Editörün SeçtikleriManşetTürkiye

Maden sahalarına karşı protestolar Sayıştay raporunda: Kamu kurumlarına güven azaldı

0

Haber: İrfan TUNCÇELİK

*

ANKARA- Sayıştay‘ın denetim raporlarında usülsüzlükler ve skandallar bir bir ortaya çıkıyor. Rapora göre Devlet Su İşleri‘nin (DSİ) içme, kullanma, sulama gibi kullanım maksatlı açılmış kuyularına 10 yıldır ölçüm sistemi kurulmadığı tespit edildi. Sayıştay, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü‘nde (MTA) yaptığı incelemede de ruhsat sahalarında açılmış ocakların rehabilite edilmeden bırakılmasının, madenciliğe ve kamu kurumlarına olan güveni azalttığını ifade ederek buna karşı gelişen protestolara dikkat çekti. MTA’ya yönelik Sayıştay denetimlerinde iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin verilmediği ortaya çıktı.

Sayıştay Başkanlığı 2022 denetim raporlarını 2023’ün Eylül ayında yayınladı. Rapora göre Sayıştay, Devlet Su İşleri’nin Su Kullanım Anlaşması (SKA) imzalanan hidroelektrik enerji üretim tesisine ilişkin yer teslimi yapılmadan ve denetim protokolü imzalanmadan su yapılarının inşaatına başladığı ve denetim yükümlülüğüne uymayanlar için uygulanması gereken yaptırımların uygulamadığını tespit etti.

Yapılan inceleme sonucunda, Pamukluk Barajı (06.BÖLGE ), Gökçeler Barajı (13.BÖLGE ), Kirazlıköprü Barajı (23.BÖLGE ) ve Araç Barajı (23.BÖLGE ) gibi HES’lerin Denetim Protokolü imzalanmadan inşaatına başlanıldı.

İçme sularını ölçen sistem 10 yıldır kurulamadı

Raporda, “Su Kullanım Anlaşması imzalanan tüzel kişiler ile DSİ arasında, yer teslimi yapılmadan ve denetim protokolü imzalanmadan inşaata başlanıldığı, söz konusu HES inşaatının Bölge Müdürlüğü tarafından birkaç ay sonra tespit edildiği, tespit edildikten sonra şirketin Su Kullanım Hakkı anlaşması iptal edilmediği gibi inşaat faaliyetlerinin de durdurulmadığı, dolayısıyla inşaatın her aşamasının DSİ tarafından denetlenmediği ve denetim yapılmadığından denetim masrafının da alınamadığı, DSİ’nin izni olmadan başlayan HES inşaatı tespit edildikten sonra yalnızca idari para cezası kesildiği, görülmüştür” denildi.

Ancak yapılan bir başka denetim sonucunda, 2022 yılı itibarıyla sanayi amaçlı kullanılan yeraltı suyu kuyularının büyük kısmına ölçüm sistemi takıldığı halde sanayi dışındaki içme, kullanma, sulama vb. kullanım maksatlı kuyulara ölçüm sistemi kurulmadığı tespit edildi.

Raporun devamında ise ölçüm sistemi kurulmasına ilişkin Yönetmeliğin uygulanmasının 2013 yılından beri ertelendiği, en son Yönetmeliğin uygulamasının 3 Nisan 2020 tarihinde iki yıl ve 16 Mart 2022 tarihinde de yine iki yıl daha uzatıldığı belirtildi.

Havza rezerv su miktarını aşan miktarda su tahsisi yapıldığı ve su tahsislerine ilişkin denetimin yapılmadığı bulgusuna yer veren Sayıştay, yaptığı inceleme sonucunda, Meriç-Ergene Havzası, Marmara Havzası, Kuzey Ege Havzası, K.Menderes Havzası, B.Menderes Havzası, Batı Akdeniz Havzası, Burdur Havzası, Akarçay Havzası, Konya Havzası, Doğu Akdeniz Havzası, Asi Havzası, Ceyhan Havzası ve Fırat-Dicle Havzasında rezerv su miktarından daha fazla su tahsisi yapıldığını, kullanılan suyun miktarı ölçülemediği için tahsis edilen suyun tahsis şartlarına uygun kullanılıp kullanılmadığına ilişkin herhangi bir denetim yapılamadığından cezai işlemlerin de uygulanamadığını tespit etti.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın da İçme Suyu Güvenliği Planı yok

Tarım ve Orman Bakanlığı‘nın denetim raporunda ise bakanlık tarafından İçme Suyu Güvenliği Planı’nın hazırlanmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenemediği ve ilgili idarelerce (Büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idareleri) içme suyu güvenliği planları hazırlanamadığı bulguları yer aldı. Bu tespitler 2020 yılı Sayıştay Denetim Raporunda da yer almasına rağmen halen usul ve esaslar belirlenemedi.

Ruhsat sahipleri terk ettiği sahaların rehabilitasyonundan kaçınıyor

Sayıştay, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nde yaptığı incelemede ruhsatı hükümden düşen veya terk edilen maden sahalarının çevre ile uyumlu hale getirilmesi adına yapılan rehabilitasyon çalışmalarının icrasında ve takibinde gerekli etkinliğin sağlanmadığına dikkat çekti.

2021 ve 2022 yılı denetimleri kapsamında maden sahalarındaki rehabilitasyon süreçleri ve faaliyetlere dair mevzuat düzenlemelerini inceleyen Sayıştay’ın raporunda şu değerlendirmeler yer aldı:

“İlgili mevzuatta maden sahasında yapılacak rehabilitasyon konusunda yapılacak işlemin detayları konusunda eksiklikler bulunduğu, incelenen mevzuatta rehabilitasyon çalışmalarının yapılması için yıllarca sürecek alandaki tüm madencilik faaliyetlerinin tamamlanması, alanın terk edilmesi ve böylece ruhsatın hükümden düşmesinin beklendiği, bu şekilde madencilik faaliyeti yapılan geniş alanlarda kısmen faaliyetin tamamlandığı lokal alanların rehabilitasyonu için de tüm bu sürecin tamamlanması gerektiği, incelenen mevzuatta maden sahasının yalnızca bir bölümünde rehabilitasyon yapılması gerektiğinde ‘kısmi rehabilitasyon işlemi‘ne olanak veren/zorunlu kılan herhangi bir hüküm bulunmadığı, rehabilitasyon faaliyetlerinin finansmanı konusunda hey yıl alınan ruhsat bedellerinin yüzde 30’unun bu faaliyetler için ayrıldığı, tahsil edilen bu miktarın ise madencilik faaliyetlerinin uzun yıllar boyunca sürmesi nedeniyle söz konusu rehabilitasyon maliyetlerini tüm sürecin sonundaki güncel maliyetleri yönüyle karşılamaktan uzak olduğu, rehabilitasyon projelerinin nasıl oluşturulması gerektiği konusunda detaylandırmaya ihtiyaç duyulduğu, maden sahalarında gerçekleştirilen rehabilitasyon faaliyetlerine ilişkin herhangi bir veri kaydının tutulmadığı tespit edilmiştir.”

Yapılan incelemede ruhsat sahipleri terk sürecinin yükümlülüklerine katlanmadığını, kanuni boşluktan faydalanıp işletme ruhsat bedelini ödemeyerek rehabilitasyon yapmadığı sahasının iptalini sağladığını, can ve mal emniyeti ile ilgili sorumluluğa katlanıp sahanın rehabilitasyonundan kaçındığı vurgulandı.

Maden sahalarına karşı yapılan gösteri ve eylemler

Ruhsat sahalarında açılmış ocakların rehabilite edilmeden bırakılmasının, madenciliğe ve kamu kurumlarına olan güveni azalttığı belirtilen raporda, “yeni madencilik projeleri gündeme geldiğinde çeşitli itirazlara konu olmakta, hatta bazı maden kaynakları sosyal itirazlar, gösteri ve eylemler nedeniyle işletilememektedir” denilerek, iptal edilen veya terk edilen ve rehabilitasyonu yapılmayan maden sahalarının Valilikler tarafından rehabilite edilmesinde gerek bütçe temini ve gerekse personel yetersizliklerinin bulunduğu tespit edildi.

Sayıştay’dan MTA’ya kimyasal uyarısı: Suistimal riskine açık

MTA’ya yönelik Sayıştay denetimlerinde de usülsüzlükler saptandı. Yapılan denetimlerde MTA Bölge Müdürlükleri sorumluluk alanlarında sondaj kamplarına gönderilen ve sahada kullanılmak üzere bekletilen kimyasal malzemelerin uygun olmayan koşullarda muhafaza edilmeye çalışıldığı raporlaştırıldı.

Sahada yapılan denetimlerde merkez ambar olan MTA Sondaj Daire Başkanlığı tarafından 2013 tarihinden bu yana gönderilen toplam 2500 Ton muhtelif kimyasal malzemelerin Sondaj Daire Başkanlığı üzerinden kayıtlara alındığı ancak bulunduğu ve muhafaza altına alındığı yerin bir başka harcama birimi olan Orta Anadolu 2. Bölge Müdürlüğü (Konya) olduğu ortaya çıktı.

Sayıştay, sahada kullanılmayan kimyasalların elverişsiz ortamda muhafazasının ve suistimal riskine açık halde bekletilmesi uygulamasına acilen son verilmesi uyarısını da yaptı.

İş sağlığı ve güvenliği eğitimleri verilmedi

Yapılan incelemede doğrudan ARGE projeleri ile ilgili olmayan yiyecek, temizlik, kırtasiye gibi genel yönetim giderleri ARGE kapsamına alınarak harcama yapıldığı kaydedildi.

Skandallar bununla sınırlı kalmadı. Raporda yer verilen bir başka denetimdeyse Bölge Müdürlükleri tarafından mahalli işçilik hizmet alımlarında İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) eğitimlerinin verilmediği ve buna dair kontrollerin yapılmadığı ifade edilerek, sondaj mahallerinde son derece riskli ortamlarda çalışanlar için yaşanan iş kazalarına dikkat çekildi.

You may also like

Comments

Comments are closed.