Ana Sayfa Blog Sayfa 4136

EMO Marmaray konusunda hükümeti tekrar uyardı

TMMOB elektrik mühendisleri odası İstanbuıl sübesi yönetim kurulunca yapılan basın açıklamasında siyasi iktidar bir kez daha uyarıldı.”Marmaray projesinin  teknik eksiklikleri tamamlanana kadar askıya alınmasını” talep eden EMO, hükümetin Marmaray projesini bağımsız meslek odalarından oluşan bir kurulun denetimine açmasını istedi.

Parantez İçinde: (TBMM Milletvekili Profili) – Semih Fırıncıoğlu

Semih  Fırıncıoğlu’nun isteyenokusun.com adresindeki blogunda yayımladığı 30 Ekim 2013 tarihli yazısı

Birkaç ay önce Türkiye’den haberler okurken aklıma takıldı, birilerinin şu andaki Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni oluşturan 24üncü dönem milletvekillerinin istatistiksel profilini çıkarmış olup olmadığını merak ettim. Bu hep bir kitle olarak sözü edilen seçilmiş kişilerin bireyler olarak niteliklerini, nereden gelip nereye gittiklerini, ortak yanlarını öğrenmek istedim. İnternette epeyce bir bakındım ama böyle bir araştırma bulamadım. Yalnızca TBMM’nin sitesinde her milletvekili için ayrı bir özgeçmiş sayfası bulunduğunu gördüm – http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/milletvekillerimiz_sd.liste – ve, yalnızca meraktan, bu sayfalardaki bilgileri tarayıp kendim bir veritabanı oluşturmaya karar verdim.

548 milletvekilinin sayfalarını tek tek açıp yazılanları taramak ve bilgileri tablolara girmek kolay iş değil ama meraklandığı zaman üşenmeyen biri olarak boş vakitlerimde uğraşıp birkaç ayda bir veritabanı oluşturdum (uygun bir okulda lisans tezi sayılabilecek kadar bir iş oldu diyebilirim).

Aşağıdaki bilgilerin yüzde yüz doğru olması söz konusu değil. Hatta, yanlışlar yoksa şaşırırım, çünkü ben bir kurum ya da şirket değil, yalnızca bilgisayarının başında oturan meraklı bir bireyim. Ancak, yanlışların yüzde 2-3’ten fazla olmayacağını, bulgularımın genel bir fikir edinilmesi için yeterli olacağını sanıyorum. Örneğin, TBMM sitesindeki bilgilerin yayımlanmasından sonra birkaç milletvekilinin bir çocuğu daha doğmuş, birkaçı boşanmış ya da evlenmiş, parti değiştirmiş olabilir, birkaçının öğrenim dalını yanlış anlamış olabilirim ama olası yanlışların ve değişikliklerin genel tabloya ciddi bir etkisinin olmaması gerekir.

Veri kaynağı olarak kullandığım TBMM sitesindeki özgeçmişlerde kişilerin ana ve baba adları gibi bilmemize ne gerek olduğunu anlayamadığım ya da yabancı dil bilgisi gibi ne anlama geldiği belirsiz (“az düzeyde İngilizce,” “orta düzeyde Arapça”) kalıplaşmış bilgiler de var. Bunlara yer vermedim. Kişilerin orta öğrenimlerini nerede, hangi okulda tamamladıkları, ana ve babalarının ne işle uğraştığı, yüksek lisans ve doktora tez konularının ne olduğu, akademik yayınlarının listesi gibi bilgiler olsaydı kanımca profil oluşturmak açısından çok daha yararlı olurdu.

Bulguları aşağıda yorum yapmadan listeliyorum, isteyen inceleyip kendince bir sonuca ulaşabilir. Ya da herhangi bir sonuca ulaşabilmek için yetersiz de bulabilir, onu da anlarım. Dileğim, bu işleri bilen birilerinin benim bu yaptığımdan esinlenip daha kapsamlı, daha ciddi araştırmalar üretmeleri (örneğin, bu bulguların daha önceki dönemlerle karşılaştırılmasını görmek isterdim.)

BİLİNENLER

(Eylül 2013 verilerine göre)

Toplam milletvekili sayısı: 548

01

BULGULAR

— YAŞ —

TBMM milletvekillerinin yaş ortalaması (Eylül 2013 itibariyle): 52 yaş.

Ortalama doğum yılı: 1961

En genç milletvekili 29 yaşında (1984 doğumlu).

En yaşlı milletvekili 79 yaşında (1934 doğumlu).

02

— DOĞUM YERİ —

Doğum yerleri il merkezi ve ilçe//belde/köy olarak sınıflandırıldı. Bölgesel farklılaşmaları ve birçok yerin milletvekillerinin doğumlarından sonra statü değiştirdiğini unutmamak gerekir. 548 milletvekilinden doğduğu yerin doğrudan “köy” olduğu belirtilen kişi sayısı 36.

03

— MEDENİ HAL —

04_

Kadın milletvekillerinin ortalama çocuk sayısı: 1,7

Erkek milletvekillerinin ortalama çocuk sayısı: 2,7

— ADLAR —

05

— BIYIK —

Kaynağı oluşturan TBMM sitesindeki özgeçmişlerde milletvekillerinin fotoğrafları da yer aldığından, merak edip veritabanında bir de bıyık tercih eden erkekler için bir sütun açmıştım. Diğer verilerle bıyık arasında ilginç olabilecek bağlantılar gördüğüm için o bulguları da listeliyorum.

Toplam 469 erkek milletvekilinin 225’i (%48) bıyıklı, 244’ü (%52) bıyıksız.

06_

— MESLEKLER —

548 milletvekili arasında doğru saptadıysam 50 kişi üniversite mezunu değil: 35 lise, 7 eğitim enstitüsü, 5 yüksek okul, 1 ortaokul ve 2 ilkokul mezunu var (bunlardan 5 lise, 1 yüksek okul ve 1 ilkokul mezunu kadın).

07

— YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA DERECELERİ —

Milletvekillerinin 152’si, yani %28’i yüksek lisans ve doktora derecesine sahip.

Yüksek lisanslı milletvekili sayısı 71. Doktoralı milletvekili sayısı 81.

08

09

10_

— BAKANLAR KURULU —

Yukardaki bulgular açısından Bakanlar Kurulu’na baktığımızda görülenler:

Bakanlar kurulu 26 kişiden oluşuyor.

Yaş ortalaması 55 (ortalama doğum yılı 1958). En yaşlı bakan 66, en genç bakan 41 yaşında (Gençlik ve Spor Bakanı). (TBMM genel yaş ortalaması 52, AKP yaş ortalaması 51.)

26 üyenin 25′i erkek, 1′i kadın (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı).

Bakanların 15′i il merkezi, 11′i ilçe/köy doğumlu. (TBMM genelinde il merkezi doğumlular %44, ilçe/köy %56.)

1 bakan bekar. Geriye kalanların ortalama çocuk sayısı 3 (TBMM ortalaması 2,3; AKP ortalaması 2,6).

25 erkekten 18′inin bıyığı var (%72). (TBMM genelinde %48 bıyıklı, %52 bıyıksız; AKP’de %60 bıyıklı, %40 bıyıksız var).

Meslek dağılımı: 8 mühendis, 6 hukukçu, 3 ekonomist, 3 siyasal bilimci, 1 ilahiyatçı, 1 işletmeci, 1 iletişimci, 1 sosyolog, 1 tıp doktoru, 1 veteriner.

26 bakanın %23′ü (6 kişi) doktora derecesine sahip (2 siyasal, 1 hukuk, 1 inşaat mühendisliği, 1 sosyoloji, 1 iletişim).

Doktora derecelerinin alındığı okullar: Boğaziçi Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, ODTÜ (2), İTÜ, Atatürk Üniversitesi.

26 bakanın %31′i (8 kişi) yüksek lisans derecesine sahip (1 iktisat, 1 hukuk, 3 mühendislik, 1 işletme, 1 ilahiyat, 1 siyasal).

Yüksek lisans derecelerinin alındığı okullar: Yurt Dışı (3), İstanbul Üniversitesi (2), Gazi Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi, İTÜ.

Semih Fırıncıoğlu www. isteyenokusun.com

 

Yeşiller/Sol : Başörtüsü temel insan hakkı ve özgürlüklerin bir parçasıdır

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi TBMM’ye milletvekillerinin başörtüyle katılmaları konusunda ortaya çıkan gerilim konusunda bir açıklama yaparak ” Başörtüsü erkek zihniyetin siyaset malzemesi değil, temel insan hakkı ve özgürlüklerin bir parçasıdır” dedi.

Yeşiller ve Sol Gelecek partisinin açıklaması şöyle:

Son 20 yıldır başörtüsü üzerinden yaratılan siyasi kutuplaşma, toplumda derin ayrılıklar ve eşitsizlikler yarattı. 30 Eylül’de açıklanan ‘demokratikleşme paketi’ ve TBMM’deki bazı kadın vekillerin bugün Meclis’e başörtüleri ile gideceklerini açıklamaları, tartışmayı yeni bir boyuta taşıdı.

28 Şubat sürecinden itibaren daha da sertleşerek, kadınların dini özgürlüklerini kıyafetlerine yansıtma hakkı ellerinden alındı. Bazı yönetmelikler ve genelgeler ile başörtülü kadınların eğitim, kamuda çalışma ve seçilme hakları engellendi.

Bugün Meclis’te halkın temsilcisi vekiller üzerinden yeniden ısıtılan bu tartışmanın evrensel hukuk değerleri, uluslararası anlaşmalar ve hatta anayasayla koruma altına alınmış olan, din ve vicdan hürriyeti, çalışma hakkı ve ayrımcılık yasağı kapsamında bir karşılığı yoktur. Türkiye’nin de tabi olduğu uluslararası anlaşmalar çerçevesinde, başörtüsü inanç özgürlüğü temelinde ele alınmalıdır.

Başörtülü kadınların, en temel insan haklarına erişimleri açısından, çalışma, eğitim, siyaset alanlarında karşılarına çıkarılan yasal ve yasal olmayan her türlü engel kaldırılmalı ve ayrımcılığa son verilmelidir.

Devletin ve yurttaşların temsilcisi olarak Meclis’te bulunan vekillerin, demokrasinin unsurlarından biri olan siyasi partilerin görevi, din ve vicdan özgürlüğü bağlamında evrensel hukuk normlarıyla da korunan bu özgürlüğün önündeki engelleri kaldırmaktır.

Her türlü eşitsizlik ve ayrımcılığa karşı olmamız nedeniyle, kıyafetler üzerinden kadın bedenini araçsallaştıran ve kadını değersizleştiren yasakçı anlayışı reddediyoruz. Başın üstündeki değil, içindeki örtüler demokrasi için esas tehlikedir.

Meclis’teki kadın vekillerin başörtüsü, pantolon veya etek giymeleri ile ilgili demokrasi dışı ilkel tartışmalara derhal son verilmelidir. Vekiller, halkın vekilidir, istedikleri gibi giyinmelidir.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüleri

Sevil Turan- Arif Ali Cangı

Yeşiller: Berlin’de enerji üretimi kamunun olmalı

Almanya’nın başkenti Berlin’de halk elektrik üretiminin eyaletin sorumluluğuna geçmesi için referanduma gidecek. 3 Kasım 2013 Pazar günü Berlinliler elektrik şirketlerinin devletleştirilmesi veya özel sektörde kalması için karar verecekler.

Referandumda ‘evet’ oyu verilmesi çağrısında bulunan Yeşiller Partisi, “Enerji tedariki en önemli genel kamu hizmetidir. Büyük holdinglerin elinde olan bu hizmeti holdingler Berlinlilerin ihtiyaçlarından ziyade kendi çıkarları çerçevesinde yürütmektedirler. Oysa Berlin eyaleti, kendine ait elektrik kurumuyla elektriğini üretip satabilir. Böylesi bir kurum elektrik faturasını ödeyemeyen yoksul ailelerin elektriğini kesmek yerine bu ailelere yardım edebilir.” açıklamasını yaptı

Hamburglular geçtiğimiz eylül ayında benzeri bir halkoylamasıyla kendi elektriklerini üretip satma kararı almıştı.

Yeşiller Partisi; elektrik, su, doğalgaz gibi kamu hizmetlerinin özel sektör yerine tekrar kamuya ait olmasını istiyor. Yeşiller, halk oylamasında sadece Alman vatandaşı olanların oy hakkına sahip olmalarını eleştirerek, “Bu bizim karşı çıktığımız bir uygulamadır. Kuruluşumuzdan bu yana parti olarak Almanya’da yaşayan herkesin oy hakkına sahip olması için siyasi mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.” açıklamasını yaptılar.

Berlin’in en büyük elektrik üreticisi Vattenfall İsveçli bir şirkete ait.

( Haber3 .com )

Yeşiller/Sol : Bayramlık imzalar sadece nükleer propaganda

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Sinop’ta yeni bir nükleer santral için imzaların atıldığı gün İzmir Gaziemir’de nükleer atıklarla ilgili gelişmeler arasındaki ilişkiye dikkat çelen bir açıklama yayınladı. YGSP eşsözcüleri Sevil Turan ve Arif Ali Cangı imzalarıyla yayınlanan açıklamada Japonya ile nükleer santral için atılan imzaların nükleer propagandasından öte bir anlamı olmadığı vurgulandı.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisinin açıklması şöyle:

Türkiye basınında çıkan, Sinop için Japonya Başbakanı Shinzo Abe ile yapılması planlanan nükleer reaktörlerle ilgili yeni imzaların atıldığı haberleri gerçeği yansıtmıyor.

Hem ekonomik ve çevresel olarak hem de Türkiye’nin enerji geleceği açısından son derece riskli gördüğümüz bu projede müzakerelere dahi başlanılmamışken; yer lisansı çıkartılmamışken, maliyet hesaplamaları yapılmamışken ve projenin finansmanı bulunmamışken ‘imzaların atıldığını’ söylemek AKP Hükümeti’nin nükleer enerji propagandasından başka bir şey değildir.

Söz konusu basın toplantısında Japonya Başbakan’ı Abe, Fukuşima Felaketi’nin devam ettiğinden bahsetmemiştir. Başbakan Erdoğan da gerçeklerden bahsetmektense, hayali durumlarla ilgili fikir üretmeyi tercih etmiştir. Oysa geçen hafta Fukuşima yakınlarında şiddetli bir deprem daha olmuş, yeraltı sularında radyasyon seviyesinin sanılandan 6500 kat daha yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca geçen hafta Akdeniz’de, Silifke açıklarında, Akkuyu’ya sadece 75 km uzaklıkta yaşanan 4,5 büyüklüğündeki depremle de Akkuyu’nun deprem bölgesinde olduğu bir kez daha görülmüştür.

Üstelik Başbakan Erdoğan konuşmasında, ilgisiz örnekler olmasına rağmen uçak ve otomobil kazalarından söz etmiş; sadece bir yıl önce İzmir Gaziemir’de ortaya çıkan nükleer atık felaketinden ve bu felaketin nasıl yönetilemediğinden hiç bahsetmemiştir.

Gaziemir’deki suçlarınızı örtemezsiniz!..

İzmir-Gaziemir’de bir kurşun fabrikası, yıllarca tehlikeli atıklarını fabrika bahçesine gömmüş, devletin hiç bir kurumu da buna ses çıkartmamıştır.

Ortaya çıkan bilgilere göre, 2007 yılında Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) tarafından bu atıklarda radyoaktivite tespit edilmiştir. Bu tehlikeli durum Çevre Bakanlığı, İzmir Valiliği ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na hemen iletildiği halde, çevre ve toplum sağlığını korumakla görevli olan bu kurumlar hiç bir önlem almamışlardır.

Geçtiğimiz yıl Aralık ayında Radikal Gazetesi’nin olayı manşetten duyurması üzerine, tehlikeli atık bölgesinin çitlerinin sağlamlaştırılması, atıkların üzerine bir miktar daha toprak dökülmesi ve alana radyasyon ölçen bir cihaz yerleştirilmesinden başka bir işlem yapılmamıştır.

İzmir Gaziemir’de nükleer atık bulunduğuna dair haberin yayınlandığı gün Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi olayın peşine düşmüştür. Parti eş sözcüsü Av. Arif Ali Cangı, tehlikeli atık bulundurarak çevreyi kirleten şirket ve şirket yetkilileri ve önlem almayarak görevlerini yapmayan Valilik, Büyükşehir Belediyesi ve TAEK görevlileri hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştur.

Suç işledikleri açıkça ortada olan kamu görevlileri hakkında İzmir Valiliği ve İçişleri Bakanlığı soruşturma izni vermeyerek, olayın üstü kapatılmaya çalışılmıştır. Gereken itirazlar yapılmıştır. İlgisiz kalınan ve hiç bir önlem alınmayan alanda toprağın yeniden zehir kusmaya başlamasının haber olması üzerine bu kez Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Müsteşar Yardımcısı’nı alana göndererek, firma hakkında 5,7 milyon liralık çevreyi kirletme cezası kesildiğini açıklamıştır. Ancak bu ceza ile sorunun çözülemeyeceğini herkes biliyor. Hatta bu cezanın tahsil edilemeyeceği de aşikârdır. Tek amaç, göz boyamadır, sorumlulukların ve suçların üstünü örtmektir.

Bundan bir gün sonra Sinop’ta nükleer santral kurulması için Japonya ile anlaşma imzalandığı duyuruluyor. Henüz santrali olmadan nereden, nasıl, kimler tarafından getirildiği belli olmayan atıkları ne yapacağını bilmeyen yöneticilerin nükleer santral yapacaklarını açıklamaları aymazlıktır, Türkiye insanı ile dalga geçmektir.

İzmir-Gaziemir’deki nükleer atıklar, nükleer santral yapılması halinde ne büyük felaketlerle karşılaşacağımızın ipuçlarını veriyor.

Nükleer enerji, insanlık ve doğa için, yaşamın sürdürülebilirliği için geri dönüşü mümkün olmayacak tehlikeler içeriyor.

Japonya’da bulunan 54 reaktörden 52′si Fukuşima Felaketi’nden sonra kapatılmıştır. Bu durum gösteriyor ki, Türkiye, mevcut piyasada işsiz kalan ve yeni teknolojilerini denemek isteyen nükleer şirketlerine pazarlanıyor.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi olarak, en tehlikeli, pahalı ve kirli enerji kaynağı olan nükleer santrallere izin vermeyeceğiz; Gaziemir’deki atıkların sorumluları yargılanıncaya kadar, atıklar güvenli bir şekilde bertaraf edilinceye kadar olayın peşini bırakmayacağız.

Kaos GL’den Akit’e nefret davası

Kaos GL Derneği’nin LGBT’lere (lezbiyen, gey, biseksüel, trans) yönelik nefret saçan yayınlarından ötürü Yeni Akit gazetesine açtığı dava dün görüldü.

Türk Ceza Kanunu 216/2’nin “halkın belli bir kesimini aşağılama” suçundan zarar görme ihtimaline karşı Kaos GL’nin davaya müdahilliği kabul edildi.

Müşteki vekilleri Kaos GL Derneği avukatları Oya Aydın, Yasemin Öz ve Hayriye Kara, basın özgürlüğüne karşı olmadıklarını; fakat Yeni Akit’in LGBT’ler için “sapkınlar, ibneler” gibi ifadeler kullanmaması gerektiğini söylediler.

Sanık vekili Ali Pacci, tüzel bir kişi olarak Kaos GL’nin hakaret suçunun mağduru olamayacağını belirtse de derneğin müdahilliğinin iptal edilmesi talebi reddedildi.

Yeni Akit gazetesi sorumlu müdürü sanık Zekeriya Say’ın dinleneceği bir sonraki celse 23 Ocak 2013 saat 10:35’te görülecek.

 

( Kaos GL )

Cumhuriyet bayramı kutlaması: Japonya’dan nükleer risk

Cumhuriyet’in 90. yılı kutlamaları gerçekleşirken Türkiye Hükümeti, Japonya ile Sinop’ta kurulması planlanan nükleer santral konusunda anlaşma imzaladı. Japonya ile birlikte nükleer yakıt fabrikası ve Nükleer Teknoloji Üniversitesi’nin de kurulması planlanıyor.

Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanyası Sorumlusu Pınar Aksoğan

Fukuşima nükleer felaketinin sonuçlarını hala yaşanan Japonya ile nükleer anlaşma imzalanmasını Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanyası Sorumlusu Pınar Aksoğan değerlendirdi:

“Japonya’da hala 150.000 insan evlerinden uzakta, tazminatlarını alamamışken, hala okyanusa radyoaktif su sızarken ve Japonya hükümeti kazanın gerçek sebebini ya da nasıl kontrol altına alacağını belirleyememişken nasıl Türkiye’ye nükleer teknoloji ithal etmeyi düşünüyor? Türkiye Hükümeti bu riski nasıl alıyor? Bireysel olarak uçak ya da araba kullanarak bir kaza riskini almakla, büyük bir yatırım yaparak tüm bir ülkenin sağlığını riske atmak çok farklı konular”

Akkuyu santrali bile eksiklerle dolu

“Üstüne üstlük Akkuyu Nükleer Santrali’nin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu hala eksiklerle dolu, hiçbir acil eylem planı yok ve nükleer sorumluluğun kime ait olacağı belli değil. Böyle bir durumdayken Hükümet’in nükleerle ilgili ikinci bir anlaşmayı imzalaması ve bunu halkın görüşlerini almadan yapması, Cumhuriyet’in 90. yılını kutlayan Türkiye halkının çıkarları kapsamında değerlendirilemez.”

Doğru vizyon bu değil

“Eğer Türkiye 100. Yıl için önüne bir vizyon koymak istiyorsa, dünya genelinde büyüyen bir pazar ve istihdam kapısı olan yenilenebilir enerji teknolojilere yönelmeli. Yenilenebilir enerjiler konusunda oldukça büyük potansiyel sahip olan Türkiye, yerli kapasitenin geliştirilmesi için yatırımlar yaparsa, hala gelişen bir pazar içerisinde lider bir oyuncu olma şansını elde edebilir.

Almanya’da son on yılda yenilenebilir enerji sahasında 340 bin yeni iş yaratıldı. Nükleerde ise sadece 30 bin kişi çalışıyor. Japonya ile imzalanan anlaşmada nükleer teknoloji üniversitesi kurulacağı söyleniyor. Ancak bırakın üniversiteyi, Türkiye’de hala yenilenebilir enerji teknolojileri üzerine odaklanan bir bölüm bile yok. Artan nüfus, gelişen teknoloji ve işgücü ihtiyacı göz önüne alındığında, Türkiye’nin geleceği nükleer değil çoklu avantajlara sahip olan yenilenebilir enerjilerdedir. Ancak yenilenebilir enerjilere dayalı bir elektrik sistemi ve istihdam vizyonu gelişmiş Ar-Ge kapasitesi ve enerji üretimi açısından güçlü bir Türkiye’yi gerçekleştirebilir.”

Halkın yararına değil

“Sadece sanayi ve şirketlerin değil, herkesin çıkarına, halkın da entegre edileceği bütüncül ve bir enerji sistemi ancak bu şekilde gerçekleşebilir. Nükleer santrallere dair bu projeler ve uzun vadeli gerçekleşmesi zor politikalar zaman ve enerji kaybıdır, halkın çıkarına değildir. nükleer santrallere dair bu riskli, tehlikeli ve uzun vadeli gerçekleşmesi zor politikalar.”

Yeşil Gazete

NSA, Google ve Yahoo’yu da izlemiş

Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA), Yahoo ve Google şirketlerinin tüm dünyadaki veri merkezlerini birbirine bağlayan ana iletişim hatlarına gizlice girerek, buralardaki verileri kopyaladığı bildirildi.

Euroleague’de 3.hafta

 

THY Basketbol Avrupa liginde dolu dizgin devam eden ülke takımlarımız toplamda 6 maçın 5’ini kazanarak %83 galibiyet yüzdesi ile en başarılı ülkelerin arasında yer alıyor. Takımlarımızı 3. Hafta maçlarında zorlu rakipler bekliyor..

Namağlupler  Zirve İçin Kapışıyor!

Eurolegue  A Grubunda yer alan Fenerbahçe Ülker Obradoviç yönetiminde çıktığı tüm maçları kazanarak dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Son Euroleague maçında ise Barselona’yı deviren Fenerbahçe’nin bu hafta  kendi sahasında güçlü Cska Moskova’yi ağırlayacak. İki Namağlup takımın karşılaşmasında galip gelen taraf A grubunun zirvesinde yer alacak.

Ülker Sport Arena’da 31 Ekim Perşembe günü saat 21:45 karşı karşıya gelecekler. Maç NtvSmartSpor’da yayınlanacak.

Cimbom İspanya Deplasmanında..

Eurolegue C grubunda yer alan Türkiye ligi Şampiyonu Galatasaray Liv Hospital İspanya deplasmanında Unicaja Malaga ile karşılaşacak. Geçen hafta Son iyi yılın Euroleague şampiyonu Olimpiyakos’a yenilen Galatasaray, İspanya’dan galibiyetle dönerek zirve mücadelesini devam ettirme çabasında. Temsilcimizde tek sorun sakat oyuncuların fazlalılığı, Olimpiyakos maçında sakatlanan Jawai’nin yanına sıra Markosvili, Ender Aslan, Cenk Akyol, Furkan Aldemir kadroda yer alamayacak. Teknik heyeti sevindiren gelişme ise hafta içi transferi gerçekleşen Pops Mensah-Bonsu’ nun Unicaja Malaga karşısında forma giyecek olması.

Galatasaray Liv Hospital, Unicaja Malaga maçı 31 Ekim Perşembe günü saat 21:00’da  oynanacak maç NTVSpor’da yayınlanacak..

 

Namağlup Efes’in Zirve İnadı

 

Bu yıl yeni bir yapılanma içine giren ve Türkiye liginde istediği sonuçları alamayan Anadolu Efes iki galibiyet ile moral bulduğu Euroleague’de yoluna kayıpsız devam etmek istiyor.

 

Almanya deplasmanında Bamberg ile karşılacak olan Anadolu Efes’te moraller yerinde. Geçen sezon Top-16’da Alman temsilcisi Bamberg ile 2 maç yapan temsilcimiz 2 maçtan da galip ayrılmıştı.

 

Anadolu Efes B Grubu ilk tur üçüncü hafta karşılaşmasında 1 Kasım 2013, Cuma günü Almanya’nın Brose Baskets takımı ile deplasmanda karşılaşıyor. Stechert Arena’da oynanacak olan karşılaşma TSİ 21.00’de başlayacak ve NTVSpor Smart ekranlarından naklen yayınlanacak.

 

 

 

Bisikletli gezgin misafirlerimiz – Aslı Öktener Köse

Julian, Eleanor ve Benjamin…

Çantaları 35, bisikletleri 15 kilo… Yani şu hayatta sahip oldukları tüm malvarlıkları toplam 50 kilo…

Fransa, Afrika, Arjantin, Meksika, Amerika, Japonya, Çin, Kore, Hindistan, Brezilya…

Liste uzayıp gidiyor…

Bisiklet üzerinde gezilen onlarca ülke, tanışılan yüzlerce insan ve edinilen sayısız tecrübe…

İnanın hiç birini satın alamazsınız!

Biz her şeyin ‘daha fazlasına’sahip olmak için uğraşırken onlar çalışıp kazandıkları parayla dünyayı dolaşıyorlar… Hem de oldukça ucuza…

Nasıl? diye sormayın… Artık biliyoruz ki her şey istenince bir şekilde oluyor…

Julian, Eleanor ve Ben’i geçtiğimiz hafta 3 gün evimizde misafir ettik.

İstanbul üzerinden Avrupa’ya geçeceklerdi ve konaklayacakları bir yer arıyorlardı.

Bizlere üye olduğumuz warmshowers.org sitesi aracılığıyla ulaştılar.

Evimizdeki yatak sayısının yeterli olmadığını söylediğimizde çadırlarda konaklamaya alışkın olduklarını ve matlarını serip yerde de yatabileceklerini söylediler.

Bir ev bulamazlarsa uygun bir yerde çadırlarında kalacaklardı fakat şehir içinde bu oldukça güçtü.

Adresimizi bir kez vermemiz yeterli oldu. Akşam zil çalıp kapıyı açtığımızda yorgun ama mutlu 3 yüzle karşılaştık. O gün, pedal çevirerek yaklaşık 115 km. yol almışlardı. Bizse sıcak ev yemekleri hazırlamış onları bekliyorduk. Bisikletlerini balkona, eşyalarını ise uzun zamandır boş duran küçük odamıza koyduk.

Birbirimizi tanımıyor, aynı dili konuşmuyorolsak da çabuk kaynaştık. Çünkü hayata bakışımız ve yaşam tarzımız aynıydı.

Şunu söyleyebilirim; o 3 gün içinde evde varlıklarını hiç hissetmedik.

Birlikte enfes yemekler yedik, ev yapımı şarabımızdan içtik, hayat hikâyelerini, gezdikleri ülkeleri ve deneyimleri dinledik.

Bu arada Julian ve Eleanor’un bisiklet turu sırasında G.Afrika’da tanıştıklarını ve evlendiklerini öğrendik. İrlandalı olan Julian bize,ülkesindeki evsizler için çalışan bir yardım kuruluşunun da tanıtımını yaptığını, onlardan arada bir destek aldığını, ihtiyacı olduğu durumlarda ise gittiği ülkelerde çeşitli işlerde çalışarak para kazandığını anlattı. 5 yıldır bisiklet üzerinde olan Julian bugüne kadar 55.000 km yol gitmişti.

Eleanor’un abisi Benjamin ise Londra’da oturuyor, bir yandan fotoğrafçılık, bir yandan da ahşap mobilya işçiliği ile uğraşıyordu.

Misafirlerimizden haberdar olan bazı arkadaşlarımız tanımadığımız birilerine evimizi açmanın güvenli olup olmadığını soruyordu. Haklıydılar da ama aslında bu bizim ilk deneyimimiz değildi. Daha önce de bisikletli gezgin misafirlerimiz olmuştu.

Aslında,onbinlerce kilometre yolu pedal çevirerek gelen bu insanlardan nasıl ve ne türlü bir zarar gelebilirdi hiç bilmiyorduk.

Hem zaten üye olduğumuz sitede gelmek isteyen kişilerin profillerine bakabiliyor, kendilerini daha önce misafir edenlerin görüşlerini de okuyabiliyorduk.

Sadece biraz ‘güvenle’ dünyanın farklı ülkelerinden misafir ettiğimiz bu insanlar bizlere bambaşka bir dünyanın kapılarını aralıyordu.

Onları uğurlarken üzüldüğümü söylemeliyim. Başlarına kötü bir şey gelmemesi için de dua ettiğimi…

Neticede yol hali işte…

Ama korkarak da bu hayat yaşanmıyor değil mi?

Eğer ilgileniyorsanız Julian’ınbisikletle dünya turu notlarını Eleanor’un dünya turu notlarını takip edebilirsiniz.

Aslında belki şu notu da eklemekte fayda var. Bir bisikletiniz varsa ve dünyayı onunla gezmek sizin de hayaliniz ise Kadıköy’de yer alan ve gezginlerin durak noktası olan Bisiklet Gezgini’ne mutlaka uğramanızı öneririz. Burada düzenlenen birbirinden güzel sohbetlere ücretsiz katılabilir, gezginlerin tur hikayelerini dinleyebilirsiniz.

Belki bir gün siz de evinizin kapılarını hiç tanımadığınız gezginlere açarsınız.

Ve belki bir gün benzer bir kapı da dünyanın bambaşka bir ülkesinde sizlere açılır…

Neden olmasın değil mi?

Aslı Öktener Köse – t24.com.tr