Sokakta gaz maskeleri ile gezen insanlar Asya’da görmeye alışık olduğumuz bir görüntü. Fakat tüm dünyada hava kirliliği değerlerinin gittikçe kötüleşmesi tasarımcılar için Avrupa ve Amerika şehir sakinlerini de hedef kitle haline getiriyor, üstelik daha yüksek fiyatlı ürünlerle.
Moda ve fonksiyonellik kesişimi her zaman etkileyici sonuçlar doğurmuyor fakat hava kirliliğinin dünyanın en büyük çevresel sağlık problemlerinden biri olması gerçeği önümüzdeki dönemlerde kaçınılmaz olarak birbirlerini daha çok etkileyeceklerini gösteriyor.
İsveçli firma Airinum tarafından lansmanı yapılan “şehir nefes alma maskesi” M90 50’den fazla ülkede satılıyor. Yüz maskeleri hali hazırda Asya ülkelerinde alışılagelmiş bir görüntü fakat yıkanabilir pamuklu maskeler ve doktorların kullandığı cerrahi maskeler korunma için çok etkili olamıyorlar. Fiyatı pahallı olsa da çarpıcı neon kamuflaj desenleri ve yenilikçi tasarımı ile M90 hem daha temiz nefes almaya yardımcı olmayı hem de hava kirliliği sorununa dikkat çekmeyi hedefliyor.
Daha yüksek fiyatlı ve katma değerli maskeler ise son yıllarda gittikçe yaygınlaşıyor. Geçtiğimiz yıllarda tasarım yüz maskeleri Beijing moda haftasında podyumlara çıkmış ve neredeyse It Bag kadar ilgi toplamıştı.
Çinli tasarımcı Wang Zhijun, Kanye West tarafından tasarlanan eski Adidas Yeezy Boosts modelinden ileri dönüşüm yöntemi ile aynı Airinum’un yaptığı gibi hava kirliliğin etkilerine dikkat çekmek için maskeler tasarlamıştı.
Son dönemde çeşitli aksesuarlar ile mesaj vermek iyi bir işbirliği yaptı, Trump protestolarında kullanılan beyaz bandanalar, azınlıklara destek mesaj vermek için takılan çengelli iğneler bunun son örnekleri. Her ne kadar eylem biçimleri görece daha az politik gibi gözükse de yine de insanları düşünmeye sevk ediyor, belki de ihtiyacımız olan budur.
Marmara Üniversitesi Nişantaşı Kampüsünde ihraç edilen akademisyenleri öğrencileri uğurladı.
686 sayılı KHK ile ihraç edilen 330 akademisyen arasında bulunan Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Araştırma Görevlileri Dr. Utku Uraz Aydın, Burcu Yılmaz ve Emre Tansu Keten eşyalarını toplayarak üniversiteden ayrıldı. Nişantaşı Kampüsü’nden “Teslim olmadık, teslim olmayacağız”, “Yaşasın sınıf dayanışması” sloganları eşliğinde çıkan akademisyenleri okul dışında öğrenciler ve akademisyenler karşıladı. İletişim fakültesinin eski dekanlarından Prof. Dr. Ünsal Oskay’ın resmini de taşıyan grup üyeleri “Akademi susturulamaz, geri döneceğiz” pankartı açtı.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV Sinema Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şükran Esen de, ihraç edilen akademisyenlere destek oldu. Esen yaptığı açıklamada “Güzel bir günde değiliz, zor günlerden geçiyor Türkiye. 1980’lerde daha kötüsünü yaşadık, ona yaklaşıyoruz ama bugünler de altta kalacak. İhraç edilen üç arkadaşımız için buradayız. Onların bilimsel çalışma dışında bir şey yapmadıklarını biliyoruz. Suçsuz olduklarını biliyoruz. Onların bilimin gerektirdiğini yansıtarak her şeyi sorguladıklarını biliyoruz. Bilim sorgulamayı gerektirir. Bilimin gerektirdiği şey, üniversitelerin gerektirdiği şeydir. Onun için sorgulanması gerekirken ‘neden sorguladınız’ üzerine ihraç edilmesi bizim açımızdan yanlıştır. Bu yanlışın düzeltileceğine inanıyoruz. Yanlışlıklar komedyası oynanıyor. Komedyadan trajediye döndü” dedi.
‘AKADEMİDE MUHALİF DÜŞÜNCENİN KIYIMI!’
Duyguları anların yaşandığı uğurlamada ilk konuşmayı Marmara İletişim Fakültesi Araştırma Görevlisi Utku Uraz Aydın yaptı. 300’e yakın akademisyen, Eğitim-Sen üyesi ve barış imzacısının ihraç edildiğini hatırlatan Aydın, “Bunlar haksız, hukuksuz kıyımlardır. Resmen akademide muhalif düşüncenin kıyımı ve kırımı gerçekleştiriliyor ve biz ihraç edilen arkadaşlarımız için kampüs oluyoruz” dedi. Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsünde yaşanan provokasyona da tepki gösteren Aydın, ihraç edilen akademisyenlerin eşyalarını alırken, polis gözetimi altında saldırıya uğradıklarına dikkat çekti. Bu saldırıların sorumlusunun Marmara Üniversitesi Rektörü Mehmet Emin Arat olduğunu vurgulayan Aydın, Arat’ı kınadı ve istifa etmeye çağırdı. Aydın, “Mehmet Emin Arat Marmara Üniversitesi’nin dekanıysa önce bizim güvenliğimizi sağlasın. Üniversitede hâlâ Eğitim Sen üyesi öğretim üyeleri var. Peki sormak lazım Mehmet Emin bey onların güvenliğini sağlayabilecek mi?” diye konuştu.
‘O SES İLETİŞİM FAKÜLTELERINDE YÜKSELECEK’
Açıklamada konuşan ihraç edilen araştırma görevlisi Emre Tansu Keten, İletişim Fakültesi’nde öğrencilere doğru haberciliği öğrettiklerini ama İktidarın bundan korktuğunu söyledi. 10 yıldır medyaya yönelik baskıların arttığını ifade eden Keten, “Televizyonda gördüklerimizin aslında gerçeğin değil, sistem tarafından kurgulanmış hali olduğunu gördük. Üniversiteside gazetecilik mesleğinin tarafsız olarak eleştirmesi gerektiği öğretildi. Ama mezun olduktan sonra bambaşka bir tablo ile karşılaştık. Okulda öğrendiğimiz gazeteciliği yapmamızın karşılığı bu ülkede maalesef işsizlik oluyor. Ben de sanırım korktum o yüzden akademiye girdim fakat orada da işsiz kaldım. Akademide bile hakikatlerden kaçınılacak bir noktaya gelmişiz. Tekçiliğe karşı basının ses çıkarması gerekiyor. Basın bastırılıyorsa sesi çıkmıyorsa o sesi iletişim fakülteleri yükseltecek” diye konuştu.
Siyah Pembe Üçgen tarafından bu yıl dokuzuncu kez düzenlenecek olan Baki Koşar Kültür ve Sanat Festivali “Performans” temasıyla 20-26 Şubat tarihleri arasında İzmir’de gerçekleşecek. Festival kapsamında paneller, atölyeler, gösteriler, filmler, konserler ve partilerden oluşan dopdolu bir program tüm haftaya yayılacak. Her yıl Şubat ayının son haftasında gerçekleştirilen ve aynı tarihlerde bir nefret cinayeti sonucu öldürülen açık eşcinsel kimliğiyle insan hakları alanında çalışmalar sunmuş Baki Koşar’ın anısına ithaf edilen festival İzmir’in sanat yaşamına canlılık getiriyor.
Festival, Nilbar Güreş’in toplumsal cinsiyet tartışmalarına odaklandığı video çalışmalarından oluşan “Queer Arzu Yabandır” sergisiyle açılıyor. Sergi kapsamında sanatçının Kurt ve Kuzu (2011), Mektup (2007), Soyunma (2006) ve bilinmeyen sporlar serisinden İç Mekan Antremanları (2009) videoları görülebilir. Güreş’in performans çalışmalarından yola çıkarak üretilen videolar toplumsal cinsiyet, kamusal alan ve doğu-batı tartışmalarına queer bir perspektif sunuyor.
Füsun Demirel’den Aşk Dersleri
Füsun Demirel
Ünlü tiyatrocu Füsun Demirel’in İtalyan yazarlar Dario Fo, Franca Rame ve Jacopo Fo’dan uyarladığı Aşk Dersleri oyunu Baki Koşar Festivali kapsamında İzmir’de. Türkiye’de ve dünyadaki kadın/erkek meselelerinin irdelendiği oyun ücretsiz olarak izlenebilir.
Nuri Harun Ateş, Kafası Karışık Kontrtenor konseriyle Nowa Bar’da
Nuri Harun Ateş Konseri
Nuri Harun Ateş dünyadaki sayılı kontrtenorlardan biri. Hikâyesini anlatmak için şarkı söylemeyi seçmiş bir anlatıcı. Müzik türlerini kol kola görmeyi seven sanatçı sesiyle opera’dan caz’a, caz’dan alaturka’ya türler arası bir dans sergiliyor. Önce öteki olmayı deneyimleyerek başlayan hikâyesinde farkların ancak güzellemeye yarayacağını göstermenin derdinde. Ateş’in Kafası Karışık Kontrtenor konseri Baki Koşar Festivali kapsamında Nowa Bar’da gerçekleşecek.
Performans üzerine paneller, konuşmalar, atölyeler
Baki Koşar Kültür ve Sanat Festivali’nin bu seneki teması performansa odaklanan iki ayrı panel düzenlenecek. Oylum Yılmaz ve Nicholas Kontovas “Dilin Performansı” paneline, Itır Demir ve Onur Karaoğlu da “Performansa Gel” paneline konuşmacı olarak katılacaklar.
İstanbul Queer Art Collective
Festivalde aynı zamanda Francois Ozon’un Yeni Kız Arkadaşım (2014) filmi, İsveç Gökkuşağı Kısa Film Seçkisi, performans sanatçısı Ming Wong’un Bülent Ersoy’un hayatını anlattığı Biji Diva! filmi, oyuncak atölyesi, Cansu Ergin ve Erdem Gündüz’ün solo performansları, Elif Domaniç ve Leman Sevda Darıcıoğlu’nun Bondage Dinner performansı, Mehmet Can Özer’in Elektro Akustik Müzik Konseri, Sert Aşk (2014) film gösterimi ve “Acı Tatlı” kolektifinin düzenleyeceği BDSM sohbet, Nuri Harun Ateş’in Kafası Karışık Kontrtenor konseri, Istanbul Queer Art Collective’in yedi saat süren Çaktın mı? performansı ve LezBiFem’in cinsellik atölyesi düzenlenecek.
Tunceli’nin Ovacık ilçesinin komünist başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, 2015 yılından sonra 2016 yılını da kârla kapattı.
Tunceli’nin Ovacık ilçesinin TKP’den seçime girip kazanan Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, belediyenin 2016 yılının 1 yılık gelir gider ve borç tablosunu belediye binasına astı.
Maçoğlu, seçim öncesi hazırladıkları programda şeffaflık sözü verdiklerini hatırlatarak, yaptığı bu uygulama vaatleri arasında olduğunu söyledi.
Başkan hazırlattığı gelir gider tablosunu belediye binasına ve mahalle aralarına astı.
Pankart olarak asılan tabloya göre, 2016 yılında belediyenin toplam gideri 3.080.897,88 oldu.
Belediyenin 2016 yılı geliri ise 4 milyon 144 bin 360 lira olarak açıklandı.
Tabloya göre belediyenin borcu ise 890 bin olarak açıklandı.
Fatih Mehmet Maçoğlu, seçim öncesi hazırladıkları programda şeffaflık sözü verdiklerini hatırlatarak, “Gelirimiz, giderimiz, gücümüz ne herkes bunu öğrensin istiyoruz” dedi.
Türkiye’deki bütün belediyelere çağrı yapan Maçoğlu, “Gelir giderlerini halka açsınlar” çağrısı yaptı.
Belediyenin 2015 toplam gideri 2 milyon 752 bin 914 TL, geliri ise 2 milyon 892 bin 507 TL olarak açıklanmıştı.
Başbakan Binali Yıldırım’ın cumartesi günü Almanya’da katılacağı miting Berlin’de tartışmalara neden oluyor. Alman politikacılar Yıldırım’ın Oberhausen’da yapacağı referandum mitingine tepkili.
Yeşiller Eş Başkanı Cem Özdemir, Almanya Yazı İşleri Ağı’na bağlı gazetelere verdiği demeçte, Başbakan Binali
Yeşiller Eş Başkanı Cem Özdemir
Yıldırım’ın Almanya’nın Oberhausen kentinde cumartesi günü yapacağı referandum mitingine katılmasını eleştirdi. Özdemir, “Türkiye’de muhalefet cezaevindeyken, Başbakan Yıldırım’ın Erdoğan’ın lütfuyla Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarına yönelik seçim kampanyası yaptığı yönünde olumsuz bir düşünce var. Bu adil bir seçim kampanyası koşullarına çok uzak” dedi.
Alman Sosyal Demokrat Parti’den Federal milletvekili Cansel Kızıltepe ise Başbakan Yıldırım’ı manipülasyon hedefi gütmekle suçladı. Kızıltepe, “Başbakan Binali Yıldırım’ın Almanya’da yapmak istediği, Türk vatandaşlarını aldatmak” dedi. Kızıltepe, plananan anayasa değişikliğinin olumsuz olduğunu ve iktidardaki AKP’nin gücünü sınırsız biçimde artırmaya hizmet edeceğini dile getirdi.
Sol Parti’den Federal Milletvekili Sevim Dağdelen de Yıldırım’ın Oberhausen’daki etkinliğe katılmasına tepkili. Dağdelen, “Erdoğan ve Yıldırım Türkiye’de demokrasi yıkanlar. Almanya’ya gelip burada etkinliklere katılarak diktatörlük için bir hava yaratıyor” dedi.
Almanya Türk Toplumu Genel Başkanı Gökay Sofuoğlu ise Yıldırım’ın ziyareti konusunda bir çifte standardın söz konusu olduğunu belirtti. Sofuoğlu, “Alman hükümetinin mülteciler konusunda yaptığı gibi bir tarafta Türk hükümetinden sıkı bir partner olması beklenirken, diğer taraftan Türk politikacıların Almanya’ya gelmesine tepki gösterilemez” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım cumartesi günü Oberhausen’da “Memleket Sevdalıları Evet Diyor” başlığıyla düzenlenecek buluşmaya katılacak. Oberhausen König-Pilsener Arena’da yapılacak etkinliğe 10-15 bin kişinin katılması bekleniyor.
Avrupa Türk Demokratlar Birliği (UETD), Başbakan Binali Yıldırım’ın Oberhausen’daki etkinliğe katılacağını Twitter hesabından duyurmişti.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu, DİSK’ in 50. Kuruluş yıl dönümü Şişli Cemal Candaş Kent Kültür Merkezi’ nde düzenlenen bir etkinlikle kutlandı.
twitter
DİSK kurulduğu ilk günden bugüne demokrasi ve haklar mücadelesinde her zaman sanatı bir itici güç olarak görmüş ve sanatçılarla dayanışma içerisinde mücadelesini sürdürmüştü. 50. Yıl kutlama gecesi de bir sanat şöleniyle gerçekleştirildi.
Kutlama şöleni fuayede verilen bir kokteylle başladı. Kokteyle şarkılarıyla Bandista grubu katıldı. Bandista Beton Millet Sakarya ve 2. Dünya savaşında Yunan Direnişi’ nin anonim ezgilerinden olan San Atsalino Teixos’ dan esinlenen Özgürlüğe Manuş şarkılarını seslendirdi.
Kutlama etkinliğine ITUC Genel Başkan Vekili Jaap Wienen, CHP’li Milletvekilleri Veli Ağbaba, Gamze Akkuş İlgezdi, Musa Çam, Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, HDP milletvekilleri Garo Paylan, Sırrı Süreyya Önder, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, TTB Başkanı Raşit Tükel ve Prof. İbrahim Kaboğlu’ nun da aralarında bulunduğu çok sayıda isim katıldı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ ın kutlama mesajlarıyla katıldığı etkinlikte Prof. Dr. Korkut Boratav’ ın da görüntülü bir mesajı yayınlandı
DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu konuşmasını takiben kutlama mesajlarını okudu
Orhan Alkaya’ nın düzenlediği ve sunduğu kutlama programı Kasım 2016’ da kurulan DİSK Korosu’ nun, DİSK’ in 50. Yılına özel bestelenen DİSK Marşı’ nı seslendirmesiyle devam etti. Koroyu marşın bestecisi Erdal Güney yönetti. Koroya piyanosuyla eşlik eden Berktay Akyıldız aynı zamanda DİSK Korosu’ nu da çalıştırıyor.
***
Şevval Sam’ dan, Kardeş Türküler’ e, Feryal Öney’ e; Rahmi Saltuk’ tan Edip Akbayram’ a, Suavi’ ye, Sadık Gürbüz’ e, Burhan Şeşen’ e, Leman Sam’ a, Ferhat Tunç’ a, Ruhi Su Dostlar Korosu’ na kadar birçok sanatçının yer aldığı “1 Mayıs Sanatçılar Korosu” na piyanosuyla Timur Selçuk eşlik etmişti. Konserde “Türkiye İşçi Sınıfına Selam” ve Sarper Özsan’ ın sözlerini ve müziğini yazdığı “1 Mayıs Marşı” Türkçe, Ermenice, Arapça ve Kürtçe dillerinde seslendirilmişti.
1 Mayıs 2010’ da uzun yıllar sonra Taksim’ de düzenlenen 1 Mayıs kutlamaları için DİSK’ in öncülüğünde oluşturulan “1 Mayıs Sanatçılar Korosu” nu da çalıştıran Berktay Akyıldız, 2005- 2013 tarihleri arasında Ruhi Su Dostlar Korosu’ nu da çalıştırmıştı.
Daha sonra sahneye gelen DİSK Başkanı Kani Beko konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “DİSK Türkiye’ de gerçek sendikacılığın, sınıf ve kitle sendikacılığının ilk ve tek temsilcisidir…DİSK’in kuruluş ilkelerine baktığımızda başta Kemal Türkler ve arkadaşlarının söylediği önemli cümleler var. DİSK bu ülkenin bağımsız, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olmasını isteyen bir konfederasyondur. DİSK işçilerin ekonomik, demokratik, siyasi, sosyal haklarını koruyan, kollayan bir konfederasyondur. En önemlisi DİSK’in sermayeden bağımsız, devletten bağımsız, siyasi partilerden bağımsız olma ilkeleri bizim için çok önemlidir” diyen Beko referandumda DİSK’ in “hayır” oyu kullanacağını açıkladı ve konuşmasını “Bizler hayır demek için ayağa kalkmalıyız. Kahrolsun faşizm. Yaşasın halkların kardeşliği” sözleriyle bitirdi.
Konuşmanın ardından DİSK’ in 50 yıllık mücadelesini anlatan kısa bir belgesel film gösterildi.
Ardından DİSK Korosu sahnede yerini aldı. Yusuf Başaran’ ın bağlamasıyla koroya eşlik ettiği dinletide, Ruhi Su’ nun düzenlediği Turnalar Semahı ve yine sözleri ve müziği Ruhi Su’ ya ait olan Tevhit, Ellerinde Pankartlar ve Şişli Meydanı’ nda Üç Kız türküleri koro tarafından seslendirildi.
DİSK Korosu konserine, Şilili besteci Sergio Ortega’ ya ait, Şili halkının özgürlük mücadelesinin simgesi olan, Türkçeye “Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez” olarak çevirebileceğimiz “El pueblo unido jamás será vencido” şarkısının çok seslendirilmiş versiyonunu, Devrim Özgür Kaytaz’ ın gitarı eşliğinde seslendirdi.
DİSK Korosu, Brecht’ in, Gorki’ nin Ana romanından uyarladığı, 1974’ de Ankara Sanat Tiyatrosu tarafından sahnelenen oyunu için yapılan; sözleri ve müziği Sarper Özsan’ a ait olan 1 Mayıs Marşı’ nı seslendirdi. 1 Mayıs Marşı’ nda koroya piyanosu ile Berktay Akyıldız eşlik etti.
Daha sonra sahneye Genco Erkal geldi. Nazım Hikmet’ in şiirlerini seslendiren Genco Erkal’ a şiirlerin bazı bölümlerinde DİSK Korosu da katıldı. Genco Erkal şiir dinletisinde Fazıl Hüsnü Dağlarca’ nın 1 Mayıs 1976 öncesi yazdığı, bir işçi sınıfı güzellemesi olan “DİSK’ in Sesi” şiirini de koronun katılımıyla seslendirdi. Erkal’ ın şiir dinletisi dakikalarca ayakta alkışlandı.
Sonra Timur Selçuk piyanosunun başına geçti. Selçuk dinletisinde bir döneme damgasını vuran Türkiye İşçi Sınıfına Selam, Güneşin Sofrasında Söylenen Türkü ve Nereye Payidar şarkılarını seslendirdi.
Kutlamaya DİSK 50. Yıl Emek ve Onur Ödüllerinin sunumu ile devam edildi. Prof. İbrahim Kaboğlu, Timur Selçuk, Genco Erkal, Prof. Dr. Korkut Boratav, Mesut Gülmez, Şükran Soner ve Zülfü Livaneli ödüllerini aldıktan sonra kısa konuşmalar yaptılar.
Kutlama Kardeş Türküler’ in seslendirdiği şarkılarla devam etti.Sonra Zülfü Livaneli sahneye geldi ve Kardeş Türküler ile birlikte şarkılarını seslendirdi.
DİSK 50. Yıl Kutlaması, geceye katılan bütün sanatçıların sahneye gelmesi ve bütün salonla birlikte “Enternasyonal” i seslendirmeleri ile sona erdi.
Beykoz’da 70 metre derinliğindeki sondaj kuyusuna düşen yavru köpek ‘Kuyu’ 10 gün sonra kurtarıldı.
Yaklaşık 30 santimetre çapındaki kuyuya düşen yavru köpeği kurtarmak için 10 gündür çalışmalar yürütülüyordu.
‘Kuyu’ ismi verilen köpeği kurtarmak için ekipleri yeni bir yöntem denedi. Su boruları birleştirilerek içinden geçirilen çelik halatla birlikte yavru köpeği kuyudan sabah saat 05.45 sıralarında kurtardı. ‘Kuyu’nun sondaj kuyusuna düştüğü vatandaşların ihbarı sonrasında fark edilmişti. 10 gündür İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD), itfaiye, belediye ekipleri ve hayvan hakları savunucularının katılımıyla kurtarma çalışması yürütülüyordu.
‘Kuyu’nun düştüğü yer bir insanın girebileceğinden çok daha dardı, bu nedenle çalışmalar uzun sürdü. Yavru köpeğin kilo alıp sıkışmaması için kurtarma çalışmaları boyunca sadece beslenebileceği kadar mama verildi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) açıkladığı verilere göre, Türkiye genelinde 15 yaşından büyüklerde işsiz sayısı 2016 yılı Kasım döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 590 bin kişi arttı.
İşsiz sayısı 3 milyon 715 bin kişi olurken, işsizlik oranı da 1,6 puan artarak yüzde 12.1’e yükseldi.
Bu oran, işsizliğin yüzde 11.9 olduğu Mart 2010’dan beri en yüksek işsizlik oranı.
TÜİK, web sitesinden paylaştığı istatistiklerde tarım dışı işsizlik oranının da 1,9 puanlık artış ile yüzde 14.3 olarak tahmin edildiğini belirtti.
15-24 yaş arası genç nüfusta işsizlik oranı da 3,5 puanlık artış ile yüzde 22,6’ya yükseldi
15-64 yaş grubunda bu oran 1,6 puanlık artış ile yüzde 12,3 olarak gerçekleşti.
Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 101 bin kişi azalırken, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 491 bin kişi arttı.
İstihdam edilenlerin
yüzde 18,7’si tarım,
yüzde 19,6’sı sanayi,
yüzde 7,4’ü inşaat,
yüzde 54,2’si ise hizmet
sektöründe yer aldı.
2015 yılının aynı dönemi ile karşılaştırıldığında tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 0,6 puan, sanayi sektörünün payı 0,5 puan, inşaat sektörünün payı 0,1 puan azalırken, hizmet sektörünün payı ise 1,1 puan arttı.
Ekim ayında işsizlik oranı yüzde 11.8 olmuştu
2016 yılının Ekim ayında işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 500 bin kişi artarak 3 milyon 647 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 1,3 puanlık artış gösterdi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Şule Yüksel Özmen’in yürüttüğü, “İletişim çağında frene basmak: Yavaş şehirlerin çevre iletişimi çalışması bağlamında analizi, çevresel toplumsal katılım, işbirliği ve uzlaşma stratejilerinin yavaş şehirlerde nasıl sağlandığının belirlenmesine yönelik bir araştırma” başlıklı TÜBİTAK projesi kapsamında çalıştay düzenlendi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Osman Turan Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleştirilen çalıştaya, Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki sakin şehir temsilcileri, doğa gönüllüleri, öğrenci ve akademisyenler katıldı. 13 Şubat’ta gerçekleştirilen çalıştayda, iki yıl süren projenin sonuçları paylaşıldı.
Çalıştayda, sakin şehir birliğinin, bir kentin “sakinlik” ünvanını taşıyabilmesi için gerçekleştirmesi gereken çevre ve altyapı politikaları, konukseverlik, yerel üretimi koruma ve destekleme, kent dokusunun kalitesini arttırma gibi bir çok kriter üzerinden Türkiye’deki sakin kentlerin durumu masaya yatırıldı.
Açılış konuşmasını yapan İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Akyazı, Sakin şehirlerin sadece sakin bir yaşamı özleyen insanların yaşadığı kentler olmadığını; yerel sürdürülebilir bir kalkınmanın da güçlü bir alternatifi olduğunu belirterek, toplumun bu alternatiflere ikna edilmesinde iletişim stratejilerinin öneminden bahsetti.
Projenin yürütücüsü Doç. Dr. Şule Yüksel Özmen, “TÜBİTAK tarafından desteklenen projenin amacı, sakin şehirlerin çevresel işbirliği ve uzlaşmayı nasıl oluşturduğu, toplumsal katılımı nasıl sağladığı, bu hareketin o şehirde yaşayan insanların gündelik hayatları üzerinde etki yaratıp yaratmadığını saptamak ve hangi koşulların sakin şehirde yaşama eğilimi arttırdığını belirlenmesidir” dedi. Özmen, projenin toplumsal katılım, işbirliği uzlaşma konularını irdeleyen ilk çalışma olması nedeniyle çıktıların alanda yapılacak diğer çalışmalara öncülük edeceğini ifade etti.
Proje ekibinden, Anadolu Üniversitesi, İletişim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi, Doç. Dr. Haluk Birsen, proje sonuçlarını katılımcılarla paylaşırken, gezilen yerlerdeki gözlemlerin, yapılan anket sonuçları ile desteklendiğini belirterek, kadınların sosyal hayata katılımı, kültürel değerlerin korunması, doğal çevreye, organik tarıma ve sürdürülebilirlik politikalarına, çalışmanın sonuçlarının büyük katkısı olacağını söyledi.
Seferihisar Belediyesi Etüd Proje Müdürlüğünden Candaş Balta, Türkiye’nin ilk sakin kenti olan Seferihisar’da hayata geçirilen projeleri aktarırken, Kırklareli kent konseyinden Göksal Çidem, Vize için gerçekleştirilmek istenen projelerin çevreye ve doğal yaşama vereceği zararlar hakkında bir sunum gerçekleştirdi. Istrancalar’ın dünya üzerinde en çok yağış alan üç alandan biri olduğunu ifade eden Çidem, yaşam alanları üzerindeki tehditlerin ortadan kaldırılması ve gelecek nesillere doğal güzelliklerin korunarak aktarılmasının, hepimizin sorumluluğu olduğunu belirtti.
Hindistan’ın yerli güneş paneli üretim kapasitesi 18 ayda % 273 arttı
Hindistan Yeni ve Yenilenebilir Enerji Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre 31 Aralık 2016 itibari ile ülkenin güneş hücresi üretim kapasitesi 1.753 MW’a, güneş modülü üretim kapasitesi ise 6.913 MW’a yükseldi.
Bununla birlikte hücre üretim kapasitesinin 1.448,05 MW, panel üretim kapasitesinin ise 5.286,55 MW’lık bölümü operasyonel durumda bulunuyor.
Verilere göre ülkedeki hücre üretici sayısı 16’ya, panel üretici sayısı ise 103’e ulaşmış durumda.
Ülkenin Yeni ve Yenilenebilir Enerji Bakanı Piyush Goyal tarafından 2015’in Ağustos ayında Hindistan parlamentosu Lok Sabha’da yapılan bir açıklamaya göre bu tarihte ülkedeki hücre üretim kapasitesi 1.328 MW, panel üretim kapasitesi ise 2.523 MW düzeyinde bulunuyordu.