EğitimManşetTürkiye

Boğaziçi’nde hukuksuzluğa karşı nöbet sürüyor: Vazgeçmiyoruz

0
Fotoğraf: Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenler
Fotoğraf: Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, bugün de atanmış rektör ve üniversite yönetimine karşı 1048’inci kez bir araya geldi.

Bugün Boğaziçi Üniversitesi’nde direnişin 35’inci ayı, 150’nci haftasına girildi. Direnişlerini sürdüren akademisyenler 713’üncü kez rektörlük binasına sırt çevirdi.

Basının hâlen alınmadığı, çevresinde polisin ağır silahlarla devriye gezdiği, her köşesinin kameralarla, özel güvenlik güçleri ve sivil polislerce denetlenmeye çalışıldığı, girişlerine yüksek demir parmaklıkların yerleştirildiği kampüsten seslenen akademisyenler tarafından ortak basın açıklamasında bulunuldu.

Fotoğraf: Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenler

Fotoğraf: Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri

‘Yayım İşleri Şube Müdürlüğü’nün başındaki isim personeli fişledi’

Direnişin 150’nci haftasında yaşananlar şöyle aktarıldı:

“Boğaziçi yönetiminin usulsüz bir şekilde Yayım İşleri Şube Müdürlüğü’nün başına atadığı Osman Baran Kaplan’ın kendi birimindeki personeli fişlediği öğrenildi. Kaplan, birimde çalışan personele dair aldığı notları içeren bir listeyi Yayım İşleri’nin tüm çalışanlarına e-posta ile gönderdi. Notlar arasında personelin sendika üyelik bilgileri, psikolojik ve sağlık durumları gibi kişisel verileriyle birlikte kişiler hakkındaki özel izlenimler yer alıyor. Eğitim-Sen üyesi çalışanların özel olarak belirtildiği listede şu anda AKP’ye yakın Eğitim-Bir-Sen’e üye olan bir çalışan hakkında ise “Daha önce Eğitim-Senli oluşu güvenilir bir izlenim bırakmadı” yorumuna yer veriliyor. Paylaştığı liste ile Eğitim-Sen’e üye olan personel üzerinde baskı oluşturmayı amaçlayan Kaplan’ın birimin başına atanması da usullere aykırı bir şekilde yapılmıştı.

Sözleşmeli büro personeli olarak Ocak 2023 yılında üniversitede çalışmaya başlayan Kaplan, kısa süre içerisinde Yayım İşleri Şube Müdürlüğü’nün başına getirildi. Ancak sözleşmeli bir personelin kadrolu çalışanların üstüne amir olarak atanması ilgili mevzuata aykırı. Naci İnci’nin Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasından bu yana üniversite kadrolarında yaşanan büyük değişim sendikalaşma faaliyetlerine de yansıyor. Eğitim-Sen’e üye olan personel sendikadan ayrılmaları yönünde baskıyla karşılaşırken yeni işe başlayan personele işe giriş evraklarının yanı sıra Eğitim-Bir-Sen üyelik formu imzalatılıyor.”

Fotoğraf: Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenler

Fotoğraf: Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri

‘Bu yanlışın bir an önce düzeltilmesini talep ediyoruz’

“Boğaziçi Üniversitesi’nin en büyük araştırma merkezi TETAM’ın binasının yarısı rektörlüğe bağlı bir idari hizmet birimi olan Bilgi İşlem Merkezine tahsis edildi. Kalkınma Bakanlığının desteklediği ve ‘TAM’ olarak bilinen Teleiletişim ve Enformatik Alanlarında Araştırmacı ve Akademisyen Yetiştirme Projesi kapsamında kurulan TETAM, 2013 yılından bu yana çok sayıda sanayi temsilcisinin ve 70 akademisyenin üye olduğu bir araştırma merkezi olarak faaliyet gösteriyor.

Fotoğraf: Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenler

Fotoğraf: Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri

Araştırma merkezinin idari birime tahsis edilen iki katında konferans odaları, Faraday kafesi ile yalıtılmış kablosuz ağlar ve uydu iletişimi araştırma laboratuvarı, sensörlerle donatılmış akıllı ortam laboratuvarı ve araştırmacı bilgisayarları yer alıyor. TAM projesinin yanı sıra merkezdeki demirbaşların satın alımları için hibe sağlayan TÜBİTAK ve AB projelerinin birçoğu ise hala devam ediyor. Araştırma amacı ile tahsis edilmiş altyapı ve demirbaşların akademisyen üyelere haber bile verilmeden idari bir birime tahsis edilmesi, bir araştırma üniversitesinin temel varlık amaçlarına aykırıdır. Bu yanlışın bir an önce düzeltilmesini talep ediyoruz.”

‘Disiplin kurulunun kuruluş şeklinin hukuksuz olduğu mahkeme tarafından tescillendi’

“Bu hafta kararlılıkla sürdürdüğümüz hukuk mücadelemizde olumlu gelişmeler yaşandı.

Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Cem Ersoy hakkında, yönetmeliklere aykırı bir intibak işlemine karşı yaptığı itirazdan dolayı 2021 yılında rektörlükçe soruşturma açılmıştı. O dönemde bölüm başkanı olan Ersoy’un usulsüz intibak işlemine dair yaptığı yasal itiraz Danıştay 8. Dairesi tarafından değerlendirilmiş ve söz konusu işlemin hukuksuz olduğu yargı mercii tarafından tescillenmişti. Ancak ilerleyen günlerde Naci İnci yönetiminin konuyla ilgili soruşturmayı sürdürdüğü, bu kapsamda Ersoy için ‘görevi kötüye kullanmak‘ gerekçesiyle altı aydan iki yıla kadar hapis cezası istemi içeren bir dava başvurusu yaptığı anlaşıldı. Geçen hafta ise Danıştay 1. Dairesi’nin konuyu değerlendirerek dava açılması istemini oybirliğiyle reddettiğini, ilgili işlemde bölüm yönetiminin gerekçeli işleyişini doğru bulduğunu öğrendik.

Fotoğraf: Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenler

Fotoğraf: Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri

Benzer şekilde Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Ünal Zenginobuz için de kayyım yönetimi ‘görevi kötüye kullandığı‘ iddiasıyla iki yıldan beş yıla kadar hapis istemi içeren iki ayrı ceza soruşturması başvurusu yapmıştı. Mesnetsiz gerekçelerle açılmış disiplin soruşturmalarına dayanarak yapılan bu iki dava başvurusu Danıştay tarafından değerlendirildi. Yargı, Zenginobuz’un dava konusu dönemde bölüm başkanı olarak aldığı kararlarda herhangi bir hukuksuzluk olmadığına karar verdi. Diğer taraftan dört seçilmiş senatörümüzün açtığı bir dava sonucunda da Zenginobuz’a değişik soruşturmalarda disiplin cezaları veren disiplin kurulunun kuruluş şeklinin hukuksuz olduğu mahkeme tarafından tescillendi.

Sonuçlanan bu davalar, hocamızın altı ay görevden uzaklaştırılmasına, kampüslere alınmamasına yol açan karar mekanizmalarının nasıl yürütülmüş olduğunu, kayyım idaresinin işleyişindeki derin hukuksuzlukları bir kez daha ortaya çıkarmış oldu.”

Mahkeme Candan’a refakatçi izni verilmemesini hukuksuz buldu

“Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Ayfer Bartu Candan, üniversiteye girişine izin verilmeyen Batı Dilleri ve Edebiyatları öğretim görevlisi Can Candan’ın refakatçi statüsüyle kampüse alınmamasına itiraz ederek konuyu yargıya taşımıştı.

Mahkeme, Boğaziçi Üniversitesi Güvenlik Görevlileri Yönergesinin 13.maddesinde yer alan ‘Boğaziçi Üniversitesi akademik veya idari personeli refakatinde gelenler içeri alınır‘ hükmüne dayanarak Candan’a refakatçi izni verilmemesini hukuksuz buldu, tüm dava masraflarının Rektörlük tarafından karşılanmasına hükmetti.”

Fotoğraf: Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenler

Fotoğraf: Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri

‘Kararın ardından güvenlik görevlileri yönergesi değiştirildi’

“Ancak Can Hocamız için cüzi bir esneklik tanıyan bu kararın açıklanmasının hemen ardından, Üniversite Yönetim Kurulunca 8 Kasım 2023 tarihinde alınan bir kararla Güvenlik Görevlileri Yönergesinin ilgili maddesinin değiştirildiğini, refakat hallerinde de kampüse girişi kısıtlanan kişilere ilişkin hükümlerin saklı tutulacağını öğrendik. Son ÜYK kararı, kayyım yönetimi tarafından yerleşkeye giriş kısıtlaması uygulanan kişileri içeren bir ‘kara liste‘ oluşturduğunu da kanıtlıyor.

Kayyım yönetiminin hukuksuz uygulamalarına karşı yürüttüğümüz yasal mücadele aynı kararlılıkla devam edecek. Naci İnci yönetiminin bizleri görevden almak, kampüslerden uzaklaştırmak, yıldırmak veya gözdağı vermek amacıyla başvurduğu birçok yöntemin hukuksuzluğu yargı organları tarafından tescilleniyor. Ancak bu olumlu kararların hiçbiri söz konusu gözdağı politikasının yarattığı ciddi kamu zararını ortadan kaldırmıyor.”

Fotoğraf: Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenler

Fotoğraf: Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri

‘Tüm disiplin soruşturmaları geri alınsın’

“Üniversitemizde artarak devam eden gayrimeşru ve hukuksuz uygulamalar bir an önce sona ermelidir. Fakülte ve bölüm kararları yok sayılarak işine son verilen ve dersleri iptal edilen meslektaşlarımızın haksızca uzaklaştırıldıkları işlerine iade edilmelerini, ayrıca öğrencilerimiz, akademik ve idari personelimiz hakkında mesnetsiz gerekçelerle açılmış tüm disiplin soruşturmalarının geri alınmasını bir kez daha talep ediyoruz.

Fotoğraf: Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenler

Fotoğraf: Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri

Bizler her iş günü her öğlen bu meydanda toplanıyor, rektörlüğe sırtımızı dönüyor, gayrimeşru yönetimin demokratik olmayan uygulamalarının hiçbirini kabul etmediğimizi, ilkelerimizden vazgeçmeyeceğimizi söylüyoruz.

Kamuoyuna ilkelerimizin arkasında olduğumuzu, insan haklarına, bilimsel düşünceye saygılı, demokratik bir üniversite ortamı kurulana kadar bu direnişten vazgeçmeyeceğimizi yeniden ve ilk günkü kararlılığımızla duyurur, bu mücadeleyi öğrencilerimize, mezunlarımıza, tüm topluma olan borcumuz olarak gördüğümüzü ifade etmek isteriz.

Türkiye’de özgür, özerk, demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar, kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz.”

More in Eğitim

You may also like

Comments

Comments are closed.