Ana Sayfa Blog Sayfa 3258

Şubat ayı Kadıköy Kooperatifi buluşması bu Cuma Yeldeğirmeni’nde

Kadıköy bölgesindeki tüketim faaliyetlerini dönüştürmek niyetiyle bir araya gelen gönüllülerin girişimiyle üç yıldır faaliyetlerini sürdüren ve 2016’nın Kasım ayında yasal bir kooperatif haline gelen Kadıköy Kooperatifi, her ay sonunda “Kadıköy Kooperatifi Kendini Anlatıyor” toplantıları düzenleniyor.

 

Kooperatifin çalışmaları, işleyişi, kooperatifte çalışmak isteyenlerin kendilerine yer bulmak adına nasıl destek alabileceği konularında merak edilen her şeyin sorulmasının beklendiği toplantılara, Kadıköy Kooperatifiyle bağ kurmak, gönüllü çalışmalarında yer almak, sorularına yanıt bulmak isteyen herkes davetli.

Faaliyetlerini, ekolojik yöntemlerle, doğaya zarar vermeden üretilmiş, sağlıklı, nitelikli, besleyici gıdayı aracısız, adil fiyatlandırma ile tüketiciye ulaştırırken, kar hırsıyla doğaya zarar verenlere karşı bir alternatif olarak tanımlayan Kadıköy Kooperatifi,  küçük de olsa bir dönüşüme yol açmanın üretici ile tüketicinin karşılıklı inisiyatifiyle mümkün olduğuna inanıyor ve buna gönüllü aracı oluyor. Ürün ve üreticileri seçerken, Bükoop (Boğaziçi Mensupları Tüketim Kooperatifi) üretici havuzu ve Çiftçi-Sen’den destek alarak ilerleyen Kadıköy Kooperatifi, örgütlü çiftçilerin çalışmalarını yurt içinde ve yurt dışında heyecanla takip ediyor.

Kasım ayında Kadıköy’ün Caferağa Mahallesi’nde açılan Kooperatif Dükkanı, doğrudan küçük üreticiden temin edilen doğal, sağlıklı, adil, ekolojik yöntemlerle üretilmiş ürünlerin satışa alınabileceği bir yer olarak, kooperatif ortakları ve gönüllülerinin çabalarıyla faaliyet gösteriyor.

24 Şubat Cuma akşamı saat 19.30’da İstanbul Kadıköy, Yeldeğirmeni’ndeki Sinestetik Cafe‘de yapılacak.

“Kadıköy Kooperatifi Kendini Anlatıyor”toplantısında, tüm bu bilgilerin paylaşılmasının yanı sıra, Kooperatif hakkında ve üretim, tüketim ilişkileri konularında merak edilen her soru yanıt bulacak.

 

Tarih: 24 Şubat 2017, Cuma

Saat:  19.30

Adres: Sinestetik Art Cafe

(Rasimpaşa Mah.Duatepe Sok. No:42/C Kadıköy Yel değirmeni / İstanbul)

 

(Yeşil Gazete)

 

 

Koruma Kurulu’ndan Maçka Parkı’ndaki tünel projesine ‘durdurma’ kararı

İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, Maçka Parkı’ndan geçen tünel projesini durdurdu. Çevreciler, İBB’ye projeyi durdurma çağrısı yaptı.

Parkta incelemelerde bulunan kurul üyeleri, herhangi bir kurul kararı alınmadan proje çalışmalarına başlandığını tespit etti. Cumhuriyet’ten Hazal Ocak’ın haberine göre,Çevre aktivisti avukat Eren Can, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni (İBB) “suç” işlememeye çağırarak, “İBB halka sormadan yeşil alanlarımızı inşaata açmamalı, bir an önce tünel çalışması durdurulmalı” dedi.

Maçka Parkı’nın BJK’nin stadına bakan alt bir kısmı, Dolmabahçe-Levazım arasındaki 7.42 kilometre uzunluğundaki tünel çalışmaları kapsamında, panellerle kapatılmıştı. Doğa savunucuları ve semt halkı, parka sahip çıkmak üzere ayağa kalkmıştı. Onlarca yurttaş, koruma kurullarına itiraz dilekçeleri sunmuştu. İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, itirazların ardından, parkta incelemelerde bulundu. Üyeler parkın bir kısmının tünel projesi için panellerle çevrildiğini ve cadde üzerinde bulunan aydınlatma panolarının inşai uygulama için taşındığını tespit etti. Üyeler bu uygulamalara ilişkin herhangi bir kurul kararı alınmadığına dikkat çekti. İncelemelerin ardından kararını veren kurul üyeleri parkın Beyoğlu Kentsel Sit Alanı’na komşuluğu nedeniyle koruma alanında olduğunu belirterek tünel çalışmalarının durdurulmasına karar verdi.

Parka, daha sonra yapılacak tüm fiziki müdahalelere ilişkin de kendilerine bilgi verilmesini talep eden üyeler, İBB’den imar planlarını istedi. Bu karara göre, İBB’nin Maçka Parkı’ndaki çalışmaları durdurması ve koşu parkurunun bir kısmını kapatan panelleri kaldırması gerekiyor. Kurul kararını gazetemize değerlendiren avukat Eren Can “Ortada alınmış bir karar dahi yok. İBB, Maçka Parkı gibi önemli bir yeşil alana, oldu bitti şeklinde inşaat çalışmasına başlamıştır. Bu durum kabul edilemez. Derhal ilgili tüm mercilere başvurduk. Kurul kararında fiziki müdahalenin durması gerektiği vurgulandı” dedi. Kurul üyeleri ise tünel projesinin diğer ayağı olan kazı çalışmalarının başladığı Ortaköy Vadisi’nde inceleme yapacak.

 

(Cumhuriyet)

Referandum anketinde yüzde 13’lük fark!

Avrasya Kamuoyu Araştırmaları Merkezi, yaptığı araştırmada MHP muhaliflerinin yürüteceği kampanyanın referandum sonucunu belirleyeceğini açıkladı. Anket sonucunda göre, Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve Anayasa Değişikliği için yapılacak referandumda ‘Evet’ oyları yüzde 43.6’da kalırken, ‘Hayır’ oyları yüzde 56.4’e ulaştı.

Avrasya Kamuoyu Araştırmaları Merkezi, 16 Nisan’da yapılacak başkanlık referandumuyla ilgili anket sonuçlarını açıkladı. 26 il ve ilçelerinde 4060 kişiyle yapılan araştırmada “Bugün seçim olsa hangi parti oy verirdiniz” ve “Referandumda ne oyu kullanacaksınız” soruları soruldu.

AKP’nin oyu yüzde 45.2

Araştırma sonucunda kararsızlar ve oy kullanmayacaklar dağıtıldığında bugün seçim olsa AKP yüzde 45.2, CHP yüzde 29.9, MHP yüzde 11.8 ve HDP yüzde 10.7 oy alacağı tahmin edildi.

AKP seçmeninin yüzde 14’ü ‘Hayır’ diyecek

Referandumla ilgili yapılan araştırmada ise AKP seçmeninin yüzde 66.1’i evet oyu kullanacağını söylerken yüzde 14’ü hayır oyu kullanacak yüzde 11.2’si ise kararsız. AKP seçmeninin yüzde 8.7’si oy kullanmayacağını söyledi.

CHP seçmeninin yüzde 1.2’si evet oyu vereceğinin belirtirken yüzde 81’i hayır oyu verecek. CHP’deki kararsızların oranı ise yüzde 9.7 olarak belirlendi.

MHP seçmeninin yüzde 51.1’i ‘Hayır’dan yana

Referandumda parti tabanının hangi yönde oy kullanacağı tartışma konusu olan MHP’de ise seçmenin yüzde 28.2’si evet oyu kullanacağını belirtirken yüzde 51.1’i hayır diyeceğini söyledi. MHP’deki kararsızların oranı ise yüzde 13.4.

HDP’ye oy vereceğinin söyleyenlerin yüzde 2.4’ü referandumda evet oyundan yanayken yüzde 74.2’si hayır diyeceğini belirtti. HDP seçmeninde kararsızların oranı ise yüzde 7.9 olarak ölçüldü.

Kararsız oranının en az olduğu parti HDP olurken, ‘Hayır’ oyu kullanacakların oranı en fazla CHP seçmeni olduğu tespit edildi.

Hayır yüzde 56.4’le önde

Araştırma sonucunda ‘Evet’in oranı yüzde 30, ‘Hayır’ın oranı yüzde 38.8, kararsızların oranı 17.1 ve oy kullanmayacaklarının oranı yüzde 14.1 oldu.
Kararsız ve oy kullanmayacak seçmenler dağıtıldığında ise yüzde 43.6 ‘Evet’, yüzde 56.4 ‘Hayır’ oranı ortaya çıktı.

 

(OdaTV, Timetürk, Cumhuriyet)

Selahattin Demirtaş’a 5 ay hapis cezası!

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesinden sonra bugün Doğubayazıt’ta davası görülen partinin diğer tutuklu eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’a da 5 ay hapis cezası verildi.

Halen tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini ve devletin kurum ve organlarını aşağıladığı” iddiasıyla yargılandığı Doğubeyazıt 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davasında 5 ay hapis cezası verildi.

Yüksekdağ’ın düşürülen vekilliği

Demirtaş’ın cezasının onanması, tutuklu HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ hakkında verilen cezanın Yargıtay tarafından onanması ve akabinde vekilliğinin düşürülmesinin hemen sonrasına denk geldi.

 

(Ajanslar)

Avrupa’da kaynağı belirsiz radyoaktif iyot tespit edildi

Ocak ayında Avrupa’nın kuzey ülkelerinde kaynağı belli olmayan fakat geniş bir coğrafyaya yayıldığı anlaşılan radyoaktif iyot tespit edildi. Finladiya ve Fransa’daki yetkililer kamuoyunu bilgilendirmişse de Norveç’teki yetkililer henüz bir açıklama yapmış değil. İzotopun yarılanma ömrü 8 gün olduğu için yapılan tespit tahminden öte ispat niteliği taşıyor. Lakin bu radyoaktif partikülün kaynağı hala gizemini koruyor.

Norveç’in Svanhod’daki hava-filtre istasyonu önce küçük dozlarda radyoaktif iyot 131 tespit etti. Sözkonusu lokasyon Rusya’nın kuzeyindeki Kola yarımadasının birkaç yüz metre ötesinde bulunuyor.

İlk ölçümlerin ardından aynı iyot 131 izotopu Finlandiya’ya ait Rovaniemi Lapland’de tespit edildi. Sonraki iki hafta içerisinde ise radyoaktif partiküllerde artış oldu ve Polonya’da, Çek Cumhuriyetinde, Almanya, Fransa ve İspanya’da da partiküller tespit edildi.

Norveç ilk ölçüm yapılan ülke olmasına rağmen kamuoyunu yegane bilgilendiren ise Fransa oldu . Ocak ayının ilk iki haftasına ait raporlardan yola çıkarak Norveç’in Radyoaktif Koruma Kurumu (IRSN) tarafından yayınlanan bir basın metni ise şöyle:

“Sağlık endişesi yok ”

Norveç Radyasyon koruma Kurumu yetkilisi Astrid Liland’ın yaptığı açıklama, sağlık açısından konunun bir endişe duyulmasını gerektirmediği yönünde oldu.

Liland kamuoyunu neden bilgilendirmediklerine dair soruları ise ise “Çok hassas bir ölçüm cihazımız olduğu için küçük doz radyoaktiviteyi belli zaman aralıklarıyla ölçüyoruz. Ocak ayında Svanhovd’da çok çok düşük radyoaktivite tespit ettik. Komşu ülke Finlandiya’da ölçüm yapıldı. Bu seviyeler çevre ve insan sağlığı açısından tehlike arz etmediği için meselenin haber değeri taşıdığını da düşünmüyoruz” şeklinde yanıtladı.

Liland, Norveç genelinde online network te yer alan 33 istasyondan veri toplanabildiğine dikkat çekti.
Buna göre 9-16 Ocak günleri arasında Svanhovd’daki her metreküp hava(µBq/m3) için 0,5 mikro Bekerel ölçüldü. Oysa yetkililerin kamuoyunu bilgilendirmeyi tercih ettiği Fransa’da tespit edilen radyoaktivite oranı 0,1 ile 0,31 µBq/m3 arasındaydı.

Finlandiya’da Rovaniemi’de 0,27 µBq/m3 ve Kotka’da 0,3 µBq/m3olarak ölçülen radyoaktivite oranı da Kuzey Norveç’te ölçülen oranlardan düşüktü. Finlandiya Radyasyon Güvenlik otoritesi (STUK)Fransa’yı örnek alarak yüksek çıkan radyoaktivite düzeyine ilişkin bir basın açıklaması yayınladı.

Kaynağı bilinmeyen radyoaktivite

Finlandiya’daki yetkililer de tespit edilen radyoaktivite dozunun insan sağlığını etkilemek için çok düşük olduğunu ifade etti. Ne STUK ne de IRSN’nin yayılmış olan iyot 131 konusunda tahminlerde bulunma taraftarı .

Radyoaktivitenin sebebini açıklayamayan Liland şöyle devam ediyor: “Ölçüm yapıldığı zaman hava koşulları sertti, belli bir lokasyondan ölçüm alamadık. Sonraki iki hafta Avrupa’nın farklı ülkelerinden gelen veriler de sorunun kaynağının Doğu Avrupa olabileceğine işaret ediyor”

Havada İyot 131’in tespit edilmesi bulgunun nükleer reaktör olduğunu düşündürüyor. Ancak İyot 131 izotopu ilaç sektöründe de çok yaygın kullanılan bir madde bu nedenle küresel anlamda üreten ülke de oldukça fazla.

Radyasyon ve Nükleer Güvenlik Kurumu tarafından hazırlanan harita. Map by Institute de Radioprotection et de Süreté Nucléaire.

Diğer taraftan gerek tüm nükleer reaktörlerin gerek tıbbi amaçlı olarak İyot 131 üreten ve kullanan kurumların operatörleri radyaoktif salım olup olmadığını anlamayı mümkün kılan detektörler kullanır. Avrupa’da geniş coğrafyalarda tespit edilen radyoaktif izotopun kaynağını bilen birileri mutlaka olmalı.

Radyoaktiviteninkaynağı olarak ilk ölçümlerin yapıldığı Finlandiya, İsveç ve Kola yarımadası ve Akdeniz’deki nükleer yakıtlı gemileri dahil Rusya’yı kapsayan Kuzeybatı Avrupa’daki Nükleer santraller düşünülse de daha uzak mesafelerdeki nükleer satraller de bu duruma yol açmış olabilir.

 

(Yeşil Gazete, The Barents, Observer)

Çocuklara Yardım Fonu UNICEF büyük tehlikeye dikkat çekti

BM Çocuklara Yardım Fonu UNICEF, Nijerya, Somali, Güney Sudan ve Yemen’deki 1,4 milyon çocuğun açlıktan ölüm riski taşıdığı uyarısında bulundu. Dünya Gıda Programı da bu dört ülkede şimdiden açlık yaşandığını ve 20 milyon kişinin açlıktan ölüm tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu belirtmişti.

UNICEF Genel Direktörü Anthony Lake, “Bir milyondan fazla çocuk için zaman tükeniyor. Hala çok sayıda yaşam kurtarabiliriz. Ağır yetersiz beslenme ve yaklaşan açlık büyük ölçüde insan eliyle yaratılmış bir durum. Ortak insani değerlerimiz daha çabuk harekete geçmemizi gerektiriyor. Afrika Boynuzu’nda 2011’de yaşanan açlığın tekrarlanması riskini alamayız” dedi.

2013’ten bu yana iç savaş yaşayan Güney Sudan’ın bazı kesimlerinde dün resmen açlık ilan edilmişti.

Ülkede etnik gruplar arasında devam eden savaş BM’nin potansiyel soykırım uyarısı yapmasına yol açmıştı.

Açlık resmen hangi koşullarda ilan ediliyor?

Gıda darlığı, çok sayıda insanın yetersiz beslenmesine yol açabiliyor, ancak BM’nin insani yardım kriterlerine göre nadiren resmen açlık ilan ediliyor.

Uzun süren kuraklık ve diğer sorunların gıda arzını azaltması, her zaman açlık ilan edilmesi anlamına gelmiyor.

Ancak belirli ölüm, yetersiz beslenme ve açlık yaşanırsa resmen açlık ilan ediliyor. Bu koşullar ise şöyle:

– Hanelerin en az yüzde 20’sinin aşırı gıda kıtlığı yaşaması ve bu durumla başa çıkma kabiliyetlerinin kısıtlı olması
– Kronik yetersiz beslenme oranlarının yüzde 30’u aşması
– Ölüm oranlarının her 10 bin kişide günde iki kişi olması

Resmen açlık ilan edilmesi BM’ye ya da üye ülkelere bağlayıcı bir zorunluluk getirmiyor ancak soruna küresel düzeyde dikkat çekilmesi amacını taşıyor.

 

(BBC Türkçe)

Ermenistan Türkiye Sinema Platformu’ndan Proje Geliştirme Atölyesi çağrısı

Ermenistan Türkiye Sinema Platformu (ETSP), dokuzuncu yılında iki ülkeden ve her iki ülkenin diasporalarından kısa filmcileri ve belgeselcileri ortak yapıma uygun projeleriyle ETSP Proje Geliştirme Atölyesi’ne başvurmaya çağırıyor.

Atölye, 36. Uluslararası İstanbul Film Festivali sırasında, 10-12 Nisan 2017 arasında, İstanbul’da gerçekleştirilecek.

İki günlük atölye çalışması eğitimler, bire bir toplantılar ve proje sunumlarını içeriyor. Atölye için seçilecek 10 kısa film ve belgesel projesi uluslararası jüri tarafından değerlendirilecek.

Atölye sonunda, jürinin kararıyla seçilen bir proje 7500 Euro ödül kazanacak.

Bu yılki ödül, Avrupa Birliği desteği ile veriliyor.

Türkiye, Ermenistan ve her iki ülkenin diasporalarından sinemacılar, 20 Mart 2017’ye kadar atölyeye başvurabilir.

Ermenistanlı ve diasporadan katılımcıların ulaşım ve konaklama giderleri ETSP projesi tarafından karşılanacak.

Ermenistan-Türkiye Sinema Platformu’nun 2017 yılı aktiviteleri, Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Ermenistan-Türkiye Normalleşme Süreci Destek Programı, 2. Dönem kapsamında gerçekleştiriliyor.

Başvuru için: [email protected]

Detaylı bilgi ve başvuru formu için: www.gaiff.am / www.dabhub.com / www.cinemaplatform.org

 

(Bianet)

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliği düşürüldü

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın hakkındaki kesinleşmiş hapis cezası gerekçe gösterilerek vekilliği düşürüldü. Yüksekdağ hakkındaki karar Meclis’te okundu.

Yüksekdağ hakkındaki karar, Başbakanlık tezkeresi olarak Meclis’e gönderildi. Kararın Meclis’te okunmasının ardından Yüksekdağ’ın vekilliği düşürüldü.

Karar TBMM’nin resmi sitesinde ‘Anayasaya göre milletvekilliğinin düşmesi’ olarak yayınlandı. HDP’li diğer vekiller hakkında da benzer bir yol izleneceği belirtiliyor.

HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağhaklarında yürütülen ‘terör’ soruşturması kapsamında 4 Kasım’da tutuklanmıştı.

Başbakan’ın CHP’ye Şili yerine adres gösterdiği Şile’nin 600 yıllık köyleri sular altında kalacak!

Başbakan Binali Yıldırım, partisinin grup toplantısında CHP’nin Şili’de diktatör Pinochet’in 8 yıl daha görevde kalmak için düzenlediği halk oylamasının ‘hayır’la sonuçlanmasını sağlayan kampanyayı yürüten Eugenio Garcia Ferrada’yı Türkiye’ye getirmesini eleştirerek, “Şili yerine Şile’ye gitseydiniz” dedi. Yıldırım’ın CHP’ye işaret ettiği İstanbul’un Karadeniz kıyısındaki Şile’nin 600 yıllık tarihe sahip köyleri ise, yapılması planlanan Sungurlu ve Osmangazi barajları nedeniyle sular altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya.

Başbakan Binali Yıldırım, ‘hayır’ kampanyası için Şili’de Pinochet’nin yenildiği referandumda ‘hayır’ kampanyasını yürüten Ferrada’yı Türkiye’ye getiren CHP’ye yüklendi. Yıldırım, Kılıçdaroğlu’na “Şili yerine Şile’ye gitseydiniz” dedi.

Yıldırım, şöyle konuştu:

“Buradan açık bir şekilde sayın Kılıçdaroğlu sana sesleniyorum. Kılıçdaroğlu bir ilham peşinde… Nerede bulmuş bu ilhamı, Şili’de. Adamlar bir film yapmış, CHP de ondan medet ummuş. Uzun yıllar seçkin takıldınız ama hani değişiyordunuz? Şili’ye kadar uzanacağınıza Şile’ye gitseydiniz. Kılıçdaroğlu… Senin bu derdin, bu kafayla derman bulamaz. Nereye gidersen git.”

Şili’deki ‘Hayır’ kampanyasının yaratıcısı Eugenio Garcia Ferrada

Burak Dursun’un Milliyet’teki haberine göre ise, Şile’de yaklaşık 50 yıldır yapılması planlanan Sungurlu ve Osmangazi barajlarının bu yıl içerisinde inşaatına başlanması öngörülüyor. 3 yılda bitmesi planlanan barajlardan Sungurlu Barajı’nın yıllık 115.1 milyon metreküp, Osmangazi Barajı’nın ise 185 milyon metreküp içme suyu sağlayacağı tahmin ediliyor. Yaklaşık 600 yıllık bir tarihe sahip olan Şile köylerinin baraj projesiyle sular altında kalacak olması vatandaşları da düşündürüyor. Yıllarca oturdukları evlerinden, tarlalarından kopmak istemeyen köylüler projenin iptal edilmesini istiyor.

Baraj altında kalacak mahalle ve köylere bilgilendirme yazısı gönderen Devlet Su İşleri 14. Bölge Müdürlüğü, Osmangazi Barajı’nın 2017’de ihalesinin yapılacağı bu sene içerisinde de inşaatına başlanacağı duyurdu. Barajın hayata geçmesiyle birlikte Çataklı, Gökmaslı, Göksu, Soğullu Köyleri yerleşim yerlerinin göl alanı olacağı ve Hacıllı köyü yerleşim yerinin ise mutlak koruma alanı kalmak suretiyle projeden etkileneceği açıklandı. 2010 yılı verilerine göre; Çataklı 239, Gökmaslı 184, Göksu 260, Soğullu 200, Hacıllı 270 civarında nüfusa sahip olduğu belirtiliyor.

Köyler için 5543 Sayılı iskân Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre; bilgilendirme toplantısı, etkilenen nüfus için hak sahiplerinin belirlenmesi, yeni yerleşim yeri seçimi gibi gerekli çalışmaların başlanmasını gerektiği ifade ediliyor.

“Burada yaşayan hiç kimse bu projeye olumlu bakmıyor”

Yıllardır bu alana baraj yapılmasının konuşulduğunu söyleyen Çataklı köyü muhtarı Kasım Ünal, “Uygun bir yere taşınacağımız söyleniyor ama neresi olduğunu bilmiyoruz. Burada yaşayan hiç kimse bu projeye olumlu bakmıyor” dedi. Göksu Köyü Muhtarı Ahmet Yılmaz, “Burada insanlar tarlalar, bahçeler sayesinde geçiniyor. Gitmek istemiyoruz ama sesimizi duyuramıyoruz” diye konuştu.

“Dedemin mezarı da barajdan etkilenecek”

Şile Belediye Başkanı Can Tabakoğlu ise şunları söyledi:

“Bu daha çok Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile Orman ve Su İşleri Bakanlığımızın tasarrufunda bir konu. Bakanlar Kurulu kararı ve nihayetinde yatırım programına alınması gibi bir süreç başladı. Bakanlıkla görüşüyoruz. Sürecin köylüyü mağdur etmemesi anlamında tarafız. Biz bu barajın yapılmadan alternatif bir çözüm üretilebilecekse, yapılmamasından yanayız. Ben de bölge insanıyım. Dedemin mezarı da Göksu köyünde. Burası da muhtemelen baraj altında kalacak bölgeler arasında.”

 

(Milliyet, Yeşil Gazete, Ajanslar)

Aliyev eşini Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atadı

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, eşi Mihriban Aliyeva’yı cumhurbaşkanı birinci yardımcılığı görevine getirdi.

Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Aliyev’in (55), Mihriban Aliyeva’yı (52) anayasanın ilgili maddeleri gereği “cumhurbaşkanı birinci yardımcısı” görevine atadığı bildirildi.

Mihriban Aliyeva

Hürriyet’in haberine göre, Azerbaycan’da 26 Eylül 2016’da yapılan referandumla anayasada bazı değişiklikler yapılmıştı. Seçmenlerin yüzde 86,6’sının “evet” oyu kullandığı referandumla, “cumhurbaşkanı birinci yardımcılığı” ve “cumhurbaşkanı yardımcıları” makamlarının oluşturulmasına karar verilmişti.

Yeni anayasaya göre bu makamlara atamalar ve görevden almalar cumhurbaşkanı tarafından gerçekleştiriliyor. Cumhurbaşkanının olmadığı durumlarda tüm yetkileri, dokunulmazlık hakkına sahip cumhurbaşkanı birinci yardımcısına geçecek.

(Hürriyet)