EğitimManşetTürkiye

MESA’dan Erdoğan’a mektup: Üniversite öğrencilerine düşman muamelesi yapmayın

0

Kuzey Amerika Ortadoğu Çalışmaları Derneği (MESA) ve Akademik Hürriyet Komitesi, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin gözaltına alınmasına ilişkin AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben bir mektup kaleme aldı.

Mektupta “Artan şekilde öğrencilerin rutin ve keyfî biçimde gözaltına alınmaları hakkında derinden endişe duyuyoruz, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini ‘LGBT sapkınlar’ şeklinde itham etmesini ise fevkalade çirkin buluyoruz” ifadeleri kullanıldı.

2 bin 800’den fazla üyesi bulunuyor

MESA, 1966’da Ortadoğu ve Kuzey Afrika üzerine araştırma ve öğretimi teşvik etmek amacıyla kuruldu. Alanında önde gelen kuruluş olan Dernek, International Journal of Middle East Studiesi (Uluslararası Ortadoğu Çalışmaları Dergisi) yayınlıyor ve dünya çapında 2 bin 800’den fazla üyesi bulunuyor.

Mektupta, “MESA, hem bölgede hem de Ortadoğu ve Kuzey Afrika çalışmalarına dair konularda Kuzey Amerika’da ve başka yerlerde akademik hürriyet ve ifade özgürlüğünü garanti altına almak konusunda kararlıdır” ifadeleri yer alıyor.

MESA’dan mektup

George Washington Üniversitesi’nden MESA Başkanı Dina Rizk Khoury ile Güney Kalifornia Üniversitesinden Akademik Hürriyet Komitesi Başkanı Laurie Brand imzası taşıyan mektubu Yeşil Gazete için Türkçeleştirdik:

Kıymetli Cumhurbaşkanı Erdoğan:

Size, Kuzey Amerika Ortadoğu Çalışmaları Derneği (MESA) ve bunun Akademik Hürriyet Komitesi adına geçtiğimiz günler zarfında Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin gözaltına alınmasıyla alakalı olarak yazıyoruz.

Partinizin bir üyesini rektör olarak üniversiteye atamanız hakkında protestolarla geçen bir ayın ardından, ki bu mesele hakkında size 7 Ocak 2021 günü yazmıştık, 29-30 Ocak günlerinde beş Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi (İçişleri Bakanınıza göre) “LGBT sapkınlar” oldukları için tutuklandı ve ardından 1 Şubat’ta 159 öğrenciden müteşekkil daha büyük bir grup, önceki gözaltıları protesto ettikleri için gözaltına alındı. 2 Şubat’ta öğrencilerin tutuklanmasına karşı protestolar ülke çapına yayıldı, bu da Ankara, İstanbul ve İzmir’de 279 öğrencinin daha gözaltına alınmasına yol açtı.

‘Soylu’nun ifadeleri fevkalade çirkin’

Artan şekilde öğrencilerin rutin ve keyfî biçimde gözaltına alınmaları hakkında derinden endişe duyuyoruz, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini “LGBT sapkınlar” şeklinde itham etmesini ise fevkalade çirkin buluyoruz. Bu sapkınlık ithamı, bazıları kendilerini LGBTİ+ tanımlayan Boğaziçi Sanat Kolektifi üyelerinin yarattığı bir sanat çalışmasına dair.

O üniversite öğrencilerinin ifade özgürlüğünü korumak üzere uluslararası ve anayasal mükellefiyetleri olan hükümetinizin onların tutuklanmasını emretmiş olması karşısında hayret içindeyiz. Daha ötesi, tutuklamalar, hükümetinizin destekçilerinin mülkiyetinde olan ve söz konusu eserin dinî hassasiyetlerini rencide edici olduğu iddialarını yayınlayan medyanın çağrısına cevaben gerçekleşmiş görünüyor.

‘Akademik hürriyeti ehhemmiyetsizleştiriyor’

20 Ocak 2021 tarihli mektubumuzda işaret ettiğimizi gibi, Türk üniversitelerinin faaliyetleri hakkında hükümetin tayin edeceği ahlak standartları getirmenin ve kendilerini LGBTİ+ tanımlayan bireyleri ve bu şekilde tanımlanacak araştırma konularını hak ihlalleri için hedef göstererek endişe verici şekilde seçip öne çıkarmanın, yaratıcılığa ket vurma ve ifade özgürlüğünü ve akademik hürriyeti ehemmiyetsizleştirme tesiri vardır.

Bu tutuklamalar ve hükümetinizce kolaylaştırılıcılığı yapılan, öğrencileri dinî hassasiyetler çerçevesinde damgalayan medya iklimi, geçen aya kadar dile getirdiğimiz korkularımızın vücut bulmuş hâlidir.

‘Üniversite öğrencilerine düşman muamelesi’

1 Şubat’ta yaşanan toplu gözaltı, öğrenciler sizin Melih Bulu’yu demokratik olmayan bir şekilde Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atamanız ve sanat eseriyle alakası olan beş öğrencinin gözaltına alınması protesto edilirken gerçekleşti. Haber kaynaklarına göre, polis kampüsü bastı ve 159 öğrenci ve öğretim elemanını bina girişlerini engelledikleri ve kanunsuz protestoya katıldıkları gerekçesiyle gözaltına aldı.

İletilenlere göre, öğrenciler şiddetli kötü muameleye tabi kaldılar, aralarında darp sonucu kemikleri kırılan ve yine hastaneye kaldırılmalarını gerektirecek başka şekillerde yaralananlar oldu. Gözaltına alınanlar yiyecek ve sudan mahrum bırakıldı, başka öğrenciler ise kampüse hapsedildi ve ayrılmalarına izin verilmedi.

‘Protestoları bastırma huyunuz endişe verici’

Kampüse komşu binaların çatılarında keskin nişancılar olduğu görülen huzursuz edici fotoğraflar, hükümetinizin üniversite öğrencilerine düşman muamelesi yaptığının simgesidir. Gözaltıların haberi 2 Şubat’ta ek protestolara sebep oldu; bu sefer İstanbul ve Ankara’da yüzlerce öğrenci ve diğer protestocu gözaltına alındı. Protestolara gittikçe artan bastırma ile yaklaşma huyunuz çok endişe verici, hele ki hedef üniversiteler olduğunda.

Fotoğraf: DHA

Öğrencilere ve yüksek eğitime bu yaklaşım, daha genel olarak hükümetinizin muhalefeti bastırma ve protestoyu suç gösterme siciliyle istikrar içinde. Gerçekten de geçtiğimiz ay hükümetiniz, olağan şekilde gözaltına alabilecekken Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin evlerine polis komando birlikleri gönderip kapılarını kırdı, bunlar oturma ve yatak odası duvarlarını kırarak şafak saati meskenlere girdi.

Hükümetinizin öğrencilere karşı sergilediği muhteşem şiddet, hükümetinize olan herhangi bir eleştiriye azami tahammülsüzlüğünüzü ve siyasi muhaliflere ne derece tehlikeli suçlular muamelesi ettiğinizi vurguyla faş ediyor. Gözaltına alınan öğrenciler o sırada polis tarafından kötü muameleye ve tutuklandıktan sonra da kolluk kuvvetlerince cinsel saldırı tehditlerine maruz kaldıklarını bildirdiler; aralarında en şiddetli kötü muamele ve cinsel taciz ise LGBTİ+ öğrencilerce bildirildi.

Önce ‘elit’ sonra ‘terörist’ etiketi

Hükümetinize karşı protestoyu suç saymanın yanı sıra, tarafınız ve hükümetiniz üyelerince kamuoyuna yapılan, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini şeytanlaştıran açıklamalar son derece kaygı verici. Muhtelif konuşmalarda, bu öğrencilere “elitler” olarak etiket yapıştırdınız, onları politikalarınıza karşı çıktıkları için “teröristler”e benzettiniz ve ardından “ahlaksız” diyerek hedef aldınız; burada özellikle kendilerini LGBTİ+ tanımlayan öğrencilerin “sapkın” olduğu imasında bulundunuz.

Benzer şekilde, İstanbul Valisi 1 Şubat’ta açıklama yayınlayarak Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ+ klubü üyelerinin gözaltına alınanlar arasında olduğunun altını çizdi. Başka kulüplerin üyelerinin protestolara katılan ve tutuklananlar arasında olmalarına rağmen LGBTİ+ Kulübünün öne çıkarılması, hükümetinizin benimsediği sıradanlaşmış ve karşılıksız homofobinin örnekleridir.

Fotoğraf: Elif Ünal

‘Gayri-demokratik koşullar’

En son haberlere göre, 3 Şubat günü, atadığınız rektör Melih Bulu, Boğaziçi Üniversitesi’nde LGBTİ+ Öğrenci Klubü’nün kapatılmasını emretmiş. Üniversite’nin yönetmeliklerine göre, bu Rektör’ün tek taraflı olarak verebileceği bir emir değil, sıralanmış şartları olan bir prosedür.

Daha ötesi, haberlere göre LGBTİ+ Öğrenci Klübü’nün kapatılması için gerekçe gösterilen fiiller, temeli olmayan bir şekilde kulübe atfedilmişlerdir. Böylece, hatalı bilgi üzerine harekete geçmek ve üniversite prosedürlerinin hilafında davranmak suretiyle, Melih Bulu, üniversiteyi idare görevini Boğaziçi’nde hoşgörüsüz ve homofobik bir iklim yaratacak şekilde gayri-demokratik ve uygunsuz bir şekilde kullanmış, atanması etrafındaki gayri-demokratik koşulları ziyadesiyle pekiştirmiştir.

‘Gün be gün daha beter hal alıyor’

Daha önceki mektuplarımızda ifade ettiğimiz üzere (yine, bkz. 7 Ocak 2021 ve 20 Ocak 2021 tarihli mektuplarımız), hükümetinizin akademik hürriyet ve eğitim hakkı ihlali kalıpları gün be gün daha beter hâl almakta. Boğaziçi Üniversitesi hükümetinizce sıkça öne çıkarılıp itham edildi. Şimdi görüyoruz ki hükümetinizin Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini, öğretim üyelerini ve yönetiminin özerkliğini hedef tahtasına yerleştirmesi her geçen yıl daha da şiddetlenmiş, nihayetinde üniversite kampüsünün fiilen kelepçeye vurulmasına, öğrencilerin evlerinin fiziken tarumarına ve öğrenci ve öğretim üyelerine doğrudan saldırıya vardı.

Boğaziçi Üniversitesi’nin hem öğretim üyeleri hem de öğrencilerini geçtiğimiz ay boyunca maruz bıraktığınız hoşgörüsüz ve şiddet içeren muamele, hükümetinizin utanılası akademik hürriyet ve ifade özgürlüğü ihlali siciliyle ve sizin azimle Türkiye’de yüksek öğretimin özerkliği ve kalitesinin altını kazma çabalarınızla uyum içindedir.

‘Uluslararası sözleşmelere aykırı’

Avrupa Konseyi’nin bir üyesi ve İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi’nin imzacısı olarak Türkiye, düşünce, ifade ve toplanma özgürlüğünü korumakla mükelleftir.

Türkiye ayni zamanda İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin, Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Helsinki Nihai Senedi’nin de imzacısıdır, ki bunların hepsi akademik hürriyetin kalbinde yatan ifade ve örgütlenme özgürlüklerini güvence altına alır. Hükümetinizin ayaklar altına aldığı haklar ayni zamanda Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 25-27 ve 42. maddelerinde de sabittir.

‘Rektör atamayı bırakın’

Hükümetinize 29-30 Ocak ve 1 Şubat 2021 tarihlerinde gözaltına alınan Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, öğretim elemanları ve daha önceki gözaltıları protesto ediyor oldukları için 2 Şubat 2021’de gözaltına alınan öğrenci, öğretim elemanı ve protestocu diğer tüm şahısların derhal serbest bırakılmasını temin etmesi çağrısında bulunuyoruz.

Daha ötesi, hükümetinizden üniversitelerin kendi kendini yönetme geleneğini Türkiye’de yeniden tesis etmesini, bunu sadece Bulu’nun Boğaziçi’ne rektör olarak atamasını geri çekerek değil, 7 Kasım 2016 tarihli mektubumuzda çağrısını yaptığımız üzere, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle üniversitelere rektör ataması yapmanıza imkân veren yasal çerçeveyi de yürürlükten kaldırarak yapsını istiyoruz.

Size ayni zamanda yüksek öğrenimde demokratik ilkelere sadık kalmanız, öğrenci ve öğretim üyelerinin insan haklarına saygı göstermeniz ve gözaltındaki öğrencilerin kötü muameleye maruz kalmasından sorumlu görevlilerin hesap vermesini sağlamanız çağrısında bulunuyoruz.

Bu husustaki ilginiz için teşekkür ederiz. Müspet cevabınızı bekliyor olacağız.

More in Eğitim

You may also like

Comments

Comments are closed.