çadırlı geceleme yapmak için Çevre ve Orman Bakanlığından izin almak gerekebilmektedir. Ayrıca park içinde otel vardır.

İrtibat: Ankara Çevre Orman İl Müdürlüğü : 0 312 3840283
Ankara DKMP Şube Müdürlüğü : 0 312 2139972

Uludağ Milli Parkı (Bursa)

Marmara Bölgesi’nde, Bursa ili sınırları içerisinde yer almaktadır. Bursa’dan 34 km’lik yaz-kış açık kara yolu ile veya teleferikle 20 dakikada Sarıalan’a çıkılarak, oradan da minibüslerle oteller bölgesine ulaşılır.

Çobankaya, Sarıalan ve Kirazlıyayla günü-birlik kullanım alanları milli parkın farklı peyzaj değerlerini, Çobankaya mevkiindeki “Bakacak Manzara Seyir Terası” ise daha geniş bir perspektifte peyzaj değerlerini , Bursa Ovası’nı ve kent gelişimini ziyaretçilere sunar.

Milli park sahası içerisinde “oteller bölgesi” diye adlandırılan mevki ziyaretçilere kış aktivitelerinden kayak imkanı sunarken, Sarıalan, Çobankaya ve Kirazlıyayla mevkileri kamp ve günübirlik kullanımlar için düzenlenmiş sahalardır.

Sarıalan mevkiinde baraka, bungalow ve çadır ile kamp yapma imkanı sağlanmakta, oteller bölgesinde ise gerek kamu, gerekse özel işletmelere ait oteller ve misafirhanelerde konaklama imkanı bulunmaktadır. Ayrıca Çobankaya mevkiinde yalnızca çadırla kamp yapılabilmektedir.

İrtibat : Bursa Çevre Orman İl Müdürlüğü : 0 224 2417203
Bursa DKMP Şube Müdürlüğü : 0 224 211 1818

Yedigöller Milli Parkı (Bolu)

Batı Karadeniz bölgesinde Bolu ilinin kuzeyinde Zonguldak ilinin güneyinde Düzce ilinin doğusunda yer alan Milli Parka Bolu İli Mengen ilçesinden ulaşım mümkündür. Ayrıca Ankara-İstanbul karayolunun 152inci km’sinden Yeniçağa ve 190 km’sindeki Bolu ilinden kuzeye ayrılan yollarla ulaşılır. Kışın Bolu-Yedigöller güzergahı karla kapalı olduğundan ulaşım sadece Yeniçağa-Mengen-Yazıcık üzerinden yapılır. Her iki yolun da yaklaşık 30 km’lik bölümü stabilizedir.

Milli park içerisindeki farklı büyüklük ve normlardaki saf kayın veya karışık (kayın-karaçam-meşe) ormanlarıyla çerçevelenmiş üst üste dizilmiş göller, Kapankaya manzara seyir terasından farklı renk-doku-tek tür çeşitliliği içerisindeki eşsiz peyzaj güzellikleri, irili ufaklı şelaleler, Karaçam Anıt Ağacı, çok sayıdaki doğal su kaynakları, geyik üretme sahası, Köyyeri tepesindeki halen kalıntıları görülen tarihi dinlenme yeri, özellikle sonbahardaki flora çeşitliliğinin sergilediği farklı renklerdeki peyzaj görüntüleri görülmeye değer özellik ve yerlerdir.

Kapankaya manzara seyir yerine çıkıldığında gölleri ve eşsiz peyzaj güzellikleri görmek mümkün olduğu gibi, yol kenarındaki levhanın bulunduğu yerden patika takip edildiğinde Karaçam Anıt Ağacı görülebilir. Geyik üretim alanı da ziyaret edilebilecek yerlerdendir.

Milli park günübirlik rekreasyonel faaliyetlerden piknik, doğa yürüyüşleri, sportif olta balıkçılığı gibi aktivitelerin gerçekleştirilmesine oldukça uygun olup, bu faaliyetler düzenli bir şekilde gerçekleştirilmekte ve kontrol edilmektedir. Amatör ve profesyonel fotoğrafçılık yapanlara da geniş kullanım imkanları sunulmaktadır.

Çevre ve Orman Bakanlığı’na ait misafirhane ve bungalowlarda konaklama imkanı olduğu gibi, ziyaretçiler çadır ve karavanlarda da konaklayabilirler.

irtabat: Çevre Orman İl Müdürlüğü : 0 374 2153630

Bolu DKMP Şube Müdürlüğü : 0 374 2153613

Spil Dağı Milli Parkı (Manisa)

Ege Bölgesi’nde, Manisa ili içindeki Spil Dağı üzerinde yer almaktadır. Manisa’dan 24 km’ lik bir karayolu ile ulaşılmaktadır.

Spil Dağı Milli Parkı değişik jeolojik oluşumlar, zengin flora ile tarihi ve mitolojik özelliklerin bir arada, doğal ve kültürel peyzajın en güzel örneklerinin sergilendiği bir sahadır. Ağlayan Kaya, Dulkadın mevkiindeki eskiden yerleşim yeri olarak kullanılan mağaralar ilgi çekici ve görülmesi gereken diğer özelliklerdir.

Milli parkın doğusunda 600 m. yüksekliğindeki kalkerlerin erimesi ile meydana gelmiş olan dolin gölü, içerisinde bol miktarda sülük barındırmasından dolayı Sülüklügöl olarak isimlendirilmekte ve doğal peyzajın en güzel örneklerinden birini sergilemektedir. Paşaini gibi suların kalker serilerinin altını eritip oymaları ile oluşan çok sayıda in bulunmaktadır. Ayrıca parkın yakınında sıcaklığı en az 21 C’ye kadar düşen bir ılıca da mevcuttur.

Park, bölge halkının rekreasyon ihtiyacını gidermektedir. Arazinin jeomorfolojik yapısı dağcılık sporuna uygundur. Aynı zamanda tracking (doğa yürüyüşleri) ve atıcılık sporları da yapılmaktadır. Milli parkın Atalanı mevkiinde düzenlenen günübirlik ve kamp alanı bölge halkının yaz-kış rekreasyon ihtiyacını büyük ölçüde karşılamaktadır.

Milli park içerisinde Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü’ne ait bungalowlarda geceleme mümkündür.

İrtibat : Manisa DKMP Şube Müdürlüğü   0236-237 10 63 – 0236 237 10 65

Kızıldağ Milli Parkı (Isparta)

Akdeniz Bölgesi’nde Isparta ili, Şarkikaraağaç ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şarkikaraağaç’ a 5 km, Isparta’ya 120 km mesafededir.

Kızıldağ Milli Parkı; sedir ormanları ve maki topluluklarının oluşturduğu flora çeşitliliğinin sergilendiği, Beyşehir Gölü’nün kuşbakışı gözlenebildiği doğal peyzaj çeşitliliğine sahip bir sahadır.

Milli park içerisinde günübirlik rekreasyonel aktivitelerden piknik, treking, doğa yürüyüşleri, uzun süreli rekreasyonel aktivitelerden de çadırlı ve karavanlı kamping yapılabilir.

Çadır ile konaklama yapılabilir. Ayrıca sahada Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü’ne ait bungalowlardan faydalanmak mümkündür.

irtibat : Isparta Çevre Orman İl Müdürlüğü : 0 246 2287464

Isparta DKMP Şube Müdürlüğü : 0 246 2287463

Kovada Gölü Milli Parkı (Isparta)

Akdeniz Bölgesi’nde, Isparta ili Eğirdir ilçesinde yer almaktadır. Is

Isparta-Eğirdir-Konya devlet karayolundan ayrılıp güneye dönen 23 km’lik bir yol ile ulaşılmaktadır.

Milli parka adını veren Kovada Gölü, çevresindeki zengin flora gibi doğal peyzajın pek çok çeşidini sunan bir sahadır.

Saha; günübirlik rekreasyonel faaliyetlerden doğa yürüyüşü uygun olup, primitif kamping de yapılmaktadır. Sahadaki kır gazinosu ziyaretçilere hizmet vermektedir.

Çadır ve karavanla konaklama mümkündür. Sahada konaklama tesisi bulunmadığı için ziyaretçiler Eğirdir ilçesinde bulunan otellerden faydalanabilirler.

İrtibat : Isparta Çevre Orman İl Müdürlüğü : 0 246 2287464

Isparta DKMP Şube Müdürlüğü : 0 246 2287463

Güllük Dağı (Termessos) Milli Parkı (Antalya)

Akdeniz Bölgesi’nde Antalya ili, Korkuteli ilçesi sınırları içerisinde ve Toros Dağları üzerinde yer almaktadır. Antalya’ya 34 km uzaklıkta olup, Antalya-Korkuteli karayolu ile ulaşılır.

Milli park; antik Termessos şehri kalıntıları, Güllük Dağı’nın değişik jeolojik ve jeomorfolojik oluşumları, Akdeniz bitki topluluklarının sergilendiği orman ve maki toplulukları, zengin fauna gibi doğal ve kültürel pek çok özellikleri ile görülmeye değer bir sahadır.

Antik Termessos şehri kalıntıları günümüze kadar en iyi şekilde korunarak ulaşabilmiş eserlerdendir.

Milli parkta tabiatın sunduğu bütün zenginlikler, güzellikler ve Termessos şehri, surları, kuleleri, kral yolu, Hadrian Kapısı, gymnasium, tiyatro, odeon, zengin süslemeli mezarlar, sarnıçlar gezilebilir. Milli parkı ziyaret için en uygun zaman Nisan-Aralık aylarıdır.

Milli park içerisindeki idare merkezi, her türlü donanımıyla ziyaretçilere park hakkındaki bilgileri verebilecek şekilde hizmet vermektedir. Burada rekreasyonel faaliyetlerden doğa yürüyüşleri tercih edilirken, piknik imkanı da söz konusudur. Kırgazinosu günübirlik aktivitelere hizmet vermektedir.

Milli parkta düzenlenmiş piknik ve kamp alanlarından faydalanılabilir.

İrtabat:  Antalya Çevre Orman İl Müdürlüğü : 0 242 3217961

Antalya DKMP Şube Müdürlüğü : 0 242 3432652

Beydağları  (Olimpos) Sahil Milli Parkı (Antalya)

Akdeniz Bölgesi’nde, Antalya ili sınırları içerisinde yer almaktadır. Antalya-Kemer-Kumluca devlet karayolu ile ulaşılır.

Olimpos-Beydağları Sahil Millî Parkı Sarısu’dan itibaren Antalya – Kumluca karayoluna ve Akdeniz’e paralel olarak Gelidonya Burnu’na kadar uzanmaktadır. Akdeniz Körfezinin batı sahilinde muhteşem güzellikte doğal plajlar antik şehirler vardır. Çıralı ve Adrasan Plajı bunlardan en güzel ve uzun olanıdır.

Milli Park giriş noktasından itibaren Topçam, Küçük Çaltıcak, Büyük Çaltıcak, Kargıcak 1-2 gibi günübirlik mesire alanlara uzun plajlara sahip orman ve denizin kucaklaştığı ender tabiat harikalarıdır.

Ayrıca Millî Park içinde Göynük Çadırlı Kampı (100 çadır) ve Kemer’e 3 km mesafede Kındılçeşme Çadırlı Kamp alanı (225 çadır) bulunmaktadır.

Phaselis Antik Kenti jeolojik, tarihi, flora ve fauna güzelliklerin bulunduğu bir yol kavşağı niteliğindedir. Çıralı Sahili, Olympos antik kenti ve Yanar taş, Millî Park’ın sembol kaynaklarındandır.

Akdeniz Bölgesi iklim şartlarına sahip alanda yılın 7-8 ayında her türlü deniz sporları, piknik, kamp, yürüyüş yapılabilir ve arkeolojik alanlar gezilebilir.

Milli park içinde otel, motel ve kamp alanları vardır.

irtibat : Antalya Çevre Orman İl Müdürlüğü : 0 242 3217961

Antalya DKMP Şube Müdürlüğü : 0 242 3432652

Köprülü Kanyon Milli Parkı (Antalya)

Akdeniz Bölgesi’nde Antalya ili, Manavgat ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır.

Milli parka, Antalya – Manavgat karayolunun 49. km’sinden ayrılan asfalt bir yol ile gidilir. Bu yol Akdeniz sahillerinden ayrılıp Taşağıl’dan geçerek Beşkonak’a ulaşır. Park, Bolasan ile Beşkonak arasında, ortasından Köprü Çayı akan 14 km uzunluğunda, 100 m derinliğinde bir vadide yer alır. Irmağın değişken karakteri rafting sporu için ideal alanı yaratır. Ağaçlarla gölgelenen nehir kenarında günübirlik ve kamp kullanma alanları milli parkın en önemli aktivitelerini teşkil eder.

Antik Selge  şehrinin tiyatrosu, agorası, Zeus ve Artemis tapınakları, sarnıçları, su kemeri, Köprü Irmağı ve Kocaçay üzerinde bulunan Oluk ve Büğrüm köprüleri ile Selge’yi Pamphylia sahil şehirlerine bağlayan taş kaplamalı tarihi yolu görülmeye değerdir.

Özel şahıslara ait yeme-içme ihtiyacını karşılayacak tesisler ziyaretçilere hizmet vermektedir.

Konaklama imkanı, ziyaretçilerin basit kamp yapmalarıyla sınırlıdır. Ancak Beşkonak ve Karabük köyünde bulunan bungalovlarda kalınabilir. Fakat yatak sayısı yetersizliği dolayısıyla Manavgat, Side ve Belek gibi çevredeki turizm merkezlerinde kalmak mümkündür.

İrtibat :

Antalya Çevre Orman İl Müdürlüğü : 0 242 3217961

Antalya DKMP Şube Müdürlüğü : 0 242 3432652

(Yokedilmeden önce görülecek 25 Milli Park-2 )

(deretepe.net, Yeşil Gazete)

Onu görürseniz kaçmayın, konuşun!

0
Kastamonu’nun Azdavay ilçesinde kaymakamlık tarafından tanıtım için bastırılan kitapçık şeklindeki rehberde, ayı görüldüğünde yapılması gereken kurallara dikkati çekildi.

Azdavay Kaymakamlığı tarafından bastırılan ”Azdavay Yürüyüş Parkurları”rehberde, ilçenin güzellikleri, yürüyüş için öneriler, parkurlar ve ulaşım bilgileri yer aldı.

Ayı görüldüğünde yapılması gereken kuralların da anlatıldığı rehberde, ayı saldırıları, saldırı öncesi ve sonrası yapılması gerekenler maddeler halinde anlatıldı.

Coğrafi konum gereği Küre Dağları Milli Parkı’nda büyük bir ayı popülasyonunun olduğunu hatırlatılan rehberde, ”Ayılardan korkmalı mısınız?” sorusuna şu cevaplar verildi:

”Parklarda, ayı tarafından yaralanma riski çok azdır. Parkur belirleme çalışmalarında hemen her gün gördüğünüz ayı izleri ve dışkılarıyla mutlaka sizler de karşılaşacaksınız. Bölgede kendinizi güvenli hissetmek için ne yapacağınızı bilmeniz gerekir.”

Rehberde, güvenlik öğütleri kısmında yapılacak en iyi şeyin ayılarla karşılaşmaktan kaçınmak olduğu belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

”Doğada en az 4 kişi ve üzeri gruplarla yürümeniz ve yürürken gürültü yapmamanız gerekiyor. Ayılar da insanlar kadar işitebiliyor. Bu yüzden varlığınızın farkına varan her türlü hayvan saklanıyor ve her hareketinizi gözlemliyor. Sakin olun ve paniğe kapılmayın. Bu durumda yanınızda ayı spreyi taşımanız, ayı izlerini takip etmeniz ve ayıya asla yaklaşmamanız gerekiyor.”

”Ayı spreyini hazır bulundurun”

Ayı ile karşılaşıldığında yapılması gerekenler bölümünde, şu önerilere yer verildi:
”Ayı yakınınızdaysa yavaşça geriye dönün. Sakın koşmayın. Sakin olun ve bilinçli hareket edin. Bu davranış ayıyı sakinleştirecek ve sizin bir tehdit oluşturmadığınızı düşünecektir. Normal bir ses tonuyla ayıyla konuşun. Böylelikle insan olduğunuz anlayacak merakını giderecektir. Ayı spreyini hazır bulundurun, grup olarak yürüyün. Bölgeden uzaklaşın ya da yol değiştirin. Ya da ayının yol değiştirmesini bekleyin.”

Ayı saldırılarının pek çoğunun yara almadan sonuçlandığı belirtilen rehberde, bu tür saldırıların iki dakikadan az sürdüğü eğer uzun sürerse karşı koymak gerektiği kaydedildi.
Rehberde ayı saldırdığında yapılması gerekenlere ise şöyle yer verildi:

”Ayının hareketleri savunma amaçlı ise varlığınız ayıyı şaşırtır. Yavrularını koruma beslenme durumu olabilir. Sizi tehdit olarak algılayıp karşı koymak gerektiğini düşünebilir. Bu durumda ayı spreyi kullanılabilir. Sizinle temas ederse ölü taklidi yapın. Sindiğinizi göstermek muhtemelen saldırıyı sonlandıracaktır. Ayının sizi kolayca ters döndüremeyeceği bir pozisyonda bacaklarınızı ayırmış bir şekilde karnınızın üzerine yatın. Boynunuzu ve başınızın arkasını ellerinizle destekleyin. Ayının hareketleri saldırgan ise bu tür saldırılarda arabanıza sığının yanınızda yoksa ağaca tırmanın. Kaçamıyorsanız ölü taklidi yapmayın, saldırıya karşı koyun, sprey kullanın, ayının yenilgiyi kabullenmediğinizi anlamasını sağlayacak her şeyi yapın.”

(AA)

 

AB, İsveç ve Yunanistan’ı ‘çevre’ sebebiyle mahkemeye taşıyor

0

Avrupa Komisyonu, İsveç ve Yunanistan hakkında AB çevre kanunlarına uymadıkları gerekçesiyle hukuki işlem başlatacağını açıkladı.

 

İsveç’e büyük sanayi bölgelerini lisans altına almadığı gerekçesiyle para cezası verilirken, yirminin üzerinde Avrupa Adalet Divanı kararı da halen uygulanmayı bekliyor.

Yunanistan ise, yasadışı çöplüklerle ilgili kararların uygulanmaması sebebiyle yargılanacak.

AB yasalarının müzakere edilmesi yıllar alıyor ve bu yasaların uygulanması daha da uzun sürüyor. Yeni yasalara uyum sürecinde yaşanan aksaklıklarda Komisyon’un, ilgili ülkelere uyarı ve tehditte bulunması söz konusu oluyor. İsveç’le ilgili mahkeme kararı 2007, Yunanistan ile ilgili karar 2005 yılına dayanıyor.

Avrupa Komisyonu’nun açıkladığı aylık ihlal özetinde İngiltere enerjideki KDV konusunda; Avusturya, Finlandiya, ve Polonya ise serbest çalışan yol işçilerinin çalışma saatlerine saygı duymaması sebebiyle uyarılıyor.

(euroactive)

Nesrin Cavadzade, “Eylisli’nin başına gelenler bir linç kampanyasıdır”

‘Ağır Roman Yeni Dünya’ dizisiyle ekranların tanıdığı bir yüz olan azeri aktrist Nesrin Cavadzade, doğup büyüdüğü Bakü’de halen acımasız bir kuşatma altında yaşayan yazar Ekrem Eylisli’ye destek verdi: “Eylisli’nin başına gelenler bir linç kampanyasıdır” diyen Cavadzade, ” O iki halka 70 yıl boyunca kardeşçe yaşadıklarını hatırlatmak istedi. Eylisli’nin başına gelenlerin nedeni budur.” şeklinde konuştu.

Nesrin Cavadzade

Agos’tan Fatih Gökhan Diler’e röportaj veren Cavadzade, Diler’in Azerbaycan’da yaşanan son gelişmeler ve yazar Eylisli aleyhinde yürütülen linç kampanyası hakkında ne düşündüğünü sorması üzerine, “Ekrem Eylisli’nin başına gelenler bir linç kampanyasıdır. Fikirler yargılanamaz, sanat eserleri de yargılanamaz! Kurgusal olanın ‘halk’ın beğenisine göre şekillenme ödevi yoktur. Bir yazar, eserinden dolayı yargılanamaz. Bu haliyle sanat, tıpkı dinler gibi ‘kurumlar üstü’dür. Nasıl ki hiç kimse inançlarından dolayı yargılanamaz ise, bir sanatçı da eserinden dolayı yargılanmamalı” diyerek Eylisli’ye destek verdi.

(Agos)

Doğanın imhasına karşı Faruk Akbaş’ın çalışması: Su Boşa Akmaz

Doğa fotoğrafçısı Faruk Akbaş’ın hazırladığı “Su Boşa Akmaz” görüntülerle Türkiye doğasının zenginliğini anlatıyor. TBMM gündemine gelen “Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı” işte bu güzelliği ve bu zenginliği tehdit ediyor.

Faruk Akbaş

Hükümetin Avrupa Birliği müzakere sürecinde AB müktesebatına uyum için hazırladığını iddia ettiği yasa tasarısı AB direktifleriyle de uyumlu değil ve bu nedenle Avrupa Komisyonu Çevre Direktörlüğü tarafından da eleştiriliyor.

AKP Hükümetinin yürütmenin başına geldiği günden bu yana vurguladığı “su boşa akıyor” mantığı ile doğanın sürdürülebilirlik ilkesi çiğnenerek acımasız bir kirli enerji siyasetini yürütüyor. Bölgede yaşayan halkın tüm itirazlarına rağmen kar hırsı ile ne doğa ne insan tanınmadan HES’ler, Termik Santraller, Nükleer Santraller vsr gibi geri dönüşü mümkün olmayan bir doğa tahribatına göz göre göre izin verilmeye çalışılıyor.

Doğa fotoğrafçısı Faruk Akbaş’ın “Su boşa akmaz” çalışması da bu mantığın ne denli ters olduğunu gösteriyor. Doğayı, tabiatı kendi doğal akışı içindeki yaşantısı içinde belgeleyen Akbaş, adının tam tersi işleyecek kanun tasarısının getireceği tehlikelere de dikkat çekiyor.

TBMM Genel Kurul gündemine gelmek üzere olan Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı da doğayı korumak için değil, korunması gereken doğal alanları enerji, madencilik, konut ve sanayi gibi yatırımlara açmak için hazırlanan, ismi yanıltıcı, içeriği tuzaklarla dolu bir yasa tasarısı.

Pazar günü Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin çağrıcılığında Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı’nı engellemek için sokağa çıkılıyor. Yeşiller/Sol’un web sitesinde de kanun tasarısının yasalaşması halinde yaşanacak doğa tahribatı maddeler halinde sıralanmış.

(Yeşil Gazete)

 

Yeşiller/Sol’dan çağrı: “Doğa için harekete geçiyoruz, sen de gel!”

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, önümüzdeki hafta TBMM Genel Kurulu’na geleceği tahmin edilen Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı’nı engellemek için sokağa çıkıyor.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin “Bu kanunla yasal hale getirilmek istenen doğa yıkımına dur demek, doğanın haklarını korumak için tüm halkımızı sokağa, eyleme çağırıyoruz” cümleleriyle çağrısını yaptığı eylemler 24 Şubat Pazar günü birçok ilde aynı zamanda gerçekleştirilecek.

Yasa tasarısı, korunması gereken doğal alanları enerji, madencilik, konut ve sanayi gibi yatırımlara açacağı gerekçesiyle doğa koruma ve ekoloji alanlarında çalışan sivil toplum örgütleri ve grupların da büyük tepkisini çekmiş durumda. Kanun tasarısının isminin yanıltıcı, içeriğinin tuzaklarla dolu olduğunu belirten doğaseverler, tasarının yasalaşması durumunda Türkiye’de zaten sorunlu olan doğa koruma politikalarının yok edilerek bu kapsamda 50 yıl geriye gidileceğini belirtiyor. Türkiye’de bu alanda çalışan 90 sivil toplum örgütünün oluşturduğu “Tabiat Kanunu İzleme Girişiminden yapılan açıklamalarda da tasarının hazırlanma sürecinin katılımcılıktan çok uzak olduğu, görüş, uyarı ve itirazlarının hiç dikkate alınmadığı, tasarının doğa için tam anlamıyla bir yıkım olacağı belirtilmişti.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Doğa Hakları Çalışma Grubu’nun tasarı hakkında hazırladığı ve partinin web sitesinde yayınlanan raporda da şu noktalar ön plana çıkarılıyor: “Üstün kamu yararı” kavramıyla ekonomik kalkınma ve şirketlerin karı için doğanın yok edilmesine izin verilecek; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Bakanlar Kurulu zaten sınırlı olan koruma alanlarını istediği gibi daraltıp kaldırabilecek ve doğanın korunması yerine “kullanımı” amaçlanacak.

Partinin eşsözcülerinden Arif Ali Cangı da geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada tasarının Anayasa’ya ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu, konuyu Yeşiller grubu başta olmak üzere Avrupa Parlamentosu’na da götüreceklerini açıklamıştı.

Yeşiller ve Sol’un “Bu dünyadan başka gideceğimiz bir yer yok. İnsan doğanın efendisi değil, onun bir parçası. Doğanın kaderi, siyasetçilerin insafına bırakılamaz” cümleleriyle çağrısını yaptığı eylemler, 24 Şubat Pazar günü birçok ilde birden gerçekleştirilecek.

Eylemin Facebook sayfasında an itibariyle duyurulan eylem yer ve saatleri şöyle:

24 Şubat Pazar

İstanbul: Galatasaray Lisesi önü – 11:30
Bursa: Orhangazi Parkı – 11:30
İzmir: Kıbrıs Şehitleri Girişi – 14:00
Çanakkale: Yalı Hanı – 12:00

Diğer illerin yer ve saat bilgilerinin daha sonra açıklanacağı belirtildi.

Yeşiller/Sol Ankara; 27 Şubat Çarşamba günü TBMM’den “Hayır” diyecek

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Ankara il örgütü ise Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısını engellemek için TBMM’nin Dikmen Kapısı önünde olacak.

Ankara il örgütünün web sitesinden yapılan çağrıda, “Doğanın kaderi siyasi otoritenin insafına bırakılamaz! Çünkü bu dünyadan başka gideceğimiz bir yer yok! İnsan doğanın efendisi değil, onun bir parçası!” denilerek doğanın yıkımına hayır diyecek herkes 27 Şubat Çarşamba günü 12:30’da TBMM Dikmen Kapısı önünde buluşmaya davet edildi.

(Yeşil Gazete)

 

Sevgilisini öldürmekle suçlanan ampute atlet Pistorios’un davası sürüyor

Sevgilisini öldürmekle suçlana Güney Afrikalı atlet Oscar Pistorius’un kefalet başvurusuna ve tutuksuz yargılanma talebine bugün Yargıç tarafından karar verilecek.


Ampute atlet, 29 yaşındaki sevgilisi Reeva Steenkamp’ı tasarlayarak öldürdüğü iddiasıyla yargılanıyordu. İddiaları reddeden Pistorius, sevgilisini hırsız sanıp ateş ettiğini söylemişti.

Dün, iddia makamı elindeki bilgileri mahkemeye sunarken, Pistorios’un avukatı da savunma yapmıştı.

Ayrıca, davada görevli olan dedektif Hilton Botha’nın görevden alınması da olaya başka bir boyut kattı. Dedektif, adam öldürmeye teşebbüsle suçlanıyor. Botha, hakim karşısına çıkacak.

Pistorius davasının etkileri de sürüyor. Sporcunun sponsoru Nike, dava sonlanana kadar Pistorius ile olan sözleşmesini askıya aldığını açıkladı.

(Eurosport)