Ana Sayfa Blog Sayfa 2305

Greta Thunberg ‘Yılın İnsanı’ seçildi

TIME dergisi, ‘Yılın İnsanı’ olarak 16 yaşındaki İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg‘i seçtiğini duyurdu. Dergide Thunberg için “O gerçeği söylemenin cesaretini güçle birleştirerek bir neslin ikonu hâline gelen sıradan bir genç kız” ifadeleri yer aldı. Thunberg’in gezegen hakkında varolan bulanık endişeleri dünya çapında bir mücadeleye harekete dönüştürdüğü belirtildi.

Genç iklim aktivisti, Madrid‘deki Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı‘na (COP25) katılmak için Amerika’dan başladığı yolculukta okyanusu geçerek Portekiz’in başkenti Lizbon’a gitmişti, buradan da Madrid’e geçmişti.

Thunberg ‘Yılın İnsanı’ seçildiği bugün Madrid’de süren COP25’de konuşarak, dünya liderlerini küresel ısınmayı durdurmak için güçlü bir adım atmak yerine kendi imajlarını parlatmakla suçladı.

Greta Thunberg geçen yıl, Cuma günleri okula gitmeyerek İsveç Parlamentosu önünde iklim için grev yapmaya başlamıştı. Genç aktivistin tek başına gerçekleştirdiği eylem kısa zaman içinde dünya çapında karşılık buldu. Küresel İklim Grevleri‘nde dünyanın her yerinden genç iklim aktivistleri yetişkinleri krize karşı adım atmaya çağırıyor.

TIME dergisinin bu yıl içinde belirlediği ‘Yılın İnsanları’ adayları arasında Hong Kong aktivistleri, ABD Başkanı Donald Trump, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, ABD’de Trump’ın azil soruşturması sürecinin başlamasına neden olan ‘Muhbir’, Facebook CEO’su Mark Zuckerberg, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern ve Trump’ın kişisel avukatı Rudy Giuliani yer alıyordu.

#Resolution2020’nin Türkiye temsilcisi Chromas Korosu

Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) National Geographic, Universal Music gibi alanında öncü kuruluşlar ile Keira Knightley, Emma Thompson, Mark Rylance, Naomie Harris gibi tanınmış sanatçılar, bir araya gelerek iklim krizine dikkat çekmek üzere #Resolution2020 hareketini başlattı. “Yeni Yıl Çözümleri” (New Year’s Resolution) mesajıyla yola çıkan projenin destekçileri, ünlü pop yıldızı Ed Sheeran’ın bu projeye özel bestelediği  parçasını yorumladı. Proje tüm dünyada aynı anda bugün (11 Aralık) başladı ve yeni yıla kadar internet ve sosyal medya kanallarından yayılarak iklim değişikliğine dikkat çekmeyi amaçlıyor. “Çözümün Parçası Olun” sloganıyla herkesi kendi yeni yıl hedeflerini ve çevre için atacakları adımları paylaşmaya davet eden #Resolution2020’nin dünya çapında ses getirmesi bekleniyor.

Projeye destek için Türkiye’den seçilen isim ise, acapella korosu Chromas oldu. Daha önce Bobby McFerrin ile PSM Caz Festivali kapsamında verdiği konser ve uluslararası festivallerde kazandığı başarılar ile dikkat çeken Chromas, Ed Sheeran’ın parçasını kendi tarzında düzenleyip seslendirerek Ortaköy, İstanbul’da çektiği kliple projeye katıldı. Hazırlanan klip, Chromas’ın YouTube hesabında yayınlandı.

 

Chromas kurucusu ve şefi Başak Doğan, projeyle ilgili şunları söyledi: “Her zaman birlikte şarkı söylemenin dünyayı değiştirebileceğine, daha yaşanabilir bir yer haline getireceğine inandık. Bunun için durmadan şarkı söyledik, ürettik, sevincimizi ve umudumuzu dinleyicilerimizle sürekli aktardık. Şimdi #Resolution2020 sayesinde bu tutkumuzu tüm dünya ile paylaşıyor, gezegenimizi değiştirmek ve daha iyi bir gelecek için şarkı söylüyoruz! 2020’nin tarihe hep beraber dünyayı kurtardığımız yıl olarak geçmesini umuyor, Chromas olarak bu projenin Türkiye öncüsü olmaktan gurur duyuyoruz.”

 

Tarımsal üretimde yenilenebilir enerji kullanımı atölyesi Çanakkale’de gerçekleştirildi

Troya Çevre Derneği’nin haziran ayında başlattığı ‘Yenilenebilir Enerji İle Tarım’ projesinin “Tarımsal Üretimde Yenilenebilir Enerji: Teknolojileri, İyi Uygulamaları, Mevzuatı ve Hibeleri” atölye çalışması, Çanakkale Helen Hotel’de gerçekleştirildi. Atölye çalışmasına Çanakkale’nin Bayramiç ve Yenice ilçelerinden tarımsal kalkınma kooperatifleri katıldı.

‘Kooperatifler cesur olmalı’

Atölyede ilk olarak Troya Çevre Derneği’nden Oral Kaya yenilenebilir enerji kaynaklarından ve kullanım alanlarından bahsetti. Sonrasında Papağan Gıda kurucusu ve sahibi Ali Polat 2013 yılında fabrikasının çatısına hibe destekleriyle kurduğu ve bugün artık kendi maliyetini çıkarıp kar etmeye başladığı GES deneyimini paylaştı. Ali Polat, yıllık bir milyon iki yüz bin kWp enerji ürettiklerini, kooperatiflerin vakit kaybetmeden bir an önce yatırıma başlamaları ve cesur olmaları gerektiğini söyledi.

Elektrik mühendisi Erkan Güçyetmez ise, yenilenebilir enerji mevzuatı doğrultusunda kooperatiflerin yenilenebilir enerji kurulumu için gerekli koşulları anlattı. Devletin bu alanda istikrarlı davranmadığına vurgu yapan Güçyetmez bir cümlelik değişikliklerle her şeyin baştan dizayn edilebildiğini, bu nedenle kooperatiflerin bir an önce kurulum için harekete geçmeleri gerekliliğini vurguladı. Avukat Aybike Özkan da ilk yasanın çıktığı 2005 yılından bugüne yenilenebilir enerji üretimiyle ilgili gerçekleşen yasal süreçleri paylaştı. Son olarak da TKDK’yı temsilen katılan yerinde kontrol birimi amiri Ahmet Deniz kurumun verdiği hibe destekleri, yararlanıcılarını ve yararlanma koşullarını paylaştı.

Yenilenebilir Enerji İle Tarım projesi, Birleşmiş Milletler Küresel Çevre Fonu Küçük Destek Programı (SGP) desteğiyle 2019 yılı haziran ayında başladı. Çanakkale, tarımsal üretimde Türkiye’nin önde gelen illerinden biri. İldeki tarımsal üretim faaliyetlerinin yoğunluğu, istihdamın yüksek olmasını ve kooperatifleşmenin yaygınlaşmasını sağladı. Bayramiç ve Yenice’de enerji maliyeti yüksek 15 kooperatifle yenilenebilir enerji farkındalığı amaçlayan proje kapsamında, kooperatiflerle bire bir saha görüşmeleri gerçekleştirilip ihtiyaçları tespit edildi. Bu ihtiyaçlar doğrultusunda da 10 Aralık Salı günü ilk atölye çalışması gerçekleştirildi.

Merriam-Webster’a göre yılın kelimesi cinsiyet bildirmeyen ‘onlar’

Amerikan İngilizcesinin en önemli referans kaynaklarından biri olan Merriam-Webster sözlüğü, 2018 yılında internet aramalarında büyük bir artış olması nedeniyle İngilizce’de kullanılan ‘he’, ‘she’ ve ‘it’ zamirlerinin yerine cinsiyet belirtmeyen ‘they’i yani ‘onlar’ı yılın kelimesi ilan etti.

ABD sözlüğü, geçtiğimiz aylarda dünyayı saran ve LGBTQ bireylere eşit haklar tanınmasını isteyen protestolar sonrası sözlüğe İngilizce’de cinsiyet bildiren üçüncü tekil şahıs ‘o’ zamirine, cinsiyetsiz kişileri tanımlayan yani cinsiyet bildirmeyen ‘onlar’ tanımını eklemişti.

Trans şemsiyesi altında bir cinsiyet kimliği olan (non-binary) ‘cinsiyetsiz’ tanımı, toplumda sabit olduğu varsayılan kadın ve erkek kategorisi dışındaki kişileri ifade etmek için kullanılıyor.

‘They’ araması, yüzde 313 oranında arttı

Sözlük, internet sitesinde ‘onlar’ için yapılan aramaların, bu yıl 2018’e oranla yüzde 313 daha yüksek olduğunu duyurdu. “Bu kelime artık herkesin dilinde” diyen Merriam-Webster, kelimeye olan ilgiyi ise LGBTQ bireylere eşit haklar tanınmasını isteyen protestolara bağladı.

Genç iklim aktivistleri COP25 sahnesini işgal etti

İspanya’nın ev sahipliği yaptığı BM İklim Değişikliği 25. Taraflar Konferansı’nın ana sahnesini Fridays for Future (Gelecek için Cumalar) aktivistleri işgal etti.  Dünya liderleri tarafından atılan adımların yeterli olmamasını protesto eden aktivistlerin uzun süre sahneden inmemesi üzerine organizasyon tarafından yapılan canlı yayın kesildi.

Genç aktivistler sahneye, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) tarafından gerçekleştirilen ve Kosta Rika Çevre ve Enerji bakanı Carlos Manuel Rodriguez’in kolaylaştırıcılığını yaptığı panelin bitiminde geldi.  Panelde Dünya Bankası Müdürü Axel van Trotsenburg, ve Avrupa Komisyonu Uluslararası İlişkiler Başkanı Elina Bradram ve iklim aktivisti Greta Thunberg konuşmacı olarak yer alıyordu.

Thunberg: COP ülkelerin pazarlık yapması için fırsata dönüşüyor

Greta Thunberg konuşmasına şu anki karbon emisyonlarının salımına devam edildiği müddetçe karbon bütçesinin 8 yıl içerisinde biteceğini hatırlatarak başladı. “COP’un yapması gereken bütüncül çözümler bulmak olmalı. Ama bunun yerine ülkelerin boşluklardan yararlanıp pazarlık yapmaları için bir fırsata dönüşüyor” ifadelerini kullanan Thunberg, “ihtiyacımız olan gerçekten kesin karbon emisyonlarının kökünden durdurulması. Karbon emisyonlarını sadece azaltmak yeterli değil” dedi. İsveçli genç iklim aktivisti konuşmasının devamında şunları söyledi:

1,5 derecenin altında kalmak için karbonu yerin altında bırakmalıyız. Hedef olarak uzun yıllar sonrasını göstermenin ve yakında harekete geçileceği izlenimini yaratmanın yarardan çok zararı var. Çünkü gerekli değişim henüz ufukta görünmüyor. Dünya liderleri ne derlerse desinler, ihtiyacımız olan politika şu anda yok.  Ve hala inanıyorum ki en büyük tehlike eylemsizlik değil. Gerçek tehlike hükümetlerin ve CEO’ların zeki hesaplamalar ve halkla ilişkiler kampanyaları dışında neredeyse hiçbir şey yapılmazken gerçek adımlar atılıyor gibi göstermesi.

‘Umut, hükümetlerden veya şirketlerden gelmez’

Ülkelerin acil durumun ciddiyetini kavrayamadığını ve hükümetleri denetleyecek mekanizmanın halktan gelen talep olduğunu belirten Greta Thunberg konuşmasını şu sözler ile sonlandırdı:

Şu anda en küçük umut kırıntısına aç durumdayız. Size söylüyorum umut var, gördüm. Ama bu hükümetlerden veya şirketlerden gelmez, insanlardan gelir. Farkında olmayan ama uyanmaya başlayan insanlardan. Bir kere farkına vardığımızda değişiriz. İnsanlar değişebilir. İnsanlar değişime hazır.

Panel sonunda sahne işgal edildi

Panelin sonunda sahneye çıkan 50’ye yakın Gelecek için Cumalar aktivisti “iklim adaleti” sloganları atmaya başladı. Eylemciler, sahneden “yerli halkları dahil etmediğiniz sürece çözüme ulaşamayız”mesajı verdi.

 

Finlandiya’da en genç başbakan, 12 kadın bakanla çalışacak

Finlandiya’da geçen hafta Başbakan Antti Rinne’nin istifasının ardından Sosyal Demokrat Parti’nin lideri seçilen Sanna Marin’in başbakanlığında kurulan yeni hükümet güvenoyu aldı. 200 üyeli parlamentoda 70’e karşılık 99 oyla hükümete yeşil ışık yakıldı. Böylece 34 yaşındaki Marin de resmen ‘dünyanın en genç başbakanı’ unvanının da sahibi oldu.

Koalisyon partilerinin kadın liderleri hükümette 

Sanna Marin, her biri kadınların liderlik ettiği dört partiden oluşan bir koalisyon hükümetiyle ülkeyi yönetecek, ayrıca kabinede de kadın bakan ağırlığı bulunuyor. Yeni hükümette 12 kadın, yedi erkek bakan görev yapacak.

Yeşil Birliği Lideri Maria Ohisalo göçmen konularında en etkili makam olan içişleri bakanlığı görevine devam edecek. Yine aynı partiden Pekka Haavisto da dışişleri bakanı olarak görev aldı. Sol İttifak’ın Lideri Li Andersson eğitim bakanı, Merkez Parti’nin Lideri Katri Kulmuni ekonomi bakanı olarak belirlendi.

Seçimde Türkiyeli adaylara verdiği destek ve Türkiye ile ilişkilere ılımlı bakmasıyla tanınan Sosyal Demokrat Partili (SDP) Ville Skinnari de kalkınma ve dış ticaret bakanlığı görevini sürdürecek.

Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinisto da yeni hükümeti tebrik etti.

Sosyal medyayı etkin kullanmaya devam

Sanna Marin, başbakan olarak yaptığı ilk açıklamada istikrarı sağlama sözü verdi. İlk  görevlerinden birinin hükümet ortakları arasındaki güveni yeniden inşa etmek olacağını belirten Marin, sosyal medyayı sık kullanmasına da değinerek  Instagram’dan paylaşım yapmayı sürdüreceğini söyledi. Marin, “Daha genç bir jenerasyonu temsil ediyorum ama elbette iş sosyal medyaya ya da Instagram’a gelince başbakan olsam bile önce bir birey, bir insan, gerçek bir insan olduğumu düşünüyorum” dedi.

Sudan’da tarım arazisi kiralayan Türkiye, ürün ihraç edecek

Dünya gazetesi tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, hükümetin önceki yıllarda Türkiye‘nin Sudan’da 99 yıllığına 780 bin hektar arazi kiralandığını ve şirket kurulduğunu belirtti. Yıldırım, kendi çiftçisine destek ödeyemeyen Türkiye’nin, Sudan’dan tarım ürünleri ithal etmeye hazırlandığına dikkat çekti.

Ali Ekber Yıldırım’ın yazısında yer alan değerlendirmeler özetle şöyle:

“Hükümet, Sudan’a özel ilgi gösteriyor. Özellikle tarım konusunda bu ülkeyle işbirliği için çalışmalar yıllardır sürdürülüyor. Önemli anlaşmalar imzalandı. Sudan’da 99 yıllığına 780 bin 500 hektar tarım arazisi kiralandı. Bu arazilerde hem devlet hem özel sektör tarımsal üretim yapacaktı. Bunun için şirkette kuruldu. Fakat, üretim yerine iş dönüp dolaştı ve bu ülkeden tarım ürünleri, canlı hayvan ithal etmeye döndü.

Şirket kuruldu

Bakanlar Kurulu’nun 9.11.2015 tarih ve 2015/8234 sayılı kararı ile onaylanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Sudan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İkili Tarımsal İşbirliği ve Ortaklığına İlişkin Anlaşma”ya dayanarak Türk-Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Anonim Şirketi kuruldu. Şirket sermayesinin yüzde 80’i, Tarım Bakanlığı Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne, yüzde 20’si Sudan’a ait.

Türkiye-Sudan Ticaret ve Ekonomik Ortaklık Anlaşması Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 24 Aralık 2017 tarihinde Sudan’a gerçekleştirdiği ziyaret sırasında dönemin Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ve Sudan Cumhuriyeti Ticaret Bakanı Hatim El Sir Ali tarafından imzalandı.

Bu yıl nisan ayında Sudan’da darbe ile yönetim devrilince, Türkiye’nin bu ülkedeki tarımla ilgili faaliyetleri belirsizlik sürecine girdi.

Bu hafta Sudan ile imzalanan Ekonomik Ortaklık Anlaşması bir kez daha gündeme geldi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Dışişleri Komisyonu’nun 4 Aralık’ta Komisyon Başkanı Volkan Bozkır başkanlığındaki toplantıda, “Türkiye Cumhuriyeti ve Sudan Cumhuriyeti Arasında Ticaret ve Ekonomik Ortaklık Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna ve Anlaşmanın Eklerine İlişkin Değişikliklerin Cumhurbaşkanınca Doğrudan Onaylanmasına Yetki Verilmesine İlişkin Kanun Teklifi” ele alındı.

Ziraat Katılım şube açacak 

Toplantı tutanaklarına göre, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, özetle şu bilgileri verdi:

“Şu an firmalarımız Sudan’da 70’e yakın proje üstlendiler. Ülkemizde de Sudan sermayeli 100 firma faaliyet gösteriyor. Sudan’da hâlihazırda yaklaşık 350 milyon dolar değerinde yatırımımız bulunuyor. Öte yandan, Ziraat Katılım Bankamızın Hartum Şubesinin açılışına ilişkin süreç de tamamlanmak üzere. Ticaret hacmimiz 2002’de yaklaşık 72 milyon dolardı, geçtiğimiz yıl 435 milyon dolar düzeyine ulaştı. Sudan’a gıda maddeleri, sanayi malları, makine ve teçhizat, tekstil ürünleri, buğday, rafineri ve ulaşım araç gereçleri, ilaç ve kimyasal ürünler ihraç ediyoruz. Sudan’dan da yine, altın, petrol ve petrol ürünleri, pamuk, susam, Arap zamkı, şeker ve yer fıstığı ithal ediyoruz.”

802 tarımsal ürün için gümrük vergisi tavizi 

Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve Avrupa Birliği Genel Müdürü Hüsnü Dilemre ise, Sudan ile Avrupa Birliği arasında serbest ticaret anlaşmasının imzalandığını hatırlatarak şu bilgileri verdi:  ”Bu çerçevede anlaşmayla karşılıklı pazar açılımlarının sağlanmasını teminen ülkemiz, Sudan’dan ithal edeceği tarım ürünlerinde, gümrük vergisine tabi 802 üründe gümrük vergilerini kaldırmayı taahhüt etmiştir. Bu ürünler Sudan’dan tarım ürünleri ithalatımızın yüzde 8’ine, 3.5 milyon dolara denk gelmektedir. 35 adet üründe ise gümrük vergilerinde yüzde 50 oranında indirim taahhüt ettik.  Buna karşılık olarak Sudan tarafı, ticarete konu olan hem sanayi hem tarım ürünlerinin yüzde 87’sinde ülkemize taviz vermiştir. Söz konusu ürünler Sudan’a ihracatımızın yüzde 55’ine, yaklaşık 103 milyon ABD dolarına tekabül etmektedir. Sudan mevcut gümrük vergilerini 6 farklı ürün listesi kapsamında kademeli olarak 2028 yılına kadar kaldıracaktır.”

İthal edilecek tarım ürünleri ve miktarları 

Komisyonda söz alan CHP İstanbul Milletvekili ve Dışişleri Komisyonu Üyesi Ahmet Ünal Çeviköz, anlaşmanın eklerine bakıldığında, Türkiye’nin tarım ürünlerinde kota bazlı tavizlerini içerdiğini belirtti.

Çeviköz şunları söyledi:

“Bu belge ve yüzde 100 kota içi tarife indirimi uygulanarak Sudan’dan ithal edilecek ürünlerin hangileri olduğunu ve ne kadar miktarda ithal edileceklerini açıklıyor. Bunlar ilginç; 50 bin büyükbaş, 2 bin küçükbaş hayvan, 8 bin ton et, 2 bin ton tereyağı, 2 milyon yumurta, 500 ton bal, 5 bin ton patates, 5 bin ton domates, bin ton sarımsak –Taşköprü için özellikle üzülüyorum- 2 bin ton üzüm, her biri 5 biner ton olmak üzere buğday, arpa, yulaf, mısır ve 2 bin ton buğday unu bu listenin içinde bulunuyor.”

Bu ürünlerin tamamının Türkiye’de üretildiğini hatırlatan Çeviköz, “Bu ürünlerin tamamının Türkiye’de üretilmesi ve yetiştirilmesi göz önüne alınırsa Sudan’dan yapılacak bu ithalatın bu şekilde düzenlenmesi Türkiye’deki üreticiyi olumsuz şekilde etkiliyor. Yani iç piyasamızın ve üreticilerimizin aleyhine olan bir durumu bu anlaşmayla aslında tescil ediyoruz” dedi.

Çiftçiye 2018 buzağı desteği ödenmedi 

Türkiye’ni bir yandan atıl arazilerini değerlendirmek için çaba gösterirken, kendi çiftçisine yeterli destek sağlayamazken Sudan’dan tarım ürünleri ithal etmesi üretim yapan çiftçiye zarar verecektir. Belirlenen ithalat miktarları belki çok yüksek değil, ancak dünyanın yedinci, Avrupa’nın birinci ülkesi olan Türkiye’nin Sudan’dan ithalat yapması kabul edilebilir bir durum değil.

Özetle, kendi çiftçinize 2018 yılı buzağı desteğini bile ödeyemezken Sudan’dan canlı hayvan, tereyağı, sarımsak, patates, domates ve diğer tarım ürünleri ithal etmek çiftçiye büyük haksızlık olur. Ayrıca, ister ülke bazında isterse şirket bazında olsun, bir başka ülkenin arazisini kiralayıp veya satın alarak tarımsal üretim yapmanın o ülkedeki halka haksızlık olduğunu da vurgulamamız gerekiyor. Bugün açlık yaşanan Afrika’da, arazilerin başka ülkeler veya şirketler tarafından kullanıldığını unutmayalım.”

 

Genç Thunberg konuştukça yaşlı, inkarcı erkekler çileden çıkıyor

İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg, Brezilya’nın kuzeydoğusundaki Maranhão eyaletinde Guajajara kabilesinin iki liderinin, yoldan geçen araçtan açılan ateş sonucu öldüğü olaya tepki gösterdi. Thunberg, Twitter hesabında, Brezilya’da yerlilerin, yasa dışı orman kesimine karşı çıktıkları için öldürüldüğünü ve dünyanın bunu görmezden geldiğini yazarak, bu durum için “rezalet” dedi.

Globo’nun aktardığına göre, Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro bugünkü basın toplantısında, “Greta, yerlilerin, Amazon ormanlarını koruduğu için öldüğünü söyledi. Basının, onun gibi bir velede bu kadar ilgi göstermesi şaşırtıyor” dedi. Tüm ölümlerin endişe verici olduğunu söyleyen Bolsonaro, hükümetin ülkedeki yasadışı orman kesimini azaltmak istediğini savundu.

Twitter’daki statüsünü ‘Pirralha’ olarak değiştirdi

Bu sözler üzerine Thunberg, Twitter’deki statüsünü, Portekizcede ‘velet’ anlamına gelen ‘Pirralha’ olarak değiştirdi. Genç iklim aktivisti daha önce kendisi hakkında ABD Başkanı Donald Trump’ın ‘Parlak ve harikulade bir geleceği dört gözle bekleyen, çok mutlu bir genç kız” ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “Kibar ama yeterince bilgilendirilmemiş bir ergen” sözlerini de Twitter’daki statüsünde kullanmıştı.

Clarkson: O deli ve tehlikeli

Thunberg’e öfke dolu eleştirilerde bulunan yaşlı ve muhafazakar erkekler listesine katılan İngiliz sunucu Jeremy Clarkson da genç aktivist için ‘deli ve tehlikeli’ dedi. Bir otomobil programının tanıtımı için Avustralya’da bulunan sunucu, Thunberg’e “kapa çeneni ve okula dön’ diye seslendi. Clarkson, uzun bir süre iklim krizini reddetmesiyle tanınıyor.

Thunberg’in ABD’deki BM İklim Zirvesi’nde yaptığı konuşmayı de eleştiren Clarkson, genç kızı “etrafta koşturup ‘hepimiz öleceğiz’ naraları atan huysuz İsveçli” diye nitelemişti.

Çevreye daha az zarar veren seyahat tercihlerini de diline dolayan sunucu, “Yelkenliyle okyanus aşarak bir şey başarılamaz” diye konuştu.

Uzun bir süre küresel ısınmaya dair tüm bilimsel verilere karşı çıkan Jeremy Clarkson, Asya’nın güneydoğusunda yaptığı çekimlerin ardından fikrini değiştirdiğini söylemişti.

Handke’ye Nobel ödülüne tepkiler dinmiyor

Bosna’da 1995 yılında yaşanan Srebrenitsa katliamını inkar ettiği ve Sırp savaş suçlularını savunduğu gerekçesiyle tepki çeken Avusturyalı yazar Peter Handke, 2019 Nobel Edebiyat Ödülü’nü dün, İsveç’te aldı. Handke, ödülünü alması öncesi törenin düzenlendiği bina önünde Bosna ve Kosova’daki soykırım kurbanları tarafından protesto edildi.

Stockholm’de düzenlenen 2019 Nobel Ödülleri töreninde fizik, kimya, tıp, ekonomi ve edebiyat dallarındaki ödüller İsveç Kralı 16. Carl Gustav tarafından sahiplerine verildi. Törende, Srebrenistsa katliamını inkar eden ve Sırp savaş suçlularını savunan Avusturyalı yazar Peter Handke de ödülünü aldı. Törene Handke’ye tepki olarak Türkiye, Arnavutluk, Kosova ve Hırvatistan katılmama kararı almıştı.

Binanın dışında protesto

2019 Nobel Ödül Töreni öncesi Stockholm Konseri Evi’nin dışarısında toplanan kalabalık, bir protesto gösterisi gerçekleştirdi. Kosova Dışişleri Bakanı Behçet Pacolli ise ödülün kabul edilemez olduğunu, bu yüzden Kosova Cumhuriyeti’nin bu etkinliği protesto ederek katılmadığını belirtti. Yeni kurulacak hükümette başbakan olması beklenen Vetvendosye Partisi Lideri Albin Kurti de, “Adalet ile tarih gerçeklere ulaşır ve geleceği birbirimize güvenerek inşa edebiliriz. Jean Paul Sartre da Nobel Edebiyat Ödülü’nü reddetmişti çünkü o ezilenlerin tarafındaydı ve buna isyan ediyordu. Handke ise zulmedenlerin tarafındadır” açıklamasında bulundu. “Ödülün bir faşiste verilmesi utanç verici” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da “Bana verseler, almam” diye konuşmuştu.

İsveçli gazeteci ödülünü iade ediyor

Handke‘ye Nobel Edebiyat Ödülü verilmesine tepki gösteren İsveçli gazeteci Christina Doctare de 1988 yılında Birleşmiş Milletler Barış Gücü sağlık ekibinde görev yaptığı için aldığı Nobel madalyasını iade edeceğini açıkladı.

1988 yılında yaptığı hizmetler nedeniyle ekip olarak Nobel madalyası aldıklarını belirten Doctare, İsveç Akademisi ile gurur duyuyordum ancak şu an tek hissettiğim utanç ve suçluluk” ifadesini kullandı. Bosna katliamının olduğu dönemde orada bulunduğunu dile getiren Doctare, “27 yıl önce orada soykırıma şahit oldum. Nobel Edebiyat Ödülü’nün Bosna Hersek’te yaşanan soykırımı inkâr eden Peter Handke’ye verilmesinden dolayı Nobel madalyamı iade edeceğim” dedi.

 

 

Hak örgütlerinden ortak açıklama: Kavala’ya hemen özgürlük!

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 771 gündür tutuklu bulunan hak savunucusu ve iş insanı Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılması kararının uygulanmasını isteyen ortak bir açıklama yayınladı.

AİHM dün, Gezi Parkı davasının tek tutuklu sanığı işadamı Osman Kavala’nın derhal salıverilmesi yönünde karar vermişti. Yüksek Mahkeme, makul şüphe olmadan Kavala’nın siyasi sebeplerle tutuklanması ve Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) ihlal başvurusunu makul bir sürede incelememesi nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) madde 5/1, 5/4 ve 18’den hak ihlali tespit etmişti.

HRW ve Af Örgütü’nün söz konusu açıklamasında, Türkiye’nin sivil toplum üzerindeki baskılarını sona erdirmesi, hapisteki gazetecilerin, insan hakları savunucularının ve uluslararası alanda tanınmış suçlardan herhangi birini işlememiş diğer sivil toplum üyelerini serbest bırakması da istendi. HRW Hukuk Danışmanı Aisling Reidy, ‘AİHM’nin bugünkü kararının, Türkiye’nin Osman Kavala’yı savunulamaz şekilde cezalandırmasının sonunu getirmesi gerektiğini’ belirtti. Reidy, “Türk yetkililer, Kavala’yı derhal serbest bırakmalı ve insan hakları savunucularına yönelik baskıyı durdurmalıdır” dedi.