Çernobil Nükleer Felaketi’nin devam ettiği on yıllar içerisinde Sinop’ta yapılması gelenek halini almış olan anma mitingine üç gün kala OHAL nedeniyle konan yasak etkinlik açısından yalnızca bir şekil değişikliği yapabildi, zihinleri ve yürekleri dönüştüremedi.
Halk hep bir ağızdan Sinop’ta ve Türkiye’nin dört bir yerinde ‘Nükleere hayır!‘ dedi.
Dün, Sinop’ta yurttaşlar şehrin en işlek meydanında toplanarak şehirlerine kurulmak istenen nükleer santrale karşı bir araya gelmek suretiyle sivil toplum temsilcilerinin konuşmalarını dinledi, slogan ve alkışlarla nükleer santral konusundaki endişelerini dile getirdi.
Sinop Nükleer Karşıtı Platform’un (SNKP) organizasyonuyla 22 Nisan Pazar günü 13 :00’da Şehir Kulübü önünde bir araya gelen Sinoplular, “Yasaklardan korkmuyoruz ve yılmayacağız. Yine bugün, burada dostlarımızla alanlardayız” dedi. Sinop NKP Dönem Sözcüsü Kayhan Konukçu’nun yaptığı konuşmacıları tanıtıp basın açıklamasını okumasıyla başlayan etkinlik 1,5 saat sürdü.
Konukçu, Sinop NKP adına okuduğu basın açıklamasında 6 Şubat’ta Sinop Nükleer Güç Santrali (NGS) için Çevre Etki Değerlendirme(ÇED)’sine yönelik gerçekleştirilen Halkın Katılım toplantısı’nda yaşananları hatırlattı . Nitekim ÇED toplantısına halkın katılmasının önlenmesinin üstüne bu kez de Çernobil Anma mitingi ve bir gün öncesinde yapılması planlanan panel de yasaklanmıştı. Konukçu, Fukuşima tanığı Masumi Kowata’nın da konuşmacı olduğu panele de izin verilmemesi nedeniyle farklı bir şekilde bir araya gelindiğine dikkat çekti. Konuşmasında yasaklamaya ilişkin olarak da “OHAL koşulları gerekçe gösterilerek mitingin yasaklanmasına karşın, Sinop NKP’nin yanındayız, Türkiye’nin dört bir yayında ortak ses veriyoruz. Biliyoruz ki Nükleer santral seviciler önümüze engeller koymak istiyor. Yasaklar, baskılar bizlerin Nükleere Karşı yaşamı savunmasına engel olamayacak Nükleere karşı yaşamı savunduğumuz için sokaktayız.” dedi. Sinop NKP açıklamasında nükleer santralin taşıdığı çevresel, ekonomik ve güvenlik risklerine, uzman görüşlerine de yer verildi.
Sinop NKP basın açıklamasını CHP Sinop Milletvekili Barış Karadeniz’in konuşması takip etti. Sinop Milletvekili Karadeniz halkın tepkisinden çekinildiği için mitingin engellendiğini fakat korkunun buradaki paylaşım ortamını bozamadığını söyleyerek nükleer santral politikasını sürdüren AKP iktidarının nükleerden daha büyük bir risk olduğunu ifade etti. Dünyanın artık yenilenebilir enerjilere yöneldiğini de aktaran Karadeniz, sözlerini, “Rüzgarın güneşin olduğu bir ülkede nükleer santral kurmak vatana ihanettir. Türkiye’de nükleer santral kadar gereksiz bir enerji olamaz. 24 Haziran’da nükleerden daha üyük bir beladan kurtulacak ve nükleeri de kurdurtmayacağız. Tüm varlığımızla nükleer santrale karşı durmak zorundayız” diyerek bitirdi.
Etkinlikte, CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan artık nükler santralin sonu gelmiştir derken CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer nükleer santral projesinin siyasi bir karar olduğunu söyleyerek bunun aynı zamanda iktisadi çıkarlara da hizmet edeceği üzerinde durdu .İstanbul ‘dan Elektrik Mühendisleri Odası(EMO)adına konuşan Gazi İpek ise nükleer santral planlarının nedeninin elektrik üretimi olmadığını, bu yatırımın karlı olmadığı gibi iktisadi zarara yol açacağını ifade etti.
Etkinlik için davet edilen konuşmacılardan olan Nükleer Fizikçi Prof. Dr Hayrettin Kılıç konuşmasında Akkuyu ve Sinop nükleer santralleriyle dünyada ilk kez bir ülkede başka bir ülkeye ait olan bir nükleer santralin kurulmasına çalışıldığına, bu durumun ulusal güvenlik açısından kabul edilemez olduğuna dikkat çekti. Kılıç, nükleer santral reklamında oynayan Aziz Sancar’a da gönderme yaparak bilim insanları adına özür diledi. Günlerdir Türkiye medyasında konuşulan muz efsanesine de değinen Kılıç nükleer santrallerdeki endüstriyel radyoaktif izotop olarak Sezyum 137’nin muzdaki potasyumdan 10 milyon kat daha fazla olduğunu belirtti. Daha detaylı bilgiyi ilgili yazımızda bulabilirsiniz.
Nükleersiz.org temsilcisi olarak ben de konuşmamda nükleer santrallerin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) tarafından tayin edilen sınır dozun yükseltilmesi nedeniyle kadın ve çocukların bu sistemde daha da korunmasız kaldığını paylaştım. Bu bağlamda Nükleer felaketlerin siyasi iktidarın davranış reflekslerini görme imkanı sunduğuna ve sivil toplumun tehlikeler karşısında tek başına bırakıldığına dikkat çekmeye çalıştım. Nitekim benden sonra ,Sinop’taki Çernobil anmasına çok uzaklardan, Japonya’dan gelerek Fukuşima nükleer felaketinin kendisine yaşattıklarını anlatan Masumi Kowata ise felaketten önce söze yaşamakta olduğu Fukuşima nükleer santralinin bulunduğu Okuma kasabasını terk edip 100 kilometre ötede Aizuwakamatsu şehrine taşınmak zorunda kaldığını anlattı. Sinop’u bir gün önce gezen ve bir balıkçı kenti olduğunu bizzat gören Kowata, Okuma’da balıkçılığın bittiğini ve radyoaktif temizliğin yapılsa da radyasyondan arınmanın mümkün olmadığını aktardı. Kowata, “Bir kez toprağa karıştığında onu çıkarmak mümkün değil. Sinop’a geldiğimde gördüm ki tam bir balıkçı kasabası. Cıvıl cıvıl bir yaşam var. Ama benim balıkçı kasabam artık öldü. Ben bundan sonra ne kadar yaşarım bilmiyorum ama balıkçılığın düzeleceğini göremeyeceğim için çok üzülüyorum.” dedi
Masumi Kowata 23 Nisan Pazartesi (bugün) Samsun’da , 25 Nisan Çarşamba günü de İstanbul’da Elektrik Mühendisleri Odası (EMO)’nın ev sahipliğinde konuşmalar yapacak. Kowata’nın Türkiye’de nükleer santral planları yapılırken deneyimlerini paylaşma çabasına Sinop’taki bu konuşmasında olduğu da gibi yardımcı olmaya çalışacağım.
Çernobil anması belki bu kez Türkiye’nin dört bir yanından akıp gelen nükleer karşıtlarıyla gerçekleştirilemedi ama ülkenin dört bir yanında eş zamanlı olarak basın açıklamaları okundu, farklı şehirlerde nükleere hayır denirken OHAL engellemesi nedeniyle yasaklar da protesto edildi .
Artvin, İstanbul, Mersin ve daha pek çok şehirde Çernobil’in 32. yıl anmasıyla beraber Türkiye’deki nükleer santral planlarına karşı da basın açıklamaları yapıldı .
Haber: Pınar Demircan
(Yeşil Gazete)