Ana Sayfa Blog Sayfa 1911

ABD’de Breonna Taylor’u öldüren polislerin serbest bırakılmasına büyük öfke

 

Cinayet değil, ‘komşu daireleri sebepsiz yere tehlikeye atmak’ 

George Floyd cinayetinden sonra ırkçılık karşıtı protestoların tüm ülkeye yayıldığı bir dönemde görülen davada, kamuoyunun baskısına rağmen polisler cinayetle suçlanmadı.

Polis memurları daha önce Taylor’ın ailesine 12 milyon dolar tazminat ödemeyi kabul etmişti. Polis memuru Brett Hankinson, olayın ardından Haziran ayında Lousville Metro Polis Departmanı’ndan atılmıştı. Soruşturmada, Hankinson’ın baskında “sebepsiz yere ve rastgele 10 el ateş ettiği” ortaya çıktı.

https://twitter.com/AnoncatSupport/status/1308883753163513859

Taylor’ın bedeninden çıkan kurşunlardan sadece birinin ‘öldürücü’ olduğu belirtilirken, polislerden Brett Hankison’a cinayet değil, olay sırasında komşu dairelere ateş açılmasından kaynaklı ‘sebepsiz yere tehlikeye atma’ suçlaması yöneltildi. Baskında görevli diğer iki polise bir suçlama yöneltilmedi. Duruşmanın ardından, sokağa çıkma yasağına rağmen Louisville kentinde binlerce kişi eylem yaptı.

Eylemlerde en az 46 kişinin gözaltına alındığı, iki polisin hayati tehlikeye yol açmayacak şekilde vurulduğu belirtildi. Reuters, barışçıl geçen eylemlerde polisin biber gazı atmasının ardından silah seslerinin yükseldiği bilgisini geçti. Irkçılık karşıtı eylemlerde beyaz polislerden yana tavrıyla tepki çeken Başkan Donald Trump ise vurulan polisler için dua ettiğini ve Kentucky eyaletinin valisine federal yardım önerdiğini açıkladı.

Ulusal Muhafız Birlikleri görevde

Kentucky Ulusal Muhafız Birlikleri de karar sonrası olası protesto gösterilerine karşı Lousville kentinde konuşlandırıldı.

Lousville
 
Polis memurları ile ilgili suçlama kararı açıklanmadan önce, Louisville’de olağanüstü hâl ilan edilmişti. Belediye Başkanı Greg Fischer, kentte ayaklanma ihtimaline karşı böyle bir önlem almak zorunda kaldıklarını söyledi.
 
Ödüllü sağlık çalışanı Taylor’ın öldürülmesi 100 gün boyunca kentte protesto edilmişti. Demokrat Belediye Başkanı Fischer, protestoların en yoğun olduğu noktaların bugün trafiğe kapatıldığını açıkladı.
 

 

 

CHP’li Emir: Türkiye nüfusa oranlı test sayısında Avrupa’da 33’üncü, dünyada 67’inci sırada

‘Belirti olmasına rağmen test yapılmıyor’

Vatandaşların belirti göstermesine karşın devlet hastanelerinde test yaptırmakta zorlandığını kaydeden Emir, “Kamu hastanelerine test için giden vatandaşlar, çoğu zaman test kriterlerini karşılamadığı gerekçesiyle geri çevriliyor. Özel hastanelerde ise test ücretini karşılayabilen her vatandaş, kritere bakılmaksızın test yaptırabiliyor” diye konuştu

Mersin Nükleer Karşıtı Platform: Doğayı yok ettiğiniz yetmedi, işçileri de mağdur ettiniz

Mersin Nükleer Karşıtı Platform (NKP), Akkuyu‘yu adeta çöle çeviren Akkuyu Nükleer Santrali‘nde çalışan işçilere aylardır maaşlarının ödenmemesine ilişkin basın açıklaması düzenledi.

Maaşlarını alamayan ve servis araçları konusunda sıkıntı yaşayan işçiler geçtiğimiz günlerde Akkuyu’da yolu kapatarak eylem yapmışlardı.

Mersin Nükleer Karşıtı Platform tarafından yapılan basın açıklamasında, “Maviyle yeşilin birlikteliğini bitirdiniz, denizi doldurdunuz, adacıkları yok ettiniz. Aklınız sıra zemini sağlamlaştırmak için yeraltı mağaralarını dinamitle çökerttiniz. Yetmedi salgın koşullarında işçileri çalışmaya zorladınız ve Mersin’in bütününde salgının yayılmasına katkı koydunuz. Ve son vukuatınız ise işçilerin parasını ödememekle gerçekleştirdiniz” denildi.

‘Her geçen gün haklılığımızı kanıtlıyorsunuz’

Nükleer santralin sadece zarar verdiği belirtilen açıklamada “Hep söyledik, söylemeye devam edeceğiz. Nükleer santraller gereksizdir. Nükleer santraller ölümdür, vahşettir, talandır. Ve kuruldukları günden günümüze kadar geçen sürede hemen her gün nükleer santrale karşı durmamızı haklı gösteren gelişmeler oluyor” ifadeleri kullanıldı. Açıklamanın devamında şunlar söylendi:

Haklı çıkmamız bizi, yani yaşam savunucularını rahatlatmıyor, çünkü telafisi mümkün olmayan tahribatlar yaratıyor. Dünya bu kötü örneklerle dolu. İşte Çernobil, işte Fukuşima ve Kars-Iğdır sınırının hemen yakınında teknolojisi müzelik olmuş ve kapatılma kararına rağmen hâlâ faaliyete devam ederek radyasyon yayan Metzamor nükleer santrali. Ve Edirne sınırındaki Kozluduy nükleer santrali!

HES lerinizle suyumuzu, JES lerinizle toprağımızı, Termik santrallerinizle havamızı, madenlerinizle her şeyimizi kirlettiniz. Barajlarınızla 12 bin yıllık tarihimizi, kültürümüzü yok ettiniz. Nedir bu toprakların, bu topraklarda yaşayan canlıların sizden çektiği? Doymak bilmez rant açlığınızı, daha çok kazanma hırsınızı bizim yaşamımızdan doyuramazsınız. Buna izin vermeyeceğiz!

‘Yine Akkuyu, yine vukuat’

Ve Akkuyu. Başlıkta “Yine Akkuyu yine vukuat” demiştik. Maviyle yeşilin birlikteliğini bitirdiniz, denizi doldurdunuz, adacıkları yok ettiniz. Aklınızsıra zemini sağlamlaştırmak için yeraltı mağaralarını dinamitle çökerttiniz. Yetmedi salgın koşullarında işçileri çalışmaya zorladınız ve Mersin’in bütününde salgının yayılmasına katkı koydunuz. Ve son vukuatınız ise işçilerin parasını ödememekle gerçekleştirdiniz.

O kadar öyle ki, kâr hırsınız, rantçı zihniyetiniz yüzünden; Ülkemize 70 milyar dolara mal olacak ve azami ömrü 50 yıl sürecek nükleer santralin yerine doğayla barışık yatırımla 100 binden fazla kişiye istihdam sağlanabilirdi!

Yine çok daha az parayla mevcut enerji nakil hatlarının modernizasyonu yapıldığında nükleer santralin üreteceği iddia edilen enerjinin en az üç misli enerji kazanmış olacağız. Ve işte Almanya; nükleer santrallerin etkilerinin ortadan kaldırılması ve sökülmesi 1 Trilyon dolara mal oluyor.

‘Bu topraklara sadece zarar veriyorsunuz’

Açıklamanın devamında “Anlaşılıyor ki sizin bu topraklara, bu topraklarda yaşayan canlılara sadece zarar veriyorsunuz. Topraklarımızdan, hayatımızdan çıkın gidin” ifadelerine yer verildi.

Açıklama, “Siz kim misiniz? Siz ROSATOMsunuz, Siz ALSTOMsunuz, Siz İÇTAŞsınız, CENGIZ HOLDINGsiniz. Siz bir avuç uluslarüstü sermayenin temsilcisisiniz. Doğaya düşman, yaşama düşman olanlarsınız!” ifadeleriyle sona erdi.

 

CHP’li vekil arsenikli suyu meclise taşıdı

CHP Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap, Kütahya‘nın Emetilçesinde şebeke suyuna karışan arsenik miktarını meclise taşıdı. Sözcü‘den Ali Ekber Ertürk‘ün, Gazi Üniversitesi’nin 2011’de yaptığı çalışmadan aktardığına göre ilçedeki içme sularında bulunan arsenik miktarı, Dünya Sağlık Örgütü tarafından, içilebilir kabul edilen düzeyin arsenik için 350 katı. Bor için ise bu oranın 8 bin katına ulaşıyor.

Raporda şu ifadeler yer alıyor:

Emet Çayı‘ndan alınan su örneklerinin 23 yıl boyunca izlenmesi sonucu elde edilen B (bor) ortalama konsantrasyon değeri 0.726 (±0.97) ppm ve As (arsenik) ortalama konsantrasyon değeri ise 86.5 (±125.6) ppm bulunmuştur.

Dumlupınar Üniversitesi‘nce yayınlanan bir diğer araştırmaya göre ise  bölgede kanserden ölüm oranları ilin diğer bölgelerine oranla üç misli fazla.

Kasap, konuyla ilgili olarak halkın yıllardan bu yana yüksek oranda arsenik içerdiğini bile bile su kullanmak zorunda olduğunu söyledi ve resmi kurumların yaptığı analizlerle üniversitelerinkinin farklılığına dikkat çekti.

Cengiz’den yeni devlet ihalesi: Rize-Artvin Havalimanı inşaatına hammadde sağlayacak

Cengiz İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından Rize- Artvin Havalimanı inşaatına hammadde sağlamak amacıyla yapılması planlanan asfalt plent tesisi için çevresel etki değerlendirme (ÇED) süreci başladı.

Birgün’den Gökay Başcan’ın haberine göre havalimanı için yapılan deniz dolgusu üzerinde kurulması planlanan projenin bedeli 300 bin TL.

Yerleşim yerine 300 metre uzakta

Proje tanıtım dosyasında yer alan bilgilere göre, çevre düzeni planlarında deniz üstünde yer alan projeye en yakın yerleşim birimi 300 metre uzaklıkta. Günde 16 saat işletilecek tesiste, saatte 24 kilogram günde ise 384 kilogram toz meydana gelecek.

Cengiz Holding tarafından yapılacak 2018 yılında Kırma Eleme Tesisi, Hazır Beton Santralı ve Afalt Plent Tesisi için Rize Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verildi.

Kırma eleme ve hazır beton tesisi yaklaşık 2 yıldır faaliyet yürütürken asfalt plent tesisi projesi hayata geçirilmedi. Asfalt plent tesisin koordinatlarında değişikliğe giden şirket, yeniden ÇED süreci başlattı.

Kaliforniya’da 2035 itibariyle benzinli ve dizel araçların kullanımı yasaklanacak

Amerika Birleşik Devletleri‘nin haftalardır süren yangınlarla mücadele eden Kaliforniya eyaletinde iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında yeni kararlar alındı.

Buna göre eyalette 2035 yılına kadar benzinli ve dizel araçların kullanımı yasaklanacak. Karar, Kaliforniya Valisi Gavin Newsom tarafından imzalandı.

Newsom: Bu şekilde devam edemeyiz

Newsom yaptığı açıklamada, “Bu şekilde devam edemeyiz” dedi. Eyaletin rekor kıran sıcaklıklar ve yangınlarla mücadele ettiğini hatırlatan vali konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

Çocuklarınızı ve torunlarınızı önemsiyorsanız, dezavantajlı toplulukları önemsiyorsanız, yaşlıları önemsiyorsanız, kırsal toplulukları önemsiyorsanız, fosil yakıt ekonomimizin yetersiz hizmet verdiği şehir içi toplulukları önemsiyorsanız o zaman burada gerçekleştirdiğimiz idari düzenlemeye de önem veriyorsunuz demektir.

Emisyonlarda yüzde 35 azalma hedefleniyor

Ulaşım sektörü, Kaliforniya’nın duman oluşturan kirliliğinin yüzde 80’inden ve eyaletin toksik dizel emisyonlarının yüzde 95’inden sorumlu.

Guardian’ın aktardığına göre Newsom, ulaşımın Kaliforniya’nın en büyük sera gazı emisyonu kaynağı olduğunu, ancak yasakla birlikte bu emisyonları yüzde 35 oranında azaltmayı hedeflediklerini söyledi.

Yeşil yakalı işler yaratacak

Kaliforniya valisi yasağın hava kalitesini iyileştirmenin yanı sıra ekonomik ortamı iyileştireceğini de söyledi. Çarşamba günü yaptığı açıklamada, konuşan vali, eyaletteki 34 elektrikli araç üreticisinin aynı zamanda yeni “yeşil yakalı işler” anlamına geldiğini belirtti.

ABD içerisinde en fazla elektrikli araç üreticisine sahip olan Kaliforniya’nın en büyük ikinci ihracatı da gene elektrikli araçlardan oluşuyor. Newsmon bunun yıllık 500 milyar dolarlık bir piyasa değeri olduğunu, bunun da eyalet için ekonomik bir fırsat olduğunu belirtiyor.

Kaliforniya ABD eyaletleri arasında fosil yakıta dayalı araçların kullanımına yasak getiren ilk eyalet oldu.

Karantina kurallarını çiğneyenlere hapis cezası yolda

Koronavirüs salgınında artan vakaların ardından yetkililer kuralların uygulanması için yeni uygulamaların arayışına girdi. Ekim ayı karantina tedbirleri kapsamında kesilen para cezalarının yanı sıra hapis cezası verilmesi gündeme alındı.

Hürriyet’ten Nuray Babacan imzalı habere göre yapılan toplantılarda pandeminin sonbahar aylarında geleceği nokta ve kışın nasıl bir tablo beklendiğine dair değerlendirmeler yapıldı.

Kesilecek para cezalarının yanı sıra, karantina kurallarını çiğneyenlere Türk Ceza Kanunu’nda yer alan ‘bulaşıcı hastalık tedbirlerine aykırı davranış’ maddesinden 1 yıla kadar hapis cezası verilmesi düşünülüyor.

Sokağa çıkma yasağı gündemde yok

Şimdiye kalan alınan kararlara bazı bölgesel ilaveler yapılmasına karar verilmesine karşın, sokağa çıkma yasağı gibi uygulamalar henüz düşünülmüyor.

Kurallara uyulmasının denetlenmesiyle ilgili yöntemler devreye sokulacak. Denetlemede ciddi sonuçlar alınması durumunda, pandemiyi geçen yılın nisan-mayıs seviyesinde tutmanın mümkün olabileceği ifade ediliyor.

Cezasını ödemeyenin “kamu hizmeti alamaması” gibi bir dizi uygulamanın yürürlüğe alınması bekleniyor.

Yeşil Tarifler: Biber turşusu nasıl yapılır?

Yeşil Gazete olarak başladığımız “Yeşil Tarifler” dizisinin ikinci bölümünde turşu yapımına yer verdik.

Yeryüzü Kooperatifi’nden Hüseyin Varış, hazırladığı Ayaş biber turşusunun yapılışını görüntülü olarak anlattı.

Tarif için gerekenler ise şunlar:

  • Biber
  • Kaya tuzu
  • Birkaç diş sarmısak
  • İsteğe göre maydanoz, kereviz yaprağı, defne yaprağı vb.

Selahattin Demirtaş bu kez de savunması sırasında söylediklerinden yargılanacak

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında üç yıla kadar hapis istemiyle yeni bir iddianame düzenledi.

İddianamenin, Demirtaş’ın yargılandığı davada yaptığı savunma sırasında Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman‘a ilişkin sözleri üzerine açıldığı öğrenildi. Demirtaş, savunmasında şunları söylemişti:

Benimle ilgili operasyonun yürütücüsü Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı. İki tutuklamayı bizzat örgütleyerek. İkinci tutuklamamın nasıl yapıldığının bütün detaylarını biliyorum. Başsavcı Yüksel Kocaman ve yardımcısı.

Haklarında suç duyurusu yaptık. Senin o güvendiğin Saray’dan büyük Allah var Yüksel Kocaman. Devran dönüyor, halk var. Sandık kurulduğunda güvendiğin dağlara kar yağacak. Bunların hepsinin hesabını yargı önünde vereceksiniz.

Savunmasına duruşma

Halk TV’ye konuşan Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman, “Demirtaş hukuk dışı bütün sürecin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın üzerinden yürüdüğünü söylemişti. Bundan rahatsız olmuşlar herhalde” dedi.

Demirtaş’ın her sözüne yeni bir dava açıldığını belirte Karaman, “Şimdi de savunmasına dava açılıyor. Şimdi bu davada yaptığı savunmaya da dava açılacak. 2016’da da Demirtaş’ın yaptığı açıklamaya dava açılmıştı. Bize kanıksatmaya çalışıyorlar. Yüksel Kocaman dün Saray’da boy gösteriyor bugün iddianameyi açıyor” ifadelerini kullandı.

 

Taksim Meydanı için proje yarışması sona erdi, sıra vatandaşların oylamasında

İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘nin (İBB), “İstanbul Senin” ilkesi gereği,  Taksim Meydanı için ilan ettiği yarışma sona erdi.

146 başvurunun yapıldığı yarışmada, üç tasarım eşdeğer ödülü kazandı, beş tasarıma da mansiyon ödülü verildi. Taksim’de uygulanacak proje, İstanbulluların oylarıyla eşdeğer tasarımlar arasından belirlenecek.

İstanbul Planlama Ajansı ve İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı işbirliğiyle  düzenlenen Taksim Kentsel Tasarım Yarışması, 2 Mart’ta ilan edilmişti. Meydan ile Gezi Parkı ve çevresini kapsayan (yaklaşık 160 bin m2) ve iki kademeli olarak düzenlenen yarışma, Eylül 2020’de sonuçlandı.

Zeynep Ahunbay, İpek Akpınar Aksugür, Arman Akdoğan, Can Kubin, Arzu Nuhoğlu, Kerem Piker gibi isimlerin asli jüride yer aldığı yarışmanın yabanca jüri üyeleri de Manuel de Rivero ve Rainer Schmidt oldu. 

Halk oylamasına TC kimlik no ile katılınabilecek

Birinci kademe sonrası jüri tavsiyelerine uyarak projelerini geliştiren 20 ekibin değerlendirilmesi sonucunda projelerden beşi mansiyon, üçü de eşdeğer ödülüne değer görüldü. Üç eşdeğer proje; birinci, ikinci ve üçüncü derecelendirmesi için, önümüzdeki günlerde halk oylamasına sunulacak.

Kent Konseyi kontrolünde yapılacak olan oylamaya isteyen, TC Kimlik Numarası ile katılabilecek. Üç eşdeğer proje şöyle: 

Bünyamin Derman ve ekibi: 

Kutlu İnanç Bal ve ekibi

Şerif Süleyman ve ekibi

Taksim Kentsel Tasarım Yarışması’nın kolokyum ve ödül töreni, 26 Eylül 2020 Cumartesi günü çevrimiçi olarak yapılacak.