ManşetTürkiye

Marmara Depremi’nin 22’nci yılı: Yaşananlar siyasi iktidara hiçbir şey öğretememiş

0
Fotoğraf: AA

17 Ağustos 1999’da meydana gelen Marmara Depremi‘nin 22’nci yılı sebebiyle açıklamalarda bulunan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, devlet politikası olmadan kişilerin bireysel olarak alacağı önlemlerin yeterli olmayacağını ifade etti.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu da beklenen İstanbul depremine değindi ve İstanbul’da her üç binadan birinin dayanıksız olduğunu ifade etti.

Öte yandan, Marmara Depremi’nin 22’nci yılı nedeniyle birçok ilde anma programları gerçekleştirildi.

Yalova’da anma programı

Depremin 22’nci yılında Kocaeli-Gölcük, Yalova, Sakarya ile İstanbul’un Avcılar ve Kadıköy ilçelerinde depremde hayatını kaybedenler için anma etkinlikleri düzenlendi.

Yalova’da katılımcılar, kent meydanından sahildeki Deprem Anıtı‘na kadar sessiz yürüyüş yaptı.

Depremde hayatını kaybedenlerin isimlerinin yazılı olduğu mermer blokların bulunduğu anıta gelen katılımcılar, deprem günü çekilen fotoğrafların bulunduğu salonları gezdi ve dualar okudu.

Program, deprem saati 03.02’de son buldu.

Avcılar ve Kadıköy’de programlar

İstanbul’un Avcılar ilçesinde de Marmara Caddesi’ndeki deprem anıtı önünde bir etkinlik gerçekleştirildi.

Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli, 1999 yılındaki Marmara depreminde, ilçede 246 kişinin hayatını kaybettiğini, 28 binanın yıkıldığını ve binlerce binanın hasar gördüğünü söyledi. Programın sonunda deprem anıtının önüne karanfil bırakıldı.

Kadıköy’deki anma etkinliği ise Kozyatağı Afet Eğitim ve Bilinçlendirme Parkı’nda gerçekleşti.

Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, “Ülkemizdeki deprem gerçeğini hepimiz biliyoruz ve inşallah bir daha böyle hazin sonlu olan, insanların canını kaybettiği afetler yaşamayız” dedi.

Açıklamanın ardından park içerisindeki ışıklar söndürülerek, depremde hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

17 Ağustos Mezarlığı’na ziyaret

Depremde yakınlarını kaybedenler, Gölcük ilçesinin Saraylı Mahallesi’ndeki 17 Ağustos Mezarlığı‘na sabahın erken saatlerinde gelmeye başladı.

Öte yandan, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı Zemin ve Deprem İnceleme Şube Müdürlüğü, deprem konusunda bilgilenilmesi için bu yıl da Yürüyüş Yolu’na stant kurdu ve “Deprem Eğitim Kitapçığı” dağıttı.

‘Yaşanan felaketlerde binlerce insan hayatını kaybetti’

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, Marmara Depremi’nin yıl dönümü nedeniyle yaptığı basın açıklamasında, bilim ve meslek çevreleri tarafından hazırlanan risk ve afet yönetimine ilişkin görüşlerin, alınması gerekli önlemlerin siyasi iktidar tarafından görmezden gelindiğini söyledi:

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nden bugüne geçen 22 yılda, üzülerek görüyoruz ki; meydana gelen depremler ve diğer doğal afetler sonucunda yaşanan can kayıpları, sosyal ve ekonomik travmalar siyasal iktidara hiçbir şey öğretmemiştir. Bilim ve meslek çevrelerince ortaya konan risk ve afet yönetimine ilişkin görüşlere, alınması gerekli önlemlere dikkat çeken açıklamalara itibar edilmemiş, yıllar süren çalışma ve raporlar göz ardı edilmiştir. Bu ihmal ve umursamazlık nedeniyle yıllar içinde yaşanan felaketlerde binlerce insanımız hayatını kaybetmiştir.

2020 yılında dünyanın farklı ülkelerinde 6.5 üzerinde gerçekleşen depremlerin tamamında sadece 13 kişi hayatını kaybederken, bu 13 kişiden 10’u 23 Haziran’da Meksika’da meydana gelen 7.4 büyüklüğünde depremde, 1’i ise 17 Temmuz’da Papua Yeni Gine’de gerçekleşen 7.0 büyüklüğündeki depremde, 2 si de 18 Ağustos’ta Filipinlerde gerçekleşen 6.6 büyüklüğündeki depremde yaşamını yitirmiştir. Japonya, Şili, Endonezya, Yunanistan, Solomon Adaları ve ABD’de gerçekleşen 6.5 ile 6.9 büyüklüğü arasındaki depremlerde hayatını kaybeden kimse olmamıştır.”

‘Bireysel önlemler yeterli olmaz’

“Devletin asli görevlerinden biri doğa kaynaklı afetlerin oluşturacağı zararları en aza indirmek olmalıdır” diyen Emin Koramaz, devlet politikası olmadan kişilerin alacağı yöntemlerin yeterli olmayacağına dikkat çekti:

Devlet politikası olmaksızın, yurttaşlarımızın bireysel olarak alacağı önlemler, afet durumlarında güvenli ve sağlıklı yaşamak için yeterli değildir. Afetlerin zararlarının en aza indirilmesi için bilimsel ve teknik gerekliliklerin ikirciksiz olarak uygulanmalıdır. Afetler sonrası yurttaşlarımızın üstlenmek zorunda kaldığı büyük acıların, maddi kayıpların engellenmesi başka bir şekilde mümkün olmayacaktır.

Depremler başta olmak üzere, afetlere karşı bütünlüklü, sağlıklı, insanca bir yaşam ve çevre için, ülkemizin yeni büyük sosyal afetler, sosyal yıkımlar yaşamaması için gereken önlemlerin ivedilikle alınmasını, yapı denetimi uygulamasını yönlendiren kararlar ve ilgili tüm mevzuatın, TMMOB ve bağlı Odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımıyla düzenlenmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz.”

‘Her üç binadan biri dayanıksız’

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da, KİPTAŞ Loca Mahal Anahtar Teslim Töreni‘nde depremin yıl dönümü sebebiyle bazı açıklamalarda bulundu.

Depremin Türkiye’nin ve İstanbul’un en önemli gerçeği olduğunun altını çizen İmamoğlu, İstanbul’da her üç binadan birinin depreme dayanıksız olduğunu da ifade etti:

17 Ağustos’un 22. yıl dönümünde yani biliyoruz ki İstanbul’un büyük depreminin günü saati belli değil, her an olabilir. Böyle bir ortamda Allah bize yardım ediyor, yirmi iki yıl şans verdi bize. Ve dua ediyoruz ki bu şans uzun yıllar daha devam etsin. Ama bilim öyle söylemiyor. Bilim her an kapımızda olduğunu da bize hatırlatıyor. Bu anlamda İstanbul’un tehlike ve risk haritalarını çıkarttığımızda envanterimiz bizi mutlu edecek seviyede değil. İstanbul’da biz bina tespit çalışmalarını başlattık. Yapılan tahmin çalışmasında İstanbul’da 50 bin civarında bina, konut demiyorum. 50 bin bina ağır ve çok ağır hasar alacak bina olarak 2018 raporunda büyükşehir belediyesinin yaptığı çalışmada yayınlanmıştı. Ancak bir buçuk yıldır yaptığımız tespitle, bina tespit çalışmalarıyla, yenilediğimiz çalışmalarla şunu görüyoruz. İstanbul’da her üç binadan biri ne yazık ki depreme dayanıksız.”

‘Deprem, birinci mesele haline gelmeli’

Deprem meselesinin İstanbul’un ve Türkiye’nin birinci meselesi haline gelmesi gerektiğine vurgu yapan İBB Başkanı, bu işte ortak hareket edilmesi gerektiğini söyledi:

Sadece yirmi iki binadan, yirmi iki ilçeden yola çıktığımızda az önce söylediğim, 2018’deki raporda bütün İstanbul için 50 bin bina diye tarif edilen çok ağır ve ağır hasarlı olması ihtimali şeklinde tanımlanan sayı sadece 22 ilçede 83 bin bina sayısına ulaşıyor. Elde ettiğimiz veriler ne yazık ki 2018’e göre daha fazla olduğu ortaya çıkıyor. Bu aslında çok ağır ya da ağır hasarlı diye tanımlayacağımız bina sayısının 130 binlere, ulaşacağını tahmin ediyoruz. Bu çok ağır bir fatura. Sadece 22 ilçede örneğin 131 bin bina bakın bu aynı zamanda yüz binlerce konut anlamına geliyor. Acil bir biçimde bu meselenin deprem meselesinin İstanbul’un ve Türkiye’nin birinci meselesi haline gelmesini biz istiyoruz. Sivil toplum kuruluşlarını hatta ve hatta önemli ve çok önemli bir parçası olan özel sektörü de bu sürecin içinde iyi tanımlamazsak buna çözüm olma şansımız mümkündür gözükmüyor. Biz bu işte ortak hareket etmek zorundayız ve bu işle ilgili bakanlık, büyükşehir belediyesi ilçe belediyesi de yetmiyor, bütün yapıları içine katan bir merkezde bu süreci toplamalı bir seferberlik ilan etmeli ve herkesin elini taşın altına koymasını sağlamalıyız.”

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.