Köyceğiz’in Altınsivri Tepesi’ndeki ovilin madeni ocağında faaliyet alanının büyütülmesi için Muğla Orman Bölge Müdürlüğü’nce yapılan talep uygun bulunmadı. Hattat Holding’in Amasra’ya kurmak isteği kömür hazırlama tesisi için verilen ÇED olumlu kararı da hukuka aykırı bulundu.
Köyceğiz‘in Ağla Mahallesi Altınsivri Tepesi’ndeki ovilin madeni ocağı için faaliyet alanının 2,5 hektardan 25 hektara çıkarılması talebiyle Muğla Orman Bölge Müdürlüğü‘ne yapılan başvuruya olumsuz yanıt verildi. Alanda, dört yıl önce şirket tarafından demir- çelik sanayisi, ile döküm sanayisinde aşındırıcı olarak faydalanılan olivin madeni çıkarılmaya başlanmıştı.
Yöre halkı, Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), TEMA Vakfı, Köyceğiz Turizm ve Doğayı Koruma Derneği temsilcileri ve çevre aktivistleri bir çok kez, madenin çıkarılması ve taşınması sırasında doğaya zarar verildiğini, buradaki göletin bu yüzden kuruduğunu dile getirerek, protesto eylemleri gerçekleştirdi. Şirketin açık maden ocağının sahasına 22,5 hektarlık alanı daha eklemek istemesi ve bunun için Muğla Orman Bölge Müdürlüğü’ne başvurması, yöre halkı ve çevrecilerin tepkisini daha da artırdı.
Talep Orman Bölge Müdürlüğü tarafından da uygun bulunmadı. Muğla Orman Bölge Müdür Vekili Enver Demirci, “İlgili şirketin alan genişletme isteği, Gökçeova göletinin olduğu alanı kapsıyor. Bu bölge, yöre halkı tarafından piknik yeri olarak kullanılıyor. Bölgenin mesire yeri olması için Bakanlığımızın bir çalışması söz konusu. Halka açık bir mesire yeri olmasını düşündüğümüz bu alanda maden ocağı yapılması, Bölge Müdürlüğümüz tarafından uygun görülmemiştir” diye konuştu.
Altınsivri tepesi, karaçam ve sığla ormanları, alpin bitki örtüsü ve biyolojik çeşitliliği ile 80 endemik bitkiye ev sahipliği yapıyor.
Bartın’dan da iyi haber
Hattat Holding’in Amasra’ya kurmak istediği termik santral kararının geçtiğimiz Şubat ayında Danıştay tarafından bozulması ardından kömür hazırlama tesisi ÇED olumlu kararı da hukuka aykırı bulundu.
On yılı aşkın bir süredir Amasra’ya termik santral kurmak için uğraşan holding, termik santral projesinin çevresel etkilerini az göstermek için projeyi parçalara bölerek her parçayı ÇED sürecinden ayrı ayrı geçirmeye çalışıyordu. Geçtiğimiz Şubat ayında Danıştay’ın bozduğu ÇED olumlu kararının ardından Zonguldak İdare Mahkemesi de termik santralin Kömür Hazırlama Tesisi (Lavar) için verilen ÇED olumlu kararını iptal etti.
120’yi aşkın kurumun katkı verdiği Bartın Platformu’ndan yapılan açıklamada Hattat Holding’in hukukun arkasından dolandığı ve Bartın halkının iradesinin yok sayılmaya çalışıldığı belirtilerek “termik santral hayali kuranlara dur demeye devam edeceğiz” denildi; mücadelelerine destek olan herkese teşekkür edildi.
Balıkesir’in Edremit ilçesindeki sazlık bölgede yangın çıktı. Yangına havadan ve karadan müdahale edilirken, alevler yerleşim yerlerini tehdit ediyor.
Balıkesir’in Edremit ilçesinde Akçay ve Dalyan arasında kalan sazlık bir alanında öğle saatlerinde yangın çıktı. İhbar üzerine bölgeye Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekipleri sevk edildi. Alevler nedeniyle panik yaşayan vatandaşlar da yangına müdahale etti.
Karadan arazözlerle yürütülen söndürme çalışmalarına helikopterle de destek veriliyor.
Rüzgarın etkisiyle sahile kadar inen alevler yüzünden denizde olan vatandaşlar da denizden çıkıp endişeli gözlerle alevleri izledi.Kara yolunda trafik alevler yüzünden durma noktasına gelirken, araçlarından inen vatandaşlar itfaiye ve orman ekiplerine yardıma koştu.
Göçmen kuşların uğrak noktası olarak bilinen sazlık alanda çok sayıda canlı türünün hayatını kaybettiği belirtildi. Ekipler, rüzgarın da etkisiyle büyüyen alevleri kontrol altına almak için çalışmalarını sürdürüyor.
Fethiye de yanıyor
Muğla’nın Fethiye ilçesinde de henüz belirlenemeyen bir nedenle orman yangını çıktı. Patlangıç mahallesi Hıdırlık bölgesindeki ormanlık alanda başlayan yangına Muğla Orman Bölge Müdürlüğüne ait helikopterle havadan; arazöz, itfaiye ekipleri ve çok sayıda orman işçisiyle karadan müdahale ediliyor. Çevredekilerin de söndürme çalışmalarına katıldığı yangın henüz kontrol altına alınamadı.
İzmir’de kayyım atamalarını protesto etmek isteyen avukatlar darp edilerek gözaltına alındı. Polisin gözaltına aldığı kişiler arasında gösteriyi izleyen bir de gazeteci var.
İzmir’de avukatların belediyelere kayyım atanmasını protesto etmek için yapmak istediği açıklamaya polis izin vermedi. Polis müdahalesinde avukatlar ve bir gazeteci gözaltına alındı.
İzmir Adliyesi önünde yapılmak istenen açıklamaya izin vermeyen polis avukatları tartaklayarak dağıtmaya çalıştı. Müdahale öncesi Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu’nu uzaklaştıran polis 26 avukat ve bir gazeteciyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar arasında İHD Şube Başkanı Zafer İncin’in yanı sıra ÇHD ve ÖHD’li avukatlar bulunuyor.
Darp edilerek gözaltına alınan avukatların isimleri şöyle: Bahattin Özdemir, Fırat Sandalcı, Fatma Demirer, Zafer İncin, Mecit Yıldırım, Nezan Akın, Şükran Eroğlu, Sozdar Ortaç, Mehmet Baran Selanik, Dilan Gündüz, Hatice Aslan Atabay, Yunus Emre Güneş, Sadiye Unutur, Leyla Çelik, Ferhat Konur, Emel Diril, Veysi Çetin, Şule Hızal Arslan, Erdoğan Akdoğdu, Aysun Kilivan Sidal, Gül Kireçkaya, İmdat Ataş, Nergiz Tuba Arslan, Hazal Aydın, Ertan Güngör ve gazeteci Oktay İnce.
Gözaltına alınan avukatlar sağlık kontrolü için Yeşilyurt Devlet Hastanesi’ne götürüldükten sonra serbest bırakıldı. Eylemi takip ederken gözaltına alınan Seyri Sokak Muhabiri Oktay İnce ise İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.
Dört muhtar, dokuz meclis üyesine uzaklaştırma
Öte yandan dün Van’ın Edremit, Çaldıran ve Tuşba ilçe belediyesinde HDP’li dokuz belediye meclis üyesi İçişleri Bakanlığı kararıyla görevlerinden uzaklaştırıldı. Batman’da da Çay, Bağlar ve Korikmahallesi ile Kösetarla Köyü’nün muhtarları haklarındaki dava ve soruşturmalar gerekçe gösterilerek görevlerinden alındı.
Meclis üyeleri: Bilgilendirilmedik
Van’da görevinden uzaklaştırılan belediye meclis üyelerinin, Edremit Belediyesi Meclis üyeleri Savaş Encü, Sevinç Şeker ve Atiye Sen, Çaldıran Belediyesi Meclis üyeleri Pınar Demir, Necmettin Şahin, Hülye Darak ve Mehmet Sıddık Moraner ile Tuşba Belediyesi Meclis üyesi Ercan Yılboğa olduğu öğrenildi. Çaldıran Belediyesi HDP’li meclis üyeleri Necmettin Şahin ve Mehmet Sıddık Moraner konuyla ilgili Independent Türkçe‘ye yaptıkları açıklamada, görevlerinden uzaklaştırıldıklarına dair kendilerine resmi olarak herhangi bir bilgilendirmenin yapılmadığını söyledi.
Batman’da da muhtarlar
Batman‘da ise görevinden uzaklaştırılan üç mahalle ve bir köy muhtarının yerine kayyım atandı. Görevinden uzaklaştırılan muhtarların isimleri şöyle: Çay Mahallesi Muhtarı Mehmet Taş, Bağlar Mahallesi Muhtarı Mazhar Yiğit, Korik Mahallesi Muhtarı İzzet Çere ve Kösetarla Köyü Muhtarı Kadri Tirki.
Moda tasarımcısı Vivienne Westwood, dünyayı iklim aktivisti Greta Thunberg’in yönetmesi halinde karbon emisyonlarının azalacağını, dünyanın harika bir yer olacağını söyledi.
Sokak gazetesi The Big Issue‘ya konuşan moda tasarımcısı Vivienne Westwood (78), İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg‘in dünyayı harika bir yer yapacağını söyledi. Modacı şöyle devam etti: “Ben de onun danışmanı olurdum ve ona söyleyeceğim ilk şey, ‘Greta herkese cam şişe kuralı koy, böylece plastikle daha kolay başa çıkabiliriz’ demek olurdu.”
“Hükümetleri onlar zorluyor”
Podyumda tasarımlarını sunarken çeşitli sosyal sorunlar arasında iklim kriziyle ilgili de mesajlar veren Westwood, İngiltere kökenli ‘Yokoluş İsyanı’ hareketiyle ilgili de konuştu: “Greta’ya, okul grevlerine ve Yokoluş İsyanı’na teşekkürler olsun ki sonunda iklim konusunda gelişme kaydedebiliyoruz. Onlar hükümetleri iklim için acil durum ilan etmeye ve hedefler koymaya zorluyor. Şu anda gerçek problemlerle karşı karşıyayız ve harekete geçmemiz gerekiyor.”
Thunberg, tekneyle ABD yolunda
ABD’deki iklim zirvesine, uçakla ulaşımı reddettiği için okulundan bir yıl izin alarak, yelkenli tekneyle yola çıkan Greta Thunberg ise yolculuğuna devam ediyor. Yarış teknesi ile İngiltere’den Atlantik’e geçen aktivist, duşu ve tuveleti olmayan tekneyle 24-30 Eylül tarihlerinde New York’ta yapılacak Birleşmiş Milletler (BM) İklim Zirvesi’ne katılacak.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Gar katliamı davasında, örgüt yöneticiliği suçundan ceza alan sanık hakkında ‘insanlığa karşı suç’ işlendiğini belirterek ceza istedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Gar katliamına ilişkin davada örgüt yöneticiliği suçundan ceza alan sanık hakkında ‘insanlığa karşı suç’, ‘kasten insan öldürme ve öldürmeye teşebbüs’ suçlarından ek iddianame hazırlayarak mahkemeye sundu.
2015’te Ankara’da hükümetin savaş politikalarına karşı tüm toplumsal kesimlerce ortak katılımla düzenlenen Barış Mitingi‘ne IŞİD tarafından canlı bomba saldırısı düzenlenmiş; saldırıda 100’den fazla kişinin kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi de yaralanmıştı.
Mahkeme, dokuz sanığa 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 10 sanığa da 7.5-18 yıl hapis cezaları vermişti. Ayrıca mahkeme, karar duruşmasında örgüt yöneticiliği suçundan 18 yıl hapis cezası verdiği sanıklardan Erman Ekici’nin 10 Ekim katliamında da sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle ‘kasten insan öldürme ve öldürmeye teşebbüs’ suçlarından savcılığa suç duyurusunda bulunulmasına karar vermişti.
Ankara Garı önünde yaşanan katliama ilişkin davada yeni bir gelişme yaşandı. Hürriyet’ten Mesut Hasan Benli‘nin haberine göre Ankara Cumhuriyet Savcısı Yarcan Mutlu, Ekici hakkında hazırladığı iddianamede ‘kasten insan öldürme ve öldürmeye teşebbüs’ ile TCK 77. maddesinde düzenlenen ‘insanlığa karşı suç’ suçlarından ceza talebinde bulundu.
Davada bir ilk
Böylece, ilk defa gar saldırısına ilişkin davada bir sanık ‘insanlığa karşı suç’ maddesi kapsamında suçlanmış oldu. Davanın avukatlarından Senem Doğanoğlu, istenen cezanın önemine dikkat çekerken “En olumlu yanı ise eylemin zaman aşımı kapsamına girmeyecek olması” dedi.
Ankara 4’üncü İdare Mahkemesi, Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisi hakkında açılan davada “Atatürk’ün şartlı bağışına aykırı işlem yapılamaz” dedi. Üzerinde ABD Büyükelçiliği’nin inşaatı devam eden arazi 5 Eylül’de müzayede ile satışa çıkarılacaktı.
Ankara 4. İdare Mahkemesi, Şehir Plancıları Odası tarafından açılan davada, 5 Eylül günü müzayede ile satışa çıkarılacak Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisi için, ‘Yürütmeyi durdurma’ kararı verdi. Kararın gerekçesinde, “AOÇ arazilerinde ticaret ve konuta izin verilemez. Atatürk’ün şartlı bağışına aykırı işlem yapılamaz” denildi.
Sözcü’nün haberine göre, göre karar, ABD’nin yeni Ankara Büyükelçiliği inşaatının sürdüğü 37 bin metrekarelik araziyi de kapsıyor.
‘TOKİ özür dilemeli’
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, yaptığı açıklamada, şunları söyledi: “Bu arazi için ‘AOÇ arazisi değil’ diyen TOKİ, toplumu yanılttığı ve gerçekleri gizlediği için kamuoyundan özür dilemeli. Kararla birlikte ABD Büyükelçiliği’nin AOÇ arazisinde devam eden inşaatının da hukuksuz olduğu ortaya çıktı. Karar AOÇ’den Gazi Üniversitesi’ne, Gazi Üniversitesi’nden TOKİ’ye devredilen arazilerin, AOÇ arazisi olduğunu ve burada herhangi bir şekilde şartlı bağışa aykırı işlem yapılamayacağını ifade etmektedir. Emsal niteliğindedir. ABD Büyükelçiliği’ne ilişkin olarak açtığımız ve devam eden dava dosyasına da bu kararı sunacağız.”
Açtıkları davada yürütmeyi durdurma kararı aldıran Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Sekreteri Ender İplikçi ise “ABD Büyükelçiliği inşaatının yapıldığı alan AOÇ sınırları içinde. Bu alanda ihaleye girenler ve iş yapmaya çalışanlar büyük kayıplar yaşayabilir” açıklaması yaptı.
Gazi Üniversitesi’ne verilmişti, TOKİ’ye devredildi, ABD’ye satıldı
1983 yılında çıkarılan bir yasa ile AOÇ arazilerinden bir bölümü şartlı biçimde ve tıp fakültesi yapılması için Gazi Üniversitesi‘ne verildi. Ancak bu araziler daha sonra TOKİ‘ye devredildi. Arazilerin 37 bin metrekaresi TOKİ tarafından 88 milyon dolar bedelle ABD’ye satıldı. Geride kalan araziler ise 5 Eylül’de yapılacak açık artırma ile satışa çıkarılacaktı. Çukurambar’daki 37 bin metrekarelik arazi üzerine ABD’nin yeni Ankara Büyükelçiliği inşası devam ediyor.
Idlib’teki çatışmalar nedeniyle kaçan Suriyelilerin Kuzey’e yöneldiği bildiriliyor. Suriye tahliye koridoru açtı, Türkiye sınırları kapattı. Yardım örgütlerine göre, bölgedeki insanî durum giderek kötüleşiyor.
Reuters haber ajansı, Suriye’de isyancıların son kalesi İdlib’de Şam yönetimine bağlı askeri birliklerin operasyonlarını yoğunlaştırması nedeniyle on binlerce Suriyelinin Türkiye sınırına doğru kaçtığını bildirdi. Suriyeli sivillerin özellikle İdlib’e bağlı Maarat el Numan‘ı kalabalıklar halinde terk ettiği belirtiliyor. Maarat el Numan sakinlerinden Abdullah Yunus, burasının şimdiye kadar İdlib’de Suriyelilerin kaçış noktalarından biri olduğunu aktardı. Yunus, ilçede otomobiller ve diğer araçlar için yakıt kalmadığına anlattı.
70 bin kişi kaçtı
Alman haber ajansı dpa’da yer alan habere göre de İdlib Sağlık Müdürlüğü ve Suriye Amerikan Tıp Toplumu (SAMS) adlı yardım örgütü, Ağustos ayının başından bu yana İdlib’deki 70 binden fazla sivilin çatışmalardan ve saldırılardan kaçtığını açıkladı. Bölgedeki insanî durumun dramatik olduğu uyarısında bulunan yardım örgütleri ve aktivistler, çok sayıda kişinin arabalarda ya da açık alanlarda gecelediğini aktardı.
Birleşmiş Milletler (BM) ise bölgeden kaçanların sayısı ile ilgili henüz güncel veri açıklamadı. BM İnsani Yardım Örgütü sözcüsü, sadece bölgeden giderek daha fazla kişinin kaçmak zorunda kaldığına dair rahatsız edici haberler geldiğini kaydetti. BM geçen ay yaptığı açıklamada, Suriye ordusunun operasyonlara başladığı Nisan ayından bu yana 400 bin kişinin bölgeyi terk ettiğini duyurmuştu.
Han Şeyhun, Şam’ın kontrolünde
Sekiz yıldan fazla bir süredir rejim karşıtlarının kontrolündeki İdlib vilayeti, Suriye’de isyancıların elinde kalan son büyük bölge. El Kaide’ye yakın Heyet Tahrir el Şam örgütünün etkin olduğu İdlib’de Şam yönetimine bağlı Suriye ordusu geçen Nisan ayında operasyon başlatmıştı. Rusya destekli hava operasyonlarında çok sayıda sivilin hayatını kaybettiği belirtiliyor. Suriye ordusunun son olarak Salı günü İdlib’in stratejik önemdeki kentlerinden Han Şeyhun‘u ele geçirdiği bildirilmişti.
Yaklaşık üç milyon nüfuslu İdlib’den kaçanların kuzeye doğru gittiği belirtiliyor. Türkiye’nin de yeni bir mülteci dalgası endişesiyle sınır kapılarını kapattığı bildirildi.
Suriye, ‘koridor’ açtı
Suriye hükümetine bağlı güçler Suriye’de muhaliflerin kontrolündeki bölümden kaçmak isteyen siviller için tahliye koridoru açtı. Suriye devlet haber ajansı SANA’da yer alan ve bir dışişleri bakanlığı kaynağına dayandırılan haberde, “(Şam) Soran’da (kasabasında) insani koridor açıldığını duyurmaktadır” denildi.
Haberde sivillerin tahliye koridorunu kullanarak İdlib vilayetinin güneyi ve Hama vilayetinin kuzeyini terk edebilecekleri bildirildi.
İzmir’de üç gün süren orman yangınlarında THK’nın deniz uçaklarının kullanılmaması tartışması sürüyor. Bakan Pakdemirli yeni açıklama yaparak, ‘Hükümetimize saldırı var, THK siyasetin oyuncusu olmuş’ dedi.
İzmir’in Karabağlar ilçesinde başlayıp Seferihisar ve Menderes’e sıçrayan ve üç gün sürdükten sonra ancak kontrol altına alınabilen orman yangınında gündeme gelen “THK uçakları”na dair tartışmalar devam ediyor. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Hükûmetimize siyasi saldırı var, THK siyasetin oyuncağı olmuş” dedi. Teşkilatının THK’nın uçakları ile uçmak istemediğini dile getiren Pakdemirli, “Kim uçmak istiyorsa uçsun, benim THK’ya bir lira borcum yok” ifadesini kullandı.
‘Vizontele filmi gibi’
Pakdemirli şöyle konuştu: “Biz ihaleye veriyoruz. Benim teşkilatım bununla uçmak istemiyor, nokta. Bu uçaklar emniyetli olarak görülmüyor. Konu bitmiştir. En büyük filo nedir? 20 tane uçak nerede. Üç tane uçağın içinde motor yok. Vizontele filmindeki gibi. Hükûmetimize siyasi saldırı var. Kediye ciğer emanet etmek gibi, kendi bakımlarını yapamıyorlar. Bu sene 4 milyon Euro vermedik diye mi böyle oldu? THK’nın finansal koşullarından hükûmetimiz sorumlu değil. THK, siyasetin oyuncağı olmuş” diye konuştu.
2020’ye kadar sertifikaları var
Pakdemirli, Türkiye’de yangınlara hizmet edecek bir uçak filosu bulunmadığını söylemiş, bunun ardından dün THK uçaklarının uçuş sertifikaları ve uçakların teknik özelliklerini içeren belgeler ortaya çıkmıştı. Belgelere göre uçaklar Bakan’ın “Uçak 4 ton su alıyor, helikopter 2.5 ton” iddiasının aksine 5,5 ton su alabiliyor. Ayrıca “uçmaz” denilen uçakların 3’nün Sivil Havacılık Kurumu tarafından verilmiş 2020 yılına kadar geçerli sertifikaları bulunuyor.
Yazar Buket Uzuner ve Yunuslara Özgürlük Platformu, Bodrum Yunus Parkı’nın kapatılması ve esaret altındaki yunusların koruma altına alınması için toplanan 65 bin imzayı, Bodrum Belediye Başkanı Aras’a teslim edecek
Yazar Buket Uzuner ve Yunuslara Özgürlük Platformu, yerel paydaşları Bodrum Kent Konseyi’yle birlikte 29 Ağustos Perşembe günü saat 15:00’te Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras ile görüşerek imzacıların özgürlük taleplerini dile getirecek ve change.org imza platformunda toplanan yaklaşık 65 bin imzayı başkana teslim edecek.
Görüşmenin ardından saat 15:30’da Bodrum Belediye Meydanı’nda Bodrum sakinlerinin, sivil toplum kuruluşlarının ve imzacıların katılımıyla basın açıklaması düzenlenecek. Açıklamada, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılması planlanan değişikliklerde yunus parkları ve hayvanlı sirklerin yasaklanmasına dair maddenin eklenmesi için siyasi partilere ve TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu’na da çağrı yapılacak.
2019 yerel seçimleri sonucu belediye başkanlığına Ahmet Aras’ın gelmesiyle, Güvercinlik’teki Bodrum Dolphin Park’ın kapatılması için yeni bir döneme girildi. Son beş yıldır Yaban Hayatı Eylem Grubu, Mavi Yol Girişimi, Bodrum Sualtı Derneği, TEMA Vakfı Bodrum Gönüllüleri ile Bodrum Çarşı taraftar grubunun da yerelde desteğini alan kampanya, Bodrum Kent Konseyi’nin de katkılarıyla büyümeye devam ediyor. Tesis kapatılırsa Bodrum Yunus Parkı, hayvan hakları ve doğa koruma örgütlerinin mücadelesi sonucu, Fethiye ve Kaş’takilerden sonra Türkiye’de faaliyetleri sonlandırılan üçüncü yunus gösteri merkezi olacak.
Kampanya bileşenleri, kamuoyu desteğini büyütmek için 29 Ağustos’ta düzenlenecek olan basın açıklamasına Bodrumluların katılımını bekliyor.
‘İçkili lokanta’ ruhsatlı gösteri merkezi’
2011 yılından bu yana Bodrum Dolphin Park adlı yunus gösteri merkezinin kapatılması ve bu tesiste tutsak edilen deniz memelilerinin 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında koruma altına alınması için mücadele eden Yunuslara Özgürlük Platformu, 2014 yılından bu yana da Buket Uzuner ile ortak imza kampanyası yürütüyor.
Yaklaşık sekiz yıldır hakkındaki yasal başvuruların yanıtsız kaldığı ve dönemin idarecileri tarafından verilen “içkili lokanta” ruhsatıyla yunus gösteri ve terapi merkezi işleten tesis, yunuslardan deniz aslanlarına, morslardan foklara kadar çeşitli deniz memelilerini esaret altında gösteriye zorluyor. Tesis, Türkiye’deki diğer dokuz yunus parkıyla birlikte, 2014’ün Mayıs ayında platformun hazırladığı, etik ve yasal sorunları ortaya koyan 18 sayfalık kapsamlı bir dosyayla da Uluslararası CITES Daimi Komitesi’ne şikayet edilmişti.
Amazon’dan Sibirya’ya büyük orman yangınları tüm dünyayı ateşe veriyor. En endişe verici olanı Amazon yağmur ormanlarında. Devasa yangınlarda rekor sıcaklık, kuraklık ve ormansızlaşmanın yanı sıra en büyük etken insan faktörü.
Alaska, Talkeetna’nın güneyinde, 3 Temmuz 2019’da, George Parks Otoyolunun yakınındaki orman yangını.
Bu ay Sibirya‘da 21.000 kilometreden daha büyük bir alanda orman yangını meydana geldi. Rusya’da ise olumsuz anlamda bir rekor kırıldı. Rusya ormanlarında çıkan ve günlerce söndürülemeyen devasa yangınlardan çıkan duman, Novosibirsk gibi büyük şehirler de dahil olmak üzere ülkenin büyük kısmının üzerinde kara bulutlar oluşturdu. Yoğun dumanlar Pasifik Okyanusu‘nu aşarak Amerika Birleşik Devletleri‘ni de etkiledi.
Geçtiğimiz Pazartesi günü, Kanarya Adaları’ndaki orman yangınları yüzünden 8.000’den fazla insan yaşadığı ortamdan kaçmak zorunda kaldı. Hafta sonu boyunca Alaska’da süren yangınlar yüzünden, olağandışı, uzun bir yangın mevsimi yaşandığını açıklandı.
Geçtiğimiz hafta Danimarka, Grönland‘a yaklaşan bir orman yangını yüzünden bölgeye çok sayıda itfaiyeci kaydırmak zorunda kaldı. Yetkililer, yangın kısa sürede söndürülmediği takdirde, hali hazırda rekor sıcaklıklar yüzünden buzulların erimesi tehdidiyle mücadele eden bölgede, alevlerin kış boyu süreceğinden endişeleniyor.
Fakat belki de en endişe verici olanı, dünyanın en büyük tropik ormanı olan Amazon yağmur ormanlarındaki yangınlar. Burası, neredeyse hiçbir zaman kendi başına yanmayan bir alan, ancak son yangınlarda alevler o kadar yoğunlaştı ki, Pazartesi günü Brezilya’nın en büyük şehri olan São Paulo‘nun gökyüzünü kararttı. Giderek yayılan ve büyüyen yangınlar yüzünden Amazonas eyaleti acil durum ilan etti. Sosyal medyada da #PrayforAmazonia etiketi milyonlarca kişi tarafından paylaşıldı.
(Dünyaya ufak bir uyarı: São Paulo’da gökyüzü bugün karardı ve meteorologlar Rondônia ya da Paraguay’da *binlerce* kilometre uzaklıktaki yangından çıkan duman olduğuna inanıyor. Bu kadar duman (!) oluşturmak için ne kadar büyük yangın gerektiğini hayal edin. SOS)
Bu yangınların çoğu, bu yıl dünyanın birçok yerinde yaşanan görülmemiş düzeyden bir sıcaklık ve kuraklıktan (nemsizlikten) kaynaklanıyor. Amazon yangınları ise, insanların gezegeni nasıl radikal biçimde yeniden şekillendirdiğinin kusursuz bir işareti.
Bu yılki büyük yangınlar için şartlar olgunlaştı
Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi, geçtiğimiz hafta, geçen temmuz ayının şimdiye dek ölçülen en sıcak temmuz olduğunu bildirdi. Şimdiye dek ölçülen en sıcak beş temmuz da son beş yıl içinde gerçekleşti.
Bu, sadece şu anda yaz olduğu kuzey yarımküreyi değil, tüm dünyayı tehdit eden bir durum. Geçen ay ortalama küresel sıcaklık, 20. yüzyıl ortalamasının üzerinde, yaklaşık 17 derece idi. Bu rakam, çok gibi görünmeyebilir, ancak bunun aşırı uçları gizleyebilecek bir ortalama olduğunu unutmayın. Ve geçen ay çok fazla aşırı uç vardı.
Hollanda, Almanya ve Belçika sıcaklık rekorları kırdı. Paris, şimdiye kadarki en yüksek sıcaklığını 45.5 derece olarak kaydetti. Polonya, Çek Cumhuriyeti ve İspanya‘nın bazı bölgelerinde görülmemiş yüksek sıcaklıklar yaşandı. ABD‘de devasa bir alan, geçen ay minumum sıcaklık rekor seviyelere ulaşmışken, bir ısı dalgasıyla adeta fırınlandı.
Şu anda yanan bölgelerin çoğunun geçtiğimiz ay aşırı derecede sıcak olması şaşırtıcı değil: Sibirya, Alaska, Kanarya Adaları.
Alaska ve Kanarya Adaları da bu yıl ciddi kuraklıkla uğraştı. Mayıs ayında, Alaska, “aşırı kuraklık” bildirimi yaptı. ABD Drought Monitor‘e göre devlet ilk kez böyle bir not kaydetti.
Bu koşulların uzun zamandan beri orman yangınlarını alevlendirdiği biliniyor. Yüksek ısı ve düşük nem, bitkilerin kuruması anlamına gelir. Ancak yangınlarda insanların da kritik bir rol oynadığı biliniyor. Tıpkı Amazonlarda olduğu gibi, insan faktörü yangının altında yatan neden olabildiği gibi, kendi müdahalesi dışında çıkan orman yangınlarını daha da kötüleştiriyor.
Birçok ekosistemde, orman yangınları doğal ve zorunlu bir olgudur. Çürüyen çalı çırpıyı temizler, besin maddelerini toprağa geri kazandırır ve hatta bitkilerin çimlenmesine yardım eder. Ancak son yıllarda insanlar her adımda orman yangınlarından kaynaklanan tahribatı daha da kötüleştirdi. Doğal yangınların bastırılması, kuru bitki örtüsünün birikmesine izin verdi.
İnsan faaliyeti iklimi değiştiriyor
İnsanlar tutuşmaya hazır alanlara daha da yakınlaşıyor ve düşmüş elektrik hatları, serseri kıvılcımlar veya kundaklama yoluyla, orman yangınlarının çoğuna neden olabiliyor. Özellikle de yıllarca suya doymuş olan Amazon yağmur ormanları, doğal olarak yanmaz. Buradaki yangınlar insanlar tarafından tetiklenir. Brezilya‘da, yangın riski nedeniyle yılın bu döneminde yasadışı olsa da, çiftçilerin tarla tarımı ve otlak alanını temizlemek için ormanlarda yarık açma ve yakma taktiklerini kullandığı defalarca görüntülendi ve kanıtlandı.
Ülkedeki yasa dışı tomruk kaçakçılarının da yerlileri topraklarından çıkarmak ve kendi izlerini örtmek için bir taktik olarak yangın çıkardığı biliniyor. Amazon yağmur ormanları, bugüne dek bildirilen 72,843 ihbarla, bu yıl rekor sayıda yangın yaşadı.
People are deliberately starting fires in the #AmazonRainforest to illegally deforest indigenous land for cattle ranching
Pataxó woman: “These assholes came in and burned down [our reservation]… I want all of the media here to see this” https://t.co/uGFp7RItHK
Brezilya’nın Ulusal Uzay Araştırmaları Enstitüsü (INPE) araştırmacısı Alberto Setzer Reuters’e verdiği demeçte, “Bu yılki iklim ya da Amazon bölgesindeki ortalamanın biraz altında olan yağışlarla ilgili anormal bir şey yok” dedi. “Kuru mevsim; yangının çıkması ve yayılması için elverişli koşullar yaratır, ancak yangını başlamak, kasıtlı olarak veya kazayla insanların işidir.”
The scale of the Siberian wildfires is underlined by this animation of the huge area of the smoke cloud: more than 5 million km². For comparison, the EU is about 4.5 million km² and the contiguous US about 8.1 million km². (Via @anttilip of @IlmaTiede)pic.twitter.com/RDhntqaDEO
(12 Ağustos 2019. Sibirya orman yangınlarının ölçeği ve duman bulutunun devasa alanı bu animasyon ile vurgulanıyor: 5 milyon km2’den fazla. Karşılaştırma için, AB yaklaşık 4,5 milyon km² ve bitişik ABD yaklaşık 8,1 milyon km²’dir.)
(Dünya’nın diğer tarafından, en son Amazonia yangınları. @ CopernicusEU’nun Atmosfer İzleme Servisi’nin ürettiği grafikte, Atlantik kıyılarına ve São Paulo’ya ulaşan dumanı gösteriliyor.)
Brezilya’daki mevcut orman yangınlarının kaynağı henüz tespit edilemedi ve hükümet bunu keşfetmeye meyilli değil. INPE’nin direktörü Ricardo Galvão, bu ayın başlarında yaptığı, ajansın Amazon’daki ormansızlaşma oranının yüzde 88 oranında arttığını belirlediklerini bildirdi, ancak Başkan Jair Bolsonaro, ormansızlaşma verilerine “yalan” dedi.
Ancak bu ormansızlaşma durumu, bölgesel sonuçlara neden olacak. Toprağı sabitlemek ve nemi korumak için ağaçlar olmadığında alttaki bitki örtüsü kurur ve yanmayı kolaylaştırır. Ağaçlar ayrıca büyük miktarda suyu buharlaştırır ve yağmur ormanlarının kendi yağışlarını oluşturmasına yardımcı olacak yoğunlaşmayı sağlayan kimyasallar yayar.
Şu anda, Amazon kadim halinden yüzde 15 veya daha fazla ormansızlaştırıldı ve bilim adamları bu oran yüzde 25’e ulaşırsa, ormanın içinde su çevrimini sağlayan yeterli ağaç olmayacağından endişe duyuyor. Bardağı taşıran son bir sınır noktası geçilecek ve sonunda Amazonlar savanaya dönüşecek. Bunun dünyanın geri kalanı için de büyük sonuçları olacak. Zira Amazon yağmur ormanları büyük miktarda oksijen üretir. Bitki örtüsü, ısı tutucu gazlara oksitlenebilecek milyarlarca metrik ton karbonu tutar.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) bu ayın başlarında Amazon yağmur ormanları gibi alanların korunmasının iklim değişikliğini hafifletmenin ayrılmaz bir parçası olacağını belirtti. Ancak mevcut orman yangınları ve ormansızlaşma hızı ile dünya hızla yanlış yönde koşuyor.