ManşetKadınVideo

[8 Mart] Özlem Teke: Yeşil politika, feminizmin değerleriyle bütünleşik oluşuyor

0

8 Mart vesilesiyle buluştuğumuz Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü Özlem Teke, “Yeşiller‘in dünyadaki sorunlara karşı sunduğu yeşil dünya düzeni ilkelerinin, feminist mücadelenin bugüne kadar getirdiği değerler bağlamında şekillendiğini söyleyebiliriz. Yeşil politikalar, şu anki düzene ve onun yarattığı erkek egemen hetero söyleme karşı, diğer cinsiyet gruplarına ve tanımlarına politik alanı eşitlikçi, kapsayıcı çoğulcu bir şekilde açarak bu alanın kadınları, LGBTİ+ları ve bütün renkleri kapsamasını hedefliyor” diyor.

“Kadın mücadelesinin ve ekoloji mücadelesinin oldukça fazla kesişim noktası var” diyen Teke, bu noktaları şöyle ifade ediyor.

“Sistem, bu iki alana da ortak bir yerden tahakküm kuruyor ve saldırıyor. Bin yıllardır gelen bu sistemde hem kadınlar hem de doğa ikilikler üzerinden, ikilikler yaratılarak sömürülmeye ve baskı görmeye devam ediyor. Bu yüzden aynı konumdan mücadele edebileceklerini düşünüyorum -ki iklim krizi mücadelesi özellikle kadınların sahip çıktığı ve yükselttiği bir mücadele alanı.”

Ekofeminizm bizi besleyen çok önemli bir damar

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin yeşil politikalar için çok önemli olduğunu vurgulayan Teke şunları söylüyor:

“Yaratmak istediğimiz yeşil dünya düzeni feminist mücadelenin bugüne kadar ettiği mücadeleler bağlamında şekillendiğini söyleyebiliriz, yeşil politikalar feminizmin getirdiği değerlerle bütünleşik şekilde oluşuyor. Ekofeminizm de bizi besleyen önemli bir damarımız. Sosyal kriz, iklim krizi zaten bu ekofeminist bakış açısındaki yoksunuktan, kapitalist ataerkil sistemin tüm toplum kesimlerinde yarattığı baskıcı, ikleştirici, ayırarak sömürücü yaklaşımdan doğuyor.”

Olmadığınız bir alanda söz de söyleyemiyorsunuz

Ekofeminizmi siyasetin içine dahil edebilmek kadınların kendilerini mutlaka siyasetin içine katmaları gerektiğini belirten Özlem Teke, en büyük sorunlardan birinin de kadınların siyasette yer almaması olduğunu belirtiyor:

“Olmadığınız bir yerde söz söyleyemiyorsunuz. Buna rağmen Türkiye‘deki oranlar ortada; partilerin kota uygulamadığını görüyoruz. Yönetimsel süreçlerde belli yaşın üstünde beyaz erkek egemenliği siyasette çok belirgin.

Kadınların siyasetin içine girmeleri için kotalara, pozitif ayrımcılığa ihtiyaç var. Yeşiller, daha partiyi oluşturma aşamasında bunu gerçekleştirerek yola çıktı, ilk adımı kendi içimizde, kendi oluşturduğumuz yapılarda attık. Kadın ve LGBTİ+larla ilgili kotalar, eşsözcülük sistemi gibi belli mekanizmalarla kadınların siyasete katılımın kolaylaştırıcısı ve uygulayıcısı olma yolundayız, kadınların önünü açıcı ve sürece dahil edici uygulama ve mekanizmalar geliştirmek gibi bir çabamız var. Önce kendi partimizde bunu gerçekleştirebilirsek sonra diğer siyaset alanlarında da bu fikrimizi savunabilir ve örnek oluşturabiliriz.”

İstihdamda kadınlar çok geri planda, bakım emeği karşılıksız

Uzun yıllardan beri kadınların eşit yurttaş olmak gibi çok büyük bir mücadeleleri olduğunu söyleyen Teke, “Kadınların bakım emeğinin karşılıksız olması, bunun üzerinden kadınların eve kapatılması, evlilik ve aile kıskacında yaşaması, kendi özgür iradesi ile davranamamaları söz konusu. İstihdamda kadınlar çok geri planda, eşit işte eşit ücret alamamaları, eğitim sorunları, sağlık sorunları… Sistemin aslında herkesin üstünde yarattığı etkiyi kadınların çok daha şiddetli yaşadığını görüyoruz” diyor.

“Kadınlar dört duvar arasında kalsın, kimsenin yapmak istemediği düşük ücretli, güvencesiz işleri yapsın, çocukların, hastaların yaşlıların bakımı gibi aslında devlet tarafından vatandaşlara yapılması gereken birtakım hizmetler kadınların yükümlülüğü olsun istiyorlar” diyen Teke şunları söylüyor:

“En büyük mücadele alanlarımızdan biri de bu olmalı: Bakım emeğinin görünürlüğü ve kadın emeğinin gerçek değerinin tanımlanması, kadınların istihdamda olması gereken oranlarda yer alabilmelerinin sağlanması, iyi, kaliteli işlerde ve eşit ücretle eşit haklarla, eşit vatandaş olarak yer alabilmeleri.”

Özlem Teke, “Nafaka üzerinden de kadınların sıkıştırılmak istendiğini görüyoruz” diyerek nafakanın önemine de değiniyor: “Nafaka sorunu çok önemli çünkü kadın yoksulluğu çok önemli,bu yoksulluk kadın cinayetleri ve kadınların uğradığı her türlü şiddetin de temel nedenelerinden. Kadınlar kendilerini gerçekleştiremedikleri sürece baskılara, şiddete sessiz kalmak zorunda kalıyorlar.”

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.