Nükleer Karşıtı Platform Japonya vakalarına dikkat çekti

Pazar günü öğledensonra 3:30’da İstanbul’da Galatasaray Meydanı’nda buluşan İstanbul Nükleer Karşıtı Platform (NKP) bileşenleri temsilcileri Japonya’da yaşanan depremin acılarını andı ve yaşanan nükleer kazalara dikkat çekti. Türkiye’de de bir deprem bölgesinde santral planları yapıldığının altını çizen platform temsilcileri hükümeti acilen bu yıkıcı enerji politikasını terk etmeye çağırdı. 40 kadar kişi daha sonra birlikte yürüyüşe geçtiler.

İstanbul NKP’nin basın açıklaması şöyle:

 

BASIN AÇIKLAMASI

Öncelikle Türkiye’de nükleer santral kurulmasını engellemek için yüzden fazla kurum/kuruluş ve organizasyonun dahil olduğu Nükleer Karşıtı Platform (NKP) olarak Japonya’daki deprem ve tsunami felaketlerinde yakınlarını kaybedenlere başsağlığı dileyor, nükleer tehditle karşı karşıya kalan Japon halkıyla dayanışma içinde olduğumuzu belirtiyoruz.

11 Mart tarihinde saat 14.45’te Japonya’da meydana gelen 8.9 büyüklüğündeki deprem ve tsunami sonrasında Japonya’da büyük bir felaket yaşandı. Deprem ve tsunaminin etkileriyle boğuşan Japon halkı tüm bunların yanısıra nükleer tehlikeyle de yüzyüze kaldı. Fukuşima, Tokai ve Onagawa nükleer santrallerinde faaliyet gösteren yedi reaktör anında kapatıldı. Tsunami, Fukuşima reaktörleri soğutma sistemlerinin durmasına sebep oldu ve 1. reaktörde patlama gerçekleşti. Nükleer santral için en yıkıcı felaket olarak kabul edilen çekirdek erime tehlikesi oluştu. Diğer reaktörlerde soğutma çalışmalarında sıkıntı devam ediyor. Var olan radyasyon sızıntısı ve bu sızıntının daha geniş bölgelere yayılmasından endişe edilerek bölgedeki tahliye çapı 20 km’ye çıkarıldı.

Bu felaket üzerine Sinop’a nükleer santral yaptırmak için Japonya ile görüşmeler yapan Enerji Bakanı Sayın Taner Yıldız “…biz depremin ve nükleer santrallerdeki durumun artı ve eksi yönlerini, sıcağı sıcağına ve bire bir takip ediyoruz. Bunun bizim yapacağımız nükleer güç santralleriyle alakalı ilişkilerini tek tek gözlemliyoruz. Bizim açımızdan tabii ki önemli. Ama böyle bir sınamadan geçmiş, bu kadar yüksek bir deprem şiddetinden geçmiş olmasını Japonya adına talihsizlik, ama buradan çıkarılacak sonuçların olduğunu vurgulamak isterim. Soğutma probleminin özellikle bugün önemli ölçüde giderilmiş olması demek, ciddi bir sıkıntının ortadan kalkması demektir” diyerek talihsiz bir açıklamada bulunmuştur. Japon halkının duygularını rencide eden bu 11 Mart tarihli bu açıklama 12 Mart günü meydana gelen patlama ve sızıntıyla acı bir şekilde tekzip edilmiştir.

Japonya’da yaşanan trajik felaket ve nükleer enerjinin içerdiği riskler göz önüne alındığında, Türkiye’de yapılması planlanan nükleer santrallerin nasıl bir tehlike taşıdığı yeniden gözler önüne seriliyor. Nükleer santrallerden yıllardır enerji elde eden Japonya’da bile doğal felaket durumunda nükleer güvenliğin ne kadar kırılgan olduğu görülmüşken, Akkuyu gibi özellikle fay hattı yakınında nükleer santral kurulması ısrarını anlamak mümkün değildir.

Santralin yapılmasının öngörüldüğü Akkuyu’ya yer lisansı 1976 yılında deprem riski içermediği sebebiyle verilmişti. Akkuyu’nun çok yakınlarından geçen Ecemiş Fay Hattı ise 1990’ların sonunda keşfediliyor. Bu durumda lisansın iptal edilmesi gerekirken, TAEK bu veriyi görmezden gelerek ilk nükleer santral yapılacak bölgeyi yine Akkuyu olarak belirliyor. Bu sorumsuz kararla nükleer tehlikenin yolaçacağı gerçekler görmezden geliniyor. Nukleer lobinin çıkarları uğruna yaşamımız ve geleceğimiz tehlike altına atılıyor.

Nükleer santraller konusunda yaşanan en büyük felaket, gerçeklerin halktan gizlenmesidir. Çernobil faciası göstermiştir ki nükleer kazalar hiçbir kılıfa sığmaz. Bundan dolayı, öncelikle nükleer santral kullanan ya da kurmak hevesinde olan tüm hükümetlerden şeffaflık ve dürüstlük bekliyoruz. Japonya’da yaşanan bu kazanın seyrinin ve bilançosunun Çernobil’de gizlendiği gibi yine tüm dünya vatandaşlarından gizlenmesini istemiyoruz.

Bugün, dünyanın nefesini tutarak izlediği Japonya’daki nükleer kazadan ders alarak yapılması gereken en akılcı yaklaşım, nükleer dosyasını geç olmadan kapatmaktır. Akkuyu’da, Türkiye’de ve bütün dünyada nükleer santral macerasına son verilmelidir. 13 Mart 2011

NÜKLEER KARŞITI PLATFORM İSTANBUL BİLEŞENLERİ

 

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

İstanbul’dan Van’a kadar kıyılara eşit ve ücretsiz erişim için eşzamanlı eylemler yapıldı

Kıyı Hareketleri Dayanışma Ağı'nın çağrısıyla, Adalar'dan Van'a kadar ülkenin dört bir noktasında bir araya gelen yurttaşlar, kıyılara ücretsiz ve eşit erişim hakkını, kıyıların korunması gerektiğini dile getirerek hükümete 'Anayasa ve Kıyı Kanunu'nu uygula' diye seslendi.

Kazma Bırak: İklim değişikliğiyle başa çıkabilecek radikal önlemler istiyoruz

Kazma Bırak kampanyası ekibi, Yunanistan'daki yangınlarla ilgili açıklamada bulunarak yangını söndürmenin bir önlem olmadığını, artık bunun için radikal bir çözümün gerektiğini belirtti: 'İklim değişikliğinin etkilerini görmezden gelen, artan orman yangınlarıyla mücadele edebilecek hizmetleri azaltan iktidarlara karşı, iklim değişikliğiyle başa çıkabilecek radikal önlemler istiyoruz.'

Akdeniz foklarının yaşam alanına inşa edilen kaçak iskele sökülüyor

İzmir’in Karaburun ilçesinin Mordoğan Ayıbalığı Mevkii’nde bulunan kaçak iskele, bir yıldan uzun süren yazışmaların ardından nihayet sökülüyor.

ILGA Avrupa: Türkiye’de LGBTİ+’lar hükümetin yasaklarına karşı direniyor

ILGA-Avrupa'nın Türkiye'deki Onur Ayı etkinliklerine ve yürüyüşlerine ilişkin raporunda, Türkiye'deki hükümetin LGBTİ+'lara yönelik nefret söylemlerine, yaptırımlarına, baskılarına ve bunu politikanın bir parçası haline getirerek kurumsallaştırmasına dikkat çekildi. Raporda LGBTİ+'ların direnmeyi sürdürerek yürüyüşleri gerçekleştirdiğine de vurgu yapıldı.

Malatya Çevre Platformu’ndan Vahşi Madencilik, İnsan ve Çevre Sorunları forumuna davet

Malatya Çevre Platformu, tüm duyarlı çevre kurumlarını ve aktivistlerini 27-28 Temmuz’da Arguvan Türkü Festivali’nin yapıldığı Nazım Hikmet Meydanı’nda düzenlenen Vahşi Madencilik, İnsan ve Çevre Sorunları formuna davet etti.

EN ÇOK OKUNANLAR