Çağlayan Adliyesi’nde Gezi direnişine destek vermek amacıyla basın açıklaması yapmak isteyen avukatlar polisin şiddetli müdahalesiyle karşılaştı. 44 avukat gözaltına alındı.
Polisin bu sabah erken saatlerde Taksim Meydanı’nda polisin müdahalesini protesto etmek için Çağlayan Adliyesi’nde bir araya gelen 100 avukata çevik kuvvet ekipleri ve özel güvenlikler saldırdı.
Bugün Taksim Meydanı’ndaki polis saldırısını protesto etmek için Çağlayan Adliyesi önünde toplanan yaklaşık 100 kişilik avukat grubuna çevik kuvvet ve özel güvenlik ekipleri tekme tokat saldırdı.
Polis ve özel güvenliğin avukatları çembere alarak saldırdığı belirtilirken, 30 avukatın sürüklenerek adliye dışarısına çıkarıldığı bildirildi.
Öte yandan adliyede yapılan anonslarda balkonlardan eylemi izleyenlere “izlemeyin, çekilin” çağrısı yapılırken, eyleme katılanlar gözaltına alınmakla tehdit ediliyor. Şu ana kadar 30 avukat gözaltına alındı.
Oturma eylemine başlayan avukatlar, “Her yer Taksim, her yer direniş; Faşizme karşı omuz omuza” sloganlarını attı.
Gezi Parkı eylemlerinin 15. gününün sabahında polis ekipleri, Taksim Meydanı’na girdi. Polisle bazı gruplar arasında çatışma çıktı. Olayın ardından polis 70 kişiyi gözaltına aldı.
Sabah saatlerinde Taksim Meydanı’na yapılan müdahale sırasında polise taş ve molotof kokteyli atan göstericilerin, bayrak ve simgelerini taşıdığı Sosyalist Demokrasi Partisi’nin Beyoğlu’ndaki binasına polis girdi. Kapısı balyozlarla kırılarak girilen binada Özel Tim polisleri halen arama yapıyor. Konuyla ilgili bir açıklama yapan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu; “Olaylara katılanların sığındığı SDP binasında gözaltına alınanların sayısı 70 oldu. Silah ve palalar da var.” dedi
Gezi Parkı Direnişi 15. gününe ulaştı. Son günlerde Gezi Parkı’na haiz nispeten güllük gülistanlık ortam ise sabah saatlerinde başlayan ve fasılalar ile devam eden polis saldırıları ile -şimdilik- sekteye uğramış durumda.
Müsvedde Medya’yı siz bizden daha iyi biliyorsunuz zaten, burda zikretmeye gerek bile yok.
Gezi Parkı Direnişi’nin ilk günlerinde polis şiddeti ve sivil direnme azmi tüm yoğunluğu ile devam ederken bazı müstesna ve ismi lazım değil televizyon kanallarımızda ise penguen belgeselleri arz-ı endam etmekte idi.
Penguen dostlarımızın izni alınmadan yapıldığına nerdeyse emin olduğumuz bu “faydalı bilgiler kuşağını” iki direnişçi kardeşimiz Gezi Parkı Direnişi’ne uyarlamış.
Kendilerine, “elleriniz dert görmesin” diyor ve tüm okurlarımızı bu trajisi bol komiği de ondan aşağı kalmaz görüntüler ile başbaşa bırakıyoruz.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüsü Sevil Turan Avrupa Parlamentosu’nda bugün yapılacak olan “İstanbul’da İsyan” Konferansına katılıyor.
Avrupa Parlamentosu Yeşiller grubu’nun Strasburg’da düzenlediği “İstanbul’da İsyan” konulu konferansa konuşmacı olarak Anti-kapitalist Müslümanlardan Rojda Tekin, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüsü Sevil Turan, Sanatçı Memet Ali Alabora ve mimar Korhan Gümüş katılıyor.
Moderatörlüğünü, Yeşiller Avrupa Parlamentosu Üyesi ve AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Hélène Flautre’in yapacağı konferansın açılış konuşmasını Avrupa Parlamentosu Yeşiller/ Avrupa Özgür İttifakı Eş başkanları Daniel Cohn-Bendit ve Rebecca Harms yapacaklar.
Konferans, 17:30-19:00 arası aşağıdan canlı olarak izlenebilir.
Gezi Parkı Direnişi 15. gününde. YG ekibinden Savaş Çömlek’in sms’i ile parkın içinde bir direnişçiye ulaştık.
İşte Koç Üniversitesi’nde okutmanlık yapan, Bilgi Üniversitesi Siyaset Bilimi doktora öğrencisi kardeşimizin (İsmi malum nedenler ile bizde kalacak, kendisinin de ricası bu yönde) son dakika gelişmesi olarak paylaştıkları.
“Şu anda gezinin içine kadar her yere, her tarafa gaz bombalarını atıyorlar
08.00’den beri burdayım. Şu an Gezi Parkı içindeki herkes bu gaz bombalarından “illallah” demiş durumda.
Parkın içine bir müdahale yok, gaz bombası doğrudan parka atılmıyor ama parkın tüm çevresine her şey atıldı. İnsanlar Parkın dışında Gezi Parkı’nı korumak için bir insan çemberi oluşturuyordu en son.
Müzakere kanalı açılacak denmişken, yarın müzakereler başlayacak denmişken bu müdahale o kadar anlamsız ki hiç bir şekilde yorumlayamıyorum.
Şimdi atılan gaz bombalarının içeriğinde farklı bir şey olabilir. Gözyaşı döküyor hemen herkes. Bombanın içeriği ile ilgili olabilir bu.
Parkın içindekiler de ikiye bölünmüş gibi. Bir grup aşağıya (Gezi Parkı’nın dışına, Gezi merdivenlerinin aşağısına) inelim derken diğer grup, “Burda kalalım, çıkarsak bir daha geri dönemeyiz” diyor. Direniş devam ediyor hala.
Şu an için gözaltı yok. En azından ben şahit olmadım.
Ben, siz arayacaksınız diye Gezi Parkı’nda havuzun bulunduğu yere geldim. Ve tam telefon çaldığında gaz bombası yağmuru başladı. Şu an ne veriyor televizyonlar bilmiyorum ama yaşadığımız durum bu.
Yaralılar var, siz de duyuyorsunuzdur, “Doktor var mı?” seslerini.
(“Yaralananlar gaz bombası kapsülü çarptığı için mi yoksa polis doğrudan müdahale ettiği için mi yaralandı” diye sormamız üzerine)
Kapsüller geldi insanlara. Benim de tam yanımdan geçti bir gaz bombası kapsülü ve yanımdaki arkadaşın bacağında patladı. Onun durumu çok kötü değil ama az önce yanımdan geçti diğer arkadaşlar. Bir yaralıyı taşıyorlardı. Dediklerine göre gaz bombası kapsülü kafasına isabet etmiş.
Sabah 08:00’den beri burdayım. Polis burda çok güzel yapıyor ajitasyonu. Sürekli, “Size zarar vermeyeceğiz, Sakin olun” anonsları duyuluyor ama burasını şu an görmeniz lazım. Televizyon nasıl veriyor, nasıl yansıyor bilmiyoruz. Lütfen herkese bu durumu aktarın.
Polise taş atan da çıkıyor aramızdan ama o kadar minör gruplar ki bu taş atanlar. Mesela liseli bir çocuk fırlayıp tomaya taş atıyor. Direnişin tamamını temsil etmez kesinlikle. Biz pasif direnişe devam ediyoruz.
Tam “müzakere kanalı” açılacak denmişken. Yarın kendi seçtikleri “akil kişiler” ile görüşeceklerken nerden çıktı bu müdahale. Akıl sır ermez bu yaptıklarına.
Polis, “AKM’den çekilmeyeceğiz” açıklaması yaptı. Polis orada bulunduğu sürece sürekli taciz olacaktır direnişe. Bu apaçık bir tahriktir.
(“Bizi her yeni gelişmeden haberdar edin” diyoruz kardeşimize telefonu kapatırken ve, “Kendinize çok ama çok dikkat edin. Bunların ne yapacağı hiç belli olmaz” uyarımızı da aktarıyoruz)
Gezi Parkı Direnişi 15. gününde. İki haftayı tamamladık ve bu sabah güne direnişin ilk günlerinden aşina olduğumuz üzere bol provakasyon sosu ile bezenmiş polis saldırısı ile başladık.
“Sözde” şiddete meyyal göstericilerin polise molotof atmasının Gezi Parkı Direnişi’ndeki yaratıcı aktivitelere katkı sunmak isteyen İstanbul Emniyeti’nin beyhude bir çabası olduğu da çok geçmeden,- “müsveddde medya”nın manipüle yayınlarına da kanmadan-, ortaya çıktı.
Öte yandan Gezi Parkı Direnişi’ne destek de çığ gibi büyümeye devam ediyor.
İşte facebook sayfamıza ta Brezilyalardan gönderilen fotoğraf.
Fotoğrafı çeken ve gönderen okurumuz (umarımız türkçemizi anlamakta sorun yaşamıyordur) Daniel Poletti’ye çok teşekkür ederiz.
Gezi Parkı Direnişi’nin 15. Günü. Herşey 2 hafta önce bugün başladı. Polisin peşpeşe saldırıları ile geçen ilk dört gün sonrasında ise Gezi Parkı, barışçıl gösterilerinden hiçbir şekilde taviz vermeyen direnişçilerin eline geçti.
Onbeş gün sonra bu sabah polisin tekrar saldrıya geçtiği haberleri geliyor bölgeden. Gelişmeleri, doğruluğuna kesinikle kani olduğumuz gelişmeleri sizlere canlı olarak duyurmaya çalışacağız.
Devlet Tiyatrosu
Sabah saatlerinde Taksim’e müdahale başladı. Polis anonsları, “Geziye değil Taksime” şeklinde. Polise molotof atanların polis tarafından sadece izlendiği bilgileri sosyal medyaya düşüyor, bu duruma konan isim ise, “Devlet Tiyatrosu”
Yeni Şafak gazetesinin hedef gösterdiği oyuncu Memet Ali Alabora, ”Bir oyunun içerisine çekilmeye çalışılıyorum. Can güvenliğim yok, avukatım aracılığıyla koruma talebinde bulundum” diye konuştu.
Alabora, bir basın açıklaması yaparak suçlamalara cevap verdi.
Alabora’nın basın açıklamasını buradan izleyebilirsiniz.
Yönetmenliğini yaptığı, olağan dışı bir ülke olan Pinima’nın canlandırıldığı ‘Mi Minör’ oyunu üzerinden, yalan haber yaptığını söyleyen Alabora, konuyla ilgili yazdığı tweet’ten sonra tehdit mesajarı aldığını söyledi.
Alabora, ”Bir oyunun içerisine çekilmeye çalışılıyorum. Can güvenliğim yok, avukatım aracılığıyla koruma talebinde bulundum” diye konuştu.
Yeni Şafak gazetesinin daha önce yaptığı ‘Camide içki içtiler’ haberi de Camii müezzini tarafından yalanlanmıştı.
Gezi protestolarına “Katalan Çapulcular” dakatıldı… Katalan vekil, okuduğu mesajda Erdoğan’a “Sayın Erdoğan, size mesajımız var: Türkiye polis devleti değil, hukuk devletidir” dedi.
Ulusalararası alanda Türkiye’deki halk direnişiyle dayanışma ve AKP iktidarına yönelik protestolar devam ediyor. Katalan vekil mesajını Türkçe ve Katalanca okudu. Vekilin mesajı şöyle:
“Sayın Erdoğan, size mesajımız var: Türkiye polis devleti değil, hukuk devletidir. Başbakanın görevi, sadece kendi seçmenine değil, tüm halka hizmet etmektir. Demokratik hakların engellenmesine, özgürlüğün kısıtlanmasına, baskıcı rejime ve şiddete hayır!
İstanbul’un ve Türkiye’nin diğer şehirlerinde sokakları dolduran, bütün direnişçiler; Katalan halkı olarak bütün desteğimiz ve dayanışmamız sizinle.
Mahsun Kırmızıgül, Gezi Parkı eylemcilerine gerici benzetmesi yaptı.
Sanatçı Mahsun Kırmızıgül, ‘Gezi Parkı’ eylemcilerine neden destek vermediğini Twitter üzerinden açıkladı.
Eylemcilere ‘gerici’ benzetmesi yapan Kırmızıgül 7 Haziran’da attığı tweet’te, “Havalimanı, 3. Köprü, Kanal İstanbul , metro, metrobüs ve tüneller istemeyen gericilerin yanında yer almam mümkün değil” ifadelerini kullandı.